İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

15 Temmuz 2016 Cuma

KIYAMETTE, BA'S (YENİDEN DİRİLME ) VE HAŞR (HESAP YERİNDE TOPLANMA)



KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 3

A) KAVRAM OLARAK, İTİKAT, AHİRET, YENİDEN DİRİLME (BA'S) VE ALLAH'IN HUZURUNDA TOPLANMA (HAŞR)


Oysaki dönüş yalnız Rabbinedir! 96. sure (ALAK) 8. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)

Baldırın çıplak kalacağı, secdelere çağrılacakları gün, onu da yapamayacaklar. Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı. 68. sure (KALEM) 42-43. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Benlikler çiftleştirildiğinde, O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, Hangi günah yüzünden öldürüldü diye! Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda, Göğün örtüsü soyulup indirildiğinde, Cehennem kızıştırıldığında, Cennet yaklaştırıldığında, Her benlik, önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır. 81. sure (TEKVÎR) 7-14. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)
 Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında, Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında, Hiç kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice haberdar olacaktır. 100. sure (ÂDİYÂT) 9-11. ayet (Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)

Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde, Bir gün ki o, kişi öz kardeşinden kaçar, Öz annesinden, öz babasından, Eşinden, oğullarından, O gün onlardan her kişinin kendisine yetecek bir uğraşı vardır. Yüzler vardır o gün, pırıl pırıl, Gülen, müjdelerle parıldayan. Ve yüzler vardır o gün toza toprağa bulanmış. Tozu toprağı da bir is bürümüştür. İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar. 80. sure (ABESE) 33-42. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

Yemin olsun o burçlarla dolu göğe, O vaat olunan güne, Tanıklık edene, tanıklık edilene / seyredene, seyredilene, 85. sure (BÜRÛC) 1-3. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz. 75. sure (KIYÂMET) 3-4. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
O, dökülen meniden bir sperm değil miydi? Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı. Nihayet ondan iki çifti, erkeği ve dişiyi vücuda getirdi. Peki, bunu yapan, ölüyü diriltmeye güç yetiremez mi? 75. sure (KIYÂMET) 37-40. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)
İlk yarıştan âciz kalıp yorulmuş muyduk? Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır. 50. sure (KAF) 15. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!" Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu." Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pekiyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. 50. sure (KAF) 2-4. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle! O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış / diriliş günüdür bu. Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir haşretmedir. 50. sure (KAF) 41-44. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. 50. sure (KAF) 9-11. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık / ürpertirci şeye çağırdığı günde, Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!" 54. sure (KAMER) 6-8. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz." 7. sure (A'RAF) 29. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Rüzgârları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. 7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ancak herkes toplandığında, onlar da huzurumuzda hazır bulundurulacaklar. 36. sure (YÂSÎN) 32. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

 Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler." Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız. 36. sure (YÂSÎN) 51-54. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o. Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?" De ki: "Onlara hayatı verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları / her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir." O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O'dur. O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir. Her şeyin kaynağı / egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. 36. sure (YÂSÎN) 77-83. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Kendi aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Büyük bir günün tanıklığından ötürü vay o inkârcıların haline! Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün, açık bir sapıklık içindedirler. Sen onları, o hasret günü ile ilgili olarak uyar. Çünkü onlar gaflet içindeyken, iman da etmemişken iş bitirilmiş olacaktır. Yeryüzüne ve üzerindekilere biz mirasçı olacağız, biz. Ve bize döndürülecekler. 19. sure (MERYEM) 37-40. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

 Diyor ki insan: "Öldüğüm zaman diri olarak tekrar çıkarılacak mıyım?" Hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey değilken, onu biz yarattık. Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız. Elbette ki biz, oraya girmeye daha layık olanların kimler olduğunu herkesten iyi biliriz. İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız. 19. sure (MERYEM) 66-72. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Gün olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız. Suçluları da susuz ve yaya olarak cehenneme sevk ederiz. 19. sure (MERYEM) 85-86. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Yemin olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır. Ve onların hepsi kıyamet günü O'na tek tek gelecektir. 19. sure (MERYEM) 94-95. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
O gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz. Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan kaldınız." Onların söylemekte olduklarını biz daha iyi biliriz. Yolca en seçkinleri olan şöyle diyordu: "Eni sonu, bir gün kaldınız." 20. sure (TÂHÂ) 102-104. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kim benim zikrimden / Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?" Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun." İsraf eden / haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır. 20. sure (TÂHÂ) 124-127. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler, yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun huzuruna gelir. 27. sure (NEML) 87. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Dediler ki: "Biz bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz." De ki: "İster taş olun ister demir!" "İsterseniz gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun." Diyecekler ki: "Peki bizi yeniden kim yaratacak?" De ki: "Sizi ilk kez yaratan kimse, o." Bunun üzerine başlarını sana doğru alaylı bir biçimde sallayarak şöyle konuşacaklar: "Ne zaman o?" De ki: "Çok yakın olabilir!" Sizi çağıracağı gün onu hamd ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz. 17. sure (İSRÂ) 49-52. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah'tan hak bir vaat olarak hepinizin dönüşü yalnız O'nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını varlık alanına ardarda çıkarır ki, iman edip hayra ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür. 10. sure (YÛNUS) 4. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır. 10. sure (YÛNUS) 45. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Yalnız Allah'adır dönüşünüz. Ve O, her şeye Kadîr'dir. 11. sure (HÛD) 4. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir." 11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/ Alfabetik:38)

 Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir; yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir. Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakîmdir O, Alîm'dir. 15. sure (HİCR) 24-25. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Şöyle dediler: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir." "Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı? Biz gerçekten diriltilecek miyiz?" "Önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet! Ve, siz de! Aşağılanmış, ezilmiş olarak." 37. sure (SÂFFÂT) 15-18. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Birbirlerine dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden bir sözcü şöyle der: "Benim yakın bir arkadaşım vardı." Derdi ki: "Sen gerçekten şunu tasdik edenlerden misin?" "Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacak mıyız?" Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?" Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü. Dedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin." "Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım." "Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?" "Sadece ilk ölümümüz; azaba da uğratılmayacağız, öyle mi?" Doğrusu bu, büyük başarının ta kendisidir. Çalışanlar, böylesi için çalışsınlar. Ödül ve ikram olarak, bu mu daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? 37. sure (SÂFFÂT) 50-62. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de bir tek canlınınki gibidir. Allah Semî'dir, Basîr'dir.  31. sure (LOKMAN) 28. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

 Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!" Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük etmemizi, O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!... 34. sure (SEBE') 31-33. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk / ibadet ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." Artık o gün, birinizin diğerine yarar sağlamaya da zarar vermeye de gücü yetmez. Zulme sapanlara şöyle deriz: "O kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın!" 34. sure (SEBE') 40-42. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

 Bir görsen onları korku ve telaşa düştüklerinde! Artık kaçış, kurtuluş yok! Çok yakın bir yerden yakalanmışlardır. "Ona inandık!" dediler. Ama nasıl mümkün olur onlar için imana ulaşmak o uzak yerden! Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden. Artık kendileriyle, iştahla arzuladıkları şey arasına engel konmuştur. Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Gerçek şu ki onlar, tutarsızlığa iten bir kuşku içindeydiler. 34. sure (SEBE') 51-54. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Hiç kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız. 39. sure (ZÜMER) 30-31. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ertelenmesine Allah'tan izin çıkmayacak gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün, sığınacak yeriniz olmayacak; yaptıklarınızı inkârınız da mümkün olmayacak. 42. sure (ŞÛRÂ) 47. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

 Dostlar o gün birbirine düşman kesilirler. Ancak takvaya sarılanlar böyle değildir. "Ey kullarım! Bugün size korku yok; sizler tasalanmayacaksınız da! 43. sure (ZUHRUF) 67-68. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Görmediler mi ki; gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de kadirdir. Evet, O her şeye kadirdir. 46. sure (AHKAF) 33. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

İnsanlar, haşredilmek üzere toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de inkâr ederler. 46. sure (AHKAF) 6. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

 O tozutup savuranlara / o kırıp un ufak edenlere, O ağırlık taşıyanlara, O kolayca akıp gidenlere / o rahatça yüzenlere, O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur. Ve din, şaşmaz bir olgudur. 51. sure (ZÂRİYÂT) 1-6. ayet (Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)

Yeminlerinin tüm gücüyle, "Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler. Diriltecek ki, onlara, ihtilafa düştükleri şeyi açık seçik göstersin ve küfre sapanlar kendilerinin yalancılar olduğunu bilsinler. Biz bir şeyi dilediğimizde, onun hakkında söyleyeceğimiz söz, "Ol!" demekten ibarettir; o hemen oluverir. 16. sure (NAHL) 38-40. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır. 16. sure (NAHL) 84. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu... Başlarını dikerek koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez. Yürekleri tamamen boşalmıştır.  14. sure (İBRÂHİM) 42-43. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
İşlerini aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler. 21. sure (ENBİYÂ) 93. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Buyurdu: "Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız." "Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 114-115. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)
Sonra siz kıyamet gününde yeniden diriltileceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 16. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Sizi yeryüzünde yaratıp yayan da O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 79. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!" Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar. Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz." 32. sure (SECDE) 10-11. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz." 67. sure (MÜLK) 24. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar. O gün, kabirlerden fırlayarak çıkarlar. Dikilmiş putlara doğru akın akın gider gibidirler. Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan. 70. sure (MEÂRİC) 42-44. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

 "Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar. "Un ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!" "Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular. Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir. Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir. 79. sure (NÂZİÂT) 10. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En sonunda O'na döndürülürsünüz. 30. sure (RÛM) 11. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

 Diriyi ölüden çıkarır O, ölüyü diriden çıkarır. Ölümünün ardından toprağa hayat verir. Siz de işte böyle çıkarılacaksınız. 30. sure (RÛM) 19. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87) 

Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri elbette diriltir. O, her şeye Kadîr'dir. 30. sure (RÛM) 50. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz." Zulmetmiş olanlara, özür bildirmeleri o gün yarar sağlamayacak. Onlardan Allah'ı hoşnut etmeleri de istenmez. 30. sure (RÛM) 55-57. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman, İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler / anlatır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır. 99. sure (ZİLZÂL) 1-6. ayet (Resmi: 99/İniş:91/Alfabetik:112)
Bilin ki Allah, toprağa ölümünden sonra hayat verir. Ayetleri size açık seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. 57. sure (HADÎD) 17. ayet (Resmi: 57/İniş:112/ Alfabetik:33)

Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır. 13. sure (RA'D) 5. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar. Biz yarattık onları ve kuvvetli yaptık bağlarını / eklemlerini. Dilediğimizde benzerleri ile değiştiririz onları. 76. sure (İNSÂN) 27-28. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Size hayat veren O'dur. Sonra sizi öldürüyor; sonra diriltecektir sizi. Gerçek olan şu ki, insan tam bir nankördür. 22. sure (HAC) 66. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir. 22. sure (HAC) 7. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki, sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır." 64. sure (TEĞÂBÜN) 7. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)

"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure (TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)


B) HAŞR / ALLAH'IN HUZURUNDA TOPLANMA 


(1) Haşr, Ahirette Allah'ın huzurunda toplanma, genel

Allah'ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 2. sure (BAKARA) 203. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

 Gün olur, onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: "Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?" 6. sure (EN'ÂM) 22. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçisi. 6. sure (EN'ÂM) 51. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ve "Namazı kılın, O'ndan sakının!" diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız O'dur.  6. sure (EN'ÂM) 72. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

 Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler / görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz / insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure (EN'ÂM) 128. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)

 Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah'a da resule de "Buyur deyin!" Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına sokulur ve bilin ki en son O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 8. sure (ENFÂL) 24. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Gün olur, onları bir araya toplarız; sonra şirke batmışlara sesleniriz: "Siz ve ortak yaptıklarınız, yerlerinize!" Aralarını ayırmışızdır. Ortak tuttukları şöyle haykırırlar: "Siz bize kulluk etmiyordunuz." 10. sure (YÛNUS) 28. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır. 10. sure (YÛNUS) 45. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

 Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakîmdir O, Alîm'dir. 15. sure (HİCR) 25. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır. 18. sure (KEHF) 47. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. 19. sure (MERYEM) 68. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Gün olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız. 19. sure (MERYEM) 85. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Kim benim zikrimden/Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45 /Alfabetik:96)

Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?" 25. sure (FURKÂN) 17. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

O gün her ümmetin içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir zümre derleriz de onlar, toplu halde ortaya sürülürler. 27. sure (NEML) 83. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Toplayın o zulmedenleri; eşlerini de. O tapınıp durmuş olduklarını da toplayın! 37. sure (SÂFFÂT) 22. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

 (2) Haşr, Allah ortak koşulanlar ve koşanları, vahşi hayvanları, herkesi bir araya toplayacaktır, her şey üzerine tanıktır


Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk / ibadet ediyorlardı?" 34. sure (SEBE') 40. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

İnsanlar, haşredilmek üzere toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de inkâr ederler. 46. sure (AHKAF) 6. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 81. sure (TEKVÎR) 5. ayet (Resmi: 81/İniş:7/ Alfabetik:103)

O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Allah her şeye tanıktır. 85. sure (BÜRÛC) 9. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)

 (3) Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan Allah'tır. O'nun huzurunda haşredileceksiniz


De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz." 67. sure (MÜLK) 24. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)


C) KIYAMETTE YENİDEN DİRİLME (BA'S), KESİN DOĞRUDUR


Sonra siz kıyamet gününde yeniden diriltileceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 16. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)


DKIYAMET, BA'S VE HAŞR / DİRİLME VE HESAP YERİNDE TOPLANMA


(1) Kıyamete, Ba's / Yeniden Dirilme

 BA’S, yeniden dirilme, Allah tarafından diriltilme demektir. Kıyamette ölenler için de, kıyametin kopuşundan önce ölenler için de Berzahtan çıkıştır.

Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan / döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel / bereketli çiftten bir şeyler bitirir. Bu böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O, ölüleri diriltiyor ve O, her şey üzerinde kudretiyle egemendir. Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir. 22. sure (HAC) 5-7. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Yaratmaya ilk başlayan / yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm... 30. sure (RÛM) 27. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?" De ki: "Onlara hayatı verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları / her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir." O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O'dur. 36. sure (YÂSÎN) 78-81. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Görmediler mi ki; gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de kadirdir. Evet, O her şeye kadirdir. 46. sure (AHKAF) 33. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

"Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar. "Un ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!" "Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular. Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir. Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir. 79. sure (NÂZİÂT) 10-14. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman, İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır. 99. sure (ZİLZÂL) 1-6. ayet (Resmi: 99/İniş:91/Alfabetik:112)

(2) Kıyamette, Haşr/Allah'ın Huzurunda (Mahşer Alanında/Arasat'ta - Hesap Alanında/Ayırım Yerinde) Toplanma

 HAŞR,  Allah'ın Huzurunda (Mahşer Alanında - Hesap Alanında / Ayırım Yerinde) Toplanma demektir.

(a)  Genel olarak Ahiret hayatı, Kıyamet, Haşr

Diyor ki insan: "Öldüğüm zaman diri olarak tekrar çıkarılacak mıyım?" Hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey değilken, onu biz yarattık. Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız. Elbette ki biz, oraya girmeye daha layık olanların kimler olduğunu herkesten iyi biliriz. İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız. 19. sure (MERYEM) 66-72. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

(b)  Haşr, günahkârlar kör, sağır, dilsiz haşredilirler


Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o. 17. sure (İSRÂ) 72. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" 17. sure (İSRÂ) 97-98. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
O gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz. Aralarında fısıldaşır gibi konuşurlar: "Ancak on gün filan kaldınız." Onların söylemekte olduklarını biz daha iyi biliriz. Yolca en seçkinleri olan şöyle diyordu: "Eni sonu, bir gün kaldınız." 20. sure (TÂHÂ) 102-104. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kim benim zikrimden / Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?" Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun." 20. sure (TÂHÂ) 124-126. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

(c)  Haşr, herkes akın akın topluca hesap için Allah'ın huzuruna getirilir

Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler." Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız. 36. sure (YÂSÎN) 51-54. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

E) PARMAK İZLERİ


Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz. 75. sure (KIYÂMET) 4. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder