IX. TARİH VE
KISSALAR
B. PEYGAMBER
KISSALARI-26
12. HZ. DAVUT VE SÜLEYMAN-2
d) Babil
Süleyman'ın
mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular.
Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara
büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine
indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız,
sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı.
İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var
ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar
kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu
satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz
benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
e) Hüdhüd
"
Kuşları teftiş etti de dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa
kayıplara mı karıştı?" "Ona acımasızca azap edeceğim, belki de onu
boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek." Az sonra
Hüdhüd gelip şöyle dedi: "Senin fark edemeyeceğin bir şeyi fark ettim ve
sana Sabâ'dan parlak bir haber getirdim." "Sabâlılara hükmeden bir
kadın buldum. Kendisine her şeyden bir pay verilmiş, kocaman bir tahtı
var." "Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum.
Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık
doğruyu bulamazlar." "Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran,
onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek
gayretindeler." "O Allah ki, tanrı yok kendinden başka, o büyük arşın
rabbidir O." Süleyman dedi: "Doğru mu söyledin yoksa yalancılardan
mısın, göreceğiz!" "Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan
uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar." 27. sure (NEML) 20-28. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Elçi, Süleyman'a geldiğinde, o dedi ki:
"Siz bana bir mal ile mi destek veriyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size
verdiğinden daha kıymetlidir. Sizin hediyenizle, benden çok siz
ferahlarsınız." "Seni gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları
ordularla üstlerine gelirim ve onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir
halde sürer çıkarırım." 27. sure
(NEML) 36-37. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
f) Karınca
Karınca
vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar!
Yuvalarınıza girin ki, Süeyman ve orduları farkında olmayarak sizi
ezmesinler." Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi:
"Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut
olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni
iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok." 27.
sure (NEML) 18-19. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
g) Tâlût- Câlût
Peygamberleri
onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral gönderdi." Şöyle
konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz
ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir."
Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve
beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah,
mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. 2.
sure (BAKARA) 247. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki:
"Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden
değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka."
Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla
beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: "Bugün bizim Câlût'a
ve ordusuna karşı hiç bir gücümüz yoktur." Allah'a kavuşacaklarını
düşünenler ise şöyle konuştular: "Sayıca az nice topluluk vardır ki,
sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle
beraberdir." Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar:
"Ey Rabb'imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve
küfre sapanlara karşı bize yardım et." Nihayet Allah'ın izniyle onları
bozguna uğrattılar. Ve Dâvud Câlût'u öldürdü. Ve Allah, Dâvud'a mülk/saltanat
ve hikmet verdi. Ve ona dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah'ın, bazı
insanları diğer bazılarıyla savması olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama
Allah âlemlere karşı çok lütufkardır. 2.
sure (BAKARA) 249-251. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder