Kur’an'ın
istismar edilişini, Edip Yüksel "İlginç Sorular" kitabında
örnekleriyle anlatılır ve devamında
şöyle der:
KUR’AN
Bizleri doğruya
ulaştıran bir rehber (HUDA)
Yolumuzu
aydınlatıcı bir ışık (NUR)
Doğruyu
yanlıştan ayıran bir ölçü (FURKAN)
İhtilaf içinde
bocalayanlara bir delil (İLİM)
Tüm beşeriyet
için bir mucize (AYET)
Kalplerinde
manevi hastalık bulunanlara bir ilaç (ŞİFA)
Sıkıntıdaki
müminlere bir müjde (BÜŞRA)
Tüm insanlara
bir öğüt ve hatırlatma (ZİKR)
Her şeyi detaylı olarak açıklayan bir yasa (MUFASSAL)
Düşünenlere bir bilgelik kaynağı (HİKMET)
Her şeyi açıklayan bir kitap (TIBYAN)
Haklıyı belirleyen bir kanıt
(BEYYİNE)
Müminler için bir bağış (RAHMET)
Geride kalmayıp ilerlemek isteyenler için bir uyarı (ZİKRA)
Akleden müminler için apaçık bir kitap (KİTABUL MÜMİN)
Adalet arayan toplumlar için evrensel bir yasa (HÜKÜM)
Peygamber'in risaletini devam ettiren ölümsüz bir
elçi (RESUL)
Birbirine düşmüş insanları birleştirici bir ip (HABLULLAH)
Müslümanlar için kıyamete dek yaşayan bir önder (İMAM)
Dirileri uyarsın diye gönderilen bir kitap (KURANUN MÜBİN)
İşte böyle nitelikteki bir Kitab'ın
tüm bu niteliklerini gizlemek ve amacı dışında kullanmak için insanlardan ve
cinlerden olan şeytanlar elele vermişler ve ne yazık ki bu şeytani tuzaklarına
insanların çoğunu düşürmüşlerdir.
İnsanları ortak koşuculuğun ve zulmün
karanlığından Allah'a imana ve adaletin aydınlığına çıkaracak bir rehber olan
Allah'ın kitabını yüzyıllardır sahtekarlar ve cahiller bir aspirin veya bir
merhem gibi değerlendirmiş ve mikroplu üfürükleriyle istismar etmişlerdir.
Allah'ın yüce kelamını basur, ishal,
kabızlık gibi hastalıkları iyileştirmede büyüvari yöntemlerle kullanarak Kuran'a
hakaret eden ve uydurdukları yalanları Allah adına halka yutturan üfürükçüler
ve muskacılar toplumumuza çok büyük zararlar vermişlerdir.
1- De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan
sabahın Rabbine/yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım!
2- Yarattıklarının şerrinden,
3- Çöktüğü zaman karanlığın / gelip çattığı
zaman göz perdelenmesinin / tutulduğu zaman Ay'ın/battığı zaman Güneş'in /
taştığı zaman şehvetin / soktuğu zaman yılanın / ümit kırdığı zaman musibetin
şerrinden!)
4-Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin
şerrinden!
5- Kıskandığı zaman hasetçinin
şerrinden..." (113. sure (FELAK) 1-5. ayet)
Allah düğümlere üfürenlerin kötülüğünden, bu tip büyüvari hareketlerin
kötülüğünden kendisine sığınmamızı Kuran'da söylerken, Kuran'ı üfürme, düğümlere
üfleme gibi yollarda kullanmak ne yaman bir çelişkidir!
Uyduruk karelerde sureleri ve Arapça harfleri kullanarak yazılan
muskalara, tılsımlara, efsunlara kudsi, mübarek, dîni bir hava verilmiş ve din
namına özellikle halkın cahil kesimleri yüzyıllardır kandırılmıştır.
Kuran'ın musikisi yerine manası, üfürülmesi yerine okunması,
ölülere hitabı yerine canlılara hitabı asıl olmadıkça bu kaos, bu rezalet ne
yazık ki devam edecektir.
KUR’AN AYETLERİNİN ANLATTIĞI KUR’AN
İrca kitabında Hasan bin Muhammed, Kur’an'ı Kur’an'ın kendisinden
alıntıladığı şu ayetlerle anlatır:
1.
Kur’an Allah'ın katından kendi ilmiyle indirilmiştir.
Eğer size cevap veremedilerse artık bilin ki o,
ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir. Ve O'ndan başka da ilah yoktur. Artık
müslüman oluyor / Allah'a teslim oluyor musunuz? (11. sure (HÛD) 14. ayet)
Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi
ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık
olarak Allah yeter. (4. sure (NİSA) 166. ayet)
2.
Kur’an’ı
Allah, muhkem (sağlam, açık, anlaşılır) kılmıştır.
Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik
ki, o bir şey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış
olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini
muhkemleştirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. (22.
sure (HAC) 52. ayet)
3.
Sonra
da ayetlerini uzun uzun açıklamıştır.
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir
kitaptır ki bu, ( Vahiy, Kâinat ve İnsan Kitaplarındaki) ayetleri önce muhkem
kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. (11.
sure (HÛD) 1. ayet )
İşte biz, (Vahiy Kitabında) ayetlerimizi bu
şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya
çıksın / günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin! (6. sure (EN'ÂM) 55. ayet)
Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle
yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir
topluluk için (Kâinat Kitabında da) ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. (6. sure (EN'ÂM) 97. ayet)
Sizi bir tek canlıdan vücuda getiren O'dur! Bu
oluşumda bir karar kılma yeri var, bir de emanet olarak kalma yeri. İyice
araştırıp kavrayan bir topluluk için (İnsan Kitabında da) ayetleri biz tam bir
biçimde ayrıntılı kıldık. (6. sure (EN'ÂM) 98.
ayet)
Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında...
Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık. (6. sure (EN'ÂM) 126. ayet)
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde,
ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz,
bir rahmettir o. (7. sure (A'RAF) 52. ayet)
Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz
ki, hakka dönebilsinler. (7. sure (A'RAF) 174.
ayet)
Bununla birlikte tövbe eder, namazı kılar, zekâtı
verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi, bilen bir
topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız. (9. sure (TEVBE) 11. ayet)
4.
Kur’an, Allah’ın her taraftan gelebilecek saldırı ve noksanlıklardan koruduğu
yüce bir kitaptır.
Hiç kuşkusuz, o zikiri / Kur'an'ı biz indirdik,
biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. (15. sure (HİCR) 9. ayet)
Ve onu / onları, her kovulup taşlanmış şeytandan
koruduk. (15. sure (HİCR) 17. ayet)
5.
Allah
Kur’an’da ibret alınacak şeyleri açıklamıştır.
Siz de o kendilerine zulmetmiş olanların
barınaklarında oturmuştunuz. Onlara nasıl davrandığımız size açık seçik belli
olmuştu. Size örnekler de vermiştik. (14. sure
(İBRÂHİM) 45. ayet)
Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için
her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler
mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası
değilsiniz." (30. sure (RÛM) 58. ayet)
Yüz yüze gelen şu iki toplulukta sizin için bir
ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışıyordu; ötekisi küfre batmıştı. Allah
yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı.
Allah, öz yardımıyla dilediğini destekler. İşte bunda, gözleri olanlar için
gerçek bir ibret vardır. (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 13.
ayet)
6.
Allah
Kur’an’ı iyiyi kötüden ayırt edici kılmıştır.
Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o
Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi. (25. sure (FURKÂN) 1. ayet)
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız,
Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter.
Allah, o büyük lütfun sahibidir. (8. sure
(ENFÂL) 29. ayet)
7.
Allah
Kur’an’ı karanlıktan aydınlığa çıkarıcı kılmıştır
Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana,
çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz
olanın yoluna... (14. sure (İBRÂHİM) 1. ayet)
8.
Allah
Kur’an’ı yol gösterici kılmıştır.
İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık
yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. (2. sure (BAKARA) 2. ayet)
9.
Allah
Kur’an’da sapıklıktan hidayete ulaştırıcı yolu göstermiş seçim ve tercihi de
sonuçlarına katlanmak üzere insanlara bırakmıştır.
Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız
Allah'ındır. İnan olsun, hem sizden önce kitap verilenlere hem de size,
"Allah'tan sakının!" diye önerdik. Nankörlüğe saparsanız şu bir
gerçek ki, göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Ganî'dir,
zenginliğine sınır yoktur; Hamîd'dir, övülen ve övendir. (4. sure (NİSA) 131. ayet)
KUR’AN YETER
Kuran'ın
inmesiyle Allah'ın nimeti tamamlanmış, ibadetler en son halini almıştır. Sünnetullah
uygulanmıştır. Müslümanlar (Allah’a teslim olanlar) ın Allah’ın dini için insan
yazması bir başka kitaba ihtiyaçları yoktur.
…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim,
üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı / Allah'a
teslim olmayı seçtim… (5. sure (MÂİDE) 3. ayet)
Rabbinin sözü hem doğruluk hem de
adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet
yoktur. En iyi
işiten, en iyi bilendir O. (6. sure (EN'ÂM) 115. ayet)
Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi
içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak
getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir
açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.
(16. sure (NAHL) 89. ayet)
Göklerin ve yerin melekûtuna, Allah'ın yarattığı
herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini
düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise / söze iman
ediyorlar? (7. sure (A'RAF) 185. ayet)
…Biz bu Kitap'ta,
herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık… (6. sure (EN'ÂM) 38. ayet)
Kur’an'ın İslam'ının yaşanması için yapılması gereken en
temel faaliyet Kuran'ın, dini yaşayacak toplumun ana diline çevrilmesidir.
Kur’an Arapça inmiştir ve orijinali Arapça'dır. Fakat Kur’an'a
göre Arapça, kutsal bir dil değildir. Kur’an, her kavme Peygamberler'in
gönderildiğini ve bu peygamberlerin kavimlerine kendi dillerinde mesajlar
getirdiklerini söyler.
Fussilet Suresi 44. ayetten Kur’an'ın Arapça olmasının
sebebinin, Kur’an'ın ilk olarak Arap toplumuna hitap etmesi olduğunu anlıyoruz.
Kur’an Allah'ın din gönderdiği her kavme kendi dilinde hitap etme âdetinden
dolayı Arapça'dır
Türkler'e kendi dillerinde bildirim ancak Kur’an'ın
çevirisi ile mümkündür.
Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık,
elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? /
Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!" De
ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince,
onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür.
Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir." (41. sure
(FUSSİLET) 44. ayet)
Allah’ın, “Sözün en
güzelini birbirine benzer iç içe ikili
manalar ifade eden bir Kitap halinde indirdiği” (39/ ZÜMER / 23) Kuran’ı “oku” yup, anlayıp, O’nun kılavuzluğunda hidayete erenlerden
olmayı dileyenlere, Kerim (şefkatli, merhametli ve cömert olan) Allah,
dilediklerini hayırlısı ile dilediğince nasip etsin. İnşallah.
T.C. / M. Kemal Adal
5 Mayıs 2016 / İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder