II. BİLGİ
H.
BİLGİNİN GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR - 4
6.
BİLGİ, HAK / GERÇEK İLİM ALLAH
KATINDANDIR
a)
İlim Kitap (Kâinat, İnsan ve Vahiy Kitapları ) ile verilmiştir/ indirilmiştir
Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki
kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye
kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka
bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında,
işkillendiren bir kuşku içindedirler. 42. sure (ŞÛRÂ) 14. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik
belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık
ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında,
tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir. 45.
sure (CÂSİYE) 17. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Ey iman edenler! Size, "Meclislerde yer açın!"
dendiğinde, yer açın ki Allah da sizin için genişlik sağlasın.
"Kalkın!" dendiğinde de kalkın ki Allah, içinizden inananlarla
kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 11. ayet (Resmi:
58/İniş:104/Alfabetik:66)
b)
Doğru bilgi nefsin/hevanın dediği değil Allah'ın hak/gerçek olarak
bildirdiğidir
Yahudiler: "Hıristiyanlar hiç bir şey üzerinde
değil." dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler hiç bir şey üzerinde
değil." dediler. Ve bunlar Kitap'ı da okuyup dururlar, ilimden yoksun
olanlar da aynen onların söyledikleri gibi söyledi. Tartışmaya girdikleri şey
hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir. 2.
sure (BAKARA) 113. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki:
"Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..."
Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir.
Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye
açıklamışızdır. 2. sure (BAKARA) 118. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'a bir de cinleri/gözle görülmeyen
yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O'na
oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O'nun!
Onların nitelemelerinin ötesindedir O! 6. sure (EN'ÂM) 100. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı
anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram
kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz
bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin
Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir. 6.
sure (EN'ÂM) 119. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların
okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar
küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût
adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek,
"Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye
bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları
şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç
kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni
öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi
olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür!
Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sen onların öz milletlerine uymadıkça Yahudiler de
Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: "Allah'ın kılavuzluğu
erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden sana ulaşan nasipten sonra
bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katından ne bir Velî'n olur ne
de bir yardımcın. 2. sure (BAKARA) 120. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ehlikitap'a sen her türlü mucizeyi getirsen de onlar senin
kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymayacaksın. Onlar birbirlerinin
kıblesine de uymazlar. Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların boş
ve iğreti arzularına uyarsan, işte o zaman kesinlikle zalimlerden olursun. 2.
sure (BAKARA) 145. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yemin olsun, biz İsrailoğullarını çok
güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerine temiz yiyeceklerden rızık verdik. Kendilerine
ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, tartışmakta
oldukları şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. 10.
sure (YÛNUS) 93. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik
belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık
ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında,
tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir. 45.
sure (CÂSİYE) 17. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Yemin olsun ki, onlara haberlerden,
içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir. 54.
sure (KAMER) 4. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
d)
Allah'ın ilmi / bilgisi her şeyi kuşatmıştır, Peygamberlere ve
peygamberler vasıtasıyla / sebepler yoluyla insanlara hikmet ve bilgiyi veren /
öğreten Rab'dir
Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir;
Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme
ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda,
bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden
gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun
bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp
kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve
yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır;
Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2. sure (BAKARA) 255. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yûsuf gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve
ilim verdik. Güzel düşünüp güzel davrananları biz işte böyle ödüllendiririz. 12.
sure (YÛSUF) 22. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik: 110)
Babalarının emrettiği yerlerden kente girdiklerinde, bu
onlardan Allah'ın herhangi bir takdirini uzak tutmamıştı; sadece Yakub'un
içindeki bir isteği gerçekleştirmişti. Yakub, bizim ona öğretmemizden dolayı
bilgi sahibi idi. Ama halkın çoğu bunu bilmezdi. 12. sure (YÛSUF) 68.
ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. İçinizden
bazıları, ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevirilir ki, bir ilimden
sonra hiçbir şey bilmez olsun. Allah Alîm'dir, Kadîr'dir. 16.
sure (NAHL) 70. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir.
Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır.
Davûd'a da Zebur'u verdik. 17. sure (İSRÂ) 55. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona
katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik. 18.
sure (KEHF) 65. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
O Melik/o hak hükümdar olan Allah, yüceler yücesidir. Sana
vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma. Şöyle de:"Rabbim,
ilmimi artır!" 20. sure (TÂHÂ) 114. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Lût'a da hükümranlık ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip
duran bir kentten kurtardık. O kent halkı yoldan çıkmış kötü bir kavimdi. 21.
sure (ENBİYÂ) 74. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Her birine
hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber
tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz. 21.
sure (ENBİYÂ) 79. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Yemin olsun, biz, Davûd'a da Süleyman'a
da bir ilim verdik. Onlar şöyle dediler: "Bizi, mümin kullarının bir
çoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun." 27. sure (NEML) 15.
ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
e)
Allah açık veya gizli / saklı her şeyi tam ve mutlak doğru olarak
bilir
Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık
"ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir
dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı
da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de
bilesiniz. 5.
sure (MÂİDE) 97. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası
bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak
bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık
bir Kitap'ın içindedir. 6. sure (EN'ÂM) 59. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)
Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye
kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru
yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği
dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ
öğüt almayacak mısınız?" 6. sure (EN'ÂM) 80. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlara bir ilmin tanıklığında bütün serüveni mutlaka
anlatacağız. Biz olup bitenlerden habersiz değildik. 7.
sure (A'RAF) 7. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Allah
bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a
iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize
dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a
dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet.
Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın." 7.
sure (A'RAF) 89. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet
saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu,
vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır
gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice
biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah
katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar." 7.
sure (A'RAF) 187. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Eğer Allah'tan bir yazı önden gelmemiş olsaydı, aldığınız
fidyeden ötürü size büyük bir azap dokunurdu. 8. sure (ENFÂL) 68.
ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Gerçek olan şu ki, sizin ilahınız kendisinden başka hiçbir
tanrı olmayan Allah'tır. O, ilim bakımından her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. 20.
sure (TÂHÂ) 98. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Onların önden gönderdiklerini de arkada
bıraktıklarını da bilir, ama onlar O'nu ilimle kuşatamazlar. 20.
sure (TÂHÂ) 110. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Bilmedin mi ki; Allah gökte ne var, yerde
ne varsa hepsini bilir. Bunların tümü bir Kitap'tadır. Bütün bunlar Allah için
çok kolaydır. 22. sure (HAC) 70. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz,
çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı
daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. 29. sure (ANKEBÛT) 45.
ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra
sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de
doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz
azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok
kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin
gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi
bilir. 64. sure (TEĞÂBÜN) 4. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır.
Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim." 67.
sure (MÜLK) 26. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
f)
Doğru bilgi Kitap'tan (Kâinat, İnsan ve Vahiy kitapları) ve ilim
sahiplerinden öğrenilir
Küfre sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi
değilsin." diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak
Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter." 13.
sure (RA'D) 43. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Biz senden önce de elçi olarak
kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer
bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun. 16. sure (NAHL) 43. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Ve sana ruhtan sorarlar. De ki:
"Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir."
17. sure (İSRÂ) 85. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz erler
gönderdik. Hadi, sorun zikir/Kur'an ehline, eğer bilmiyorsanız... 21.
sure (ENBİYÂ) 7. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
g)
İnsanlar her koşul ve zamanda doğruyu bilemez, gaybı da bilemez, her şeyin ilmi ancak Allah
katındadır:
Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. İçinizden
bazıları, ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevirilir ki, bir ilimden
sonra hiçbir şey bilmez olsun. Allah Alîm'dir, Kadîr'dir. 16.
sure (NAHL) 70. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde
olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir
spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen
belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik
beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz
şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da
tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı
öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün
en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün.
Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli
çiftten bir şeyler bitirir. 22. sure (HAC) 5. ayet (Resmi:
22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a
bırakılır. Onun ilmi dışında ne meyveler kabuğundan çıkar ne de bir dişi gebe
kalır veya doğurur. "Ortaklarım nerede?" diye seslendiği gün, şöyle
diyeceklerdir: "Bizden hiçbir tanık olmadığını sana arz ederiz." 41.
sure (FUSSİLET) 47. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin
mülkü/yönetimi kendine ait olan o Allah'ın şanı yücedir. Kıyamet saatine
ilişkin bilgi O'nun katındadır. Siz de O'na döndürüleceksiniz. 43.
sure (ZUHRUF) 85. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Dedi: "İlim, ancak Allah katındadır.
Ben size, bana vahyedileni tebliğ ediyorum. Fakat sizin, cahillik edip duran
bir toplum olduğunuzu görüyorum." 46. sure (AHKAF) 23. ayet
(Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)
h)
Gerçek Rabbinden gelendir, İlim sahipleri bu gerçeği bilendir
Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral
gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat
kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de
verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak
gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü
dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. 2.
sure (BAKARA) 247. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun
ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer
ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk
bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece
müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de
ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin
katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince
düşünemez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 7. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır.
Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki,
o Azîz ve Hakîm olandan başka hiçbir ilah yoktur. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Sonra kıyamet günü onları rezil edecek ve diyecek:
"Kendileri için kavga çıkarıp ayrılığa düştüğünüz ortaklarım nerede?"
Kendilerine ilim verilmiş olanlar diyecekler ki: "Bugün rezillik ve
kötülük, gerçeği inkâr edenleredir." 16. sure (NAHL) 27. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Kendilerine ilim verilenler onun, senin
Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı
duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri
dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp
sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Haberdar olana sor onu. 25.
sure (FURKÂN) 59. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de
şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm."
Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin
lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor.
Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse
bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir." 27. sure (NEML) 40.
ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca
ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle
ödüllendiririz. 28. sure (KASAS) 14. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti:
"Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için
Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler
ulaştırılır." 28. sure (KASAS) 80. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)
i)
Allah'tan ulaşan gerçeği / bilgiyi öğrenin, gizlemeyin, öğretin, ancak ilim sahipleri
ibret alır ve anlar
Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları
Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi
daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı
gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz
değildir. 2. sure (BAKARA) 140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında
onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine
götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu
elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek
azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz. 4.
sure (NİSA) 83. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki,
"Sen ders aldın!" desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için
onu iyice açıklayalım. 6. sure (EN'ÂM) 105. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik: 20)
"Korkma! Biz sana bilgin bir oğlan
müjdeliyoruz." dediler. 15. sure (HİCR) 53. ayet (Resmi: 15/
İniş:54/Alfabetik:36)
Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak
olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle
yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola
mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki
ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez. 29.
sure (ANKEBÛT) 43. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da
çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler
ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet
(Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından
çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce
ne söyledi?" İşte bunlar, Allah'ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir,
boş arzularının ardına düşmüşlerdir. 47. sure (MUHAMMED) 16. ayet
(Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)
O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü.
"Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler. 51.
sure (ZÂRİYÂT) 28. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
j)
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve
gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz
ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. 17. sure (İSRÂ) 36.
ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
k)
Bilgi, Sorumluluğu Gerektirir
Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki
kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye
kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka
bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında,
işkillendiren bir kuşku içindedirler. 42. sure (ŞÛRÂ) 14. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik belgeler verdik.
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık
yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp
durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir. 45.
sure (CÂSİYE) 17. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Ey iman edenler! Size, "Meclislerde yer açın!"
dendiğinde, yer açın ki Allah da sizin için genişlik sağlasın.
"Kalkın!" dendiğinde de kalkın ki Allah, içinizden inananlarla
kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 11. ayet (Resmi:
58/İniş:104/Alfabetik:66)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder