İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

3 Mart 2017 Cuma

HZ. İBRAHİM-1



IX. TARİH VE KISSALAR


B.  PEYGAMBER KISSALARI-6

7. İBRAHİM AİLESİ-2


a)  Hz. İbrahim, İsmail, İshak-2


(2) İbrahim-1

(a) İbrahim, Mekke ve Kâbe
 
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızktandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." 2. sure (BAKARA) 125-127. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 96-97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

"Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!" 14. sure (İBRÂHİM) 37. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû, secde edenler için temizle. 22. sure (HAC) 26. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

(b) İbrahim, seçilmişler/peygamberler soyu, bütün peygamberlere indirilen din esasları aynıdır, İslam

Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır; 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 33. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum." Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben." "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure (EN'ÂM) 74-83. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı. Dünyada ona güzellik verdik, âhirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer alacaktır. Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120-123. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Kitap'ta İbrahim'i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi. 19. sure (MERYEM) 41. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 21. sure (ENBİYÂ) 51. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan çıkmış olanlardır. 57. sure (HADÎD) 26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

(c) İbrahim, Peygamberler, Allah evinin ve Allah yolunun hizmetkârlığı için seçilip/ misakı alınanlar

Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" 2. sure (BAKARA) 125. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ve unutma ki Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 81. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz, peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık; 33. sure (AHZÂB) 7. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

(d) İbrahim'in dini, Haniflik/İslam, uyanlar-Allah yoluna girenler
 
"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." "Rabb'imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın." Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette... 2. sure (BAKARA) 128-130. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 95. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de Kitap'ı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik .Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter. . 4. sure (NİSA) 54-55. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 38. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı. 19. sure (MERYEM) 58. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Biz, İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve Kitap'ı yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik. Âhirette de o, elbette ki iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır. 29. sure (ANKEBÛT) 27. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

"Rabbim, bana barış ve iyilik sevenlerden birini lütfet!" Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda / düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. Selam olsun İbrahim'e! Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri! O da bizim inanan kullarımızdandı. Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan İshak'ı müjdeledik. Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var. 37. sure (SÂFFÂT) 100-113. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Güçlü kuvvetli, bakış ve görüş sahibi kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub'u da an! Biz onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık. Ve bizim katımızda onlar seçkin, hayırlı kimselerdendi. 38. sure (SÂD) 45-47. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

(e) İbrahim, Putlar ve Peygamberler
 
Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?" Dediler: "Atalarımızı onlara kulluk/ibadet eder bulduk." Dedi: "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?" Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim." "Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim." Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler. Dediler: "Tanrılarımıza bunu yapan kesinlikle zalimlerdendir." Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor." Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler." Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!" Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz." Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler: "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar." İbrahim dedi: "Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?" "Yazıklar olsun size ve Allah'ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık. Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 51-73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
İbrahim'in haberini de oku onlara. Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Siz neye ibadet ediyorsunuz?" Dediler: "Birtakım putlara tapıyoruz. Onların önünde toplanıp tapınmaya devam edeceğiz." Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?" "Size yarar sağlıyor yahut zarar veriyorlar mı?" Dediler: "Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk." Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!" "Siz ve o eski atalarınız!" "Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama âlemlerin Rabbi dostum." 26. sure (ŞUARA) 69-77  ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" "Allah'ı bırakıp da birtakım uydurma ilahları mı istiyorsunuz?" "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz nedir?" Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı, Şöyle dedi: "Ben hastayım!" Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar. O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?" "Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!" İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi. Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi. İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır." Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!" Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik. 37. sure (SÂFFÂT) 85-98. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

(f) İbrahim, Allah'ı buluş ve Allah'a tam teslim oluş
 
İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum." Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben." "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. 6. sure (EN'ÂM) 74-82. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. 37. sure (SÂFFÂT) 102-108. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

(g) İbrahim, tüm peygamberler ve peygamberlerine inanıp uyanların tamamı Müslüman'dır

"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." 2. sure (BAKARA) 128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette... 2. sure (BAKARA) 130. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi." Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O. Allah'ın boyasını esas alın. Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz. De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb'imizdir hem sizin Rabb'inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na/Allah'a gönül verenleriz." Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 135-140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey Ehl-i Kitap! İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz? Tevrat da İncil de ondan sonra indirildi. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz? İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz. İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi. Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 65-68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 95. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir resul, Allah'ın izni olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre için bir yazı vardır. 13. sure (RA'D) 38. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı. Dünyada ona güzellik verdik, âhirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer alacaktır. Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. 16. sure (NAHL) 120-123. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 21. sure (ENBİYÂ) 51. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. 21. sure (ENBİYÂ) 73. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

(h) İbrahim, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler

O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan çıkmış olanlardır. 57. sure (HADÎD) 26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

(i) İbrahim, Tüm Müslümanlara örnekler var
O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

 Ve o çok vefalı İbrahim'in sayfalarındakiler... 53. sure (NECM) 37. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin." Yemin olsun, onlarda sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlere çok güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse şunu bilsin ki, Allah, sınırsız zengindir; tüm övgülerin sahibidir. 60. sure (MÜMTEHİNE) 4-6. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

(j) İbrahim ve oğulları

İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: "Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin." 2. sure (BAKARA) 132. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar." 14. sure (İBRÂHİM) 39. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. 21. sure (ENBİYÂ) 72. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda / düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün / sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. 37. sure (SÂFFÂT) 102-108. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

(k) İbrahim ve babası
 
İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: "Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6. sure (EN'ÂM) 74. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı / tam bir evvâhtı. 9. sure (TEVBE) 114. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)

"Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" 14. sure (İBRÂHİM) 41. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Hani, babasına demişti ki: "Babacığım; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?" "Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." "Babacığım, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti." "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!" Babası dedi: "Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım. Uzun bir süre uzak kal benden!" Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır." "Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem." 19. sure (MERYEM) 42-48. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır." 26. sure (ŞUARA) 86. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

(l) İbrahim ve misafirleri / melekler
Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. 4. sure (NİSA) 125. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

 Yemin olsun, resullerimiz İbrahim'e muştu getirip "Selam!" demişlerdi. O da "Selam!" demiş, fazla beklemeden kızartılmış bir buzağı getirmişti. Ellerinin ona ulaşmadığını görünce onlardan işkillendi. Ve kendilerinden ürpermeye başladı. "Korkma, dediler, biz Lût kavmine gönderildik." Orada dikilmekte olan karısı güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u. "Vay başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar. Gerçekten şaşılacak şey bu." Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O Hamîd'dir, Mecîd'dir." İbrahim'den korku gidip yerine müjde gelince, Lût kavmi hakkında bizimle tartışır oldu. İbrahim, gerçekten yufka yürekli bir insandı; herkes için ah eder, içini çekerdi, yalvarıp yakarırdı. "Ey İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap onların enselerine binecektir." 11. sure (HÛD) 69-76. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset. Hani onun yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. O da "Biz sizden korkuyoruz." diye konuşmuştu. "Korkma! Biz sana bilgin bir oğlan müjdeliyoruz." dediler. Dedi: "İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?" Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma." Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!" "Amacınız nedir ey elçiler?" diye sordu. Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik." "Yalnız Lût'un ailesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız." "Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik." 15. sure (HİCR) 51-60. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular." İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak." 29. sure (ANKEBÛT) 31-32. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
 Geldi mi sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi. Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!" Dediler ki: "Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen de O'dur." İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?" Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik." "Üzerlerine çamurdan taş atalım diye." "Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar." Orada, müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan / Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk. Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık; 51. sure (ZÂRİYÂT) 24-37. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

(m) İbrahim ve ateşe atılması/İbrahim ve tevekkül

Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin." Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" 21. sure (ENBİYÂ) 68-69. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)


İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" 60. sure (MÜMTEHİNE) 4. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71) 



RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder