IX.
TARİH VE KISSALAR
B. PEYGAMBER KISSALARI-11
10. HZ. ŞUAYB VE MEDYENLİLER (EYKELİLER)
a) Kavram olarak, Tarih ve Kıssalar, Peygamber Kıssaları, Hz. Şuayb ve Medyenliler (Eykeliler)
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Size O'ndan başka ilah yok! Size Rabbinizden açık bir kanıt gelmiştir. Ölçü ve tartı da dürüst davranın. İnsanların eşyasına el koymaya tenezzül etmeyin. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Eğer inanan insanlarsanız bu sizin için daha hayırlıdır." "Her yol üstünde oturup da tehdit savurarak Allah yolundan O'na inananları çevirmeyin. Yolun çarpığını isteyip durmayın. Hatırlayın ki, siz az idiniz, O sizi çoğalttı. Bir bakın, nasılmış bozguncuların sonu! "İçinizden bir grup, benimle gönderilene inanmış, bir başka grup da inanmamışsa, Allah aranızda hükmedinceye kadar sabırlı olun. O, yargıçların en hayırlısıdır." Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: "Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahut ta seni ve seninle birlikte inananları kentimizden çıkarırız." Dedi ki: "Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?" "Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın." Toplumunun küfre sapan kodamanları dedi ki: "Eğer Şuayb'ın ardı sıra giderseniz hüsrana gömülenler olursunuz." Bunun üzerine o korkunç titreşim/o büyük zelzele onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki o yerde hiç şenlik kurmamışlardı. Şuayb'ı yalanlayanlar hüsrana saplananların ta kendileriydi. Şuayb onlardan yüzünü döndürdü de şöyle dedi: "Yemin olsun, ben size Rabbimin mesajlarını ilettim. Size öğüt verdim. Artık küfre batmış bir topluluğa nasıl acırım?" 7. sure (A'RAF) 85-93. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Eyke halkı da elçileri
yalanladı. Şuayb onlara demişti ki: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?"
"Kuşkusuz, ben sizin için güvenilir bir resulüm." "Artık
Allah'tan sakının da bana itaat edin." "Ben bu iş için sizden herhangi
bir ödül de istemiyorum; benim ödülüm âlemlerin Rabbi'nden başkasında
değil." "Ölçüyü tam yapın; şunun bunun hakkını çarpanlardan
olmayın" "Doğru düzgün terazi ile tartın." "Halkın
eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat
çıkarmayın!" "Sizi ve önceki nesilleri yaratandan sakının!"
Dediler: "Sen fena halde büyülenmişsin." "Sen bizim gibi bir
insandan başka şey değilsin. Biz senin yalancılardan olduğunu
düşünüyoruz." "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi üzerimize gökten parçalar
düşür!" Şuayb dedi: "Yapmakta olduğunuzu Rabbim daha iyi bilir."
Onu yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakalayıverdi.
O, gerçekten büyük bir günün azabıydı. Bunda elbette bir ibret var ama onların
çoğu inanan kişiler değildi. Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir. 26. sure (ŞUARA) 176-191. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Eyke halkı da gerçekten zalim
insanlardı. Onlardan
intikam aldık. Her ikisi önde, belirgin bir biçimde durmaktadır. 15. sure (HİCR) 78-79. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı
gönderdik. Şöyle dedi:
"Ey toplumum, Allah'a kulluk/ibadet edin. Âhiret gününe umut bağlayın.
Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın." Onu hemen yalanladılar.
Bunun üzerine kendilerini o korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz
yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler. 29. sure (ANKEBÛT) 36-37. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı
göndermiştik. Dedi ki:
"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik
ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet, bereket içinde görüyorum, ama sizin için
sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum." "Ey toplumum!
Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını tırtıklamayın.
Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın." "Eğer inananlar iseniz,
Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir
bekçi değilim." Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana,
atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi
davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir
insansın." Dedi: "Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine
üzerindeysem, bana lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım
şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış
ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın
desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum."
"Ey toplumum! Bana kafa tutmanız, sakın sizi Nûh kavminin yahut Hûd
kavminin yahut Sâlih kavminin başlarına gelen musibetle yüz yüze getirmesin.
Lût kavmi de sizden pek uzak değil." "Rabbinizden af dileyip O'na
yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok
sevgilidir." Dediler ki: "Ey Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu
anlamıyoruz. Ve biz seni aramızda zayıf bir adam olarak görüyoruz. Hani kabilen
olmasa, kafanı taşla ezivereceğiz. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün
yok." Dedi: "Ey toplumum! Sizce kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve
onurlu! Allah'ı arkanıza atıp dışlanmış hale getirdiniz. Rabbim, yapıp
ettiklerinizi çepeçevre kuşatmıştır." "Ey toplumum! Elinizden geleni
yapın, ben görevimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz rezil edici bir azabın kime
geleceğini, yalancının kim olduğunu! Gözetleyin, ben de sizinle beraber
gözetliyorum." Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri
bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o yüksek titreşimli sayha yakaladı
da öz yurtlarında yere çömelmiş hale geldiler. Sanki hiç yurt tutmamışlardı orada.
Bakıp görün ki, Medyen de tıpkı Semûd gibi, dönüşü olmayan bir gidişle gitti. 11. sure (HÛD) 84-95. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
b) Medyen
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı
gönderdik. Şöyle
dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Size O'ndan başka ilah yok! Size
Rabbinizden açık bir kanıt gelmiştir. Ölçü ve tartı da dürüst davranın.
İnsanların eşyasına el koymaya tenezzül etmeyin. Yeryüzünde, orası barışa
kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Eğer inanan insanlarsanız bu sizin için
daha hayırlıdır." "Her yol üstünde oturup da tehdit savurarak Allah
yolundan O'na inananları çevirmeyin. Yolun çarpığını isteyip durmayın.
Hatırlayın ki, siz az idiniz, O sizi çoğalttı. Bir bakın, nasılmış
bozguncuların sonu! "İçinizden bir grup, benimle gönderilene inanmış, bir
başka grup da inanmamışsa, Allah aranızda hükmedinceye kadar sabırlı olun. O,
yargıçların en hayırlısıdır." Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları
dediler ki: "Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahut ta seni
ve seninle birlikte inananları kentimizden çıkarırız." Dedi ki: "Ya
istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?" "Allah bizi, milletimizden
kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz.
Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu
edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz.
Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm
getirenlerin en hayırlısısın." Toplumunun küfre sapan kodamanları dedi ki:
"Eğer Şuayb'ın ardı sıra giderseniz hüsrana gömülenler olursunuz."
Bunun üzerine o korkunç titreşim/o büyük zelzele onları yakalayıverdi de öz
yurtlarında yere çökmüş hale geldiler. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki o yerde hiç
şenlik kurmamışlardı. Şuayb'ı yalanlayanlar hüsrana saplananların ta
kendileriydi. Şuayb onlardan yüzünü döndürdü de şöyle dedi: "Yemin olsun,
ben size Rabbimin mesajlarını ilettim. Size öğüt verdim. Artık küfre batmış bir
topluluğa nasıl acırım?" 7. sure
(A'RAF) 85-93. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gelmedi mi onlara
kendilerinden öncekilerin haberi: Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un, İbrahim
kavminin, Medyen halkının ve altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara
açık seçik ayetler getirmişti. Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz
benliklerine onlar zulmediyorlardı. 9. sure
(TEVBE) 70. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı
göndermiştik. Dedi ki:
"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik
ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet, bereket içinde görüyorum, ama sizin için
sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum." "Ey toplumum!
Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını
tırtıklamayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın." "Eğer
inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin
üzerinizde bir bekçi değilim." Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı
emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda
dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu,
olgun bir insansın." Dedi: "Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine
üzerindeysem, bana lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım
şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış
ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın
desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum."
"Ey toplumum! Bana kafa tutmanız, sakın sizi Nûh kavminin yahut Hûd
kavminin yahut Sâlih kavminin başlarına gelen musibetle yüz yüze getirmesin. Lût
kavmi de sizden pek uzak değil." "Rabbinizden af dileyip O'na
yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok
sevgilidir." Dediler ki: "Ey Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu
anlamıyoruz. Ve biz seni aramızda zayıf bir adam olarak görüyoruz. Hani kabilen
olmasa, kafanı taşla ezivereceğiz. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün
yok." Dedi: "Ey toplumum! Sizce kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve
onurlu! Allah'ı arkanıza atıp dışlanmış hale getirdiniz. Rabbim, yapıp
ettiklerinizi çepeçevre kuşatmıştır." "Ey toplumum! Elinizden geleni
yapın, ben görevimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz rezil edici bir azabın kime
geleceğini, yalancının kim olduğunu! Gözetleyin, ben de sizinle beraber
gözetliyorum." Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri
bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o yüksek titreşimli sayha yakaladı
da öz yurtlarında yere çömelmiş hale geldiler. Sanki hiç yurt tutmamışlardı
orada. Bakıp görün ki, Medyen de tıpkı Semûd gibi, dönüşü olmayan bir gidişle
gitti. 11. sure (HÛD) 84-95. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Hani, kız
kardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun bakımını üstlenecek kişiyi size
göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun,
tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık.
Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen
halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre
geliverdin, ey Mûsa!" 20. sure
(TÂHÂ) 40. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Medyen
halkı da. Mûsa da
yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım.
Nasılmış benim azabım! 22. sure (HAC) 44. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Eyke halkı da elçileri yalanladı. 26. sure (ŞUARA) 176. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Onu
yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakalayıverdi. O,
gerçekten büyük bir günün azabıydı. 26. sure
(ŞUARA) 189. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Medyen
tarafına yönelince şöyle dedi: "Umarım Rabbim beni isabetli bir yola
kılavuzlar." 28. sure (KASAS) 22. ayet
(Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Ancak biz,
birçok nesil oluşturduk da bunlar üzerinden ömürler akıp gitti. Sen Medyen
halkı içinde oturarak onlara ayetlerimizi okuyor değildin. Biz, peygamberler
gönderiyoruz, hepsi bu. 28. sure (KASAS) 45.
ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Medyen'e
de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum, Allah'a
kulluk/ibadet edin. Âhiret gününe umut bağlayın. Bozgunculuk yaparak ülkenin
huzurunu kaçırmayın." Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o
korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü
çömelenler haline geldiler. 29. sure
(ANKEBÛT) 36-37. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Semûd, Lût
kavmi, o sık ağaçları besleyen su kaynağının sahipleri Eykeliler de. İşte onlar
da böyle hiziplerdi. 38. sure (SÂD) 13. ayet
(Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
c) Eykeliler
Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.
Onlardan intikam aldık. Her ikisi önde, belirgin bir biçimde durmaktadır. 15. sure (HİCR) 78-79. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Eyke halkı da elçileri
yalanladı. Şuayb onlara demişti ki: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?"
"Kuşkusuz, ben sizin için güvenilir bir resulüm." "Artık
Allah'tan sakının da bana itaat edin." "Ben bu iş için sizden
herhangi bir ödül de istemiyorum; benim ödülüm âlemlerin Rabbi'nden başkasında
değil." "Ölçüyü tam yapın; şunun bunun hakkını çarpanlardan
olmayın" "Doğru düzgün terazi ile tartın." "Halkın
eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat
çıkarmayın!" "Sizi ve önceki nesilleri yaratandan sakının!"
Dediler: "Sen fena halde büyülenmişsin." "Sen bizim gibi bir
insandan başka şey değilsin. Biz senin yalancılardan olduğunu
düşünüyoruz." "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi üzerimize gökten
parçalar düşür!" Şuayb dedi: "Yapmakta olduğunuzu Rabbim daha iyi
bilir." Onu yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları
yakalayıverdi. O, gerçekten büyük bir günün azabıydı. Bunda elbette bir ibret
var ama onların çoğu inanan kişiler değildi. Ve senin Rabbin mutlak Azîz,
mutlak Rahîm'dir. 26. sure (ŞUARA) 176-191.
ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Semûd, Lût
kavmi, o sık ağaçları besleyen su kaynağının
sahipleri Eykeliler de. İşte onlar da böyle hiziplerdi. 38. sure (SÂD) 13. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Eykeliler, Tübba' kavmi de. Hepsi
resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu. 50. sure (KAF) 14. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder