IX. TARİH VE KISSALAR
B. PEYGAMBER
KISSALARI-29
15. İMRAN AİLESİ-2
b) Hz. İsa ve Meryem-1
(1) Kavram olarak, Tarih ve Kıssalar, Peygamber Kıssaları, İmran Ailesi, Hz. İsa ve Meryem
Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti. Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü. Meryem demişti: "Ben senden, Rahman'a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol." Ruh dedi: "Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım." Dedi: "Benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim." Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu." Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi. Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim." Altından ona şöyle seslendi: "Tasalanma, Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirdi." "Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir." "Artık ye, iç. Gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen şöyle söyle: 'Ben Rahman için oruç adadım. Onun için bugün, insan cinsinden hiç kimseyle konuşmayacağım." Meryem, onu taşıyarak toplumuna getirdi. "Ey Meryem, dediler, şaşılacak bir iş yaptın!" "Ey Harun'un kız kardeşi! Baban kötü bir adam değildi. Annen de bir kahpe değildi." Meryem, çocuğa işaret etti. Dediler: "Beşikteki bir sabiyle nasıl konuşuruz?" Sabi dedi: "Ben Allah'ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı." "Beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı önerdi." "Anneme iyilik etmemi önerdi. Beni zorba bir eşkıya yapmadı." "Selam bana doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün." İşte Meryem'in oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri şeyin doğrusu bu sözdür. 19. sure (MERYEM) 16-34. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Meryem'in
oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir
kuldu. İsa, açık seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size
hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım
diye geldim. O halde, Allah'tan korkun ve bana itaat edin!"
"Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbiniz. O halde O'na
kulluk/ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur." Böyle iken, aralarından
çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Korkunç bir günün azabından vay haline o
zulmedenlerin! 43. sure (ZUHRUF) 59-65. ayet
(Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle
koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler
için bir mucize yaptık. İşte şu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de
Rabbinizim. O halde bana kulluk/ibadet edin. 21. sure (ENBİYÂ) 91-92. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Meryem'in
oğluyla annesini birer ayet kıldık ve onları oturmaya uygun pınarlı bir tepeye
yerleştirdik. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 50. ayet
(Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Bu,
Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri
katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve
kopuş içindedirler. 22. sure (HAC) 53. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
Hani,
İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde
sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, her şeyi duyan, her
şeyi bilensin." Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği
halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi
değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana
sığındırıyorum." Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir
bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya,
mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı:
"Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır;
çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 35-37. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bir de melekler şöyle demişlerdi: "Ey
Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları
üstüne yüceltti." "Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla.
Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et." Bu, gayb
haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, Meryem'in bakımını kimin
üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin.
Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin. Bir de melekler şöyle demişti:
"Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem
oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a
yaklaştırılanlardandır." "Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla
konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır." Meryem dedi ki: "Rabbim,
çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap
verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır. Bir iş ve oluşa karar
verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir." Ona
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek. Onu Beni İsrail'e şöyle
konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir
mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de
Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın
izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size
haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize
vardır." "Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram
kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize
getirdim size. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin." "Allah
benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin. İşte bu,
dosdoğru bir yoldur." İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a
gidişte benim yardımcılarım kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın
yardımcılarıyız. Allah'a iman ettik biz. Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a
teslim olanlarız." "Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule
uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!" Onlar tuzak
kurdular, Allah da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime
yükselteceğim; seni, inkâr edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana
uyanları, inkâr edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak
dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm
vereceğim." "Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette
şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların." İman
edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini
tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez. İşte bu sana ayetlerden ve
hikmetlerle dolu Zikir'den okuduğumuzdur. Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in
durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o,
olur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 42-59. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük
bir yalan söylemeleri yüzünden... "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa
Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu
asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya
girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin
bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de
o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. 4.
sure (NİSA) 156-159. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip
doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem oğlu
İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber
Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!"
demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik
ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur
göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. Ne Mesih Allah'ın bir
kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk
ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda
haşredecekir. 4. sure (NİSA) 171-172. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Meryem oğlu
İsa'nın da şöyle dediğini hatırla: "Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın
elçisiyim. Benden önce Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet
adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim." Fakat İsa'nın
müjdelediği elçi onlara apaçık deliller getirdiğinde: "Bu, katıksız bir
büyüdür!" dediler. 61. sure (SAFF) 6. ayet
(Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in
oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le
desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş
görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş
oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle
ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara
açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti:
"Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." Havarilere şunu
vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi:
"İman ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız/Allah'a teslim
olanlarız!" Havariler demişlerdi ki: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Rabbin
bize gökten bir sofra indirebilir mi?" İsa dedi ki: "Eğer
müminlerseniz Allah'tan sakının!" Dediler: "İstiyoruz ki ondan
yiyelim, gönüllerimiz tatmin bulsun, senin bize doğruyu söylediğini bilelim ve
buna tanıklık edenlerden olalım!" Meryem oğlu İsa şöyle yakardı:
"Allah ‘ım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem
öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun.
Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!" Allah dedi ki:
"Ben onu üzerinize indireceğim. Ama bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir
azapla azap edeceğim ki, âlemlerden hiç kimseye böyle bir azap yapmamışım."
Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve
annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa
dedi: "Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim
haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim
içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen,
gaybları çok iyi bilensin!" "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden
başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a
kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat
ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey
üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın." "Onlara azap edersen, onlar
senin kullarındır. Ama onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi,
tüm hikmetlerin sahibisin." Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara,
doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan
cennetler var onlar için. Sonsuza dek kalacaklardır orada." Allah onlardan
razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş. 5. sure (MÂİDE) 110-119. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yemin olsun
ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre
batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz
hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a
ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun.
Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır." 5. sure (MÂİDE) 72. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Meryem'in
oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip
geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak
nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!
5. sure (MÂİDE) 75. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) İmran
Allah;
Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün
kılmıştır; 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 33. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hani,
İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde
sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, her şeyi duyan, her
şeyi bilensin." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 35.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ve Allah,
ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine
ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de
içten bağlananlardan oldu. 66. sure
(TAHRÎM) 12. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
(3) Mesih (Bak: İsa)
Bir de
melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle
muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır.
Allah'a yaklaştırılanlardandır." 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 45. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Biz, Allah'ın
resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu
öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun
hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler.
Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu
kesinlikle öldürmediler. Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah
Azîz'dir, Hakîm'dir. Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka
inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. 4. sure (NİSA) 157-159. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Biz, tıpkı
Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz
İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a,
Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip
doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem oğlu
İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber
Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!"
demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik
ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler
ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan
çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten
çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda
haşredecekir. 4. sure (NİSA) 171-172. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun
ki, "Allah Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler küfre batmışlardır. De
ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündeki insanların
hepsini helâk etmek istese Allah'a karşı kimin elinde bir güç vardır!" Hem
göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır.
Dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadîr'dir. 5. sure (MÂİDE) 17. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yemin olsun
ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre
batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz
hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a
ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun.
Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır." 5. sure (MÂİDE) 72. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Meryem'in
oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip
geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak
nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!
5. sure (MÂİDE) 75. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah'ın
yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de
öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri
emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından
arınmıştır O. 9. sure (TEVBE) 31. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder