İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

4 Mart 2017 Cumartesi

HZ. İBRAHİM-2


IX. TARİH VE KISSALAR


B.  PEYGAMBER KISSALARI-7


7. İBRAHİM AİLESİ-3


a)  Hz. İbrahim, İsmail, İshak-3


(2) İbrahim-2

(n) İbrahim ve Din

"Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi." 2. sure (BAKARA) 135. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı / Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 67. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 95. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!" "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin. 14. sure (İBRÂHİM) 35-36. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 123. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem." İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık. 19. sure (MERYEM) 48-49. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

 Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?" Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim." "Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim." Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler. Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan kesinlikle zalimlerdendir." Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler." Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!" Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz." Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar." İbrahim dedi: "Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" "Yazıklar olsun size ve Allah'ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık. Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 51-73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

(o) İbrahim ve iman
 
Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 2. sure (BAKARA) 260. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Sizin için, dinden, Nûh'a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir. 42. sure (ŞÛRÂ) 13. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

(p) İbrahim ve kavmi
 
Gelmedi mi onlara kendilerinden öncekilerin haberi: Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara açık seçik ayetler getirmişti. Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz benliklerine onlar zulmediyorlardı. 9. sure (TEVBE) 70. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

İbrahim'in kavmi de Lût'un kavmi de... 22. sure (HAC) 43. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

(q) İbrahim ve duası / duaları
 
İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızklardır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." "Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." "Rabb'imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın." 2. sure (BAKARA) 126-129. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!" "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin. "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!" "Rabbimiz, hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." "İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar." "Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!" "Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" 14. sure (İBRÂHİM) 35-41. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

(r) İbrahim ve Kavmine karşı İbrahim'e verilen deliller, İnananlara / Müminlere Dereceler

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas... Hepsi iyilik ve barış için çalışanlardandı. İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût... Hepsini âlemlere üstün kıldık. Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM) 83-87. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin." 60. sure (MÜMTEHİNE) 4-5. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

(s) İbrahim ve Kavmine karşı İbrahim'e verilen deliller, Müşriklerin sınavı

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure (EN'ÂM) 83. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?" Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim." "Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim." Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler. Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan kesinlikle zalimlerdendir." Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler." Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!" Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz." Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar." İbrahim dedi: "Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" "Yazıklar olsun size ve Allah'ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık. Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 51-73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Toplumunun İbrahim'e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: "Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır. 29. sure (ANKEBÛT) 24. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!" Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik. 37. sure (SÂFFÂT) 97-98. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Bir zaman İbrahim, babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Ben, sizin taptıklarınızdan uzağım." "Yalnız beni yaratana kulluk ederim. Bana, O kılavuzluk edecektir." O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 26-28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında. 87. sure (A'LÂ) 19. ayet (Resmi: 87/İniş:8/Alfabetik:5)

Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 2. sure (BAKARA) 258. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

(t) İbrahim ve peygamberliği

 İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum." Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben." "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? 6. sure (EN'ÂM) 74-81. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?" Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim." "Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim." Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler. Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan kesinlikle zalimlerdendir." Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler." Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!" Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz." Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar." İbrahim dedi: "Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" "Yazıklar olsun size ve Allah'ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık. Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 51-73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
İbrahim'in haberini de oku onlara. Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz neye ibadet ediyorsunuz?" Dediler: "Birtakım putlara tapıyoruz. Onların önünde toplanıp tapınmaya devam edeceğiz." Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?" "Size yarar sağlıyor yahut zarar veriyorlar mı?" Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk." Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!" "Siz ve o eski atalarınız!" "Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama âlemlerin Rabbi dostum." "O yarattı beni, O yol gösteriyor bana." "O'dur beni doyuran, suvaran." "Hastalandığımda O'dur bana şifa ulaştıran." "Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur." "Din gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur." "Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!" "Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur." "Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl." "Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır." "Herkesin diriltileceği gün beni utandırma." 26. sure (ŞUARA) 69-87. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
(u) İbrahim ve tebliği, Daveti / Çağrısı

Kitap'ta İbrahim'i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi. Hani, babasına demişti ki: "Babacığım; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?" "Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." "Babacığım, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti." "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!" Babası dedi: "Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım. Uzun bir süre uzak kal benden!" Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır." "Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem." İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık. Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk. 19. sure (MERYEM) 41-50. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

İbrahim'i de gönderdik. Toplumuna şöyle demişti: "Allah'a kulluk/ibadet edin, O'ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." "Allah'ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan/iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk/kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz." 29. sure (ANKEBÛT) 16-17. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
İbrahim dedi: "Şu bir gerçek ki, siz dünya hayatında aranızda sevgi oluşturmak için Allah'ın berisinden putlar edindiniz. Sonra, kıyamet gününde birbirinizi tanımaz olacaksınız, bazınız bazınıza lanet edecek. Hepinizin varacağı yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır." 29. sure (ANKEBÛT) 25. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

 Hiç kuşkusuz, İbrahim de onun grubundandı. Rabbine, tertemiz bir kalple gelmişti. Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" "Allah'ı bırakıp da birtakım uydurma ilahları mı istiyorsunuz?" "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz nedir?" Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı, Şöyle dedi: "Ben hastayım!" Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar. O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?" "Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!" İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi. Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi. İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır." Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!" Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik. İbrahim dedi: "Kuşkunuz olmasın ki ben Rabbime gideceğim, O bana kılavuzluk edecek." "Rabbim, bana barış ve iyilik sevenlerden birini lütfet!" Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. Selam olsun İbrahim'e! Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri! O da bizim inanan kullarımızdandı. Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan İshak'ı müjdeledik. Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var. 37. sure (SÂFFÂT) 83-113. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" 60. sure (MÜMTEHİNE) 4. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

(v) İbrahim ve Sünnetullah (İnsanların yaradılış amacı olan sınav / imtihan ile ilgili Allah'ın ahdinin/verdiği sözün işleyişi)

Hani Rabb'i, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: "Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdime zalimler eremezler." buyurdu. 2. sure (BAKARA) 124. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Rabb'i ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabb'ine!" 2. sure (BAKARA) 131. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

"Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem." İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık. 19. sure (MERYEM) 48-49. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

 Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. Selam olsun İbrahim'e! Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri! O da bizim inanan kullarımızdandı. 37. sure (SÂFFÂT) 102-111. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

(w) İbrahim ve küfrü seçen babayla ilişkiye örnekler
 
İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvâhtı. 9. sure (TEVBE) 114. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Hani, babasına demişti ki: "Babacığım; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?" "Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." "Babacığım, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti." "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!" Babası dedi: "Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım. Uzun bir süre uzak kal benden!" Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır." 19. sure (MERYEM) 42-47. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" 21. sure (ENBİYÂ) 52. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz neye ibadet ediyorsunuz?" 26. sure (ŞUARA) 70. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

"Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır." 26. sure (ŞUARA) 86. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" 37. sure (SÂFFÂT) 85. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Bir zaman İbrahim, babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Ben, sizin taptıklarınızdan uzağım." 43. sure (ZUHRUF) 26. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" 60. sure (MÜMTEHİNE) 4. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

(3) İsmail
 
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" 2. sure (BAKARA) 125. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." 2. sure (BAKARA) 127. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 136. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût... Hepsini âlemlere üstün kıldık. 6. sure (EN'ÂM) 86. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

"İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar." 14. sure (İBRÂHİM) 39. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Kitap'ta İsmail'i de an. Çünkü o, vaadinde sadıktı; bir resuldü, bir peygamberdi. Ailesine namazı, zekâtı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kişiydi. 19. sure (MERYEM) 54-55. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

İsmail, İdris, Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. 21. sure (ENBİYÂ) 85. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda / düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün / sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. 37. sure (SÂFFÂT) 83-108. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
İsmail'i, Elyese'i, Zülkifll'i de an! Hepsi seçkinlerdendi. 38. sure (SÂD) 48. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

 (4) 
İshak

Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 136. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. 6. sure (EN'ÂM) 84. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Orada dikilmekte olan karısı güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u. 11. sure (HÛD) 71. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

 "Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar." 14. sure (İBRÂHİM) 39. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık. 19. sure (MERYEM) 49. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. 21. sure (ENBİYÂ) 72. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz, İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve Kitap'ı yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik. Âhirette de o, elbette ki iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır. 29. sure (ANKEBÛT) 27. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan İshak'ı müjdeledik. Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var. 37. sure (SÂFFÂT) 112-113. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Güçlü kuvvetli, bakış ve görüş sahibi kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub'u da an! 38. sure (SÂD) 45. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

(5) Âzer
 
İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

(6) Evvâh

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvâhtı. 9. sure (TEVBE) 114. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

İbrahim, gerçekten yufka yürekli bir insandı; herkes için ah eder, içini çekerdi, yalvarıp yakarırdı. 11. sure (HÛD) 75. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

(7) Kısırlık
 
Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım kısır." Allah cevap verdi: "Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 40. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

"Ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla; Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim." Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeliyoruz; adı Yahya, daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık. Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım." 19. sure (MERYEM) 5-8. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Yahut onları erkekler ve dişiler halinde çift verir. Dilediğini de kısır yapar. O'dur bilen, O'dur güç yetiren. 42. sure (ŞÛRÂ) 50. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)


Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!" 51. sure (ZÂRİYÂT) 29. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder