IX. TARİH VE
KISSALAR
B. PEYGAMBER
KISSALARI-18
11. HZ. MUSA,
HARUN VE İSRAİLOĞULLARI-7
c) Harun
(1) Harun, İsrailoğulları ve Musa
Musa ile
otuz gece için vaatleştik. Ve bunu, bir on ekleyerek tamamladık. Böylece
Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki:
"Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçı ol, bozguncuların yolunu
izleme." Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca
şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi:
"Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de
beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve
Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih
ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim
ben." Allah buyurdu: "Ey Musa! Ben, gönderdiğim vahiylerle,
konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol."
Biz Musa için levhalarla her şeyi yazdık: Öğüt olarak, her şeyin ayrıntısı
olarak. "Kuvvetle tut bunları ve emret toplumuna da onları en güzel
şekliyle tutsunlar. Fasıklar yurdunu göstereceğim size." Yeryüzünde haksız
yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi
görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu görseler, onu yol edinmezler. Ama
azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar
ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı kayıtsız kaldılar. Ayetlerimizi ve
ahirete varılacağını yalan sayanların tüm yaptıkları boşa gitmiştir.
Bulacakları karşılık, yapıp ürettiklerinden başkası olmayacaktır. Musa'nın
kavmi, onun Allah'la konuşmaya gidişinden sonra, süs eşyalarından oluşmuş,
böğürebilen bir buzağı heykelini ilah edinmişti. Görmediler mi ki, o onlarla ne
konuşabiliyor ne de kendilerine yol gösterebiliyor? Onu benimsediler ve
zalimler haline geldiler. Başları avuçları arasına düşürülüp de sapmış
olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar: "Rabbimiz bize merhamet
etmez, bizi affetmezse mutlaka hüsrana düşenlerden olacağız." Musa, kızgın
ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan
ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? Levhaları yere
attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki:
"Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı
alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir
tutma." Musa şöyle yakardı: "Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla.
Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin." Buzağıyı
ilah edinenler var ya, yakında onlara Rablerinden bir öfke ve dünya hayatında
bir zillet ulaşacaktır. İftiracıları böyle cezalandırırız biz. Günahlar
işlendikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah
çok affedici, çok merhametli olacaktır. Öfke, Musa'yı rahat bırakınca,
levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir
rahmet ve bir kılavuz vardı. Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan
yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi:
"Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki
beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin
imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol
gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen
affedenlerin en hayırlısısın." 7. sure (A'RAF) 142-155. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu
söylemişti: "Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o
Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!" Onlar şöyle demişlerdi:
"Mûsa bize dönünceye kadar ona tapıcılar olmakta devam edeceğiz."
Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne
engelledi de, Benim ardım sıra gelmedin. Emrime isyan mı ettin?" Hârun
dedi: "Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma. Ben senin şöyle
diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı
kalmadın!" 20. sure (TÂHÂ) 90-94. ayet
(Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(2) Harun'un kız kardeşi (Hz. Meryem'e hitap)
"Ey
Harun'un kız kardeşi! Baban kötü bir adam değildi. Annen de bir kahpe
değildi." 19. sure (MERYEM) 28. ayet
(Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
(3) Harun, Peygamberliği
Biz, tıpkı
Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz
İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a,
Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Biz ona
İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha
önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a,
Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle
ödüllendiririz biz. 6. sure (EN'ÂM) 84. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Dediler ki:
"Onu kardeşiyle birlikte alıkoy. Ve şehirlere, toplayıcılar gönder."
Musa'nın ve Harun'un Rabbine!" 7. sure
(A'RAF) 111-112. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Onların
ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına
gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular. Gerçek, katımızdan
onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir
büyüdür." Mûsa dedi ki: "Gerçek size ulaştığında böyle mi
konuşuyorsunuz? Büyü müdür bu? Büyücülerin kurtuluşu yoktur." Dediler ki:
"Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu
toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de
inanmıyoruz." Firavun seslendi: "Tüm bilgin büyücüleri huzuruma
getirin!" Büyücüler gelince, Mûsa onlara şöyle dedi: "Ortaya koyma
gücünde olduğunuz şeyleri sergileyin." Onlar hünerlerini ortaya koyunca
Mûsa dedi ki: "Sergilediğiniz şey büyüdür. Allah onu mutlaka hükümsüz
kılacaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzgün yürütmez." "Ve
suçlular hoş görmese de Allah, hakkı, kelimeleriyle ortaya çıkarıp
kanıtlayacaktır." Firavun ve kodamanlarının kendilerine kötülük
etmelerinden korktukları için, kavmi arasından bir gençlik grubu dışında hiç
kimse Mûsa'ya inanmadı. Çünkü Firavun, o toprakta gerçekten çok üstündü ve
gerçekten sınır tanımaz azgınlardan biriydi. Mûsa dedi ki: "Ey toplumum!
Eğer Allah'a inanmışsanız, müslümanlarsanız/Allah'a teslim olanlarsanız yalnız
Allah'a dayanıp güvenin." Şöyle yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık.
Rabbimiz! Bizleri, zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma!"
"O küfre sapmış toplumdan rahmetinle bizi kurtar!" Mûsa'ya ve
kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini yerleştirmek üzere Mısır'da
evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın/karşılıklı yapın ve namaz kılın.
İnananlara müjde ver. 10. sure (YÛNUS) 75-87.
ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Rahmetimizden
ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik. 19. sure (MERYEM) 53. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Kardeşim
Hârun'u." 20. sure (TÂHÂ) 30. ayet
(Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Buyurdu:
"İstediğin sana verildi, ey Mûsa." 20. sure (TÂHÂ) 36. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Dediler ki: "Şunlar, iki
büyücüden başka bir şey değillerdir. Büyüleriyle sizi toprağınızdan çıkarmak ve
sizin örnek yolunuzu silip yok etmek istiyorlar." 20. sure (TÂHÂ) 63. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Bunun
üzerine büyücüler secdelere kapanıp şöyle seslendiler: "Hârun'un ve
Mûsa'nın Rabbine inandık!" 20. sure
(TÂHÂ) 70. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Yemin olsun,
biz, Mûsa'ya ve Hârun'a hak ile bâtılı ayıran, korunanlar için bir ışık ve öğüt
olan furkanı verdik. 21. sure (ENBİYÂ) 48.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Sonra, Mûsa
ile kardeşi Hârun'u mucizelerimizle, açık bir kanıtla gönderdik; 23. sure (MÜ'MİNÛN) 45. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik.
Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık. Ardından şöyle dedik:
"Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu
yerle bir ettik. 25. sure (FURKÂN) 35-36. ayet
(Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
"Göğsüm daralıyor, dilim
açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder." 26. sure (ŞUARA) 13. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Hemen
Firavun'a gidin, şöyle deyin: -Âlemlerin Rabbi'nin resulleriyiz biz." 26. sure (ŞUARA) 16. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Dediler:
"Onu kardeşiyle birlikte alıkoy ve kentlere toplayıcılar gönder, 26. sure (ŞUARA) 36. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Dediler:
"İnandık âlemlerin Rabbi'ne." "Mûsa'nın ve Hârun'un
Rabbine." 26. sure (ŞUARA) 47-48. ayet
(Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Kardeşim Hârun var ya, o benden lisanca
daha etkilidir/benden daha güzel konuşur. Onu da benimle yardımcı olarak gönder
ki beni tasdiklesin; beni yalanlamalarından korkuyorum." Allah buyurdu:
"Pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz; size öyle bir güç/kanıt vereceğiz
ki size ulaşamayacaklar. Ayetlerimize yemin olsun ki, siz ve size uyanlar,
galip gelenler olacaksınız." 28. sure
(KASAS) 34-35. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Yemin olsun,
biz Mûsa ve Hârun'a da lütufta bulunduk. Onları ve toplumlarını büyük
sıkıntıdan kurtardık. Onlara yardım ettik de galip gelenler kendileri oldular.
Onlara, açık seçik bilgi sunun Kitap'ı verdik. Her ikisini dosdoğru yola
kılavuzladık. Sonradan gelenler içinde, her ikisini hatırlatan bir şey
bıraktık. Selam olsun Mûsa'ya ve Hârun'a! Güzel düşünüp güzel davrananları biz
böyle ödüllendiririz! O ikisi de bizim inanan kullarımızdandı. 37. sure (SÂFFÂT) 114-122. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
(4) Harun ve Furkan/doğruyu eğriden ayıran Kitap
Yemin olsun,
biz, Mûsa'ya ve Hârun'a hak ile bâtılı ayıran, korunanlar için bir ışık ve öğüt
olan furkanı verdik. 21. sure (ENBİYÂ) 48.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Onlara, açık seçik bilgi sunun
Kitap'ı verdik. 37. sure (SÂFFÂT) 117. ayet
(Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder