KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 9
e) Allah'ın Bağışlaması (Af)
(1) Kavram Olarak, İtikat, Ahiret, Yargılanma (Hesap), Allah'ın Bağışlaması (Af)
Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Kim tövbe edip hayra ve barışa yönelik iş yaparsa, hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner. 25. sure (FURKÂN) 70-71. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Bunlar, cennet halkı arasında o
kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul
ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan
şaşmaz vaattir. 46. sure (AHKAF)
16. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır. 67. sure (MÜLK) 12. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. 29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Göklerdekiler de yerdekiler de
yalnız Allah'ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da
gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine
azap eder. Allah Kadîr'dir, her şeye gücü yeter. 2. sure (BAKARA) 284. ayet (Resmi:
2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir. 4. sure (NİSA) 116. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Eğer
yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi
örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 4.
sure (NİSA) 31. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir. 4. sure (NİSA) 48. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen,
hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır. Bunların,
Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır. 4. sure (NİSA) 98-99. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim zulmünden sonra
tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 5. sure (MÂİDE) 39. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
İster af dile onlar
için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları
affetmeyecektir. Çünkü onlar Allah'ı da resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa
kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 80.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
(2) Allah'ın Bağışlaması/Af, Mahiyeti/Niteliği
Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir! 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 135-136. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında
kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan,
gerçekten büyük bir günah işlemiştir. 4.
sure (NİSA) 48. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim bir kötülük
yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok
affedici, çok merhametli bulur. 4. sure (NİSA) 110.
ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah, kendisine
ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği
kişi için affeder. Allah'a
şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir. 4. sure (NİSA) 116. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 4. sure (NİSA) 137. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İnkâr edip zulme
sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 4. sure (NİSA) 168. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 54. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Günahlar işlendikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır. 7. sure (A'RAF) 153. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için. 8. sure (ENFÂL) 4. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir. 8. sure (ENFÂL) 29. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Küfre sapanlara söyle: "Eğer son verirlerse eskide kalmış olan, kendileri için affedilir. Eğer yeniden başlarlarsa, daha öncekilere uygulanan yol ve yöntem, eskisi gibi devam etmiş olacaktır." 8. sure (ENFÂL) 38. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
O inanıp hicret edenler, Allah yolunda didinenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var. 8. sure (ENFÂL) 74. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
İster af dile onlar
için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları
affetmeyecektir. Çünkü onlar Allah'ı da resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa
kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 80.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere. 9. sure (TEVBE) 113. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Sabredip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenler
böyle yapmazlar. Bunlar kendileri için bir yarlıgama ve büyük bir ödül
öngörülen kişilerdir. 11. sure (HÛD) 11. ayet (Resmi: 11/İniş:52/
Alfabetik: 38)
Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik.
Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız
yok. Sizi topraktan oluşturan ve size orada ömür geçirten O'dur. Artık O'ndan af dileyin, O'na dönün. Rabbim Karîb'dir, bize çok yakındır; Mucîb'dir, bize
cevap verir." 11.
sure (HÛD) 61. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Rabbinizden af dileyip O'na yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok sevgilidir." 11. sure (HÛD) 90. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir! 16. sure (NAHL) 110. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun
ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin
gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir. 16.
sure (NAHL) 119. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Benliklerinizin içindekini
Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi
kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. 17. sure (İSRÂ) 25. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ve ben, tövbe eden,
inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan
kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım. 20.
sure (TÂHÂ) 82. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
İman edip hayra ve
barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. 22.
sure (HAC) 50. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen
merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken, 23. sure (MÜ'MİNÛN) 109. ayet (Resmi:
23/İniş:74/Alfabetik:70)
Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin
en hayırlısısın!" 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 118. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Murdar karılar murdar erkeklere, murdar erkekler de murdar karılara... Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara... Bunlar, ötekilerin söylediklerinden arınmışlardır. Bunlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. 24. sure (NÛR) 26. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Tövbe ederek inanan
ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini
güzelliğe dönüştürür. Allah
Gafûr'dur, Rahîm'dir. 25. sure (FURKÂN)
70. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
"Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im." 27. sure (NEML) 11. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Allah şu kişiler
için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin
erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü
doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar,
Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka
veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan
kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan
kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır. 35. sure (FATIR) 7. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan
ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele! 36. sure (YÂSÎN) 11. ayet (Resmi: 36/İniş:41/
Alfabetik:108)
Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın
ki, Allah'ın vaadi haktır. Günahın için af dile.
Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et! 40. sure (MÜ'MİN) 55. ayet (Resmi:
40/İniş:60/Alfabetik:69)
De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım. İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların! 41. sure (FUSSİLET) 6. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
"Ey toplumumuz! Allah'ın davetçisine uyun, ona iman edin ki Allah, günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan korusun!" 46. sure (AHKAF) 31. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)
İnkâr edip Allah
yolundan döndüren, sonra da küfre saplanmış olarak ölenler yok mu, Allah onları
asla affetmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 34. ayet (Resmi:
47/İniş:99/Alfabetik:64)
Günahlarınızı
affeder ve sizi,
altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz, bereketli
barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.
61. sure (SAFF) 12.
ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
Eğer Allah'a gönül hoşluğuyla bir şey borç verirseniz O, onu sizin için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah Şekûr'dur, şükredenlere karşılık verir; Halîm'dir, yumuşak ve merhametli davranır. 64. sure (TEĞÂBÜN) 17. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Görmedikleri halde
Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül
vardır. 67. sure (MÜLK) 12. ayet (Resmi:
67/İniş:77/Alfabetik:68)
Allah,
günahlarınızı affetsin ve sizi
belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez.
Bir bilebilseydiniz!" 71.
sure (NÛH) 4. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
(3) Allah'ın bağışlamasını / affını istemek
(a) Amel ile Allah'ın bağışlamasını / Affını istemek
Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 199. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Müşrik kadınlarla, onlar iman
edinceye kadar evlenmeyin. Özgürlüğünden yoksun inanmış bir kadın, müşrik bir
kadından - müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Müşrik
erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikâhlanmayın. İnanmış bir köle, müşrik
bir erkekten - o hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Bu müşrikler sizleri
ateşe çağırır. Allah ise sizi, izniyle cennete ve
affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp
öğüt alabilsinler. 2. sure (BAKARA)
221. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler. Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder. Allah, Vâsi'dir, Alîm'dir. 2. sure (BAKARA) 268. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Göklerdekiler de yerdekiler de yalnız Allah'ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah Kadîr'dir, her şeye gücü yeter. 2. sure (BAKARA) 284. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 31. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini / dileyeni affeder; dilediğine / dileyene azap eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 129. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından
ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer
üretenlerin ücreti ne güzeldir!
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 136. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İki topluluğun karşılaştığı gün
geri dönüp gidenleriniz var ya, yaptıkları bazı işler yüzünden şeytan onların
ayağını kaydırmak istemişti. Andolsun, Allah onları
yine de affetti. Allah Gafûr'dur, Halîm'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 155. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah yolunda öldürülür yahut ölürseniz, Allah'tan bir bağışlanma ve bir rahmet onların derleyip topladıklarından çok daha iyidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 157. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 96. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır. 5. sure (MÂİDE) 18. ayet (Resmi: 5 /İniş:110/Alfabetik:60)
Göklerin de yerin de mülk ve saltanatının Allah'ın olduğunu bilmedin mi? Dilediğine azap eder O, dilediğini affeder. Allah'ın gücü her şeye yeter. 5. sure (MÂİDE) 40. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Hâlâ Allah'a
yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 74. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
"Onlara
azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama
onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin
sahibisin." 5. sure (MÂİDE)
118. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." 39. sure (ZÜMER) 53. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ki Allah senin günahından geçmiş olanı da gelecek olanı da bağışlasın, nimetini senin üzerinde tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola kılavuzlasın. 48. sure (FETİH) 2. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Öyle kişilerdir ki onlar, günahın
büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler
hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş
olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman
hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde
kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen
O'dur. 53. sure (NECM) 32.
ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
(b) Dua ile Allah'ın bağışlamasını / Affını istemek
Resul, Rabb'inden kendisine
indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine,
kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini
ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik,
boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." 2. sure (BAKARA) 285. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah hiç bir benliğe, yaratılış
kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı
iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem
başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun
aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından
kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi
hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük
yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz
şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı
bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et
bize!" 2. sure (BAKARA)
286. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kullar ki şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla
günahlarımızı, ateş azabından koru bizi." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 16. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kullar ki sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır,
ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır;
seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 17. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 147. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'tan bir rahmet sayesindedir
ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin
çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da
onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah,
tevekkül edenleri sever. 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
159. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
"Ey Rabbimiz! Bir
çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim.
Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
3. sure (ÂLİ IMRÂN)
193. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı. 4. sure (NİSA) 64. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Onun yalnız tevilini gözetirler.
Onun tevili geldiği gün, daha önce onu unutanlar şöyle derler: "İnan
olsun, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler.
Acaba bizim için şefaatçiler var mı ki, bize şefaat etsinler yahut daha
önce yaptıklarımızdan başkasını yapalım diye geri gönderilebilir miyiz?"
Öz benliklerini hüsrana ittiler. İftiralarına alet ettikleri, onlardan
uzaklaşıp kayboldu. 7. sure (A'RAF) 53.
ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Musa şöyle yakardı: "Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin." 7. sure (A'RAF) 151. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Musa, bizimle buluşma vakti için
toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle
dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin.
İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin? Bu iş
senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır,
dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin.
O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın." 7. sure (A'RAF) 155. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi
senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni
affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum." 11. sure (HÛD) 47. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
Yûsuf dedi: "Bugün azarlanmayacaksınız. Allah sizi affeder. O, rahmet edenlerin en
merhametlisidir." 12.
sure (YÛSUF) 92. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Dedi: "Rabbimden sizin için af dileyeceğim. Çok affedicidir O, çok merhametlidir." 12. sure (YÛSUF) 98. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
"Rabbimiz,
hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!"
14. sure (İBRÂHİM)
41. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır." 19. sure (MERYEM) 47. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Müminler o insanlardır ki, Allah'a ve O'nun resulüne inanırlar. Resulle beraber, ortaklaşa bir iş üzerinde bulundukları zaman, ondan izin almadan çekip gitmezler. O senden izin isteyenler var ya, onlar Allah'a ve O'nun resulüne iman edenlerdir. Bazı uğraşları için senden izin istediklerinde, onlardan dilediğine izin ver ve kendileri için af dile. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 24. sure (NÛR) 62. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Ümidimiz odur ki,
Rabbimiz hatalarımızı bağışlar çünkü biz ilk inananlar olduk." 26. sure (ŞUARA) 51. ayet (Resmi:
26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Din
gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur." 26. sure (ŞUARA) 82. ayet (Resmi:
26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır." 26. sure (ŞUARA) 86. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur. 28. sure (KASAS) 16. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi. 38. sure (SÂD) 24. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Şöyle yakardı: "Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb!" 38. sure (SÂD) 35. ayet (Resmi: 38/İniş:38/ Alfabetik:88)
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun
çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler:
"Rabbimiz! Sen herşeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin
yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!" 40. sure (MÜ'MİN) 7. ayet (Resmi:
40/İniş:60/ Alfabetik:69)
Gökler, üstlerinden çatlayacak
gibi titreşiyor. Melekler de Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar. Gözünüzü
açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep merhamet eden. 42. sure (ŞÛRÂ) 5. ayet (Resmi:
42/İniş:62/Alfabetik:95)
Allah'tan başka tanrı olmadığını
kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de
mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp
dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir. 47. sure (MUHAMMED) 19. ayet (Resmi:
47/İniş:99/Alfabetik:64)
Seher vakitlerinde
af dilemekteydi onlar. 51. sure (ZÂRİYÂT) 18. ayet (Resmi:
51/İniş:67/Alfabetik:111)
Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!" 59. sure (HAŞR) 10. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
"Ey Rabbimiz! Bizi, küfre
sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla
bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin
sahibisin." 60. sure
(MÜMTEHİNE) 5. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar
sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina
etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira
uydurup ortaya sürmemeleri, iyilik ve güzelliği belirlenmiş bir işte sana isyan
etmemeleri hususunda seninle bey'atleşmek isterlerse, onlarla bey'atleş ve onlar için Allah'tan af dile! Kuşkusuz, Allah
Gafûr'dur, Rahîm'dir. 60. sure
(MÜMTEHİNE) 12. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Onlara, "Hadi gelin, Allah resulü sizin için af dilesin!" dendiğinde kafalarını öteye çevirirler. Ve sen onların böbürlenmiş bir halde dönüp gittiklerini görürsün. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 5. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
Sen onlar için ha
af dilemişsin ha dilememişsin. Aleyhlerindeki sonuç aynı kalacaktır. Allah
onları asla affetmeyecektir. Çünkü Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve
güzele iletmez. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 6. ayet (Resmi:
63/İniş:103/Alfabetik:72)
Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye gücün yeter." 66. sure (TAHRÎM) 8. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
Ve şöyle dedim:
"Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir." 71. sure (NÛH) 10. ayet (Resmi:
71/İniş:71/Alfabetik:83)
"Rabbim!
Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve
inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını
artır!" 71. sure (NÛH) 28.
ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
c) Tövbe ile Allah'ın bağışlamasını / Affını istemek
Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 199. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Rabbinizden bir
bağışlanmaya ve eni
göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun.
O, takva sahipleri için hazırlanmıştır.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 133. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 135. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 106. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur. 4. sure (NİSA) 110. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Hâlâ Allah'a yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 74. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Oysaki, sen onların içinde iken Allah onlara azap etmeyecekti. Onlar, af dileyip dururken de Allah onlara azap etmezdi. 8. sure (ENFÂL) 33. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum. 11. sure (HÛD) 3. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Ey toplumum! Rabbinizden af dileyin, sonra O'na yönelin ki
üzerinize göğü bol bol göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın. Günahkârlar olup
da Allah'tan yüz çevirmeyin." 11. sure (HÛD) 52. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
Sâlih dedi: "Ey toplumum!
İyilikten önce kötülüğü istemede aceleniz niye? Merhamet
görebilmeniz için Allah'tan af dileseniz olmaz mı?" 27. sure (NEML) 46. ayet (Resmi:
27/İniş:48/Alfabetik:81)
Rabbinizden bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış bulunan, eni de yerle göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun. Bu, Allah'ın dilediğine vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir. 57. sure (HADÎD) 21. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin
durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini
ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi
de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan,
kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde
dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da
Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun!
Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz
benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha
çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan
af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir. 73. sure (MÜZZEMMİL) 20. ayet (Resmi:
73/İniş:3/Alfabetik:74)
Tespih et Rabbini O'na Hamd ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekilde 110. sure (NASR) 3. ayet (Resmi: 110/İniş:114/Alfabetik:77)
(4) Allah'ın bağışlamasını / affını istememek
İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!... 2. sure (BAKARA) 175. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek. 18. sure (KEHF) 55. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
"Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler." 71. sure (NÛH) 7. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
(5) Allah'ın Bağışlaması / Affının Vesileleri/Sebepleri
(a) Allah'ın bağışlaması / Affının vesileleri / sebepleri, genel olarak
Sadakaları açıklarsanız bu da güzeldir. Ama onları gizler ve yoksullara bu şekilde verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; günahlarınızdan bir kısmını örter. Allah, Habîr'dir, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberi vardır. 2. sure (BAKARA) 271. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 193. ayet (Resmi: 3/İniş:94/
Alfabetik:7)
Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Eğer
yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi
örteriz ve sizi
nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 4. sure (NİSA) 31. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun ki, Allah
İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan
göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben
sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır,
onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz,
kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan
cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge
noktasından sapmış olur." 5. sure (MÂİDE) 12. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle
yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş...
Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası
bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın
indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 45. ayet (Resmi:
5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Eğer Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık. 5. sure (MÂİDE) 65. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman sahipleri!
Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun
sahibidir. 8. sure (ENFÂL) 29.
ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 25. sure (FURKÂN) 70. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. 29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Böylece, Allah
onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının
en güzeliyle verecek. 39. sure (ZÜMER)
35. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
İman edip hayra ve
barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların
Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin
davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir. 47.
sure (MUHAMMED) 2. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. 48. sure (FETİH) 5. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure (TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101
İşte bu, Allah'ın size indirmiş olduğu emridir. Kim Allah'tan korkarsa O, onun çirkinliklerini örter ve
onun ödülünü büyütür.
65. sure (TALÂK) 5. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
Ey iman edenler! Etkili öğüt
veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve
günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir.
O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır.
Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey
Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye
gücün yeter." 66. sure (TAHRÎM)
8. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
(b) İman ve Salih amel af sebebi / vesilesidir
Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır. 5. sure (MÂİDE) 9. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım. 20. sure (TÂHÂ) 82. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. 22. sure (HAC) 50. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. 29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure (TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
(c) Günahların büyüklerinden uzak kalmak af sebebi / vesilesidir
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 4. sure (NİSA) 31. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(d ) Allah yolunda zulme katlanmak af sebebi / vesilesidir
Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır. 4. sure (NİSA) 98. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(e) Tövbe / Allah'tan özür ve bağışlanma dilemek af sebebi / vesilesidir
Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 135. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 5. sure (MÂİDE) 39. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Günahlar
işlendikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah
çok affedici, çok merhametli olacaktır. 7. sure (A'RAF)
153. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Benliklerinizin içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. 17. sure (İSRÂ) 25. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım. 20. sure (TÂHÂ) 82. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(f) Dua / Allah'ı yardıma çağırmak / Allah'tan yardım istemek af sebebi/vesilesidir
Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 118. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
(g) Cihat af sebebi / vesilesidir
İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 95-96. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri! 9. sure (TEVBE) 111-112. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
İnanmış erkekleri
ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir.
İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. 48. sure (FETİH) 5. ayet (Resmi:
48/İniş:109/Alfabetik:27)
(h) Hak / Gerçek şefaatçilerin şefaatleri af sebebi / vesilesidir
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 31. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'tan bir rahmet sayesindedir
ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin
çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde
bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla
şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah, tevekkül
edenleri sever. 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
159. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik: 7)
Bunların mallarından bir sadaka
al ki, onunla kendilerini iyice temizleyip aklayasın. Onlar
için dua et, çünkü senin duan onlar için bir sükûnettir. Allah Semî'dir,
Alîm'dir. 9. sure (TEVBE)
103. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup ortaya sürmemeleri, iyilik ve güzelliği belirlenmiş bir işte sana isyan etmemeleri hususunda seninle bey'atleşmek isterlerse, onlarla bey'atleş ve onlar için Allah'tan af dile! Kuşkusuz, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 60. sure (MÜMTEHİNE) 12. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
(6) Allah'ın Bağışlaması/Affının Sonuçları
(a) İnsan kendi / öz kazancı / iman ve Salih amelleri /iyi işleri / iyi ve övülen tutum ve davranışları ile Allah'ın Bağışlaması / Af'fı, Allah'ın lütfüyle bu dünyada kazanır. İman ve Salih amelleri sebebiyle Allah, dilediği kulların günahlarının, çirkinliklerinin, kötülüklerinin tamamını veya bir kısmını örter, siler, görmezden gelir. (Kişinin Amel Defterine, Affettiğini işler.)
Sadakaları açıklarsanız bu da güzeldir. Ama onları gizler ve yoksullara bu şekilde verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; günahlarınızdan bir kısmını örter. Allah, Habîr'dir, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberi vardır. 2. sure (BAKARA) 271. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 31. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 4. sure (NİSA) 31. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun ki, Allah
İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan
göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı
kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve
Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz,
kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi,
altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan
sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur." 5. sure (MÂİDE) 12. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
Günahlar işlendikten sonra tövbe
ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra
Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır. 7. sure (A'RAF) 153. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gündüzün iki tarafında ve geceye
yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri
silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür. 11. sure (HÛD) 114. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir! 16. sure (NAHL) 110. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Benliklerinizin içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. 17. sure (İSRÂ) 25. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ve ben,
tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir
biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım. 20. sure (TÂHÂ) 82. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. 22. sure (HAC) 50. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kim tövbe edip
hayra ve barışa yönelik iş yaparsa, hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak
Allah'a döner. 25. sure (FURKÂN) 71. ayet (Resmi:
25/İniş:42/Alfabetik:29)
İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. 29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Doğruyu getirene ve
onu tasdikleyene gelince, işte böyleleri, korunanların ta kendileridir. Rableri katında onlar için diledikleri her
şey vardır. İşte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur.Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek,
ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek. 39. sure (ZÜMER) 33-35. ayet (Resmi:
39/İniş:59/Alfabetik:114)
De ki: "Ey öz benlikleri
aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın
rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O,
mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." 39. sure (ZÜMER)
53. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Korunup sakınanları
Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler. 39. sure (ZÜMER) 61. ayet (Resmi:
39/İniş:59/Alfabetik:114)
Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir. 46. sure (AHKAF) 16. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
"Ey toplumumuz! Allah'ın davetçisine uyun, ona iman edin ki Allah, günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan korusun!" 46. sure (AHKAF) 31. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)
"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure (TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
İşte bu, Allah'ın size indirmiş
olduğu emridir. Kim Allah'tan korkarsa O, onun çirkinliklerini örter ve onun
ödülünü büyütür. 65. sure (TALÂK) 5.
ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
(b) Allah bağışladığına / affettiğine hem Dünya'da hem de Ahirette yardım eder
(I) Allah, insanı inancındaki seçimi ve kesbindeki tercihi/iman edip Salih amel
işlemesi sebebiyle lütfedip bağışladığında / Affettiğinde, ona hem bu dünyada
hem de Ahirette yardım eder
Şu bir gerçek ki,
biz, resullerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında hem de tanıkların
ayağa kalkacakları gün mutlaka yardım edeceğiz. 40.
sure (MÜ'MİN) 51. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
(a) Allah'ın bağışladığına /affettiğine Dünya'daki
yardımı, Allah'ın yol göstermesi /kılavuzlaması/hidayete erdirmesidir:
Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o... 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 101. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'a inanıp O'na
sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları
kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır. 4.
sure (NİSA) 175. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir. 8. sure (ENFÂL) 29. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 25. sure (FURKÂN) 70. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir. 29. sure (ANKEBÛT) 69. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. 48. sure (FETİH) 4. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
İnanmış erkekleri
ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir.
İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. 48. sure (FETİH) 5. ayet (Resmi:
48/İniş:109/Alfabetik:27)
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir
musibet gelip çatmaz. Kim Allah'a inanırsa Allah
O'nun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar. Ve Allah her şeyi en iyi
biçimde bilmektedir. 64. sure (TEĞÂBÜN)
11. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
(b) Dünya'da, Allah kılavuzladığı
kişinin yolunu doğrultup denge noktasını bulur/doğru yolu göstermek Allah'ın
işidir
Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. 16. sure (NAHL) 9. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür. 11. sure (HÛD) 114. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 25. sure (FURKÂN) 70. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır. 6. sure (EN'ÂM) 70. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Her benlik öz kazancının bir karşılığıdır. Uğur ve bereket yârânı müstesna. Bahçelerdedirler. Birbirlerine soruyorlar, 74. sure (MÜDDESSİR) 38-40. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arındırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. 24. sure (NÛR) 21. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız. 16. sure (NAHL) 97. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
(i) Dünya'da, Amellerin bu güzel
haliyle tespit edilmesiyle de Kişinin Ahiret hesabı kolaylaştırılmış olur
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 4. sure (NİSA) 31. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İnanır
şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince
bilir. 4. sure (NİSA)
147. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç! 34. sure (SEBE') 17. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız. 10. sure (YÛNUS) 103. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Biz, Müslümanları/Allah'a teslim olanları, suçlular gibi yapar mıyız? Neniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz? 68. sure (KALEM) 35-36. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti
yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur. Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren
hariç. Yakında mutlaka hoşnut olacaktır. 92. sure (LEYL) 19-21. ayet (Resmi:
92/İniş:9/Alfabetik:58)
(a) Allah, insanı inancındaki seçimi ve kesbindeki
tercihi/iman edip Salih amel işlemesi sebebiyle lütfedip
bağışladığında/Affettiğinde, ona hem bu dünyada hem de Ahirette yardım eder.
Allah'ın kendisine teslim olan kullarına Ahirette ki yardımı, kolay bir hesapla
hesaba çekerek kişiyi sonuçta kurtarmasıdır
Göklerdekiler de yerdekiler de yalnız Allah'ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah Kadîr'dir, her şeye gücü yeter. 2. sure (BAKARA) 284. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız. 10. sure (YÛNUS) 103. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
O zaman kitabı sağdan verilen, Kolay bir hesapla hesaba çekilecek, Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. 84. sure (İNŞIKAK) 7-9. ayet (Resmi: 84/İniş:83/Alfabetik:44)
(b) Ahirette, Allah Bağışladığı/Affettiği
kişiyi nankörler, suçlular, günahkârlar gibi yapmaz, azap etmez:
İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince bilir. 4. sure (NİSA) 147. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç! 34. sure (SEBE') 17. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Biz, Müslümanları/Allah'a teslim olanları, suçlular gibi yapar mıyız? Neniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz? 68. sure (KALEM) 35-36. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız. 10. sure (YÛNUS) 103. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Gün olur, insan gruplarından her birini kendi önderiyle çağırırız. O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar. 17. sure (İSRÂ) 71. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Öz kitabı sağından verilen: "İşte kitabım, okuyun!" der. "Kendi hesabıma kavuşacağımı sezmiştim zaten." Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir. 69. sure (HÂKKA) 19-21. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)
O zaman kitabı sağdan verilen, Kolay bir hesapla
hesaba çekilecek, Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. 84. sure (İNŞIKAK) 7-9. ayet (Resmi: 84/İniş:83/Alfabetik:44)
(e) Ahirette, Allah'ın
Bağışladığı / Affettiği kişinin Adalet terazilerinde tartıları / öz kazancı ağır
çeker
O gün, iyi ve kötüyü ayıran ölçü haktır. Artık kimin ölçülüp tartılacak şeyleri ağır basarsa kurtuluşa erenler onlar olacaktır. 7. sure (A'RAF) 8. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 102. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
İşte o gün, tartıları ağır basan kişi, Evet o kişi, hoşnutluk
verici bir yaşayış içindedir. 101.
sure (KAARİA) 6-7. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)
Ayrıca bakınız: IV. D. 1.
h) veya IV. D. 4 . a) (4) Mizan-Adalet Terazileri ve Öz Kazançların
Tartılması
(c) Allah bağışladığına/affettiğine ayrıca kişinin öz kazancından fazla olarak büyük bir ödül verir.Bu Allah'tan insanlara büyük bir lütuftur. Allah'ın Bağışlama/Af ve ödül sözü verdikleri:
Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir! 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 134-136. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rableri onlara cevap verdi:
"Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım.
Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda
işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun
ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan
cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ama onların ilimde derinleşmiş
olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar.
Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. 4. sure (NİSA) 162. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah, inanıp hayra ve barışa
yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar
için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır. 5. sure (MÂİDE) 9. ayet (Resmi:
5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri! 9. sure (TEVBE) 111-112. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Allah şu kişiler
için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin
erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü
doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar,
Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka
veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan
kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan
kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır. 35. sure (FATIR) 7. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. 35. sure (FATIR) 29. ayet (Resmi: 35/İniş:43/ Alfabetik:24)
Çünkü Allah
onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırma da yapacaktır.
Gafûr'dur O, çok affeder; Şekûr'dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir. 35. sure (FATIR) 30. ayet (Resmi:
35/İniş:43/Alfabetik:24)
Muhammed, Allah'ın resulüdür.
Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok
merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün.
Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince,
yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri.
İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi
kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da
imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr
edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip
hayra ve barışa yönelik işlen yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat
etmiştir. 48. sure (FETİH)
29. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Görmedikleri halde
Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül
vardır. 67. sure (MÜLK) 12. ayet (Resmi:
67/İniş:77/Alfabetik:68)
(7) Allah'ın bağışlaması / af, Allah'ın lütfu hariç kişinin öz kazancıdır, Allah lütfederse bu dünyada kazanılır
(a) İnsan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur
Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir. 53. sure (NECM) 39-41. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
(b) Korunup sakınanları Allah kendi başarıları yüzünden kurtarır
Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler. 39. sure (ZÜMER) 61. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ayrıca bakınız: IV.A.4. KEDER/TASA VE
KURTULUŞ TA SÜNNETULLAH
(8) Allah'ın bağışlaması / af, Allah'ın İnananlar için kendi üzerine yazdığı bir vaadidir ve Allah'ın vaadi Hak'tır / Gerçektir ve O vaadine asla ters düşmez
(a) Allah'ın sözü / vaadi haktır / kesin gerçektir, mutlak doğrudur
Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir? 4. sure (NİSA) 87. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir? 4. sure (NİSA) 122. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Gökleri ve yeri hak olarak
yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve
yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur
Hakîm, O'dur Habîr. 6. sure (EN'ÂM) 73.
ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. 9. sure (TEVBE) 111. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Gözünüzü açın, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır! Gözünüzü açın, Allah'ın vaadi haktır! Ama onların çokları bilmiyorlar. 10. sure (YÛNUS) 55. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: "Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin." 11. sure (HÛD) 45. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Yeminlerinin tüm gücüyle,
"Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır,
öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir
vaattır, fakat insanların çokları bilmezler. 16. sure (NAHL) 38. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır." 18. sure (KEHF) 98. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Allah; sizin, iman
edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi
onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği
dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından
mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana
ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta
kendileridir. 24. sure (NÛR) 55.
ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Onlar için orada, diledikleri her şey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir. 25. sure (FURKÂN) 16. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir. 30. sure (RÛM) 60. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
İman edip hayra ve barışa yönelik
fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır.
Sürekli kalacaklardır orada. Allah'ın hak vaadidir
bu. Azîz'dir, Hakîm'dir O. 31.
sure (LOKMAN) 8-9. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı
sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile
aldatmasın. 35. sure (FATIR) 5.
ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
İşte böyle! Rabbinin, nankörlüğe sapanlar hakkındaki, "onlar ateş yâranıdır" sözü tam gerçekleşti. 40. sure (MÜ'MİN) 6. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. Günahın için af dile. Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et! 40. sure (MÜ'MİN) 55. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler. 40. sure (MÜ'MİN) 77. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece bir şeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz." 45. sure (CÂSİYE) 32. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Birisi de ana babasına: "Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?" dedi. Onlarsa; Allah'a sığınarak, "Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır" diye vahlanınca o şöyle dedi: "Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!" 46. sure (AHKAF) 17. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir. İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese... Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu. Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var. 50. sure (KAF) 31-35. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur.
Ve din, şaşmaz bir olgudur. 51.
sure (ZÂRİYÂT) 4-6. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Ey insanlar! Rabbinizden korkun!
Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık
ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır;
dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman
aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın! 31. sure (LOKMAN) 33. ayet (Resmi:
31/İniş:57/Alfabetik:59)
(b) Allah sözüne / vaadine asla ters düşmez, sözünden asla dönmez
Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla. Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın. Ey Rabbimiz! Sen Câmî'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan bir günde mutlaka toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 8-9. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey Rabbimiz! Resullerin
aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver, kıyamet günü bizi rezil
etme. Sen, vaadine asla ters düşmezsin."
3. sure (ÂLİ IMRÂN)
194. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik: 7)
Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters düşmez. 13. sure (RA'D) 31. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Sakın Allah'ı,
resullerine verdiği söze ters düşer sanma. Allah Azîz'dir, intikam da alır. 14. sure (İBRÂHİM) 47. ayet (Resmi:
14/İniş:72/Alfabetik:40)
Senden aceleyle azabı istiyorlar:
Allah, vaadine asla ters düşmez. Şu da bir
gerçek ki Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı
gibidir. 22. sure (HAC) 47.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Elif, Lâm, Mîm. Yenilgiye uğratıldı Rûm. Yeryüzünün en yakın/en
alçak bir yerinde. Ama onlar yengilerinin ardından galip duruma geçecekler,
Birkaç yıl içinde. İş/oluş/hüküm, önünde de sonunda da Allah'ındır. Onların
galibiyet gününde müminler ferahlayacaklar, Allah'ın yardımıyla. Dilediğine
yardım eder O! Azîz'dir, Rahîm'dir O. Allah'ın
vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların çokları
bilmiyorlar. 30. sure (RÛM) 1-6. ayet (Resmi:
30/İniş:84/Alfabetik:87)
Üzerine azap sözü hak olanı, ateşe dalmış olanı sen mi
kurtaracaksın? Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için
üst üste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.
39. sure (ZÜMER)
19-20. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114).
(c) Allah'ın Sünnetinde / Sünnetullah’ta (Kanununda) Değişiklik Görülemez
“Senden önce
gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu. Sen bizim yol ve
yöntemimizde değişme bulamazsın.” (17. sure (İSRÂ) 77. ayet)
“Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu, yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir / ölçüdür. Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter.” (33. sure (AHZÂB) 38-39. ayet)
“Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!” (35. sure (FATIR) 43. ayet)
“Bu, Allah'ın öteden beri işleyip duran yolu yöntemidir. Allah'ın yol ve yönteminde hiçbir değişme bulamazsın.” (48. sure (FETİH) 23. ayet)
“Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu, yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir / ölçüdür. Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter.” (33. sure (AHZÂB) 38-39. ayet)
“Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!” (35. sure (FATIR) 43. ayet)
“Bu, Allah'ın öteden beri işleyip duran yolu yöntemidir. Allah'ın yol ve yönteminde hiçbir değişme bulamazsın.” (48. sure (FETİH) 23. ayet)
Ayrıca bakınız: IV.A.5. KADER/TAKDİR VE DEĞİŞTİRME DE SÜNNETULLAH
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder