II. BİLGİ
H.
BİLGİNİN GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR - 5
7.
HABER
a)
Haber, Peygamberler aracılığı ile Allah'tan gelen gerçek, Hak / doğru
bilgi
Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın
olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah,
müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Toplumunun kibre saplanmış kodamanları,
içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler:
"Siz Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor
musunuz?" Onlar: "Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten
inanıyoruz." dediler. 7. sure (A'RAF) 75. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Allah, sözün en güzelini, birbirine
benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir.
Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de
kalpleri, Allah'ın Zikri / Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur
ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince,
ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Akıl ve gönül sahipleri için bir yol gösterici, bir
hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 54. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki,
kalpleri Allah'ın zikri/Kur'an'ı ve Hak'tan inen için ürpersin de daha önce
kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri
kaskatı kesilmiş kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu yoldan çıkmıştır. 57.
sure (HADÎD) 16. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
b)
Haber, Allahtan gelen davet, Resuller / Peygamberlerin sorumluluğu
haberi duyurmaktır, uymak ve uygulamak insanların kişisel sorumluluğu ve
sınavıdır
Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: "Ben
yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmîlere
de sor: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve
güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çevirirlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir.
Allah, kullarını görmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 20. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe
hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla ulaşamazsınız. İnfak etmekte olduğunuz her
şeyi, Allah çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 92. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah
yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden
çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir." 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 99. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin
açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir. 5.
sure (MÂİDE) 99. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de
onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir
ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür." 6.
sure (EN'ÂM) 90. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah
resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız."
Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere,
oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap
öngörülmüştür. 6. sure (EN'ÂM) 124. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir
kısmını sana gösteririz yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek
sana, hesap sormak bize düşer. 13. sure (RA'D) 40. ayet (Resmi:
13/İniş:87/Alfabetik: 85)
Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz
ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir
şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar.
Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. 16.
sure (NAHL) 35. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir
tebliğden başka şey değildir. 16. sure (NAHL) 82. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz
çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de
size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen,
açık bir tebliğden başkası değildir." 24. sure (NÛR) 54. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik: 84)
"Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de
yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." 29.
sure (ANKEBÛT) 18. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan korkarlar,
Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 33.
sure (AHZÂB) 39. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
"Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey
değildir." 36. sure (YÂSÎN) 17. ayet (Resmi: 36/İniş:41/ Alfabetik:108)
Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine
bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası değildir. Biz insana, bizden
bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin
hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine
nankörleşmiştir. 42.
sure (ŞÛRÂ) 48. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Dedi: "İlim, ancak Allah katındadır. Ben size, bana
vahyedileni tebliğ ediyorum. Fakat sizin, cahillik edip duran bir toplum
olduğunuzu görüyorum." 46. sure (AHKAF) 23. ayet (Resmi:
46/İniş:66/ Alfabetik:3)
Allah'a itaat edin, resule de itaat edin. Eğer yüz
çevirirseniz resulümüze düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir. 64.
sure (TEĞÂBÜN) 12. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
"Ancak Allah'tan bir tebliğ ve O'nun mesajlarından bir
şeyler sunabilirim." Allah'a ve O'nun resulüne isyan edenler için cehennem
ateşi vardır. Sürekli içinde kalacaklardır. 72. sure (CİN) 23. ayet
(Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam
ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her
şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır. 72. sure (CİN) 28. ayet
(Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Öğüt ulaştıranlara/Kur'an'ı ulaştıranlara, 77.
sure (MÜRSELÂT) 5. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
c)
Haber, Allah'tan gelen öğüt,
uymayan zarardadır, azaptadır
Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin
kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç
şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini
bir anda yitirdiler. 6. sure (EN'ÂM) 44. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında,
kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü,
acı bir azapla yakalayıverdik. 7. sure (A'RAF) 165. ayet (Resmi:
7/İniş:39/ Alfabetik:9)
İnfaklarının onlardan kabul edilmesini
engelleyen sadece şudur: Onlar, Allah'a ve resulüne nankörlük ettiler. Namaza
ancak üşene üşene gelirler, infak edip dağıttıklarını da içlerinden gelmeyerek
verirler. 9. sure (TEVBE) 54. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve
onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez
onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini
ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle
tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir
kuşku içindeyiz." 14. sure (İBRÂHİM) 9. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek
istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler
yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler
sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun
altını üstüne getiririz. 17. sure (İSRÂ) 16. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Şimdi sen, bu söze inanmazlarsa, belki de
arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin. 18. sure (KEHF) 6. ayet
(Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Benliğini, sabah akşam yüzünü isteyerek rablerine
yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini
onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden /
Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme.
Böylesinin işi hep aşırılıktır. 18. sure (KEHF) 28. ayet (Resmi:
18/İniş:69/Alfabetik:54)
Kim benim zikrimden/Kur'an’ımdan yüz çevirirse onun için
zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör
olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
O küfredenler seni gördüklerinde, seni şu şekilde alaya
almaktan başka birşey yapmazlar: "İlahlarınızı diline dolayan bu mu?"
Ama Rahman'ın zikrini/Kur'an'ı bizzat onlar örtüp inkâr ediyorlar. 21.
sure (ENBİYÂ) 36. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
De ki: "Sizi gece ve gündüz Rahman'dan kim
koruyabilir?" Hayır, hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden/Kur'an'ından yüz
çeviriyorlar. 21. sure (ENBİYÂ) 42. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Siz onları alaya aldınız. Öyle ki,
zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz. 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 110. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka
dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine
nimetlendirdin ki, zikiri / Kur'an'ı unuttular ve helâke giden bir topluluk
oldular." İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık
ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu
bir azap tattıracağız. 25. sure
(FURKÂN) 18-19. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse,
Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri
katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. 39.
sure (ZÜMER) 22. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik
mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!"
Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp
gitmiştir." diye cevap verirler. 40. sure (MÜ'MİN) 50. ayet
(Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Kitap'ı ve resullerimiz aracılığıyla
gönderdiğimizi yalanlayanlar, yakında bilecekler! 40.
sure (MÜ'MİN) 70. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz
kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir
perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41.
sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Uyarıcı dedi: "Peki, ben size,
atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da
mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi
tanımıyoruz." 43. sure (ZUHRUF) 24. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
O küfre sapanlar, Zikir'i/Kur'an'ı işittiklerinde az kalsın
gözleriyle seni devireceklerdi. "Bu tam bir cinlidir." diyorlardı. 68.
sure (KALEM) 51. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin
zikrinden/Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba
sokar. 72. sure (CİN) 17. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
d)
Haber, Allah'tan gelen uyarı, çağrı, uyanlar kazançlıdır doğru
yoldadır
İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de
onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir
ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür." 6.
sure (EN'ÂM) 90. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış
bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve
çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara
yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları
söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen
ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 7.
sure (A'RAF) 157. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla
oluşturulmuş değildir. O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı
kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o. 10.
sure (YÛNUS) 37. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)
Sen, bu tebliğin için onlardan bir ücret
istemiyorsun. O, bütün âlemler için bir hatırlatmadan başka şey değildir. 12.
sure (YÛSUF) 104. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki:
"Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden
öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu
yüzden de yüz çevirirler." 21. sure (ENBİYÂ) 24. ayet (Resmi:
21/İniş:73/Alfabetik:21)
O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da
var. 26. sure (ŞUARA) 196. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir. 38.
sure (SÂD) 87. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir
hatırlatıcı / bir düşündürücü / bir şeref / bir öğüttür. Bundan sorumlu
tutulacaksınız. 43. sure (ZUHRUF) 44. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
De ki: "Ben, resuller içinden bir
türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden
başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."
46. sure (AHKAF) 9. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Allah onlar için şiddetli bir azap hazırladı. Artık
Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve gönül sahipleri! Allah size bir
Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir. 65. sure (TALÂK) 10.
ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
Oysaki o Zikir/Kur'an âlemler için bir öğütten başka şey
değildir. 68. sure (KALEM) 52. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir. 81.
sure (TEKVÎR) 27. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)
e)
Haber, hakka / doğruya uyan-seçen iyiye / güzele, Batıla / yanlışa
uyan-seçen kötüye / pişmanlığa varır
O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek
ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım." 25.
sure (FURKÂN) 27. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
"Ah, ne olurdu, falancayı dost
edinmeseydim.” "Zikir/Kur'an bana geldikten
sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir." 25. sure
(FURKÂN) 28-29. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)
f)
Haber, 'Hiç kuşkusuz, o Zikir'i / Kur'an'ı biz indirdik, biz, her
hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz'
Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal
ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. 15. sure (HİCR) 9. ayet
(Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Ölçülüp tartılacak şeyleri hafif kalanlara gelince, işte
onlar, ayetlerimize karşı zalimce davranışlar sergilemiş oldukları için, öz
benliklerini hüsrana itmiş olacaklar. 7. sure (A'RAF) 9. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır.
O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap
veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya
ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri,
şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz. 13. sure (RA'D) 14. ayet
(Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
İkinci kitabın sonu. Nasipse RESUL KUR’AN’IN
TEBLİĞİ, KUR'AN MESAJI - III. DİN E- Kitabı ile devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder