İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

17 Ekim 2016 Pazartesi

DİN HÜRRİYETİ; BENZEŞMEYENLER; ÜMMET, ÜMMİ VE BESMELE.



                       

D. FITRAT DİNİ İSLAM (HANÎFLİK) -5


6. DİN HÜRRİYETİ (SÜNNETULLAH)


a) Dinde Zorlama Yoktur


Dinde baskı - zorlama - tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah'a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir. 2. sure (BAKARA) 256. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini / dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah'tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah'ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. 2. sure (BAKARA) 272. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir. 4. sure (NİSA) 90. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim. 6. sure (EN'ÂM) 104. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın! 10. sure (YÛNUS) 99. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak! 18. sure (KEHF) 29. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

"Ve Kur'an okumakla emrolundum. Artık kim yola gelirse kendi nefsi için gelir. Sapmışa gelince, böylesine de ki: 'Ben uyarıcılardan biriyim. Hepsi bu!" 27. sure (NEML) 92. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir. 28. sure (KASAS) 56. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Kuşkusuz, bu Kitap'ı biz sana insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Sen onlar üzerine vekil değilsin. 39. sure (ZÜMER) 41. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Ayetlerimiz hakkında eğri ile doğruyu birbirine katanlar, bize gizli kalmazlar. Şimdi, ateşin içine atılan mı hayırlıdır, kıyamet günü güven içinde gelen mi? Dilediğinizi yapın. O, yapıp ettiklerinizi iyice görmektedir. 41. sure (FUSSİLET) 40. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez. 41. sure (FUSSİLET) 46. ayet (Resmi: 41/İniş:61/ Alfabetik:30)

Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver. 50. sure (KAF) 45. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör. 76. sure (İNSÂN) 2-3. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, Benliği temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır. 91. sure (ŞEMS) 7-10. ayet (Resmi: 91/İniş:26/Alfabetik:93)
De ki: "Ey nankör kâfirler! Kulluk etmem sizin kulluk ettiğinize. Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime. Kul değilim sizin taptığınıza, Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime. Sizin dininiz size, benim dinim bana!" 109. sure (KÂFİRÛN) 1-6. ayet (Resmi: 109/İniş:18/ Alfabetik:50)

b) Allah İnsanlara İnancında İman veya Küfrü Seçme, Amelinde Davranış Özgürlüğü ve Sorumluluğu Vermiştir


Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir. 5. sure (MÂİDE) 48. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

En mükemmel kanıt Allah'ındır. O dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi. 6. sure (EN'ÂM) 149. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın! 10. sure (YÛNUS) 99. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Eğer Rabbin dileseydi insanları elbette bir tek ümmet yapardı. Ama birbiriyle tartışmaya devam edeceklerdir. 11. sure (HÛD) 118. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters düşmez. 13. sure (RA'D) 31. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. 16. sure (NAHL) 9. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah dileseydi, elbette ki sizi bir tek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz. 16. sure (NAHL) 93. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Biz dileseydik, her benliğe hidayetini elbette verirdik. Fakat benden şu yolda söz hak olmuştur: "Yemin olsun, cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan dolduracağım." 32. sure (SECDE) 13. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı. 42. sure (ŞÛRÂ) 8. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

7. İNANAN İLE İNANMAYAN ve YARATAN İLE YARATAMAYAN BENZEŞMEZ, BİR DEĞİLDİR (SÜNNETULLAH)


Allah'ın hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı cehennem olan kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o! 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 162. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz." 5. sure (MÂİDE) 100. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" 6. sure (EN'ÂM) 50. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Bir ölü iken kendisine hayat verdiğimiz, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğumuz kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu? İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü-püslü gösterilmiştir. 6. sure (EN'ÂM) 122. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Güzel ve temiz beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Pis ve çorak beldeden ise zararlı bitkiden başkası çıkmaz. Şükreden bir topluluk için ayetleri işte böyle çeşitli şekillerde sergiliyoruz. 7. sure (A'RAF) 58. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 109. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?" 10. sure (YÛNUS) 35. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Bu iki topluluğun durumu körle sağır, görenle işiten farkına benzer. Örnek olarak bu ikisi bir olur mu? Hâlâ düşünüp taşınıyor musunuz? 11. sure (HÛD) 24. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kim?" De ki: "Allah." De ki: "O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." De ki: "Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" De ki: "Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan." 13. sure (RA'D) 16. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. 13. sure (RA'D) 19. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği birşey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok. 13. sure (RA'D) 33. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
 
Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer. O ağaç, Rabbinin izniyle yemişlerini her zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler. Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 24-26. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? 16. sure (NAHL) 17. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah şöyle bir örnekleme yaptı: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının eşyası durumunda bir kul/köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu?! Bütün övgüler Allah'adır ama onların çokları bilmiyorlar. 16. sure (NAHL) 75. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah şöyle bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu? 16. sure (NAHL) 76. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz, ardından da ona kavuşan kimse, şu iğreti hayatın yararıyla nimetlendirdiğimiz, sonra kıyamet gününde huzurumuza dikilecekler arasına giren kimse gibi midir? 28. sure (KASAS) 61. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)

Hiç, bir mümin, bir sapık gibi olur mu? Hayır, eşit olmazlar. 32. sure (SECDE) 18. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
 
Körle, gören bir olmaz! Karanlıklarla ışık da bir olmaz! Gölge ile sıcaklık da aynı değildir. Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin! 35. sure (FATIR) 19-22. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır." 39. sure (ZÜMER) 9. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Allah; hakkında birbiriyle didişen ortakların bulunduğu bir adamla, bir tek ere teslim olan bir adamı örnek verdi. Örnek olarak bu ikisi eşit olur mu? Hamd, yalnız Allah'adır. Ama onların çokları bilmiyorlar. 39. sure (ZÜMER) 29. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Körle gören, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 40. sure (MÜ'MİN) 58. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)

Güzellikle çirkinlik / iyilikle kötülük bir olmaz! Kötülüğü, en güzel tavırla sav! O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir. 41. sure (FUSSİLET) 34. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Ayetlerimiz hakkında eğri ile doğruyu birbirine katanlar, bize gizli kalmazlar. Şimdi, ateşin içine atılan mı hayırlıdır, kıyamet günü güven içinde gelen mi? Dilediğinizi yapın. O, yapıp ettiklerinizi iyice görmektedir. 41. sure (FUSSİLET) 40. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar! 45. sure (CÂSİYE) 21. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik:15)

Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu? 47. sure (MUHAMMED) 14-15. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Allah yolunda harcama yapmanıza engel ne var ki?.. Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır. Sizin, Fetih'ten önce infakta bulunan ve çarpışmaya gireniniz, bunu yapmayanlarla aynı değildir. Onlar, derece yönünden Fetih'ten sonra infakta bulunup çarpışmaya girenlerden çok daha üstündür. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir. Allah, işleyip ürettiklerinizi en iyi biçimde haber almaktadır. 57. sure (HADÎD) 10. ayet (Resmi: 57/İniş:112/ Alfabetik: 33)

Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir. 59. sure (HAŞR) 20. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Peki, yüzüstü kapanarak yürüyen mi daha düzgün gider yoksa dosdoğru yol üzerinde dik ve düzgün yürüyen mi? 67. sure (MÜLK) 22. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

8. ÜMMET, ÜMMİ VE BESMELE


a) Ümmet


"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." 2. sure (BAKARA) 128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerinindir. Sizin kazandıklarınız da sizin olacaktır. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz. 2. sure (BAKARA) 134. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız. 2. sure (BAKARA) 141. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye gerçeği taşıyan Kitap'ı hak olarak indirdi. O Kitap'ta anlaşmazlığa düşenler, o Kitap'ın bizzat muhataplarından başkası değildi. Bunlar, kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden, çekişmeye girdiler. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı, Allah, dilediği kişiyi/dileyeni doğru yola iletir. 2. sure (BAKARA) 213. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 104. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 110. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?! 4. sure (NİSA) 41. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir. 5. sure (MÂİDE) 48. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler. 7. sure (A'RAF) 34. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Eğer Rabbin dileseydi insanları elbette bir tek ümmet yapardı. Ama birbiriyle tartışmaya devam edeceklerdir. 11. sure (HÛD) 118. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Allah dileseydi, elbette ki sizi birtek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz. 16. sure (NAHL) 93. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)

İşte şu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de Rabbinizim. O halde bana kulluk/ibadet edin. 21. sure (ENBİYÂ) 92. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz her ümmet için bir kurbanlık hayvan kesme zamanı/kurbanlık hayvan kesme yeri/kurbanlık hayvan kesme tarzı belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üstüne Allah'ın ismini ansınlar. Sizin tanrınız bir tek tanrıdır; o halde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllü, saygılı kişileri muştula. 22. sure (HAC) 34. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın. 22. sure (HAC) 67. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ve ben de sizin Rabbinizim; o halde benden sakının! 23. sure (MÜ'MİNÛN) 52. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

b) Ümmî


Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: "Ben yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmîlere de sor: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çevirirlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını görmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 20. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ehlikitap'tan öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet teslim etsen onu sana iade eder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dînar emanet etsen, tepesine çökmedikçe onu sana geri vermez. Bunun sebebi şudur: Onlar: "Ümmîlerin, bizim aleyhimize yol bulmaları mümkün değildir." demişlerdir. Onlar, bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 75. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İçlerinde ümmî olanlar da vardır ki Kitap'ı bilmezler, sadece hayal ve kuruntu bilirler. Onlar yalnız sanıya saplanırlar. 2. sure (BAKARA) 78. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 7. sure (A'RAF) 157. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

De ki: "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah'ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah'ındır. İlah yoktur O'ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah'a ve resulüne iman edin; Allah'a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz." 7. sure (A'RAF) 158. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O Allah'tır ki, ümmîlere içlerinden bir resul göndermiştir de o, onlara Allah'ın ayetlerini okur, onları arıtıp temizler, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretir. Onlar bundan önce tam bir sapıklık içine gömülmüşlerdi. 62. sure (CUMUA) 2. ayet (Resmi: 62/İniş:96/Alfabetik:17)

c) Besmele


Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... 1. sure (FÂTİHA) 1. ayet (Resmi: 1/İniş:5/Alfabetik:23)

O halde, O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin.  6.sure (EN'ÂM) 118. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir mümin hakkında onlar ne bir yemine saygı gösterirler ne de bir antlaşma şartına. Onlar düşmanlık dolu, azmış kişilerin ta kendileridir. 9. sure (TEVBE) 10. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik: 104)

Nûh dedi: "Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafûr'dur, Rahîm'dir." 11. sure (HÛD) 41. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

"Süleyman'dan bir mektup. Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla başlıyor." 27. sure (NEML) 30. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder