İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

6 Ekim 2016 Perşembe

SORGULAMA YETERSİZLİĞİ



II. BİLGİ 

G. BİLGİ EDİNME YOLLARI

Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B.  İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR konusu;  IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ve IV. E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.


2.  BİLGİSİZLİĞİN (CEHALET) KAYNAKLARI -1

Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B. 2. b. İNANMAYANLAR (KÂFİRLER)  VE ÖZELLİKLERİ ve IV.E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.


a) Sorgulama Yetersizliği  


(1) Çoğunluğa(Topluma)Uymak

(a)  Kavram olarak, Bilgi, Bilgi Edinme Yolları, Cehalet kaynakları, Sorgulama yetersizliği Çoğunluğa uymak

Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir. Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 116-117. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik: 20)
De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz." 5. sure (MÂİDE) 100. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz? 36. sure (YÂSÎN) 62. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

(b)  Ekseriyet (çoğunluk)
(I)  İnkâr edenlerdir
Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da onu inkâr ediyorlar. Çoğu nankördür bunların. 16. sure (NAHL) 83. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler. 17. sure (İSRÂ) 89. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
 
Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir. 25. sure (FURKÂN) 50. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)


(II)  Çoğu puta- ortaklara taparlar


Onların çoğu şirke bulaşmış olmadan Allah'a iman etmez. 12. sure (YÛSUF) 106. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu şirke sapan insanlardı." 30. sure (RÛM) 42. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87) 

(III) Çoğu cahildir.


Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 111. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)


(IV) Çoğu kıymet bilmeyen, takdir etmeyendir. 


Ölüm korkusuyla binlerce kişi halinde yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara "Ölün!" dedi de sonra onları diriltti. Şu bir gerçek ki Allah, insanlara karşı çok lütufkârdır. Fakat insanların çokları şükretmezler. 2. sure (BAKARA) 243. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Bir çoklarını şükreder bulamayacaksın." 7. sure (A'RAF) 17. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Yalanı Allah'a yakıştıranlar, kıyamet günü hakkında ne düşünüyorlar? Allah, insanlara karşı elbette lütuf sahibidir, fakat onların çokları şükretmiyorlar. 10. sure (YÛNUS) 60. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi bir şeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Senin Rabbin, insanlara karşı gerçekten lütufkârdır; fakat çokları şükretmezler. 27. sure (NEML) 73. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Allah, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi yarattı. Gündüzü de aydınlık kıldı. Şu bir gerçek ki, Allah, insanlara her halde lütufkâr davranıyor fakat insanların çokları şükretmezler. 40. sure (MÜ'MİN) 61. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)


(V) Çoğu günahkar, kötüdür.


Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 110. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

De ki: "Ey Ehlikitap! Sadece şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Allah'a, bize indirilene, daha önce indirilene inanmışız. Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan sapmış olanlardır." 5. sure (MÂİDE) 59. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

"Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Bir çoklarını şükreder bulamayacaksın." 7. sure (A'RAF) 17. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır. 9. sure (TEVBE) 8. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

(VI) Çoğu inanmaz.


Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da onu inkâr ediyorlar. Çoğu nankördür bunların. 16. sure (NAHL) 83. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler. 17. sure (İSRÂ) 89. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir. 25. sure (FURKÂN) 50. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

(VII) Çoğu bilmez.


Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Kuşkusuz, Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir. Fakat çokları bilmiyorlar." 6. sure (EN'ÂM) 37. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar." 7. sure (A'RAF) 187. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onlar Mescid-i Haram'dan geri çevirip dururken, Allah onlara neden azap etmeyecekmiş? Onlar onun dostları / koruyucuları da değillerdir. Onun dostları / koruyucuları takva sahiplerinden başkası değildir. Ama onların çokları bunu bilmezler. 8. sure (ENFÂL) 34. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Gözünüzü açın, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır! Gözünüzü açın, Allah'ın vaadi haktır! Ama onların çokları bilmiyorlar. 10. sure (YÛNUS) 55. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Onu satın alan Mısırlı, karısına şöyle dedi: "Ona iyi bak, kendisine güzel bir yer hazırla. Bize yararı dokunabilir. Belki de evlat ediniriz onu." İşte bu şekilde biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân verip o toprağa yerleştirdik ki, ona olayların/haberlerin yorumunu öğretelim. Allah, kendi emrine Gâlib'dir/kendi emrine hükmeder. Ama insanların çokları bilmiyorlar. 12. sure (YÛSUF) 21. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"O'nun yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Sadece bir takım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız Allah'ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 40. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik: 110)

Babalarının emrettiği yerlerden kente girdiklerinde, bu onlardan Allah'ın herhangi bir takdirini uzak tutmamıştı; sadece Yakub'un içindeki bir isteği gerçekleştirmişti. Yakub, bizim ona öğretmemizden dolayı bilgi sahibi idi. Ama halkın çoğu bunu bilmezdi. 12. sure (YÛSUF) 68. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Yeminlerinin tüm gücüyle, "Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler. 16. sure (NAHL) 38. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah şöyle bir örnekleme yaptı: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının eşyası durumunda bir kul/köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu?! Bütün övgüler Allah'adır ama onların çokları bilmiyorlar. 16. sure (NAHL) 75. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyduğumuzda -ki Allah neyi indirmekte olduğunu daha iyi bilir- şöyle derler: "Sen düpedüz bir iftiracısın." Hayır, öyle değil. Bunların çokları bilmiyorlar. 16. sure (NAHL) 101. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler." 21. sure (ENBİYÂ) 24. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Yoksa yeri bir karargâh yapıp şurasına burasına nehirler serpiştiren, üzerine dayanaklı dağlar konduran ve iki deniz arasına bir engel yerleştiren mi hayırlı? İlah mı var Allah'ın yanında!? Hayır! Ama onların çokları ilimden nasipsizliği sürdürüyorlar. 27. sure (NEML) 61. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler. 28. sure (KASAS) 13. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Dediler ki: "Eğer seninle birlikte yol alırsak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları, katımızdan rızık olarak gelen tüm ürünlerin derlenip toplandığı güvenli, saygıdeğer bir mekâna yerleştirmedik mi? Ama onların çokları bilmiyorlar. 28. sure (KASAS) 57. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Allah'ın vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların çokları bilmiyorlar. 30. sure (RÛM) 6. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar. 30. sure (RÛM) 30. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan yemin olsun, "Allah" derler. De ki: "Hamt Allah'adır!" Ama onların çokları bilmiyorlar. 31. sure (LOKMAN) 25. ayet (Resmi: 31/İniş:57/ Alfabetik:59)

Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil! Ama insanların çokları bilmiyorlar. 34. sure (SEBE') 28. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir/kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar." 34. sure (SEBE') 36. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Allah; hakkında birbiriyle didişen ortakların bulunduğu bir adamla, bir tek ere teslim olan bir adamı örnek verdi. Örnek olarak bu ikisi eşit olur mu? Hamd, yalnız Allah'adır. Ama onların çokları bilmiyorlar. 39. sure (ZÜMER) 29. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

İnsana bir zorluk/zarar dokunduğunda bize yalvarır yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim sayesinde verildi bana!". Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar. 39. sure (ZÜMER) 49. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar. 44. sure (DUHÂN) 39. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

De ki: "Sizi Allah yaşatıyor; sonra sizi öldürecek, sonra da o hakkında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya getirecek. Ama insanların çokları bilmiyorlar." 45. sure (CÂSİYE) 26. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Zulmedenler için bundan başka bir azap da vardır. Fakat onların çokları bilmiyorlar. 52. sure (TÛR) 47. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

(VIII) Çoğu anlamaz.


Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Onlara, "Gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?" diye sorsan, mutlaka "Allah!" derler. De ki: "Hamt Allah'adır. Fakat onların çokları akletmiyorlar." 29. sure (ANKEBÛT) 63. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Hücrelerin arkasından sana seslenenlere gelince, onların çoğu aklını çalıştırmamaktadır. 49. sure (HUCURÂT) 4. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

(2) Atalara(Geleneğe)Uymak

(a)  Kavram olarak, Bilgi, Bilgi Edinme Yolları, Cehalet kaynakları, Sorgulama yetersizliği Atalara(Geleneğe) uymak
 
Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?" 7. sure (A'RAF) 28. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü isen hadi bize bizi tehdit ettiğini getir." 7. sure (A'RAF) 70. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Sonra zorluk ve sıkıntının yerine mutluluk ve güzelliği getirmişiz de çoğalmışlar ve şöyle demişlerdir: "Atalarımız da zorluk ve sevinçle yüz yüze gelmişlerdi." Nihayet biz onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik. 7. sure (A'RAF) 95. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Şöyle de demeyesiniz: "Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helak mı edeceksin?" 7. sure (A'RAF) 173. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dediler ki: "Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanmıyoruz." 10. sure (YÛNUS) 78. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Dediler ki: "Ey Sâlih! Sen bundan önce, aramızda aranan/ümit beslenen bir kişi idin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Gerçek şu ki biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kuşku içindeyiz." 11. sure (HÛD) 62. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
 
Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın." 11. sure (HÛD) 87. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların da nasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz. 11. sure (HÛD) 109. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

"Önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet! Ve, siz de! Aşağılanmış, ezilmiş olarak." 37. sure (SÂFFÂT) 17-18. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Çünkü onlar, babalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen, Kendileri de hâlâ onların eserleri ardınca koşturuyorlar. 37. sure (SÂFFÂT) 69-70. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Böylelerine, Allah'ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı? 31. sure (LOKMAN) 21. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Yoksa onlara bundan önce bir kitap verdik de ona mı yapışmaktadırlar? Hayır, sadece şunu söylemişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız." 43. sure (ZUHRUF) 21-22. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır. 2. sure (BAKARA) 118. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!... 2. sure (BAKARA) 170. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi? Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir. 5. sure (MÂİDE) 104-105. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı affetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt getirin bize!" 14. sure (İBRÂHİM) 10. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. 16. sure (NAHL) 35. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ve "Allah bir çocuk edindi" diyenleri uyarsın diye indirdi onu. Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 4-5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı? 21. sure (ENBİYÂ) 44. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." 21. sure (ENBİYÂ) 52-53. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 24. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik: 70)

Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi? Yoksa resullerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar? 23. sure (MÜ'MİNÛN) 68-69. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 83. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?" "Size yarar sağlıyor yahut zarar veriyorlar mı?" Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk." Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!" "Siz ve o eski atalarınız!" 26. sure (ŞUARA) 72-76. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
İnkârcılar dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra, gerçekten biz bundan sonra ortaya mı çıkarılacağız?" "Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil." 27. sure (NEML) 67-68. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Ayetlerimiz açık seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: "Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen birinden başkası değil." Şunu da söylerler: "Bu, düzenlenmiş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir." Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: "Açık bir büyüden başka şey değil bu!" 34. sure (SEBE') 43. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki: "İlk ölümümüzden başkası yok! Biz diriltilecek filan değiliz!" "Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin!" 44. sure (DUHÂN) 34-36. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)
 Ayetlerimiz, karşılarında açık seçik mesajlar halinde okunduğunda, delilleri sadece şöyle demek olmuştur: "Doğru sözlüler iseniz atalarımızı getirin." 45. sure (CÂSİYE) 25. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?" "Önceki atalarımız da mı?" De ki: "Öncekiler de sonrakiler de." 56. sure (VÂKIA) 46-49. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

(b)  Atalar
(I) Salih / iyi, doğru atalara uymak, sapmış / kâfir, kötü atalara uymamak


Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!... 2. sure (BAKARA) 170. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip yoktur. 2. sure (BAKARA) 200. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi? 5. sure (MÂİDE) 104. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM) 87. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz." 6. sure (EN'ÂM) 148. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?" 7. sure (A'RAF) 28. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü isen hadi bize bizi tehdit ettiğini getir." 7. sure (A'RAF) 70. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Sonra zorluk ve sıkıntının yerine mutluluk ve güzelliği getirmişiz de çoğalmışlar ve şöyle demişlerdir: "Atalarımız da zorluk ve sevinçle yüz yüze gelmişlerdi." Nihayet biz onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik. 7. sure (A'RAF) 95. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Şöyle de demeyesiniz: "Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helak mı edeceksin?" 7. sure (A'RAF) 173. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dediler ki: "Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanmıyoruz." 10. sure (YÛNUS) 78. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Dediler ki: "Ey Sâlih! Sen bundan önce, aramızda aranan/ümit beslenen bir kişi idin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Gerçek şu ki biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kuşku içindeyiz." 11. sure (HÛD) 62. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın." 11. sure (HÛD) 87. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların da nasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz. 11. sure (HÛD) 109. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi bir şeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. 13. sure (RA'D) 23. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt getirin bize!" 14. sure (İBRÂHİM) 10. ayet (Resmi: 14/ İniş:72/Alfabetik:40)

Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. 16. sure (NAHL) 35. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı? 21. sure (ENBİYÂ) 44. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." 21. sure (ENBİYÂ) 53. ayet (Resmi: 21/ İniş:73/Alfabetik:21)

Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 24. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik: 70)

Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi? 23. sure (MÜ'MİNÛN) 68. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 83. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk." 26. sure (ŞUARA) 74. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

"Siz ve o eski atalarınız!" 26. sure (ŞUARA) 76. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil." 27. sure (NEML) 68. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Böylelerine, Allah'ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı? 31. sure (LOKMAN) 21. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Ayetlerimiz açık seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: "Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen birinden başkası değil." Şunu da söylerler: "Bu, düzenlenmiş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir." Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: "Açık bir büyüden başka şey değil bu!" 34. sure (SEBE') 43. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

"Önceki atalarımız da mı?" 37. sure (SÂFFÂT) 17. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90) (56. sure (VÂKIA) 48. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Çünkü onlar, babalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen, 37. sure (SÂFFÂT) 69. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Hayır, sadece şunu söylemişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız." İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız." Uyarıcı dedi: "Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz." 43. sure (ZUHRUF) 22-24. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim. 43. sure (ZUHRUF) 29. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

"Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin!" 44. sure (DUHÂN) 36. ayet (Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)

Ayetlerimiz, karşılarında açık seçik mesajlar halinde okunduğunda, delilleri sadece şöyle demek olmuştur: "Doğru sözlüler iseniz atalarımızı getirin." 45. sure (CÂSİYE) 25. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)


(II) Salih / iyi / doğru atalara uyulur:

Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip yoktur. 2. sure (BAKARA) 200. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM) 87. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. 13. sure (RA'D) 23. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder