KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 3
A) KAVRAM OLARAK, İTİKAT, AHİRET, YENİDEN DİRİLME (BA'S) VE ALLAH'IN HUZURUNDA TOPLANMA (HAŞR)
Oysaki dönüş yalnız Rabbinedir! 96. sure (ALAK) 8. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)
Baldırın
çıplak kalacağı, secdelere çağrılacakları gün, onu da yapamayacaklar. Gözleri
yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları
zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı. 68. sure
(KALEM) 42-43. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Benlikler
çiftleştirildiğinde, O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, Hangi günah
yüzünden öldürüldü diye! Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda, Göğün örtüsü
soyulup indirildiğinde, Cehennem kızıştırıldığında, Cennet yaklaştırıldığında, Her
benlik, önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır. 81. sure (TEKVÎR) 7-14. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)
Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı
fırlatıldığında, Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında, Hiç
kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice haberdar olacaktır. 100. sure (ÂDİYÂT) 9-11. ayet (Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)
Şiddetle çarpanın çıkardığı
korkunç ses geldiğinde, Bir gün ki o, kişi öz kardeşinden kaçar, Öz annesinden,
öz babasından, Eşinden, oğullarından, O gün onlardan her kişinin kendisine
yetecek bir uğraşı vardır. Yüzler vardır o gün, pırıl pırıl, Gülen,
müjdelerle parıldayan. Ve yüzler vardır o gün toza toprağa bulanmış. Tozu
toprağı da bir is bürümüştür. İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar. 80. sure (ABESE) 33-42. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
Yemin
olsun o burçlarla dolu göğe, O vaat olunan güne, Tanıklık edene,
tanıklık edilene / seyredene, seyredilene, 85. sure
(BÜRÛC) 1-3. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
İnsan,
kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? Hayır,
sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye
gücü yetenleriz. 75. sure (KIYÂMET) 3-4. ayet
(Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
O,
dökülen meniden bir sperm değil miydi? Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu
yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı. Nihayet ondan iki çifti, erkeği
ve dişiyi vücuda getirdi. Peki, bunu yapan, ölüyü diriltmeye güç yetiremez
mi? 75. sure (KIYÂMET) 37-40. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)
İlk yarıştan âciz kalıp
yorulmuş muyduk? Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır. 50. sure (KAF) 15. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
İş
sanıldığı gibi değil!
Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre
batanlar: "Acayip şey bu!" Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak
bir dönüştür bu." Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pekiyi
bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. 50. sure (KAF) 2-4. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Haykıranın
çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle! O gün o müthiş sesi hak olarak
dinleyecekler. Ortaya çıkış / diriliş günüdür bu. Biz, evet biz hayat
veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. O gün, yer çatır çatır
yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir
haşretmedir. 50. sure (KAF) 41-44. ayet
(Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Gökten,
kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak
daneler yetiştirdik. Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş
kümeler halinde tomurcukları vardır onların. Kullara rızık olsun diye. Ve o
suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. 50. sure (KAF) 9-11. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
O
halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık / ürpertirci şeye
çağırdığı günde, Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki
çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler
ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!" 54. sure (KAMER) 6-8. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
Şunu da söyle: "Rabbim
bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na
özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na
döneceksiniz." 7. sure
(A'RAF) 29. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Rüzgârları, rahmetinin önünden
müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince
onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü
meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret
almanız umuluyor. 7. sure
(A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Ancak herkes toplandığında,
onlar da huzurumuzda hazır bulundurulacaklar. 36. sure (YÂSÎN) 32. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden,
Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza
gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu!
Peygamberler doğru söylemişler." Topu topu korkunç titreşimli bir tek
ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir
canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin
karşılığı olarak cezalandırılırsınız. 36. sure
(YÂSÎN) 51-54. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Görmedi
mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım
kesilmiştir o. Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de
şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?" De ki:
"Onlara hayatı verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün
yaratılmışları / her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir." O size, o
yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. Gökleri
ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç
yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O'dur. O bir şeyi
istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o,
oluverir. Her şeyin kaynağı / egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok
yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. 36. sure
(YÂSÎN) 77-83. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Kendi aralarından çıkan
hizipler ihtilafa düştüler. Büyük bir günün tanıklığından ötürü vay o
inkârcıların haline! Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler!
Fakat o zalimler bugün, açık bir sapıklık içindedirler. Sen onları, o hasret
günü ile ilgili olarak uyar. Çünkü onlar gaflet içindeyken, iman da etmemişken
iş bitirilmiş olacaktır. Yeryüzüne ve üzerindekilere biz mirasçı olacağız, biz.
Ve bize döndürülecekler. 19. sure
(MERYEM) 37-40. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Diyor ki insan: "Öldüğüm
zaman diri olarak tekrar çıkarılacak mıyım?" Hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey
değilken, onu biz yarattık. Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da
mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde
hazır bulunduracağız. Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha
şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız. Elbette ki biz, oraya girmeye
daha layık olanların kimler olduğunu herkesten iyi biliriz. İçinizden oraya
uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür.
Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri
üzerinde çökmüş bırakacağız. 19.
sure (MERYEM) 66-72. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Gün
olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız.
Suçluları da susuz ve yaya olarak cehenneme sevk ederiz. 19. sure (MERYEM) 85-86. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Yemin
olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır. Ve onların
hepsi kıyamet günü O'na tek tek gelecektir. 19. sure (MERYEM) 94-95. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
O
gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz. Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak
on gün filan kaldınız." Onların söylemekte olduklarını biz daha iyi
biliriz. Yolca en seçkinleri olan şöyle diyordu: "Eni sonu, bir gün
kaldınız." 20. sure (TÂHÂ) 102-104. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kim
benim zikrimden / Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat
şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin,
ben gören biri idim?" Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen
böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun." İsraf eden /
haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız.
Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır. 20. sure (TÂHÂ) 124-127. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın
dilediği dışında herkes, göklerdekiler, yerdekiler dehşet içinde kalacaktır.
Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun huzuruna gelir. 27. sure (NEML) 87. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Dediler
ki: "Biz bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı,
gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz." De ki: "İster taş olun ister demir!"
"İsterseniz gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun." Diyecekler
ki: "Peki bizi yeniden kim yaratacak?" De ki: "Sizi ilk kez
yaratan kimse, o." Bunun üzerine başlarını sana doğru alaylı bir
biçimde sallayarak şöyle konuşacaklar: "Ne zaman o?" De ki:
"Çok yakın olabilir!" Sizi çağıracağı gün onu hamd ederek çağrısına
derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz. 17. sure (İSRÂ) 49-52. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah'tan hak bir vaat olarak
hepinizin dönüşü yalnız O'nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını
varlık alanına ardarda çıkarır ki,
iman edip hayra ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri
ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip
gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap
öngörülmüştür. 10. sure (YÛNUS) 4. ayet
(Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır. 10. sure (YÛNUS) 45. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Yalnız Allah'adır dönüşünüz. Ve
O, her şeye Kadîr'dir. 11. sure
(HÛD) 4. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
O, odur ki, gökleri ve yeri
altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve
davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye
yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra
diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle
derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir." 11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/ Alfabetik:38)
Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir;
yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir. Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet
O'dur onları haşredecek olan. Hakîmdir O, Alîm'dir. 15. sure (HİCR) 24-25. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Şöyle
dediler: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir."
"Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı? Biz gerçekten
diriltilecek miyiz?" "Önceki atalarımız da mı?" De ki:
"Evet! Ve, siz de! Aşağılanmış, ezilmiş olarak." 37. sure (SÂFFÂT) 15-18. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Birbirlerine
dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden bir sözcü şöyle der: "Benim yakın
bir arkadaşım vardı." Derdi ki: "Sen gerçekten şunu tasdik
edenlerden misin?" "Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra,
gerçekten cezalandırılacak mıyız?" Dedi: "Siz de bir araştırır
mısınız?" Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü.
Dedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin." "Rabbimin
nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş
olacaktım." "Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?" "Sadece
ilk ölümümüz; azaba da uğratılmayacağız, öyle mi?" Doğrusu bu, büyük
başarının ta kendisidir. Çalışanlar, böylesi için çalışsınlar. Ödül ve ikram
olarak, bu mu daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? 37. sure (SÂFFÂT) 50-62. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Sizin yaratılmanız da
diriltilmeniz de bir tek canlınınki gibidir. Allah Semî'dir, Basîr'dir. 31. sure (LOKMAN) 28. ayet
(Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da
bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri
huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit
görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz
olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!" Büyüklük taslayanları ise basit
görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi
ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" Bu kez,
basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle
değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük etmemizi,
O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı
gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların
boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin
karşılığını görüyorlar ki!... 34. sure
(SEBE') 31-33. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Gün olur, onların hepsini bir
yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk / ibadet
ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz
sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu
cinlere iman etmekteydi." Artık o gün, birinizin diğerine yarar
sağlamaya da zarar vermeye de gücü yetmez. Zulme sapanlara şöyle deriz: "O
kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın!" 34. sure (SEBE') 40-42. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Bir görsen onları korku ve telaşa düştüklerinde!
Artık kaçış, kurtuluş yok! Çok yakın bir yerden yakalanmışlardır. "Ona
inandık!" dediler. Ama nasıl mümkün olur onlar için imana ulaşmak o uzak
yerden! Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak
yerden. Artık kendileriyle, iştahla arzuladıkları şey arasına engel konmuştur.
Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Gerçek şu ki onlar, tutarsızlığa
iten bir kuşku içindeydiler. 34. sure
(SEBE') 51-54. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Hiç
kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Sonra siz, kıyamet günü
Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız. 39. sure
(ZÜMER) 30-31. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ertelenmesine Allah'tan izin
çıkmayacak gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün, sığınacak
yeriniz olmayacak; yaptıklarınızı inkârınız da mümkün olmayacak. 42. sure (ŞÛRÂ) 47. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Dostlar
o gün birbirine düşman kesilirler. Ancak takvaya sarılanlar böyle değildir.
"Ey kullarım! Bugün size korku yok; sizler tasalanmayacaksınız da! 43. sure (ZUHRUF) 67-68. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Görmediler mi ki; gökleri ve
yeri yaratan, bunları yaratmakla yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye
de kadirdir. Evet, O her şeye kadirdir. 46. sure (AHKAF) 33. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
İnsanlar, haşredilmek üzere
toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de
inkâr ederler. 46. sure (AHKAF) 6. ayet
(Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
O
tozutup savuranlara / o kırıp un ufak edenlere, O ağırlık taşıyanlara, O
kolayca akıp gidenlere / o rahatça yüzenlere, O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin
olsun ki, Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur. Ve din, şaşmaz
bir olgudur. 51. sure (ZÂRİYÂT) 1-6. ayet
(Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)
Yeminlerinin
tüm gücüyle, "Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin
ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır,
fakat insanların çokları bilmezler. Diriltecek ki, onlara, ihtilafa düştükleri
şeyi açık seçik göstersin ve küfre sapanlar kendilerinin yalancılar olduğunu
bilsinler. Biz bir şeyi dilediğimizde, onun hakkında söyleyeceğimiz söz,
"Ol!" demekten ibarettir; o hemen oluverir. 16. sure (NAHL) 38-40. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Her
ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir
ne de özür dilemelerine imkân sağlanır. 16. sure (NAHL) 84. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Sakın,
Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin
korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu... Başlarını dikerek
koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez. Yürekleri tamamen boşalmıştır. 14. sure (İBRÂHİM) 42-43.
ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
İşlerini aralarında
parçaladılar. Hepsi bize dönecekler. 21. sure
(ENBİYÂ) 93. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Buyurdu: "Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız." "Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 114-115. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)
Sonra siz kıyamet gününde
yeniden diriltileceksiniz. 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 16. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Sizi yeryüzünde yaratıp yayan
da O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 79. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Şöyle
dediler: "Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir
yaratılış içinde olacağız!" Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce,
Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar. Söyle onlara: "Size vekil
edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize
döndürülürsünüz." 32. sure
(SECDE) 10-11. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
De ki: "Sizi, yeryüzünde
yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz." 67. sure (MÜLK) 24. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
Bırak onları! Dalsınlar,
oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar. O gün,
kabirlerden fırlayarak çıkarlar. Dikilmiş putlara doğru akın akın gider
gibidirler. Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür
onlara vaat edilmiş olan. 70. sure
(MEÂRİC) 42-44. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
"Biz gerçekten bu çukurda eski halimize
döndürülecek miyiz?" diyorlar. "Un ufak kemikler haline geldikten
sonra, öyle mi!" "Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye
konuştular. Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir. Bir anda hepsi
uyanıp ortaya geliverir. 79.
sure (NÂZİÂT) 10. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
Allah yaratışa başlar, sonra
onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En sonunda O'na döndürülürsünüz. 30. sure (RÛM) 11. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Diriyi ölüden çıkarır O, ölüyü diriden çıkarır.
Ölümünün ardından toprağa hayat verir. Siz de işte böyle çıkarılacaksınız. 30. sure (RÛM) 19. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Artık Allah'ın rahmetinin
eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri
elbette diriltir. O, her şeye
Kadîr'dir. 30. sure (RÛM) 50. ayet (Resmi:
30/İniş:84/Alfabetik:87)
Saat gelip kıyamet koptuğu gün,
günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte
böyle çevriliyorlardı. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin
olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız.
İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz." Zulmetmiş
olanlara, özür bildirmeleri o gün yarar sağlamayacak. Onlardan Allah'ı hoşnut
etmeleri de istenmez. 30. sure
(RÛM) 55-57. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Yerküre,
o sarsıntıyla sarsıldığı zaman Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman Ve
insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman, İşte o gün yerküre, tüm
haberlerini söyler / anlatır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar,
yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya
fırlayacaklardır. 99. sure (ZİLZÂL) 1-6.
ayet (Resmi: 99/İniş:91/Alfabetik:112)
Bilin ki Allah, toprağa
ölümünden sonra hayat verir.
Ayetleri size açık seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. 57. sure (HADÎD) 17. ayet (Resmi: 57/İniş:112/ Alfabetik:33)
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır. 13. sure (RA'D) 5. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Bunlar,
hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal
ediyorlar. Biz yarattık onları ve kuvvetli yaptık bağlarını / eklemlerini. Dilediğimizde
benzerleri ile değiştiririz onları. 76. sure
(İNSÂN) 27-28. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Size hayat veren O'dur. Sonra
sizi öldürüyor; sonra diriltecektir sizi. Gerçek olan şu ki, insan tam bir nankördür. 22. sure (HAC) 66. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ve saat mutlaka gelecektir.
Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir. 22. sure (HAC) 7. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Küfre sapanlar asla
diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki,
sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin
olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok
kolaydır." 64. sure (TEĞÂBÜN) 7. ayet
(Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
"Toplanma günü" için
sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı
gündür. Kim Allah'a iman
eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve
kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere
yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure
(TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
B) HAŞR / ALLAH'IN HUZURUNDA TOPLANMA
(1) Haşr, Ahirette Allah'ın huzurunda toplanma, genel
Allah'ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 2. sure (BAKARA) 203. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Gün olur, onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: "Nerededir o
bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?" 6. sure (EN'ÂM) 22. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Rablerinin huzurunda
haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka
ne bir dostu vardır ne de şefaatçisi. 6. sure (EN'ÂM) 51. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ve "Namazı kılın, O'ndan sakının!"
diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız
O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 72. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler / görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara
gerçekten çok ettiniz / insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların
insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden
yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki:
"Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz."
Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure
(EN'ÂM) 128. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)
Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında,
Allah'a da resule de "Buyur deyin!" Şunu
da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına sokulur ve bilin ki en son
O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 8. sure (ENFÂL) 24. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Gün olur, onları bir araya
toplarız; sonra şirke batmışlara
sesleniriz: "Siz ve ortak yaptıklarınız, yerlerinize!" Aralarını
ayırmışızdır. Ortak tuttukları şöyle haykırırlar: "Siz bize kulluk
etmiyordunuz." 10. sure (YÛNUS) 28. ayet
(Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Onları huzuruna toplayacağı
gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında
tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da
doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır. 10. sure (YÛNUS) 45. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları
haşredecek olan. Hakîmdir O, Alîm'dir. 15. sure
(HİCR) 25. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Gün olur, dağları yürütürüz de
yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden
hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır. 18. sure
(KEHF) 47. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. 19. sure (MERYEM) 68. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Gün olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız. 19. sure (MERYEM) 85. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Kim benim zikrimden/Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45 /Alfabetik:96)
Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?" 25. sure (FURKÂN) 17. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
O gün her ümmetin içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir zümre derleriz de onlar, toplu halde ortaya sürülürler. 27. sure (NEML) 83. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Toplayın o zulmedenleri; eşlerini de. O tapınıp durmuş olduklarını da toplayın! 37. sure (SÂFFÂT) 22. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
(2) Haşr, Allah ortak koşulanlar ve koşanları, vahşi hayvanları, herkesi bir araya toplayacaktır, her şey üzerine tanıktır
Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk / ibadet ediyorlardı?" 34. sure (SEBE') 40. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
İnsanlar, haşredilmek üzere
toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de
inkâr ederler. 46. sure (AHKAF) 6. ayet (Resmi:
46/İniş:66/Alfabetik:3)
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 81. sure (TEKVÎR) 5. ayet (Resmi: 81/İniş:7/ Alfabetik:103)
O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Allah her şeye tanıktır. 85. sure (BÜRÛC) 9. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
(3) Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan Allah'tır. O'nun huzurunda haşredileceksiniz
De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz." 67. sure (MÜLK) 24. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
C) KIYAMETTE YENİDEN DİRİLME (BA'S), KESİN DOĞRUDUR
Sonra siz kıyamet gününde yeniden diriltileceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 16. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)
D) KIYAMET, BA'S VE HAŞR / DİRİLME VE HESAP YERİNDE TOPLANMA
(1) Kıyamete, Ba's / Yeniden Dirilme
BA’S,
yeniden dirilme, Allah tarafından diriltilme demektir. Kıyamette ölenler için
de, kıyametin kopuşundan önce ölenler için de Berzahtan çıkıştır.
Ey
insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu
bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra
bir spermden, sonra bir embriyodan / döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu
kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik
beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz
şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da
tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı
öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün
en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül
halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve
her güzel / bereketli çiftten bir şeyler bitirir. Bu
böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O, ölüleri diriltiyor ve O, her şey
üzerinde kudretiyle egemendir. Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve
Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir. 22. sure (HAC) 5-7. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Yaratmaya ilk başlayan / yaratılanları
ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok
da kolaydır. Göklerde ve yerde
en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm... 30. sure (RÛM) 27. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Kendi
yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu
çürümüş kemiklere kim hayat verecek?" De ki: "Onlara hayatı
verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları / her türlü
yaratmayı çok iyi bilmektedir." O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu
da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların
benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm,
sürekli yaratan Hallâk O'dur. 36. sure (YÂSÎN) 78-81. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Görmediler mi ki; gökleri ve
yeri yaratan, bunları yaratmakla yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye
de kadirdir. Evet, O her şeye kadirdir. 46. sure (AHKAF) 33. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
"Biz
gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar. "Un
ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!" "Hüsran dolu bir
dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular. Oysaki o, sert bir komut
sesinden ibarettir. Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir. 79. sure (NÂZİÂT) 10-14. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
Yerküre,
o sarsıntıyla sarsıldığı zaman Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman Ve
insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman, İşte o gün yerküre, tüm haberlerini
söyler/anlatır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar, yapıp ettikleri
kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır. 99. sure (ZİLZÂL) 1-6. ayet (Resmi: 99/İniş:91/Alfabetik:112)
(2) Kıyamette, Haşr/Allah'ın Huzurunda (Mahşer Alanında/Arasat'ta - Hesap Alanında/Ayırım Yerinde) Toplanma
HAŞR, Allah'ın Huzurunda (Mahşer Alanında - Hesap Alanında /
Ayırım Yerinde) Toplanma demektir.
(a) Genel olarak Ahiret hayatı, Kıyamet, Haşr
Diyor
ki insan: "Öldüğüm zaman diri olarak tekrar çıkarılacak mıyım?"
Hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey değilken, onu biz yarattık.
Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra
hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. Sonra her
gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları
ayıracağız. Elbette ki biz, oraya girmeye daha layık olanların kimler olduğunu
herkesten iyi biliriz. İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin
üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız.
Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız. 19. sure (MERYEM) 66-72. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
(b) Haşr, günahkârlar kör, sağır, dilsiz haşredilirler
Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o. 17. sure (İSRÂ) 72. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" 17. sure (İSRÂ) 97-98. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
O
gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz.
Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan
kaldınız." Onların söylemekte olduklarını biz daha iyi biliriz. Yolca en
seçkinleri olan şöyle diyordu: "Eni sonu, bir gün kaldınız." 20. sure (TÂHÂ) 102-104. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kim
benim zikrimden / Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat
şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin,
ben gören biri idim?" Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen
böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun." 20. sure (TÂHÂ) 124-126. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(c) Haşr, herkes akın akın topluca hesap için Allah'ın huzuruna getirilir
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler." Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız. 36. sure (YÂSÎN) 51-54. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
E) PARMAK İZLERİ
Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz. 75. sure (KIYÂMET) 4. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder