
II. BİLGİ
H.
BİLGİNİN
GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR - 2
4.
DÜŞÜNCELER VE
DÜŞÜNMEK (TEFEKKÜR ETMEK)
a)
Allah Düşündüklerimizi Bilir
Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların
adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle
buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en
iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en
iyi biçimde bilmekteyim." 2. sure (BAKARA) 33. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Göklerdekiler de yerdekiler de yalnız Allah'ındır.
İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de
dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah Kadîr'dir, her şeye gücü
yeter. 2. sure (BAKARA) 284. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
De ki: "Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açıklasanız
da Allah onu bilir. Göklerdekileri, yerdekileri de bilir. Allah her şeye
Kadîr'dir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 29. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Dikkatle bakın! Onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini
bükerler. Dikkat edin! Onlar giysileriyle sarılıp sarmaladıkları zaman da O,
onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O,
göğüslerin içini çok iyi bilendir. 11. sure (HÛD) 5. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
Sizden, sözü saklayan da açıklayan da
geceye sığınıp gizlenen de gündüz yol alan da onun için birdir. 13.
sure (RA'D) 10. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
"Rabbimiz, hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de
bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de hiçbir şey Allah'a gizli
kalmaz." 14. sure (İBRÂHİM) 38. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Allah, sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir. 16.
sure (NAHL) 19. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa
vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor. 16.
sure (NAHL) 23. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Sen bu sözü açıkça duyuracaksan da O,
gizliyi de bilir, gizliden daha gizliyi de... 20. sure (TÂHÂ) 7. ayet
(Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kuşkusuz O, sözün açığa vurulanını da bilir; saklamakta
olduklarınızı da bilir. 21. sure (ENBİYÂ) 110. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Oturanı bulunmayan ve içinde size ait
eşya olan evlere girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açıkladıklarınızı
da sakladıklarınızı da bilir. 24. sure (NÛR) 29. ayet (Resmi:
24/İniş:102/Alfabetik: 84)
"Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların
gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek
gayretindeler." 27. sure (NEML) 25. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
b)
Allah Gökteki Sözü de Yerdekini de Her Şeyi Bilir, İşitir
Dedi: "Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir.
O, herşeyi duyan, her şeyi bilendir!" 21.
sure (ENBİYÂ) 4. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
c)
Düşüncelerimizden ve Sonuçlarından Sorumluyuz
İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin
sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysa ki o,
düşmanların en yamanıdır. 2. sure (BAKARA) 204. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İddet bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi dolaylı yoldan
anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde saklamanızda sizin için hiç bir günah
yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız.
Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir
buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya
girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O'ndan sakının.
Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak davranışlıdır. 2.
sure (BAKARA) 235. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
De ki: "Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açıklasanız
da Allah onu bilir. Göklerdekileri, yerdekileri de bilir. Allah her şeye
Kadîr'dir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 29. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz
onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle
karşılaştıklarında "İnandık!" derler; başbaşa kaldıklarında size
öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle
geberin!" Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 119. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu
sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar
kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara,
cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?"
diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz
benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki:
"Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik."
Söyle onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile, üzerlerine ölüm yazılmış
olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak boylayacaklardı." Bu, Allah,
göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah,
göğüslerin özünü çok iyi bilir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 154. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı mîsakını
unutmayın. Hani, "İşittik, boyun eğdik!" demiştiniz. Allah'tan
korkun. Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilir. 5.
sure (MÂİDE) 7. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında
beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi
söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir
şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette
bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem.
Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!" 5.
sure (MÂİDE) 116. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana
çok gösterseydi, yılgınlığa düşer, işi kotarmada çekişmeye başlardınız. Ama
Allah, sizi selamete çıkardı. O, göğüslerin içindekini çok iyi bilir. 8.
sure (ENFÂL) 43. ayet (Resmi: 8/İniş:93/ Alfabetik:22)
Dikkatle bakın! Onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini
bükerler. Dikkat edin! Onlar giysileriyle sarılıp sarmaladıkları zaman da O,
onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O,
göğüslerin içini çok iyi bilendir. 11. sure (HÛD) 5. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Ben size demiyorum ki, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır.
Ben gaybı bilmem. Ben bir meleğim de demiyorum. Ama gözlerinizin horlayarak
baktığı kişiler için, 'Allah bunlara hiçbir hayır vermeyecek' diyemem. Onların
benliklerinde neyin saklı olduğunu Allah daha iyi bilir. Başka türlü
davranırsam kesinlikle zalimlerden olurum." 11. sure (HÛD) 31. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Benliklerinizin içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz
barışsever/iyi kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. 17.
sure (İSRÂ) 25. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve
şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten
sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" 17.
sure (İSRÂ) 98. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ve Rabbin onların göğüslerinin neyi
sakladığını, neyi açığa vurduğunu da bilir. 28. sure (KASAS) 69. ayet
(Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "Allah'a
inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan
gelen fitneyi Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse
kesinlikle şöyle diyeceklerdir: "Biz sizinle beraberdik." Allah,
âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu? 29.
sure (ANKEBÛT) 10. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın!
Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz,
Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir. 31. sure (LOKMAN) 23. ayet
(Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir/Âlim'dir. O,
göğüslerin özündekini de çok iyi bilir. 35.
sure (FATIR) 38. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Eğer nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, Allah size
muhtaç olmayacak bir Gani'dir. O, kulları için inkar ve nankörlüğe razı olmaz.
Eğer şükrederseniz bunu sizin için rızasına uygun bulur. Hiçbir günahkar bir
başkasının günahını yüklenmez. Sonunda dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size,
işlemiş olduklarınızı haber verecektir. O, göğüslerin saklamakta olduklarını
çok iyi bilir. 39. sure (ZÜMER) 7. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yoksa, "yalan düzüp Allah'a iftira etti" mi
diyorlar? Allah dilerse senin kalbini mühürler; bâtılı mahveder ve hakkı kendi
sözleriyle gerçekleştirir. Kuşkusuz O, göğüslerin özündekini çok iyi bilir. 42.
sure (ŞÛRÂ) 24. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Yemin olsun ki, insanı biz yarattık.
Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha
yakınız. 50. sure (KAF) 16. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Geceyi gündüzün içine sokar O; gündüzü de gecenin içine
sokar. Göğüslerin sakladıklarını çok iyi bilendir O. 57.
sure (HADÎD) 6. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin
gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi
bilir. 64. sure (TEĞÂBÜN) 4. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Sözünüzü ister gizleyin ister onu açıklayın; şu bir gerçek
ki O, göğüslerin özünü çok iyi bilir. 67.
sure (MÜLK) 13. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
Allah, içlerinde sakladıklarını çok iyi biliyor. 84.
sure (İNŞIKAK) 23. ayet (Resmi: 84/İniş:83/Alfabetik:44)
d)
Kuruntular
"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla
giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki
onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!" 2.
sure (BAKARA) 111. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu
gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler. 15.
sure (HİCR) 3. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
e)
Münafıkların / İkiyüzlülerin Düşünceleri
Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu
sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar
kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara,
cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?"
diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz
benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki:
"Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik."
Söyle onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile, üzerlerine ölüm yazılmış
olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak boylayacaklardı." Bu, Allah,
göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah,
göğüslerin özünü çok iyi bilir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 154. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir felaket
gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine daldıklarını görürsün.
Olabilir ki Allah, bir fetih yahut katından bir buyruk getirir de bunu
yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye pişmanlık duyar hale gelirler. 5.
sure (MÂİDE) 52. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Hani, onlar, üst yanınızdan, alt
tarafınızdan size saldırmıştı da gözler kaymış, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı.
Allah hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz. 33. sure (AHZÂB) 10.
ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi
mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz. 41. sure (FUSSİLET) 23. ayet
(Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Yoksa o kalplerinde maraz olanlar, Allah
kendilerinin şiddetli kinlerini hiçbir zaman ortaya çıkarmayacak mı sandılar? 47.
sure (MUHAMMED) 29. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Ve Allah hakkında kötü sanılar besleyen
erkek münafıklarla kadın münafıklara ve erkek putperestlerle kadın
putperestlere, o kötülük girdabı başlarına dönesilere azap etsin diyedir bu.
Allah onlara öfkelenmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennem
hazırlamıştır. Kötü bir varış yeridir o. 48. sure (FETİH) 6. ayet
(Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha
asla dönmeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya
saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz. 48.
sure (FETİH) 12. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
f)
Düşünmek (Tefekkür Etmek) / Aklı ve Gönlü Çalıştırmak doğru seçim ve
tercihi yapmak için gereklidir
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı
sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için
çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür."
Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın
size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin."
İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. 2.
sure (BAKARA) 219. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde
her tür meyvası olan, hurmalardan, üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun,
kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık
çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan
başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye
ve derinden derine düşünebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 266. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken,
yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında
derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın
yücedir senin. Ateş azabından koru bizi." 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
191. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Onlara şunu söyle: "Ben size
Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir
meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara:
"Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" 6.
sure (EN'ÂM) 50. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)
Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik.
Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna
benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini
sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikâyeyi
anlat ki düşünüp taşınabilsinler. 7. sure (A'RAF) 176. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok.
Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o. 7. sure (A'RAF) 184. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Şu iğreti hayatın durumu gökten indirdiğimiz bir suya
benzer: İnsanların ve davarların yedikleri yeryüzü bitkisi onunla karışmıştır.
Nihayet toprak, takılarını kuşanmış, süslenmiştir. Toprağın sahipleri onun
üzerinde egemen olduklarını sanmaktadırlar. Tam bu sırada emrimiz ona gece veya
gündüz ulaşmıştır. Ve onu, sanki dün yerinde yokmuş gibi biçip atmışızdır.
Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak
veriyoruz. 10. sure (YÛNUS) 24. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz
onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun
eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu
yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki,
Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız. 13. sure (RA'D) 2. ayet
(Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Yeri uzatıp döşeyen ve onda oturaklı
dağlar ve nehirler vücuda getiren O'dur. Bütün meyvalardan kendi içlerinde
ikişer çift yaratmıştır O. Geceyi gündüze sarıp bürümektedir O. Bütün bunlarda
derin derin düşünecek bir topluluk için elbette ayetler vardır. 13.
sure (RA'D) 3. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
O suyla sizin için ekin, zeytin,
hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda,
derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı sizin emrinize vermiştir.
Yıldızlar da O'nun emriyle bir hizmete boyun eğmiştir. Bütün bunlarda, aklını
çalıştıran bir topluluk için elbette ibretler vardır. Ve sizin için yeryüzünde,
çeşit çeşit renklerde başka şeylere de vücut vermiştir. Bütün bunlarda, düşünüp
ibret alacak bir toplum için elbette bir mucize vardır. 16.
sure (NAHL) 11-13. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu zikiri /
Kur'an'ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık seçik bildiresin
de derin derin düşünebilsinler. 16. sure (NAHL) 44. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
"Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek
Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir
içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir
topluluk için, bunda kesin bir mucize var. 16. sure (NAHL) 69. ayet
(Resmi: 16/ İniş:70/Alfabetik:75)
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde
olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir
spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen
belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda
bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde
bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam
kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı
öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün
en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde
görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her
güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir Bu
böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O, ölüleri diriltiyor ve O, her şey
üzerinde kudretiyle egemendir. 22. sure (HAC) 5-6. ayet (Resmi:
22/İniş:88/Alfabetik:32)
Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine
ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi? Yoksa resullerini tanımadılar da
bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar? 23. sure (MÜ'MİNÛN) 68-69.
ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Kendi benliklerinin içinde olup bitenleri
de mi düşünmediler! Allah gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri ancak hak
üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki,
insanlardan çokları Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar. 30.
sure (RÛM) 8. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Onun ayetlerinden biri de sizin için,
kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden
eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler
vardır. 30. sure (RÛM) 21. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
De ki: "Size, bir tek şey
öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice
düşünün!" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde
sizi uyaran bir kişiden başkası değil. 34. sure (SEBE') 46. ayet
(Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Allah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de
uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar;
ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir
toplum için elbette ibretler vardır. 39. sure (ZÜMER) 42. ayet
(Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik: 114)
Göklerde ne var, yerde ne varsa tümünü,
O'ndan bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda, derin derin düşünen bir
topluluk için elbette ibretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 13. ayet
(Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine
indirseydik, her halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış
görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye
düşünebilsinler. 59. sure (HAŞR) 21. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Derin derin düşündü o; ölçtü biçti.
Kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı! Bir kez daha kahrolası, nasıl bir ölçü
kullandı?! 74. sure (MÜDDESSİR) 18-20. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir
baksın! 86. sure (TÂRIK) 5. ayet (Resmi: 86/İniş:36/Alfabetik:99)
Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı! Ve göğe ki, nasıl
yükseltildi! Ve dağlara ki, nasıl dikildi! Ve yere, nasıl yayılıp döşendi! 88. sure
(ĞÂŞİYE) 17-20. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder