24.07.2016 00:00
1. Darbeciler, vatandaşa kurşun sıkanlar, TBMM'yi
bombalayanlar asla bağışlanamaz. Darbe girişimi sırasındaki
canilikler bütün milletin gözleri önünde cereyan etti. Dinî fanatizmin
insanları nasıl cani ruhlu yaptığı açıkça görüldü. Bu sebeple dinî fanatizm asla kabul edilemez.
2. FETÖ'cü
denilen unsurların Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bu ölçüde sızmasına yardımcı
olan, göz yuman, sızmadan habersiz olan yöneticiler asla bağışlanamaz.
Fethullahçı terör örgütüyle yıllarca birlikte olanlar, birçok işi birlikte
yapanlar da suçludur; onların da yargılanması gerekir; aksi kabul edilemez.
3. Türk
askerine linç girişiminde bulunmak, onları aşağılamak asla bağışlanamaz.
Bu da dinî bir fanatizmdir. Fanatizmin bu türü de kabul edilemez.
4. Diyanet İşleri
Başkanı'nın son hadiseler karşısında vaziyet alması, ikide bir beyanatta
bulunması, teyakkuz çağrıları yapması, din ve din hizmetleri dışındaki işlere
karışması kabul edilemez. Başkanlığın yapması gereken, yanlış din
anlayışları, "mistik
hezeyanlar" konusunda çok önceden halkı uyarmaktı. İş işten
geçtikten, her şey toplumun önünde açıkça cereyan ettikten sonra cemaat
konusunda uyarılarda bulunmak Diyanet'i kurtarmaz. Onlara
düşen, bir siyasi gibi tavır almak değil, cemaat ve cemaat dışındaki bütün dinî
sapkınlıklar konusunda halkı uyararak doğru din anlayışını göstermektir.
5. Cami önlerinde, cenaze
törenlerinde slogan atmak, nutuk söylemek; dini siyasete alet etmek, kutsal
mekân ve değerleri kirletmek demektir; asla kabul edilemez.
6. Yöneticilerin (Cumhurbaşkanı,
hükümet üyeleri, Genelkurmay) darbeden haberleri ya vardı ya da yoktu. Bu iki
şıkkın dışında üçüncü bir şık yoktur. Eğer darbeden
haberleri yoksa bu büyük bir gaflet ve zafiyet demektir. Devlet hayatında bu
derece gaflet ve zafiyet kabul edilemez. Eğer darbeden haberleri varsa ve
önlemeye girişmemişlerse -bunu düşünmek dahi istemeyiz- bunun nasıl
nitelendirilmesi gerektiğine okuyucular karar vermelidir.
7. Her
şey uluslararası hukuk ilke ve kuralları içinde olmalıdır. Sorgusuz sualsiz
görevden almalar, işten atmalar, hukuk dışı uygulamalar kabul edilemez. Başkalarının
insan haysiyetini umursamayanlar, kendi insani haysiyetlerini de ayaklar altına
almış olurlar.
8. Kurtuluş yolu, Atatürk'ün dilinden
düşürmediği Türk milliyetçiliğindedir. Atatürk inkılâplarının tamamı Türk milleti
içindir; Türk milletini birlik içinde yükseltmek içindir. Çağdaşlık da, bilimin
yüceltilmesi de, laiklik de bunun içindir. Çağdaşlığa,
çağdaş hukuk değerlerine, laikliğe, bilime aykırı yollar ve uygulamalar kabul
edilemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder