Ahmet B. ERCİLASUN
17 Temmuz 2016
Pazar 00:00
Türkiye olağanüstü bir gece ve gün
yaşadı. Bir grup asker darbe teşebbüsünde bulundu ve başaramadı. Darbeciler
için hüküm hemen verildi: FETÖ'cüler. Biz akademisyenler daima ihtiyatlı
davranırız. Elimizde kesin belgeler olmadıkça hüküm vermeyiz. Elbette hukukta
da böyle olması gerekir. Yargılama olur, belgeler, bulgular, tanıklar
değerlendirilir ve hüküm verilir.
Grubun aidiyeti bir yana ortada bir darbe
teşebbüsü olduğu açıktır. Bunu gece ve
gün boyunca izledik. Çok canımızı sıkan görüntüler de izledik. Bir yandan
bombalanan Meclis binasının görüntüleri. Bir yandan Türk askerini aşağılayan
görüntüler. Durumdan vazife çıkarıp sözle ve davranışla askere yapılan
sataşmalar.
Teslim olmuş insana bağırıp çağırmak haysiyetli
bir davranış değildir. Türklüğe de,
Müslümanlığa da, insanlığa da yakışmaz. Denk güçler arasında olan mücadelede
kahramanlık ortaya çıkar. Teslim olana, tutsak olana karşı yapılan
heyheylenmelere ancak ucuz kahramanlık denilebilir. 24 saat içinde nice ucuz
kahramanlar gördük.
***
Elbette darbe teşebbüsünde bulunanlar yargılanacaktır. Ancak ülkeyi bu duruma
getirenler, halkı âdeta birbirinden nefret eder duruma sokanlar, ordu içinde
böyle bir gruplaşmaya yol açanlar da unutulmamalıdır. Eğer paralel yapı
deniyorsa, o yapıyla yıllarca birlikte olanlar, onların serpilip güçlenmesine
yol açanlar da unutulmamalıdır. Çok iyi bilinmektedir ki terör suç olduğu gibi
teröristlere yardım ve yataklık etmek de suçtur.
Yandaş televizyonlar işi siyasi ranta çevirmeye başladılar bile. Küçük
dedikleri bir grubun darbe teşebbüsünü nasıl önlediklerini görüntülerle,
sözlerle, el kol hareketleriyle, bir kahramanlık edası içinde gözlerimizin içine
sokuyorlar, kulaklarımızı patlatırcasına bağırıp çağırıyorlar.
İktidar elbette her türlü kanunsuzluğu önlemek zorundadır. Başarı, kanunsuzlukları
önlemekte olduğu kadar ve hatta daha fazla, kanunsuzlukların artmasını
önlemektedir. Bir iktidar döneminde kanunsuzluklar durmadan artıyor,
her hafta her gün onlarca, yüzlerce insan terör yüzünden ölüyorsa başarıdan
değil ancak başarısızlıktan bahsedilebilir.
Fakat öyle bir iktidar var ki... Bombalamalar, onlarca, yüzlerce insanın
ölmesi, şehirlerin teröristlerce işgal edilmesi sanki hiç umurlarında değil.
Durumu daha açık olarak şöyle ifade edeyim. Geçmiş iktidarlar döneminde hiçbir
şehir teröristlerce işgal edilmiş değil. Dolayısıyla o iktidarlar hiçbir şehri
de teröristlerden kurtarmış değil. Şimdiki iktidar zamanında ise birçok şehir
ve kasaba bölücü terör tarafından işgal edilmiş. Ve iktidar da aylarca
uğraşarak, yüzlerce şehit ve ölüme mal olan operasyonlarla bu şehir ve
kasabaları kurtarıyor. Şimdi hangi iktidar daha başarılı? Geçmiştekiler mi,
şimdikiler mi? Evet, böyle bir anlayışa sahibiz şimdi. Şehir ve kasabalarımızı
teröristlerden kurtararak bundan siyasi rant devşiren bir anlayış.
Darbe teşebbüsü konusunda da aynı karşılaştırmayı yapabiliriz. Darbeye mahal
vermemek varken şu veya bu şekilde ülkeyi bu duruma sokmak. Sonra da bundan
rant elde etmek.
***
Muhalefet partileri ve bütün sivil toplum kuruluşları dikkatli olmalıdır.
İktidar partisinin bu işi siyasi ranta çevirmesine müsaade etmemelidir. Kimsenin kahramanlık
taslamasına izin verilmemelidir. Eğer bu durum siyasi ranta çevrilir
ve hele bundan yola çıkılarak otoriter bir başkanlığın yolu açılırsa insanlar,
acaba böyle bir sonuç için bu kalkışmaya bilerek mi müsaade edildi diye şüphe
etmeye başlarlar. İktidar, vatandaşta bu şüphenin doğmasına yol açmamalıdır.
Türk halkının sadece iktidar partisine oy
verenlerden ibaret olmadığı unutulmamalıdır.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 17.07.2016 tarihinde
yazdırılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder