IX. TARİH VE
KISSALAR
B. PEYGAMBER
KISSALARI-19
11. HZ. MUSA,
HARUN VE İSRAİLOĞULLARI-8
d) İsrailoğulları-1
(1) İsrailoğulları, Kitap ehli, İnanıp salih amel işleyenleri Hakla buluşmuş
Şu bir
gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a
ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında
kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için,
tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure
(BAKARA) 62. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir
gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve
âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur.
Tasalanmayacaklardır onlar. 5. sure
(MÂİDE) 69. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Musa
kavminden bir topluluk vardır ki, hakka kılavuzluk/hak ile kılavuzluk eder ve
yalnız hakka dayanarak adaleti gözetir. 7.
sure (A'RAF) 159. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Kendilerine
verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları,
yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik. 7. sure (A'RAF) 165. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Beni İsrail
bilginlerinin de onu bilmesi bunlar için bir belirti/kanıt değil mi? 26. sure (ŞUARA) 197. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Yemin olsun
ki, Mûsa'ya Kitap'ı vermiştik. Böyleyken sen ona kavuşacağından kuşkuda olma!
Biz onu İsrailoğullarına bir kılavuz yapmıştık. 32. sure (SECDE) 23. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
De ki:
"Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız,
İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip inandığı halde,
siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk
etmez." 46. sure (AHKAF) 10. ayet
(Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Ey iman
sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere:
"Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de, havariler:
"Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi. Bunun
ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı.
Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün
geldiler. 61. sure (SAFF) 14. ayet
(Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
(2) İsrailoğulları, verilen nimet ve âlemlere üstünlüğü, Tevrat'ın rehberliği
Ey İsrail
oğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın; bana verdiğiniz söze vefalı
olun ki, ben de size ahdimde vefalı olayım. Ve yalnız benden korkun. 2. sure (BAKARA) 40. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey
İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi, sizi âlemlere üstün kıldığımı
hatırlayın. 2. sure (BAKARA) 47. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey
İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın. Ben sizi âlemlerden daha
üstün kılmıştım. 2. sure (BAKARA) 122. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Mûsa'ya
Kitap'ı verdik ve onu, "benden başka bir vekil tutmayın" buyruğuyla
Beniisrail'e bir kılavuz kıldık. 17. sure
(İSRÂ) 2. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
(3) İsrailoğulları ve Buzağıya tapanlar
Ve Mûsa ile kırk gece için sözleşmiştik de
siz bunun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme sapmıştınız siz. Belki
şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik. 2. sure (BAKARA) 51-52. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hani Mûsa,
toplumuna demişti ki: "Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz
benliklerinize zulmettiniz. Hadi, yaratıcınıza, Bâri'nize tövbe edin;
egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için daha iyidir;
O sizin tövbelerinizi kabul eder. Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul
edendir, rahmeti sonsuz olandır." 2.
sure (BAKARA) 54. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak
beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilâh edinmiştiniz. Zalimlersiniz
sizler. Hani kesin söz almıştık sizden de Tûr'u üzerinize kaldırmıştık.
"Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle
demişlerdi: "Dinledik ve isyan ettik." İnkârları yüzünden gönüllerine
buzağı içirildi. De ki: "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size
imanınızın emretmekte olduğu..." 2.
sure (BAKARA) 92-93. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İsrailoğullarına
denizi geçirttik. Özel putlarına tapan bir topluluğa rastladılar. Bunun
üzerine: "Ey Musa, dediler, bunların ilahları olduğu gibi sen de bize bir
ilah belirle." Musa dedi: "Siz cahilliği sürdürmekte olan bir
toplumsunuz." 7. sure (A'RAF) 138. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Musa'nın kavmi, onun Allah'la konuşmaya
gidişinden sonra, süs eşyalarından oluşmuş, böğürebilen bir buzağı heykelini
ilah edinmişti. Görmediler mi ki, o onlarla ne konuşabiliyor ne de kendilerine
yol gösterebiliyor? Onu benimsediler ve zalimler haline geldiler. Başları
avuçları arasına düşürülüp de sapmış olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar:
"Rabbimiz bize merhamet etmez, bizi affetmezse mutlaka hüsrana düşenlerden
olacağız." Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi:
"Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini
bekleyemediniz mi? Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine
doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni
horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana
güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma." Musa şöyle yakardı:
"Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet
edenlerin en merhametlisisin." Buzağıyı ilah edinenler var ya, yakında
onlara Rablerinden bir öfke ve dünya hayatında bir zillet ulaşacaktır.
İftiracıları böyle cezalandırırız biz. Günahlar işlendikten sonra tövbe ile
iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli
olacaktır. 7. sure (A'RAF) 148-153. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Buyurdu: "Biz senden sonra
toplumunu tam bir biçimde imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı." Bunun
üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey
toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi
yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz
söze ters davrandınız?" Dediler ki: "Biz sana kendi
irademizle / malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs
eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî
de attı." Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı.
Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa
unuttu." Görmüyorlar mı ki; o buzağı onlara bir sözü geri çeviremiyor;
kendilerine bir zarar veremiyor, bir yarar sağlayamıyor. Yemin olsun, Hârun
daha önce onlara şunu söylemişti: "Ey kavmim, siz bununla imtihan
edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat
edin!" Onlar şöyle demişlerdi: "Mûsa bize dönünceye kadar ona
tapıcılar olmakta devam edeceğiz." Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların
saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de, Benim ardım sıra gelmedin.
Emrime isyan mı ettin?" Hârun dedi: "Ey annemin oğlu! Sakalımı,
başımı tutma. Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına
ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!" Mûsa dedi: "Senin derdin
neydi, ey Sâmirî?" Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm.
Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş
gösterdi." Mûsa dedi: "Defol, çünkü sen, hayatın boyunca "bana
dokunmayın" diyeceksin! Ve senin için asla kaytaramayacağın bir hesap
zamanı da var. O başını bekleyip durduğun tanrına bir bak! Onu kesinlikle
yakacağız, sonra da un ufak edip denize dökeceğiz." 20. sure (TÂHÂ) 85-97. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Yemin olsun,
biz, İsrailoğullarına Kitap'ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları
temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı
kıldık. 45. sure (CÂSİYE) 16. ayet (Resmi:
45/İniş:65/Alfabetik:15)
(4) İsrailoğulları, verilen nimet, din-rızk ve diğer milletlere üstünlük
Ey
İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın. Ben sizi âlemlerden daha
üstün kılmıştım. 2. sure (BAKARA) 122. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Mûsa,
kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini
hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı,
âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi." "Ey toplumum!
Allah'ın sizin için yazdığı kutsal toprağa girin, arkanıza dönmeyin; yoksa
hüsrana uğramışlar durumuna düşersiniz." 5. sure (MÂİDE) 20-21. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yemin olsun,
biz onları bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştık. 44. sure (DUHÂN) 32. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)
Yemin olsun,
biz, İsrailoğullarına Kitap'ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları
temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı
kıldık. 45. sure (CÂSİYE) 16. ayet (Resmi:
45/İniş:65/Alfabetik:15)
(5) İsrailoğulları ve Allah'ın İsrailoğullarından aldığı söz
İsrailoğulları'ndan
şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli
ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz,
pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 83. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yemin olsun
ki, Allah İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki
temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim.
Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz
ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim
ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan
sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur." 5. sure (MÂİDE) 12. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Ama
arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı yitirdiler, şehvetlere uydular.
Bunlar, azgınlıklarının cezasını bulacaklardır. 19. sure (MERYEM) 59. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Hiç
kuşkulanma ki ben Allah'ım. İlah yoktur benden başka. O halde bana
kulluk/ibadet et ve namazını, beni hatırlayıp anmak için yerine getir." 20. sure (TÂHÂ) 14. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(6) Allah'ın İsrailoğullarından aldığı söze karşılık İsrailoğullarının yaptıkları
Ey İsrail
oğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın; bana verdiğiniz söze vefalı
olun ki, ben de size ahdimde vefalı olayım. Ve yalnız benden korkun. 2. sure (BAKARA) 40. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hani, sizden
şu şekilde kesin söz almış da Tûr'u üzerinize kaldırmıştık: "Size
verdiğimizi kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayıp zikredin ki,
sakınabilesiniz." 2. sure (BAKARA) 63.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
İsrailoğulları'ndan
şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli
ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz,
pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. Sizden
şu sözü de almıştık: Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi
yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna
tanıklarsınız. Bütün bunlardan sonra siz şu insanlarsınız: Birbirinizi
öldürüyorsunuz. İçinizden bir zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onlar
aleyhine kötülük ve düşmanlık hususunda dayanışmaya giriyorsunuz. Esasında
onları yurtlarından çıkarmak size haram edildiği halde, esir olarak size
geldiklerinde fidyelerini veriyorsunuz. Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp
bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya
hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri
azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz
değildir. 2. sure (BAKARA) 83-85. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hani kesin
söz almıştık sizden de Tûr'u üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi
kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle demişlerdi: "Dinledik
ve isyan ettik." İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki:
"Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte
olduğu..." 2. sure (BAKARA) 93. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kesin söz
vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Kapıdan secde ederek
girin." dedik. Onlara şunu da söyledik: "Cumartesi gününde azgınlık
yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık. Başlarına gelenler;
ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere
peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri
yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır
da pek azı müstesna, iman etmezler. 4. sure
(NİSA) 154-155. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının
mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle
demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz,
resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç
verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar
akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun
denge noktasından sapmış olur." Sonunda, verdikleri mîsakı bozdukları için
onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. Kelimeleri yerlerinden
kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular.
İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte
onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever. 5. sure (MÂİDE) 12-13. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yemin olsun
ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış da onlara resuller
göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi
getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı. 5. sure (MÂİDE) 70. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Bunun
üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey
toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi
yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana
verdiğiniz söze ters davrandınız?" Dediler ki: "Biz sana kendi
irademizle / malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs
eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî
de attı." 20. sure (TÂHÂ) 86-87. ayet
(Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(7) Ahiret hakkındaki Batıl zanları ve Dünya'ya olan aşırı düşkünlükleri
De ki: "Allah katındaki âhıret yurdu
diğer insanların değil de yalnız ve yalnız sizin ise, eğer doğru sözlü iseniz,
hadi isteyin ölümü!" Ellerinin önden gönderdiği şeyler yüzünden ölümü hiç
bir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir. Sen onları,
insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun. Şirke batanlardan bile... Her
biri bin yıl ömür sürsün ister. Oysa ki, uzun yaşaması onu azaptan
uzaklaştıracak değildir. Allah, yapmakta olduklarını çok iyi görmektedir. 2. sure (BAKARA) 94-96. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(8) İsrailoğulları ve mucize talepleri/azgınlıkları
Siz şunu da
söylemiştiniz: "Ey Mûsa! Biz, Allah'ı apaçık görmedikçe sana asla
inanmayacağız." Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı, Ve siz bakıp
duruyordunuz. 2. sure (BAKARA) 55. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Siz şöyle
demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için
Rabb'ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarımsağından,
mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz
daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir
kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve
yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu,
çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri
öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık
yapıyorlardı. 2. sure (BAKARA) 61. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ehlikitap,
senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da
bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Allah'ı bize açıktan
göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı.
Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz
onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü
verdik. 4. sure (NİSA) 153. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder