II. BİLGİ
H.
BİLGİNİN GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR - 1
1.
KAVRAM OLARAK, BİLGİ, BİLGİNİN
GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR
Onlara, şu adamın haberini de oku: Kendisine ayetlerimizi
vermiştik; onlardan sıyrılıp çıktı, şeytan da onu peşine taktı; nihayet o,
azgınlardan oluverdi. Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere
saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer:
Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak
solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki
düşünüp taşınabilsinler. Ayetlerimizi yalanlayan topluluğun vücut verdiği örnek
ne kötüdür! Onlar öz benliklerine zulmediyorlardı. Allah'ın yol gösterdiği,
gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır. 7.
sure (A'RAF) 175-178. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan,
davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak
bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28.
ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Karun, süsü püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu
iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'a verilenin bir
benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam!"
Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size!
İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık
daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır." 28.
sure (KASAS) 79-80. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Sizden önceki kuşakların söz ve eser
sahibi olanları, yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama
içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı.
Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp
suçlular haline geldiler. 11. sure (HÛD) 116. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
İnsanlara iyiyi ve güzeli emredip de öz benliklerinizi
unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap'ı okuyup durmaktasınız. Hâlâ aklınızı
kullanmayacak mısınız? 2. sure (BAKARA) 44. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak
olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle
yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola
mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Sırtlarına Tevrat yükletilip de sonra onu
taşımayanların durumu, kutsal kitap parçaları taşıyan eşeğin durumuna benzer.
Allah'ın ayetlerini yalanlayan topluluğun vücut verdiği örnek ne kötüdür!
Allah, zulme sapmış bir topluluğu doğruya ve güzele ulaştırmaz. 62.
sure (CUMUA) 5. ayet (Resmi: 62/İniş:96/Alfabetik:17)
Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve
dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar
ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta
yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara
dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve
ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi
temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz. 5.
sure (MÂİDE) 6. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların
okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar
küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût
adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek,
"Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye
bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları
şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç
kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni
öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi
olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür!
Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Yahudiler: "Hıristiyanlar hiç bir
şey üzerinde değil." dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler hiç bir
şey üzerinde değil." dediler. Ve bunlar Kitap'ı da okuyup dururlar,
ilimden yoksun olanlar da aynen onların söyledikleri gibi söyledi. Tartışmaya
girdikleri şey hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir. 2. sure
(BAKARA) 113. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sen onların öz milletlerine uymadıkça
Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki:
"Allah'ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden
sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah
katından ne bir Velî'n olur ne de bir yardımcın. 2. sure (BAKARA) 120.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak,
Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle
onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine
ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta
olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 140. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ehlikitap'a sen her türlü mucizeyi getirsen de onlar senin
kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymayacaksın. Onlar birbirlerinin
kıblesine de uymazlar. Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların
boş ve iğreti arzularına uyarsan, işte o zaman kesinlikle zalimlerden olursun. 2.
sure (BAKARA) 145. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı
muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu
var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun
yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına
düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar.
Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve
akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 7.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır.
Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki,
o Azîz ve Hakîm olandan başka hiçbir ilah yoktur. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Yemin olsun, biz İsrailoğullarını çok
güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerine temiz yiyeceklerden rızık verdik.
Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Hiç kuşkusuz, Rabbin,
tartışmakta oldukları şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. 10.
sure (YÛNUS) 93. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Küfre sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi
değilsin." diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak
Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar
yeter." 13. sure (RA'D) 43. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Sonra kıyamet günü onları rezil edecek ve diyecek:
"Kendileri için kavga çıkarıp ayrılığa düştüğünüz ortaklarım nerede?"
Kendilerine ilim verilmiş olanlar diyecekler ki: "Bugün rezillik ve
kötülük, gerçeği inkâr edenleredir." 16. sure (NAHL) 27. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi:
"Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken
Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin
lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor.
Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin
ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir." 27. sure (NEML) 40. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
2.
OLUMLU DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ DOĞURMAYAN BİLGİ, AYRICA SORUMLULUĞU
GEREKTİRİR
Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki
kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye
kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka
bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında,
işkillendiren bir kuşku içindedirler. 42. sure (ŞÛRÂ) 14. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik belgeler verdik.
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık
yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp
durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir. 45.
sure (CÂSİYE) 17. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Ey iman edenler! Size, "Meclislerde
yer açın!" dendiğinde, yer açın ki Allah da sizin için genişlik sağlasın.
"Kalkın!" dendiğinde de kalkın ki Allah, içinizden inananlarla
kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 11. ayet (Resmi:
58/İniş:104/Alfabetik:66)
3.
İLİM VE ÂLİMLER
a)
İlim, Bilgiler Bütünü, Bir Şeyi Gerçek Yönüyle Kavramak, Gerçekle
Örtüşen İnanç / İtikat
İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan
şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden
tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 66. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i
öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da;
sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla
ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri
yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler. 4.
sure (NİSA) 157. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ama onların ilimde derinleşmiş olanları
ve müminler, sana indirilene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı
kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte
bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. 4. sure (NİSA) 162. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına
sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her
ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü
Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6.
sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı
anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram
kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz
bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin
Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir. 6.
sure (EN'ÂM) 119. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz
evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları,
Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan
olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. 6.
sure (EN'ÂM) 140. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki "İki
erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin
kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin." 6.
sure (EN'ÂM) 143. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne
biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık."
Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De
ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir
şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz." 6.
sure (EN'ÂM) 148. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı
kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir
rahmettir o. 7. sure (A'RAF) 52. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin
heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su
kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik.
Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini
alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin
üstünde bir başka bilen vardır. 12. sure (YÛSUF) 76. ayet (Resmi:
12/İniş:53/Alfabetik:110)
İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm
kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine
uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu. 13.
sure (RA'D) 37. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Küfre sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi
değilsin." diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak
Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter." 13.
sure (RA'D) 43. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Şunun için ki onlar, kıyamet günü kendi
günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları
kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey
yükleniyorlar! 16. sure (NAHL) 25. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz
ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. 17. sure (İSRÂ) 36.
ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İnsanlardan bazıları vardır, hiçbir ilme
sahip olmadan Allah konusunda mücadele eder ve her inatçı kaypak şeytanın ardı
sıra gider. 22. sure (HAC) 3. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz,
kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur.
22. sure (HAC) 8. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kendilerine ilim verilenler onun, senin
Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı
duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri
dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Allah'tan ayrı olarak, hakkında O'nun hiçbir kanıt
indirmediği şeye kulluk ediyorlar. Kendilerinin de onunla ilgili bir ilmi
yoktur. O zalimlerin yardımcısı olmayacaktır. 22. sure (HAC) 71. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin
göğüsleri içinde ayan beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka
kimse inkâr etmez. 29. sure (ANKEBÛT) 49. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Zulme sapanlarsa ilimsiz bir biçimde
keyiflerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığına kim yol gösterecek? Böylelerinin
yardımcıları yoktur. 30. sure (RÛM) 29. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah
yolundan bilgisizce saptırmak için hadis / laf eğlencesi satın alır ve onu alay
konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. 31.
sure (LOKMAN) 6. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri
sizin emrinize verdi ve görünür görünmez nimetlerini üstünüze saçtı.
İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir
kitaba dayanmaksızın mücadele eder. 31. sure (LOKMAN) 20. ayet
(Resmi: 31/İniş:57/ Alfabetik:59)
O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah
katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik
yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez.
Allah Alîm'dir, Habîr'dir. 31. sure (LOKMAN) 34. ayet (Resmi:
31/İniş:57/Alfabetik:59)
Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden
sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın
yoluna kılavuzladığını görürler. 34. sure (SEBE') 6. ayet
(Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik: 91)
Bir de dediler ki: "Rahman dileseydi, onlara
tapınmazdık." Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar. 43.
sure (ZUHRUF) 20. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi
gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür
basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim
kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? Dediler ki: "Şu
dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası
helâk etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda
bulunuyorlar. 45. sure (CÂSİYE) 23-24. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur.
Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz. 53.
sure (NECM) 28. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Onların, ilimden ulaşacakları şey işte
budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere
yürüyeni de en iyi O bilir. 53. sure (NECM) 30. ayet (Resmi:
53/İniş:23/Alfabetik:80)
Gaybın bilgisi onun yanında da o mu
görüyor? 53. sure (NECM) 35. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Ey iman edenler! Size, "Meclislerde
yer açın!" dendiğinde, yer açın ki Allah da sizin için genişlik sağlasın.
"Kalkın!" dendiğinde de kalkın ki Allah, içinizden inananlarla
kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 11. ayet (Resmi:
58/İniş:104/Alfabetik:66)
b)
Allah'ın İlmi Her Şeyi Kuşatmıştır
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular
Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de
şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde
kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem
azabından koru!" 40. sure (MÜ'MİN) 7. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
c)
İlimde Derinleşenler Hakka / Gerçeğe Şahittir, Anlar, Kavrar
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır.
Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki,
o Azîz ve Hakîm olandan başka hiçbir ilah yoktur. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hayır, düşündükleri gibi değil. Onlar, ilmini
kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar.
Onlardan öncekiler de böyle yalanlamıştı. Bak da gör nasıl olmuştur zalimlerin
sonu! 10. sure (YÛNUS) 39. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
d)
Âlimler
Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler
edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan
başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan
başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. 9. sure (TEVBE) 31.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Beni İsrail bilginlerinin de onu bilmesi
bunlar için bir belirti/kanıt değil mi? 26. sure (ŞUARA) 197. ayet
(Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder