IX.
TARİH VE KISSALAR
B. PEYGAMBER KISSALARI-6
7. İBRAHİM
AİLESİ-2
a) Hz. İbrahim, İsmail, İshak-2
(2) İbrahim-1
(a) İbrahim, Mekke ve Kâbe
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar
için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık.
Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü
ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde
edenler için evimi temizleyin!" İbrahim şöyle yakarmıştı:
"Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe
inananlarını çeşitli ürünlerle rızktandır." Rab dedi ki: "Küfre
sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş
azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." İbrahim'in, İsmail'le
birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da
an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen,
Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin."
2. sure (BAKARA) 125-127. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir
gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için
kurulan ilk ev Mekke'dekidir. Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır
orada. Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi,
insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz,
Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 96-97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey Rabbimiz! Ben,
çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz
vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı
gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki,
şükredebilsinler!" 14. sure (İBRÂHİM) 37.
ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Bir zamanlar
İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi
ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû, secde edenler için
temizle. 22. sure (HAC) 26. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
(b) İbrahim, seçilmişler/peygamberler soyu, bütün peygamberlere indirilen din esasları aynıdır, İslam
Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır; 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 33. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki:
"Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a,
torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden
verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na
teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Güzellikler
sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü
Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost
edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki
peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e,
İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da
vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure
(NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İbrahim,
babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de
toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." Böylece biz İbrahim'e
göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek
inananlardan olsun. Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte
Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri
sevmem!" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!"
dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi
sapıtan topluluktan olurdum." Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu
gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp
gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben."
"Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm.
Müşriklerden değilim ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye
kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru
yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği
dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ
öğüt almayacak mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt
indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak
tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki
gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? İman edip de
imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir
olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. İşte
bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece
derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure (EN'ÂM) 74-83. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İşte böyle!
Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler
öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı
bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu
kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir
ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi.
O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola
kılavuzladı. Dünyada ona güzellik verdik, âhirette de o mutlaka barışsever
iyiler arasında yer alacaktır. Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak
İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120-123. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Kitap'ta
İbrahim'i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi. 19. sure (MERYEM) 41. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Yemin olsun,
İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 21. sure (ENBİYÂ) 51. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
O, sözünü,
kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Yemin olsun,
Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların
soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan
çoğu, yoldan çıkmış olanlardır. 57. sure
(HADÎD) 26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
(c) İbrahim, Peygamberler, Allah evinin ve Allah yolunun hizmetkârlığı için seçilip/ misakı alınanlar
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" 2. sure (BAKARA) 125. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ve unutma ki
Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan
ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul
geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul
ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik."
dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım."
dedi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 81. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Biz,
peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan,
İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle mîsak aldık; 33. sure (AHZÂB) 7. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(d) İbrahim'in dini, Haniflik/İslam, uyanlar-Allah yoluna girenler
"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki
müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize
ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın,
tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."
"Rabb'imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine
Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder.
Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm
hikmetlerin kaynağısın." Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim,
İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip
yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır
elbette... 2. sure (BAKARA) 128-130.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir
gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar,
bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
De ki:
"Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a,
torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden
verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na
teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki:
"Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak
İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 95. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Yoksa
insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar
mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de Kitap'ı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük
bir mülk de lütfetmiştik .Onlardan bir kısmı ona inanmıştır;
bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter. . 4. sure (NİSA) 54-55. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
De ki:
"Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf
olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İşte böyle!
Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler
öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı
bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu
kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
"Ve
atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi
Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer
insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
İşte bunlar,
Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan,
Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk
edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda,
ağlayarak secdelere kapanırlardı. 19. sure
(MERYEM) 58. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Biz,
İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve
Kitap'ı yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik. Âhirette de o, elbette ki
iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır. 29. sure (ANKEBÛT) 27. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
"Rabbim, bana barış ve iyilik
sevenlerden birini lütfet!" Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir
oğlan müjdeledik. Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi:
"Yavrucuğum, uykuda / düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak
bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun
şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de
teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey
İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel
davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık
imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. Selam olsun İbrahim'e!
Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri! O da bizim inanan
kullarımızdandı. Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan
İshak'ı müjdeledik. Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların
zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden
de var. 37. sure (SÂFFÂT) 100-113. ayet (Resmi:
37/İniş:56/Alfabetik:90)
Güçlü
kuvvetli, bakış ve görüş sahibi kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub'u da an! Biz
onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık. Ve bizim
katımızda onlar seçkin, hayırlı kimselerdendi. 38. sure (SÂD) 45-47. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
(e) İbrahim, Putlar ve Peygamberler
Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu
bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. Babasına ve toplumuna şöyle
demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler:
"Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." Dedi: "Vallahi,
siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." Dediler:
"Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?"
Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları
yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim." "Allah'a yemin
ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun
çevireceğim." Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini
bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler. Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan
kesinlikle zalimlerdendir." Dediler: "Onları diline dolayan bir genç
duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." Dediler: "Halkın gözleri
önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler." Dediler: "Tanrılarımıza
bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Dedi: "Hayır, ben değil. Şu
büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!"
Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz,
zalimlerin ta kendilerisiniz." Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler:
"Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar." İbrahim dedi:
"Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar
veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" "Yazıklar olsun size ve Allah'ın
berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?"
Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza
yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik
ol, bir selam ol!" Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en
beterine uğrayanlar yaptık. Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere
bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca
Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık.
Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı,
namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 51-73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
İbrahim'in
haberini de oku onlara. Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz
neye ibadet ediyorsunuz?" Dediler: "Birtakım putlara tapıyoruz.
Onların önünde toplanıp tapınmaya devam edeceğiz." Dedi: "Yalvarıp
yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?" "Size yarar sağlıyor yahut zarar
veriyorlar mı?" Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde
bulduk." Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!"
"Siz ve o eski atalarınız!" "Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama
âlemlerin Rabbi dostum." 26. sure
(ŞUARA) 69-77 ayet (Resmi:
26/İniş:47/Alfabetik:94)
Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz
neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" "Allah'ı bırakıp da birtakım uydurma
ilahları mı istiyorsunuz?" "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz
nedir?" Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı, Şöyle dedi: "Ben
hastayım!" Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar. O da onların
ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?" "Neniz
var ki, konuşmuyorsunuz!" İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe
indirdi. Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi. İbrahim dedi:
"Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" "Oysaki sizi de
yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır." Dediler: "Şunun için bir
bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!" Ona tuzak kurmak istediler
ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik. 37. sure (SÂFFÂT) 85-98. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
(f) İbrahim, Allah'ı buluş ve Allah'a tam teslim oluş
İbrahim,
babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de
toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." Böylece biz İbrahim'e
göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek
inananlardan olsun. Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte
Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri
sevmem!" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!"
dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi
sapıtan topluluktan olurdum." Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde,
"Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle
seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben." "Ben bir
hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim
ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki:
"Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na
ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz.
Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak
mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri
Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz
şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi
güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? İman edip de imanlarını herhangi bir
zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların
hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. 6. sure (EN'ÂM) 74-82. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince,
İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni
boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım,
dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın."
Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle
seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz,
güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç
kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir
kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. 37. sure (SÂFFÂT) 102-108. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
(g) İbrahim, tüm peygamberler ve peygamberlerine inanıp uyanların tamamı Müslüman'dır
"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." 2. sure (BAKARA) 128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Öz benliğini
beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun
ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik
sevenlerden biri olacaktır elbette... 2.
sure (BAKARA) 130. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yoksa siz,
Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu
sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu
olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına,
tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim
olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"Yahudi yahut Hıristiyan
olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle
değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O,
şirke bulaşanlardan değildi." Şöyle deyin: "Allah'a, bize
indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene,
Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından
hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç
kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak
içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi
işiten, en güzel bilendir O. Allah'ın boyasını esas alın. Allah'tan daha güzel
kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz. De ki onlara: "Allah
hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb'imizdir hem
sizin Rabb'inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız
O'na/Allah'a gönül verenleriz." Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak,
Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle
onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine
ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta
olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure
(BAKARA) 135-140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey Ehl-i
Kitap! İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz? Tevrat da İncil de ondan sonra
indirildi. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz? İşte siz böyle insanlarsınız!
Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir
bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz
bilmezsiniz. İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf
bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi. Şu bir gerçek ki,
insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu
peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 65-68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki:
"Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak
İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 95. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Güzellikler
sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü
Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost
edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
De ki:
"Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf
olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yemin olsun,
biz senden önce de resuller gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir
resul, Allah'ın izni olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre için bir
yazı vardır. 13. sure (RA'D) 38. ayet
(Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Şu da
kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın
önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah
onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı. Dünyada ona güzellik
verdik, âhirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer alacaktır. Daha
sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O,
müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120-123.
ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Yemin olsun,
İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 21. sure (ENBİYÂ) 51. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Onları,
bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz
kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Allah
uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi,
önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye
adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine
tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur
sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
(h) İbrahim, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler
O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Yemin olsun,
Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların
soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan
çoğu, yoldan çıkmış olanlardır. 57. sure
(HADÎD) 26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
(i) İbrahim, Tüm Müslümanlara örnekler var
O, sözünü,
kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Ve o
çok vefalı İbrahim'in sayfalarındakiler... 53. sure (NECM) 37. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için
çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi:
"Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi
tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya
kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına
şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek
şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız
sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre
sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen,
yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin." Yemin olsun,
onlarda sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlere çok güzel bir örnek
vardır. Kim yüz çevirirse şunu bilsin ki, Allah, sınırsız zengindir; tüm
övgülerin sahibidir. 60. sure (MÜMTEHİNE)
4-6. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
(j) İbrahim ve oğulları
İbrahim de
oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: "Oğullarım! Allah sizin için bu
dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin." 2. sure (BAKARA) 132. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"İhtiyar
yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim,
duayı gerçekten çok iyi duyar." 14. sure
(İBRÂHİM) 39. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Ona İshak'ı
bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan
insanlar yaptık. 21. sure (ENBİYÂ) 72. ayet
(Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince,
İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda / düşte görüyorum ki ben seni
boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün / sen ne dersin?" "Babacığım,
dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın."
Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle
seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz,
güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç
kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir
kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. 37. sure (SÂFFÂT) 102-108. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
(k) İbrahim ve babası
İbrahim,
babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de
toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İbrahim'in,
babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah
düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek
ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir
insandı / tam bir evvâhtı. 9. sure (TEVBE) 114.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
"Rabbimiz,
hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" 14. sure (İBRÂHİM) 41. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Hani, babasına demişti ki: "Babacığım;
işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk
ediyorsun?" "Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi.
O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." "Babacığım,
şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti."
"Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın
dostu haline gelmenden korkuyorum!" Babası dedi: "Sen benim
ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi
seni taşlarım. Uzun bir süre uzak kal benden!" Dedi: "Selam sana!
Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."
"Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua
edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem." 19. sure (MERYEM) 42-48. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Babamı
da affet. Çünkü o, sapmışlardandır." 26.
sure (ŞUARA) 86. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
(l) İbrahim ve misafirleri / melekler
Güzellikler
sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü
Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost
edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun, resullerimiz İbrahim'e muştu
getirip "Selam!" demişlerdi. O da "Selam!" demiş, fazla
beklemeden kızartılmış bir buzağı getirmişti. Ellerinin ona ulaşmadığını
görünce onlardan işkillendi. Ve kendilerinden ürpermeye başladı. "Korkma,
dediler, biz Lût kavmine gönderildik." Orada dikilmekte olan karısı güldü.
Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u. "Vay
başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar.
Gerçekten şaşılacak şey bu." Dediler ki: "Allah'ın emrine mi
şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O
Hamîd'dir, Mecîd'dir." İbrahim'den korku gidip yerine müjde gelince, Lût
kavmi hakkında bizimle tartışır oldu. İbrahim, gerçekten yufka yürekli bir
insandı; herkes için ah eder, içini çekerdi, yalvarıp yakarırdı. "Ey
İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap
onların enselerine binecektir." 11. sure
(HÛD) 69-76. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset.
Hani onun yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. O da "Biz
sizden korkuyoruz." diye konuşmuştu. "Korkma! Biz sana bilgin bir
oğlan müjdeliyoruz." dediler. Dedi: "İhtiyarlık yakama yapıştıktan
sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?"
Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden
olma." Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin
rahmetinden!" "Amacınız nedir ey elçiler?" diye sordu. Dediler: "Biz
günahkâr bir topluluğa gönderildik." "Yalnız Lût'un ailesi suçlu
değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız." "Lût'un karısı hariç. O
günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik." 15. sure (HİCR) 51-60. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde
şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı
zalim oldular." İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler:
"Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini
kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak." 29. sure (ANKEBÛT) 31-32. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Geldi mi sana İbrahim'in ikram
edilen konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de
"Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk
bu." demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi. Danayı
misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O arada, içine
bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan
müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle
dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!" Dediler ki:
"Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen
de O'dur." İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?" Dediler:
"Biz, suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik." "Üzerlerine
çamurdan taş atalım diye." "Rabbin katında, sınır tanımazlar için
işaretlenmiş taşlar." Orada, müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada,
bir ev dışında, müslümanlardan / Allah'a teslim olanlardan hiç kimse
bulamıyorduk. Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık; 51. sure (ZÂRİYÂT) 24-37. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
(m) İbrahim ve ateşe atılması/İbrahim ve tevekkül
Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey
yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik:
"Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" 21. sure (ENBİYÂ) 68-69. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
İbrahim'le,
beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar
toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk
ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz
Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret
olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af
dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey
Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız
sanadır!" 60. sure (MÜMTEHİNE) 4. ayet
(Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder