KUR'AN’IN IŞIĞINDA
AHİRET HAYATI – 14
5. CEZALANDIRMA VE ÖDÜLLENDİRME – 5
b) Cennet
ve Cennetlikler -3
(5)
Cennet ve Cennetler
(a)
Âdem'in yaratıldığı ve çıkarılmadan önce içinde
yaşadığı cennet
Ve Âdem'e
şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan
dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme
sapanlardan olursunuz." Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı
da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir
kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süreye kadar
yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet / bir yararlanma imkânı
olacaktır. Bunun üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip belledi de
O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O,
Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.
"Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş
ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur.
Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir. 2. sure
(BAKARA) 35-38. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"Ey Adem! Sen ve
eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa
ikiniz de zalimlerden olursunuz." Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş
çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi:
"Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut
ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir." Ve onlara, "ben size öğüt
verenlerdenim" diye yemin de etti. Nihayet onları kandırarak aşağı çekti.
O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin
yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara
seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için
açık bir düşmandır demedim mi?" "Ey Rabbimiz, dediler, öz
benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana
uğrayanlardan olacağız." Buyurdu: "Kiminiz
kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadar mekan tutmanız
ve nimetlenmeniz öngörülmüştür." Buyurdu: "Orada
hayat bulacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız."
Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti
indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir.
Düşünüp öğüt almaları umuluyor. Ey ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin
yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi,
size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları
göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları,
inanmayanlara dostlar yaptık. 7. sure (A'RAF) 19-27. ayet (Resmi: 7/
İniş:39/Alfabetik:9)
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şu, senin de
eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht
olursun." "Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak
kalman." "Ve sen burada ne susayacaksın ne de güneşten
yanacaksın." Derken, şeytan ona şöyle diyerek vesvese verdi: "Ey
Âdem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez, çökmez mülk ve saltanatı göstereyim
mi?" Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri
kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Âdem,
Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı. Sonra, Rabbi onu arıtıp
temizledi, onun tövbesini kabul edip kendisini iyiye ve doğruya kılavuzladı.
Allah dedi: "İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden
size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht
olur." 20. sure (TÂHÂ) 117-123. ayet (Resmi:
20/İniş:45/Alfabetik:96)
(b)
Allah'tan Sakınıp korunanlara vaat edilen cennetin
temsili anlatımı / durumu
Sakınıp
korunanlara vaat edilen cennetin temsilî anlatımı şu: Altından ırmaklar akar,
yemişleri de sürekli, gölgesi de. İşte korunup sakınanların son yurdu.
Kâfirlerin son yurdu ise ateş... 13. sure (RA'D) 35. ayet (Resmi:
13/İniş:87/Alfabetik:85)
Sakınanlara
vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı
bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme
bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin
yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli
ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse
aynı olur mu? 47. sure (MUHAMMED) 15. ayet (Resmi: 47/İniş:99/
Alfabetik: 64)
(c)
Kur'an'a göre cennetlikler
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da orada
sürekli kalacaklardır. 2. sure (BAKARA) 82. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"Yahudi
yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. Bu,
onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz
hadi getirin susturucu kanıtınızı!" 2. sure (BAKARA) 111. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki:
"Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar
için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları
cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları
en iyi biçimde görmektedir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 15. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Her benlik
ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir
biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle
kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey
değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 185. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Eğer
Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve
kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık. 5. sure (MÂİDE)
65. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış
kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise cennetin dostlarıdır. Sürekli
kalacaklardır orada. Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır.
Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran
Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun
ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir:
"İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet." 7. sure (A'RAF)
42-43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Güzel
düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara
da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar
orada. 10. sure (YÛNUS) 26. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun
eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada. 11. sure (HÛD)
23. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Mutluluğa
erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve
yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak... 11. sure (HÛD)
108. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Cennet takva
sahiplerine yaklaştırılır. 26. sure (ŞUARA) 90. ayet (Resmi:
26/İniş:47/Alfabetik:94)
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu
kılınırlar. 30. sure (RÛM) 15. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
İnanıp hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık
olarak barınacakları cennet konakları vardır. 32. sure
(SECDE) 19. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
"Gir
cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi? 36. sure
(YÂSÎN) 26. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Rablerinden
korkanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde,
cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle
derler: "Selam size! Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar
olarak!" Onlar da şöyle derler: "Hamd olsun o Allah'a ki bize vaadini
yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte cennetten istediğimiz
yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!" 39. sure
(ZÜMER) 73-74. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yüksek bir
bahçe içindedir. 69. sure (HÂKKA) 22. ayet (Resmi:
69/İniş:78/Alfabetik:34)
Cennet,
barınağın ta kendisidir. 79. sure (NÂZİÂT) 41. ayet (Resmi:
79/İniş:81/Alfabetik:78)
(d)
Cennetliklerin / cennettekilerin cennetteki
hayatı / durumları
Göğüslerinde
düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle
derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize
kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri
gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza
karşılık mirasçı kılındığınız cennet." Cennet halkı ateş halkına şöyle
seslenir: "Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz,
Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar, "evet"
derler. Aralarında bir duyurucu şunu ilan eder: "Allah'ın laneti
zalimlerin üzerine olsun!" Onlar, Allah'ın yolundan geri çevirip yolun
eğri büğrüsünü isterler. Onlar ahireti de inkar edenlerdir. İki taraf arasında
bir perde, A'raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet
halkı, özleyip durdukları halde henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler:
"Selam size!" Gözleri ateş halkı tarafına çevrildiğinde de şöyle
yakardılar: "Ey Rabbimiz, bizleri, zalimler topluluğuyla
birleştirme." A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip
şöyle derler: "Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir
yarar sağlamadı." "Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir rahmete
erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?" Ey cennetlikler! Siz de girin
cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz. Ateş halkı, cennet
halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz
da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre
sapanlara haram kılmıştır." 7. sure (A'RAF) 43-50. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan
müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa
uğratılmayacaklar. Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine
girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir. Orada boş lakırdı değil,
yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam,
rızıkları da hazırdır. Kullarımızdan takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız
cennet işte budur. 19. sure (MERYEM) 60-63. ayet (Resmi:
19/İniş:44/Alfabetik:63)
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin
görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş
yapıp değer üretenlerin ödülü! 29. sure (ANKEBÛT) 58. ayet (Resmi:
29/İniş:85/Alfabetik:8)
"Kötü
bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin
olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada
hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar." 40. sure
(MÜ'MİN) 40. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Kazandıkları,
tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin bahçelerindedir. Rableri
katında kendileri için, diledikleri her şey vardır. İşte budur o büyük lütuf. 42. sure (ŞÛRÂ)
22. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Cennete girin! Siz ve eşleriniz ikramlarla ağırlanacaksınız."
Çevrelerinde altın tepsiler, kadehler dolaştırılır. Orada, nefislerin arzu
duyacağı, gözlerin zevkleneceği her şey vardır. Ve siz orada sürekli
kalacaksınız. İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız
cennet! Orada sizin için pek çok meyve var. Onlardan yiyeceksiniz. 43. sure
(ZUHRUF) 70-73. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
O ağacın
yanındadır sığınılacak bahçe. 53. sure (NECM) 15. ayet (Resmi:
53/İniş:23/Alfabetik:80)
O
cennetlerde, bakışlarını eşlerine dikmiş öyle dilberler vardır ki, daha önce
onları ne cin kirletmiştir ne de insan. 55. sure (RAHMÂN) 56. ayet (Resmi:
55/İniş:89/Alfabetik:86)
Bahçelerdedirler.
Birbirlerine soruyorlar, 74. sure (MÜDDESSİR) 40. ayet (Resmi:
74/İniş:4/Alfabetik:67)
İyilere
gelince, onlar, karışımı kâfur olan bir kadehten içerler. 76. sure
(İNSÂN) 5. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
(e)
Cennet, olgunluğa ulaşınca / eğriyi doğrudan ayırma
çağında Güzel düşünüp güzel davrananların ödülüdür
Yûsuf
gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Güzel düşünüp
güzel davrananları biz işte böyle ödüllendiririz. 12. sure
(YÛSUF) 22. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)
Yüksek bir
bahçededir; Hiçbir boş söz işitmez orada, Akıp duran bir pınar vardır orada,
Yüksek sedirler vardır orada, Hizmete sunulmuş kadehler, Sıra sıra dizilmiş
yastıklar, Serilmiş seçme döşekler. 88. sure (ĞÂŞİYE) 10-16. ayet (Resmi:
88/İniş:68/Alfabetik:31)
(f)
Allah' a ortak koşanlara ve Allah'ın ayetlerini inkâr
edenlere Allah cenneti haram kılmıştır
Yemin olsun
ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre
batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz
hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a
ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun.
Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır." 5. sure (MÂİDE)
72. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ayetlerimizi
yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları
açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete
giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz. 7. sure (A'RAF)
40. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Cennet
yaklaştırıldığında, 81. sure (TEKVÎR) 13. ayet (Resmi:
81/İniş:7/Alfabetik:103)
(g)
Cennet, Dünya'daki sınavın sonucuna göre girilir
Yoksa siz,
sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden
cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip
çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın
yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı
çok yakındır. 2. sure (BAKARA) 214. ayet (Resmi: 2/İniş:92/
Alfabetik:11)
Rabbinizden
bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi
koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 133. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Yoksa siz,
Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete
gireceğinizi mi sandınız? 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 142. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Erkek veya
kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete
gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. 4. sure (NİSA)
124. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah,
müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere
satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler.
Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir
vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan
ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. 9. sure (TEVBE)
111. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Tövbe eden,
iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete
girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar. 19. sure
(MERYEM) 60. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler. Namazlarında huşû
sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar. Zekâtı
vermek için faaliyettedir onlar. Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır
onlar. Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu
durumda kınanmış değillerdir onlar. Kim bundan ötesini isterse, işte onlar,
sınırı aşanlardır. O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip
çıkanlardır. Namazlarını korumaya devam ederler onlar. İşte bunlardır mirasçı
olanlar; Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 1-11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Biz insana, anne babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu
zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır.
Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim;
beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş
yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim
ben, sana teslim olanlardanım ben!" Bunlar, cennet halkı arasında o
kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini
görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir. 46. sure
(AHKAF) 15-16. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Görmediği
halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... 50. sure (KAF)
33. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Rabbinizden
bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış bulunan, eni de yerle
göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun. Bu, Allah'ın dilediğine
vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir. 57. sure
(HADÎD) 21. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Allah, iman
edenlerle ilgili olarak da Firavun'un karısını örnek verdi. Hani, o şöyle
demişti: "Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni,
Firavun'dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da
kurtar." 66. sure (TAHRÎM) 11. ayet (Resmi:
66/İniş:106/Alfabetik:97)
Namaz kılıp dua edenler müstesna. Bunlar, namazlarında
süreklidirler. Bunların mallarında belirli bir hak vardır: Yoksul ve yoksun
için. Bunlar, din gününü içtenlikle doğrularlar. Bunlar, yalnız Rablerinin
azabından ürperirler. Gerçekten de Rablerinin azabı emin olunmayacak bir
azaptır. Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar. Ancak onlar,
eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar. Kim bunun
ötesini isterse, işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir. Bunlar,
kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar. Bunlar, tanıklıklarını
tam yaparlar. Ve bunlar, namazlarını / dualarını korurlar. İşte bunlar
cennetlerde ikram göreceklerdir. 70. sure (MEÂRİC) 22-35. ayet (Resmi:
70/İniş:79/ Alfabetik:62)
Onlar
verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir
günden korkarlar. Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler.
"Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir
karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz; Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün
yüzünden Rabbimizden korkarız." derler. 76. sure
(İNSÂN) 7-10. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
(h)
Cennet, girene bir başka ölüm yok
Orada, ilk
ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. 44. sure
(DUHÂN) 56. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)
(i)
Cennet, giren oradan çıkarılmaz
Orada
kendilerine zahmet / yorgunluk dokunmaz. Oradan çıkarılmazlar da. 15. sure (HİCR)
48. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
(j)
Cennetler
(I)
Adn
Allah, mümin
erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir.
Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat
etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük
başarı/o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 72. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
Adn
cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve
barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan
yanlarına sokulurlar. 13. sure (RA'D) 23. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Adn
cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada
diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle
ödüllendirir. 16. sure (NAHL) 31. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Bunlar için,
altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle
süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine
kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak! 18. sure (KEHF)
31. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Rahman'ın,
kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi
yerine gelir. 19. sure (MERYEM) 61. ayet (Resmi:
19/İniş:44/Alfabetik:63)
Adn
cennetleri ki, altlarından ırmaklar akar; sürekli kalacaklar içlerinde. Arınıp
temizlenenlerin ödülü işte budur. 20. sure (TÂHÂ) 76. ayet (Resmi:
20/İniş:45/Alfabetik:96)
Adn
cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar.
Orada giysileri ise ipektir. 35. sure (FATIR) 33. ayet (Resmi:
35/İniş:43/Alfabetik:24)
Kapıları
kendilerine açılmış Adn cennetleri. 38. sure (SÂD) 50. ayet (Resmi:
38/İniş:38/Alfabetik:88)
"Ey
Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy!
Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm
olan, hiç kuşkusuz sensin, sen!" 40. sure (MÜ'MİN) 8. ayet (Resmi:
40/İniş:60/Alfabetik:69)
Günahlarınızı
affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz,
bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır. 61. sure (SAFF)
12. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
Onların,
Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/sürekli
yeşilliklerdeki temizlik/bereketli bahçelerdir. Sonsuza dek kalacaklardır
orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu,
içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir. 98. sure
(BEYYİNE) 8. ayet (Resmi: 98/İniş:101/Alfabetik:13)
(II)
Firdevs
İman edip
hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onların konuk evleri Firdevs
cennetleri olacaktır. 18. sure (KEHF) 107. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Ki, Firdevs
cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
(III)
Naim
İman edip
hayra ve barışa yönelik amel sergileyenlere gelince, Rableri onları imanlarıyla
doğruya ve güzele iletir. Nimetlerle dolu cennetlerde onların altlarından
ırmaklar akacaktır. 10. sure (YÛNUS)
9. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Nimetlerle
dolu cennetlerdedirler. 37. sure (SÂFFÂT) 43. ayet (Resmi:
37/İniş:56/Alfabetik:90)
(IV)
Huld
De ki:
"Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sonsuzluk cenneti mi? O
cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir." 25. sure
(FURKÂN) 15. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI -
M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder