KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 5
a) Genel
Olarak Hesap - 2
(3)
Ahirette Allah'ın Yargılaması -1
(a)
Yargılanma / Hesaba Çekiliş
(I)
Yargılanma / Hesap,
yapılışı
Şöyle derler: "Vay başımıza! Din günüdür
bu!" O yalanlayıp durduğunuz ayrım günüdür bu. Toplayın o zulmedenleri;
eşlerini de. O tapınıp durmuş olduklarını da toplayın! Allah'tan başka tapınmış
olduklarını. Sürün onları cehennemin yoluna. Durdurun onları, çünkü hepsi
sorguya çekilecekler. Neniz var da birbirinize yardım etmiyorsunuz? Edemezler! Bugün
hepsi teslim bayrağını çekmiş durumdadır. Birbirlerine dönerek bir şeyler sorup
duruyorlar. Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz." Ötekiler
dediler: "Hayır, siz zaten inanmıyordunuz?" "Bizim size karşı
bir sultamız yoktu. İşin esası şu ki siz azmış bir topluluktunuz."
"Rabbimizin sözü üzerimize hak oldu. Tadacağımızı elbette tadacağız."
"Sizi saptırıp azdırmıştık. Çünkü biz de sapıp azmış kişilerdik."
Onlar o gün azap içinde ortaklık kurmuşlardır. İşte böyle yaparız biz
suçlulara/günahkârlara. 37. sure (SÂFFÂT) 20-34. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
O gün tüm
ümmetleri, toplanıp diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına davet edilir.
Bugün, yapıp-ettiklerinizin karşılığıyla yüz yüze getirileceksiniz. Bu bizim
kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp ettiklerinizin
kopyasını çıkarıyorduk / yaptıklarınızı kaydediyorduk. 45. sure (CÂSİYE) 28-29.
ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
İş böyle
gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde, Rabbin gelip
melekler saf saf dizildiğinde, O gün cehennem de getirilir. İşte o gün düşünüp
anlar insan. Ama düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var! Der ki: "Keşke şu
hayatım için önden bir şeyler gönderseydim." 89. sure (FECR) 21-24.
ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
(II)
Yargılanma / Hesap,
herkes hesaba çekilecek
Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri
muhakkak hesaba çekeceğiz; gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.
Onlara bir ilmin tanıklığında bütün serüveni mutlaka anlatacağız. Biz olup
bitenlerden habersiz değildik. O gün, iyi ve kötüyü ayıran ölçü haktır. Artık
kimin ölçülüp tartılacak şeyleri ağır basarsa kurtuluşa erenler onlar
olacaktır. Ölçülüp tartılacak şeyleri hafif kalanlara gelince, işte onlar,
ayetlerimize karşı zalimce davranışlar sergilemiş oldukları için, öz
benliklerini hüsrana itmiş olacaklar. 7. sure (A'RAF) 6-9. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gün olur,
dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda
toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır. Hepsi, saflar
halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi
yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman
belirlemeyeceğimizi sanmıştınız. Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun
içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "Vay başımıza!
Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!"
Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor. 18. sure (KEHF) 47-49.
ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Yemin olsun,
O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır. Ve onların hepsi
kıyamet günü O'na tek tek gelecektir. 19. sure (MERYEM) 94-95. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Bütün yüzler
o Hayy ve Kayyûm önünde yere inmiştir. Zulüm taşıyan perişan olup gitmiştir.
Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa
uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan. 20. sure (TÂHÂ) 111-112.
ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(b)
Allah Huzurunda Tanıklar/ Şahitler
(I)
Resuller
tanıktır/ şahittir
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık
olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet
yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı,
ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri
dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale
getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok
acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona
mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. 4. sure (NİSA) 159. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine
kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak
getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı,
bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun. 16. sure (NAHL) 89. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle
didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız
İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da
"Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde
namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel
Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir
tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 33. sure (AHZÂB) 45.
ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
"Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı
kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana
gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde
rızıklandırılırlar." "Ey toplumum! Sebep ne ki; ben sizi kurtuluşa
çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz." "Siz beni, Allah'a
nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya
çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum." 40. sure (MÜ'MİN) 40-42.
ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Biz size, üstünüze tanık olan bir resul
gönderdik. Tıpkı Firavun'a bir resul gönderdiğimiz gibi. 73. sure
(MÜZZEMMİL) 15. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
(II)
Resulün
resulleri / Resule uyan mümin ve Müslimler de tanıktır / şahittir
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık
olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet
yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı,
ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri
dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale
getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok
acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz
zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır
ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır;
akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne
kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder.
Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı
kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır
özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri
bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında
dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden
tanıklar/şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele
kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere
onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette
derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla
hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın,
benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın
indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 44. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de
yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve
çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara
yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları
söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen
ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 7. sure (A'RAF) 157.
ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle
didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız
İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da
"Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde
namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel
Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve
resulüne iman ederler; sonra hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla
Allah yolunda didinirler. İşte bunlardır, özü sözü birbirine uyanlar. 49. sure (HUCURÂT) 15.
ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü
sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine
erenler de onlardır. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp
ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemin dostu olacaklardır. 57. sure (HADÎD) 19.
ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
(III)
Herkes
sağken bildiğine tanıktır / şahittir
Allah, resulleri bir araya getireceği gün
şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir
bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!" 5. sure (MÂİDE) 109.
ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
"Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden
başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a
kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat
ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde
bir Şehîdsin, bir tanıksın." 5. sure (MÂİDE) 117. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(IV)
Kur'an ve önceki vahiy kitapları da
resuldür ve bu sıfatlarıyla hem hak şefaatçi hem de tanıktır / şahittir,
(a)
Vahiy
kitapları/mealler imanlı toplumlar için kendi dilleriyle konuşan bir Resul / Elçidir
Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de
aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola
iletilmiştir o... 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 101. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan
saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor.
Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5. sure (MÂİDE) 15. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir
sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne
müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı
da. Allah her şeye kadirdir. 5. sure (MÂİDE) 19. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha
büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an
bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten
Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?" De
ki: "Ben buna tanıklık etmiyorum." De ki: "O, sadece tek bir
tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!" 6. sure (EN'ÂM) 19. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır
ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. Ki
başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan
gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim. Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile
O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle
nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz
çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum. 11. sure (HÛD) 1-3.
ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Elif, Lâm,
Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin
izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... 14. sure (İBRÂHİM) 1.
ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Müminlere bir kılavuz ve muştudur o. 27. sure (NEML) 2. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Ve elbette o, inananlara bir kılavuz ve
rahmettir. 27. sure (NEML) 77. ayet (Resmi: 27/İniş:48/ Alfabetik:81)
Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar?
Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı
gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele
kılavuzlanırlar. 32. sure (SECDE) 3. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana
indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın yoluna
kılavuzladığını görürler. 34. sure (SEBE') 6. ayet (Resmi: 34/İniş:58/ Alfabetik:91)
İşte böylece sana da emrimizden bir ruh
vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan
dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen,
dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin. 42. sure (ŞÛRÂ) 52. ayet (Resmi: 42/İniş:62 /Alfabetik:95)
Göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan
Allah'ın yoludur o. Gözünüzü açın, bütün iş ve oluşlar Allah'a varır! 42. sure (ŞÛRÂ) 53. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak
ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir
rahmettir o. 45. sure (CÂSİYE) 20. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
O halde Allah'a kaçın/sığının! Ben size
O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. Allah'ın yanına başka bir ilah
koymayın! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. 51. sure (ZÂRİYÂT)
50-51. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve
barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın
ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler
yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere/bahçelere koyacaktır.
Onlar orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten
güzelleştirmiştir. 65. sure (TALÂK) 11. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. 69. sure (HÂKKA) 51.
ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)
(b)
Vahiy
kitapları / mealler imanlı toplumlar için kendi dilleriyle konuşan bir Resul / Elçidir
ve bu kitaplardaki ayetler inananlara rahmet , kılavuz ve uyarıcıdır
Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin
yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı
için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla,
ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında,
rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir
hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız
izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla
veriyoruz ki, "Sen ders aldın!" desinler, biz de ilimden nasiplenen
bir toplum için onu iyice açıklayalım. 6. sure (EN'ÂM) 105. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik: 20)
Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla
uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak... O
halde, bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. 7. sure (A'RAF) 2. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde,
aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak
bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi
ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. 12. sure (YÛSUF) 111.
ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka
ilah olmadığını bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye,
insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir. 14. sure (İBRÂHİM) 52. ayet (Resmi: 14/ İniş:72/Alfabetik:40)
Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç
içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların
ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın
Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla
dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona
kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yemin olsun ki, Mûsa'ya o hak kılavuzu verdik
ve İsrailoğullarını Kitap'a mirasçı kıldık. Akıl ve gönül sahipleri için bir
yol gösterici, bir hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 53-54. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Allah onlar
için şiddetli bir azap hazırladı. Artık Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve
gönül sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir. 65. sure (TALÂK) 10.
ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
(c)
Vahiy
kitabını okuyup / duyana Allah'ın mesajı ulaşmıştır. İnanıp uyanlar
kurtulmuştur.
Allah'ı, kadrine / şanına yaraşır şekilde
tanıyamadılar. Çünkü "Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir."
dediler. De ki "Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği
Kitap'ı kim indirdi? Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya
sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da
bilmediği şeyler öğretildi." "Allah" de, sonra bırak onları
saplandıkları batakta oynayadursunlar. 6. sure (EN'ÂM) 91. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Sonra, güzel davrananlara nimetimizi
tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere
Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler. Bu
da bizim indirdiğimiz bir kitaptır. Kutsal ve bereketli. Artık ona uyun ve
sakının ki size rahmet edebilsin. "Kitap, bizden önce iki topluluğa
indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik." demeyesiniz.
Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha
doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz
ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz
çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri
yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız. 6. sure (EN'ÂM) 154-157.
ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah, sözün
en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde
indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem
derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu,
Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın
saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 23.
ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Kuşkusuz, bu Kitap'ı biz sana insanlar için
hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de
saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Sen onlar üzerine vekil değilsin.
39. sure
(ZÜMER) 41. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yemin olsun ki, Mûsa'ya o hak kılavuzu verdik
ve İsrailoğullarını Kitap'a mirasçı kıldık. Akıl ve gönül sahipleri için bir
yol gösterici, bir hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 53-54. ayet (Resmi: 40/ İniş:60/Alfabetik:69)
Onlar, o
zikiri/Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz
yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından.
Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen, senden önceki
resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem
çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. Eğer biz onu yabancı dilde
bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı
kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister
Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır.
İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an,
onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan
seslenilmektedir." 41. sure (FUSSİLET) 41-44. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Küfre
saplanıp Allah'ın yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O, boşa çıkarmıştır.
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o
onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin
davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir. Bu böyledir; çünkü
küfre batanlar boş ve tutarsıza uymuşlardır. İman edenler ise Rablerinden gelen
hakka uymuşlardır. İşte Allah, insanlara kendi durumlarını bu şekilde
örnekleyerek anlatır. 47. sure (MUHAMMED) 1-3. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
(V)
Gözcü melek tanıktır / şahittir
Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden
bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de
bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar.
Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o
Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar. 11. sure (HÛD) 17. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt
yapmaktadır. Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir.
Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir. Ve sûra
üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür. Her benlik, yanında bir güdücü,
bir de tanık olduğu halde gelir. 50. sure (KAF) 17-21. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
(VI)
Kendilerine
cin ve insanın öz benliği tanıktır / şahittir
Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden,
size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi
uyaran resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize tanıklık ettik."
dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz
benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler. 6. sure (EN'ÂM) 130. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun
ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan
nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını
alırken şöyle derler: "Allah dışındaki yakardıklarınız nerede?" Şu
cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz
benlikleri aleyhine kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. 7. sure (A'RAF) 37. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden
zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu:
"Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık
ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik"
demeyesiniz. 7. sure (A'RAF) 172. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder