İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

KURAN’I TANIYOR MUYUZ?





 “İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. “ (2/Bakara/2)

Samimi mütedeyyin
 (Dinini hiç bir sapma ve değişik bir amaç için kullanmayan ve sadece din olarak gören ve yaşayan; dini yasakları hayatına sokmamaya çalışan, hak  hukuk tanıyan, kendi dinine ve başkalarının dinine saygılı, kendi dinini içinde özümsemiş, dinci değil dindarMüslümanları kılavuzlayan, yolunu gösteren, rehber olan  o “vahiy kitabı” dır Kuran… 

1.                 KURAN'IN MUHTEVASI:

 Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan İlmihal de aşağıdaki gibi tasniflenmiştir.
İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa kavuşturmak için gönderilmiş bulunan Kur'ân-ı Kerîm başlıca şu konuları kapsamaktadır:


1. 
İtikad. Başta Allah'a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler, Kur'an'ın kapsadığı konuların başında gelir.

2.
 İbadetler. Kur'an'da müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardır.

3. 
Muâmelât. Kur'an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertlerinin aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri kapsar. Kur'an'da alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikâh ve boşanma gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açıklamalar ve hükümler vardır.

4. 
Ukubat. İslâm toplumunun mutluluğa erişebilmesi, bu toplum fertlerinin, İslâm'ın koyduğu kurallara aynen uymasıyla mümkün olur. Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri için Kur'an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır.

5.
 Ahlâk. Kur'an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi... gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.

6.
 Nasihat ve Tavsiyeler. İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'ın içerdiği konular arasındadır.

7.
 Va`d ve Vaîd. Allah'ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terk edip yasaklarını çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadır.

8. 
İlmî Gerçekler. Kur'an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır. Kur'an, bu ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabı gibi bahsetmek yerine insanları, âlemin yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah'ın nimetlerini anarak O'nu yüceltmeye teşvik eder.

9.
 Kıssalar. Kur'ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatından da söz eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile anlatır.

10.
 Dualar. İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah'ın yardımına muhtaç olduğu için Kur'an'da çeşitli dualar da yer almıştır.” (TDV.Yayınları – İMİHAL I, Sh:103-104)

2.                 KURAN’IN KILAVUZLUĞU:

 Kuran’ın kimlere kılavuz olduğunu, gene Kuran şöyle söylüyor:

 “Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır. Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.” (2/Bakara/3-5)

 “Gerçek anlamda kurtuluşu bulmak isteyenler” ve / veya “Kuran’daki İslam”ı kaynağından öğrenmek isteyenler için o başvuru “Kitap”ı dır Kuran…

 “Dinde Zorlama”, “Dinde Aşırıya Gitmek” ve “Din İstismarı” yaparak,  bilerek veya gaflete düşerek Dini Saptıran kişilerin, Dini ve İnsanları kendi amaçlarına alet etmelerini engellemenin doğru yolu, Kuran’ı tanıyıp, bilmekten geçer.

 Şüphesiz ki “Gerçek” ler değişmez. Değişik ve değişebilir olan insanların “Gerçek”leri algılayış, anlayış ve kavrayış şeklidir; “Gerçek”lerden anladıklarıdır. Bundan hareketle, Dini saptıranların etkilerinden arındırabilmek niyet ve maksadıyla, “Kuran”ı sadece “Kuran Ayetleri”yle tanıtmaya çalışacak ve anladığımı paylaşacağım.

 Kuran’ın tanıttığı Kuran ile, kişilerin kendilerinin önceden bildiği Kuran’ı karşılaştırıp tekrar değerlendirmek; Gördüğü  “Ayetler”i kendi akıl ve gönülleri / kalpleri ile yorumlamak, insanların kendi kişisel seçim, tercih ve sorumluluğundadır.

 Bu yazı dizisindeki alt konu başlıkları ile ilgili ayet guruplarının çoğu, Prof. Hüseyin Atay ve Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün Kuran Mealleri fihristlerinden alınmış, çok az bir kısmı da tarafımdan diğer Türkçe mealler taranarak derleme ile oluşturulmuştur.

 Bütün ayetlerin Türkçeye çevirisi, Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün Kuran Mealinden alınmıştır. Alt konuların açıklamasından (tefsir) kaçınılmış ve alt konu gurubundaki ayetlerin konu başlığı ile irtibatlandırılarak yorumlanması “nasip sahipleri” ne bırakılmıştır.

 Ancak, Bu bağlamda, Kuran’ın  anlaşılmasında, ayetlerin lafzı kadar, Kuran’ın bütüncül anlatımı, ilke ve hedefleri, (ana mesajı), Hz. Peygamberin açıklama ve uygulamasının ayrı ayrı önem taşıdığı unutulmamalıdır.

 Şahısların kendi kişisel yorum ve tercihlerinin, Kuran’la irtibatlandırıp onları Kuran’ın mutlak hükmü olarak algılanıp, açıklanması ve bunlarda dayatılması, neticede birden fazla çelişik görüşün hepsinin “gerçek” olarak Kuran’a dayandırılması yanlışlığını ortaya çıkarır ki bu sebeple: “Kuran'a nispet ettiğimiz sınırlı anlayışımız veya Kuran’dan anladığımız, Kuran’ın mutlak manası ve mutlak hükmü olarak gösterilemez.” kuralı unutulmamalı ve Kuran’ın kılavuzluğunda konular Kuran’dan öğrenirken devamlı dikkate alınmalıdır. 

 Her mümin kendine müçtehittir ve içtihadı da sadece kendini bağlar.


3.                 GENEL OLARAK KURAN VE HZ. PEYGAMBERE İNDİRİLİŞİ:

 Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın. Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir. Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız.” (87/A'LÂ/ 6-8)

 Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin niteliğini sana gösteren nedir? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır!” (97/KADİR/1-3)

 “Elif, Lam, Mim, Sad. Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak... O halde, bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ” (7/A'RAF/1-3)

 Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin. Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.”  (36/YÂSÎN/ 5-6.)

 “Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir; Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.” (36/YÂSÎN/69-70)

 Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi. Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir. Küfre batanlar dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir.Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah akşam birileri tarafından yazdırılıyor." Şöyle söyle: "Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafûr'dur, Rahîm'dir." (25/FURKÂN/1- 6)

 “Tâ, Sîn, Mîm. İşte sana gerçeği apaçık gösteren Kitap'ın ayetleri…” (26/ŞUARA/1-2)

 Emin ol ki, sen bu Kur’an’a Hakîm ve Alîm bir kudret tarafından muhatap kılınıyorsun(27/NEML/6)

 Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Onu, bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik. De ki: "İster inanın ona, ister inanmayın. O, kendilerine daha önce ilim verilmiş olanlara okunduğunda, onlar, çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar." (17/İSRÂ/105-107)

 Ayetlerimiz onlara açık seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: "Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir." De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim." De ki: "Allah dileseydi, onu size okumazdım, onu size bildirmezdi de. Ondan önce içinizde bir ömür kalmıştım. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?" (10/YÛNUS/15-16)

 Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla oluşturulmuş değildir. O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o. Yoksa "onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz Allah dışında, elinizin yettiklerini de çağırın da onun benzeri bir sure ortaya çıkarın." Hayır, düşündükleri gibi değil. Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamıştı. Bak da gör nasıl olmuştur zalimlerin sonu! İçlerinden buna inanacak var, inanmayacak var. Bozguncuları Rabbin daha iyi bilir.” (10/YÛNUS/ 37-40)

 Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Öyleyse hadi, onun benzeri, uydurma on sure de siz getirin; eğer doğru sözlüler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın."Eğer size cevap veremedilerse artık bilin ki o, ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir. Ve O'ndan başka da ilah yoktur. Artık Müslüman oluyor/Allah'a teslim oluyor musunuz? “(11/HÛD/13-14)

 “Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.” (15/HİCR/ 87)

 Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.” (15/HİCR/ 9)

 “Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.” (6/EN'ÂM/114)

 “Bu da bizim indirdiğimiz bir kitaptır. Kutsal ve bereketli. Artık ona uyun ve sakının ki size rahmet edebilsin."Kitap, bizden önce iki topluluğa indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik." demeyesiniz. Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız.” (6/EN'ÂM/155-157)

 Bu Kitap'ın indirilişi Aziz ve Hakim olan Allah'tandır. Emin ol, bu Kitap'ı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et”(39/ZÜMER/ 1-2)

 “Kuşkusuz, bu Kitap'ı biz sana insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Sen onlar üzerine vekil değilsin.” (39/ZÜMER/ 41)

 “Hâ, Mîm. Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Alîm olan Allah'tandır.” (40/MÜ'MİN/1-2)

 Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?” (41/FUSSİLET/53)

 İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin.  Göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoludur o. Gözünüzü açın, bütün iş ve oluşlar Allah'a varır!”(42/ŞÛRÂ/ 52-53)

 “İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.” (42/ŞÛRÂ/ 7)

 Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/ bir düşündürücü/ bir şeref/ bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.” (43/ZUHRUF/ 43-44)

 “Hâ, Mîm. Hikmeti sınırsız, kudreti sonsuz Allah'tan, Kitap'ın indirilişidir bu...”(46/AHKAF/1-2)

 “De ki: "Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez." (46/AHKAF/10)

 Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi. Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın... Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar. Ve "Allah bir çocuk edindi" diyenleri uyarsın diye indirdi onu.”  (18/KEHF/1-4)

 “Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.(16/NAHL/ 89)

 “Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... O Allah'a ki yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...” (14/İBRÂHİM/1-2)

 “Elif, Lâm, Mîm. Kitap'ın indirilişidir bu. Kuşku, çelişme yok bunda. Âlemlerin Rabbi'ndendir bu. Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.” (32/SECDE/1-3)

 Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar! Hayır, iman etmiyorlar. Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler.” (52/TÛR/33-34)

 Kitap'ı sana işte böyle indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar içinden de ona inananlar vardır. Bizim ayetlerimize, gerçeği örtenlerden başkası kafa tutmaz. Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı. Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüsleri içinde ayan beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse inkâr etmez.” (29/ANKEBÛT/ 47-49)

 Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku içindeyseniz, hadi onun benzerinden bir sure getirin! Allah dışındaki destekçilerinizi / tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü kişilerseniz... Eğer yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız - korkun o ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır. Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o.” (2/BAKARA/ 23-24)

 “De ki: "Kim Cebrail'e - ki o, Allah'ın izniyle Kur'an'ı kendinden öncekini doğrulayıcı, insanlara yol gösterici ve müjde olarak senin kalbine indirmiştir - düşman kesilirse,”(2/BAKARA/97)

 O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.”(57/HADÎD/9)

 Elif, Lâm, Mîm, Râ. O Kitap'ın ayetleridir bunlar. Ve sana Rabbinden indirilen, haktır. Ne var ki, insanların çokları iman etmezler.” (13/RA'D/1)

 O Rahman, Öğretti Kur'an'ı,” (55/RAHMÂN/1-2)

 Biz indirdik o Kur'an'ı sana parça parça, biz!” (76/İNSÂN/23)


4.                 KURAN'IN KENDİNDEN ÖNCEKİ KİTAPLARLA BAĞLANTISI:

 Kur'ân-ı Kerîm, kendinden önceki kitapları tasdik etmiş, fakat onların koymuş olduğu bazı hükümleri ortadan kaldırarak yeni hükümler getirmiştir.

 Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır. İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında.” ( 87/A'LÂ/18-19)

 “Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (7/A'RAF/157)

 Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir.” (35/FATIR/31)

 O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var. Beni İsrail bilginlerinin de onu bilmesi bunlar için bir belirti/kanıt değil mi?” (26/ŞUARA/196-197)

 Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla oluşturulmuş değildir. O,kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o.” (10/YÛNUS/37)

 “Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.”(12/YÛSUF/111)

 Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir.”(41/FUSSİLET/43)

 “De ki: "Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız,İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.”(46/AHKAF/10)

 “Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir.” (46/AHKAF/12)

 Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.” (29/ANKEBÛT/48)

 O, sana Kitap'ı, önündekileri tasdikleyici olarak hak bir yoldan indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti. Daha önce insanlara bir yol gösterici olarak Furkan'ı da indirdi. Şu bir gerçek ki, Allah'ın ayetlerini örtüp inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Ve Allah hem Azîz'dir hem intikam alıcı...” (3/ÂLİ IMRÂN/3-4)

 Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.” (5/MÂİDE/48)

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal


Selam...



1 yorum: