KUR'AN’IN
IŞIĞINDA AHİRET HAYATI - 1
Öncelikle ve özellikle belirtmek
isterim ki kimsenin inancını yargılamak veya inancımı, itikadımı başkalarına
belletmek gibi bir niyet ve maksadım yoktur, olamaz. Çünkü bu inancımla
uyuşmaz.
Her zaman, her ortamda, açık
ve net olarak ifade ettiğim, tutum ve davranışlarımla da göstermeye çalıştığım
şey, özümsediğimce, “Atatürkçü Düşünce” sahibi bir Türk (iftihar ediyorum) ve
“Kur’an”a sarılmış bir Müslüman (Hamd ediyorum) olarak benimsediğim değerleri
isteyenlerle paylaşmaktır.
Dini içerikli yazılarımdaki
muhataplarım, ancak inananlar ve bir müminin Kuran’ dan edindiği İslam
itikadını bilmek isteyenlerdir.
A. AMACIM:
“İnsan, Kâinat ve vahiy
Kitapları”ndan görüp bildiğimce Hakkı / gerçeği, görüp bilmek isteyenlerin
görüş sahasına koymaktır.
Ne Atatürkçü Düşünce Sistemi
ve ne de İslami İtikat, kimsenin tekelinde değildir. Bu bağlamda
muhataplarımın, amacım doğrultusunda muhatabı olabilmek için uğraşıyı ibadet
bilmekteyim.
İman, Allah ve kul
arasındadır, kimde olduğunu da Allah bilir. Kimsenin dini inancı kimseyi ilgilendirmez;
beni de ilgilendirmez. Ama hiçbir “Kitap” bilgisine dayanmaksızın, “Kuran
Değerleri”ni, bilgisizce cehaletten veya daha kötüsü bilip de nefsi
çıkarı için, kişisel arzusu için kullananlar, aslından saptıranlar ve her ne
maksatla olursa olsun insanları Allah ile aldatanlar, Kuran’a iftira atanlar,
topluma zarar verenler karşısında sessiz kalamam.
Bunların inançlarıyla değil,
bunların inancımla ilgili yanlışlarını, haksızlıklarını gösterebilmeyi de
“cihad” olarak bilirim.
Çok sık “Dini içerikli” yazmamın sebebi
ve yazılarımın çerçevesi budur. Bu yazı da Kuran ayetlerinin derlenmesiyle oluşturulmuş, oldukça uzun
bir inceleme ve tefekkür yazısıdır.
Artık dileyen yazıyı okur, düşünür; dileyen vazgeçer / vazgeçmez, bildiğine bakar.
Bilgi, emek ister; iş, çaba – gayret ister. İşitelim, görelim; okuyalım, bilelim…
B. AHİRET
HAYATI:
Ahiret hayatı gayba ait
haber ve bilgilerden oluşur ve İslam itikadında imanın şartlarından birisidir.
Ahiret hayatı, aslında Dünya (yeryüzü) hayatının bir devamıdır.
Ahiret ile Dünya, metal bir
paranın yazı-tura yüzü gibi bölünmez bir bütün olup, işin aslı,“Ruh”
için, halden hale ve âlemden âleme geçişli tek bir hayatın var olduğudur.
Ahiret, gayb (vahye / nakle
dayalı bilgi olmaksızın hakkında bilgi edinilemeyen varlık alanı)
âlemidir. Ahiret hayatı, İnsanın halden, hale geçmesinin tezahürüdür.
1. GAYB:
Gayb kelimesi Kuran'da altmış
yerde geçer.
a) Gayb
kelimesi Allah'a nispet olunduğu yerlerde sadece Allah tarafından bilinebilen
mutlak gaybı ifade eder.
İlgili ayet ve hadislerin
bazılarında gaybı sadece Allah'ın bildiği ifade edilmekte (bk. 6 / Enam /59; 10/Yunus/20;
11/Hud/123; Buhari, İstiskâ, 29, Tevhid, 4; Müslim, İman, 77), bir kısmında ise Allah'ın dilediği
kullarını gayb konusunda bilgilendirdiği (3/Âli İmran/179; 72/Cin/26-27) haber verilmektedir.
Bu bağlamda Hz. İbrahim'e göklerin ve yerin
melekûtunun gösterildiği (6/Enam/75), Hz. Yusuf'a rüyaları yorumlama ilminin ve kavminin yiyeceği yemekleri
önceden bilme yeteneğinin verildiği (12/Yusuf/21, 37), Hz. İsa'nın, İsrailoğulları'nın evlerinde ne yiyip neleri biriktirdiklerine
vâkıf olup bunları kendilerine haber verdiği (3/Âli İmran/49)belirtilmektedir.
Buna göre:
b) Gaybı,
sadece Allah'ın bildiği mutlak gayb; O'nun bildirdikleri tarafından bilinebilen
izafi gayb şeklinde ikiye ayırmak mümkündür.
Hz. Peygamber de Allah'ın
kendisine öğrettiklerinin dışında gayb hakkında bilgiye sahip değildi
(6/Enam/50; 7/Araf/188; Müslim, İman, 287; Tirmizî, Tefsir, 7).
Kuran mutlak gaybın
bilinmesini sadece Allah'a tahsis etmiş, bu niteliğin diğer yaratıklardan
birine tahsis edilmesini tevhide aykırı bulmuş, gayb kapılarını zorlama
denemeleri olan fal, kehanet vb. yollara başvurmayı şiddetle yasaklamıştır.
Gayba ait haber ve bilgiler
içermesi sebebiyle, uzaktan gaybı taşlayanlarca bir çok hurafe ile doldurulan
Ahiret hayatı hakkında bildiklerimi, bu hurafelerden arındırmak niyet ve
maksadıyla, sadece Kuran ayetlerinde anlatılanları, anladığımca özetleyerek
paylaşacağım.
2. ÖLÜM:
a) Ölümün
anlamı:
Ölüm, canın / ruhun bedenden
çıkmasıyla, bedenin fonksiyon ve işlevinin son bulması, bitmesidir. Ölen,
biten, sonlanan sadece bedendir. Ruh /can, bedenden çıkmakla ölmez.
Ruh / can, yaşayan bedeninden uyku
halindeyken de, bedenle irtibatını kesmeksizin bedeninden bağımsız hareket
edebilir. Rüyalar buna delildir.
Uyku ile ölümün farkı, bedenin ölümü halinde, ruhun çıktığı bedenine tekrar kendi gücüyle girememesidir.
Uyku ile ölümün farkı, bedenin ölümü halinde, ruhun çıktığı bedenine tekrar kendi gücüyle girememesidir.
Kavram Olarak, İnsanın Eceli ve Ölüm
Sonra öldürdü onu, kabre koydurdu onu. Sonra
dilediği zaman diriltip ortaya çıkardı onu. 80. sure (ABESE) 21-22. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
İş, onların
sandığı gibi değil! Can, köprücüklere dayandığında, "Kim var okuyup
üfleyecek?" denilir! Sezinlemiştir ki odur ayrılık. Dolaşmıştır el
ayak/kol bacak. Rabbine doğrudur o gün sevkiyat. 75. sure (KIYÂMET) 26-30. ayet (Resmi:
75/İniş:31/Alfabetik:56)
Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu,
senin kaçıp durduğun şeydir. 50.
sure (KAF) 19. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta
gerisin geri çeviririz. Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 68. ayet (Resmi:
36/İniş:41/Alfabetik:108)
Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden
yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne
hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun
ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için
gerçekten çok kolaydır. 35. sure
(FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Sizi bir balçıktan yaratmış olan O'dur. Sonra
hüküm verip bir süre belirlemiştir. Belirlenmiş başka bir süre de onun
katındadır. Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıp duruyorsunuz. 6. sure (EN'ÂM) 2. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir
O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde,
elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de
vaktinden sonra. Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler.
Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de
O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 61-62.
ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah, canları, ölümleri sırasında alır,
ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini
alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice
düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. 39. sure (ZÜMER) 42. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:
114)
O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir
spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin
karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar
olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor.
Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir. 40. sure
(MÜ'MİN) 67. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat
ettirecek. İçinizden bazıları, ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevirilir
ki, bir ilimden sonra hiçbir şey bilmez olsun. Allah Alîm'dir, Kadîr'dir. 16. sure (NAHL) 70. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Sonra siz bütün bunların ardından mutlaka
öleceksiniz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 15. ayet (Resmi: 23/
İniş:74/Alfabetik:70)
Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm
meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz." 32. sure (SECDE) 11. ayet (Resmi:
32/İniş:75/ Alfabetik:92)
Her can,
ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz. 29. sure (ANKEBÛT) 57. ayet (Resmi: 29/
İniş:85/Alfabetik:8)
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişi ölmez.
Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; âhiret
yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 145. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Her benlik ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz
karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir.
Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır.
İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 185. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki: "Eğer ölümden yahut öldürülmekten
kaçıyorsanız, kaçmak size hiçbir yarar sağlamaz. Böyle bir durumda sadece
azıcık/az bir süre nimetlendirilirsiniz." 33. sure (AHZÂB) 16. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
De ki: "Allah size bir kötülük murat
eder yahut bir rahmet dilerse, Allah'la aranıza kim girebilir?" Onlar
kendileri için, Allah'tan başka ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı. 33. sure (AHZÂB)
17. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Yer üzerinde
bulunan herkes yok olacaktır. 55.
sure (RAHMÂN) 26. ayet (Resmi: 55/İniş:89/ Alfabetik:86)
Allah, süresi
gelmiş olan bir canı geriye asla bırakmaz! Ve Allah, yapıp etmekte
olduklarınızı çok iyi haber almaktadır. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 11. ayet (Resmi:
63/İniş:103/Alfabetik:72)
Ruhu / canı bedeninden tam olarak
ve kesinlikle çıkan kişi için, Dünya hayatı bitmiş, Ahiret hayatı başlamıştır.
O insan için ölüm, ruhunun bir halden ve âlemden bir başka hal ve âleme
bireysel olarak geçmesi demektir.
“Nerede olursanız olun ölüm sizi
yakalayacaktır. Titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile…” (4/Nisa/78)
“Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir
imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize
döndürüleceksiniz.”
(21/Enbiya/35)
“Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz
önüne geçilecekler değiliz. Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi
bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız.”(56/Vakıa/60-61)
b) İnananların
/ iyilerin ve inanmayanların / kötülerin ölümleri farklıdır.
(1) İnananların
/ iyilerin ölümleri:
“Melekler, canlarını temiz insanlar
olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık
olarak girin cennete." (16/Nahl/32)
“Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz
Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire
iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle
sevinin." "Biz sizin, dünya hayatında da ahirette de dostlarınızız.
Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için
istediğiniz her şey var. "Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram
olarak..."
(41/Fıssulet/30-32)
(2) İnanmayanların
/ kötülerin ölümleri:
“Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya
kendine bir şey vahyedilmediği halde "Bana vahyedildi" diyen kişi
ile, "Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim" diyen kimseden
daha zalim kim vardır? Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken.
Melekler ellerini uzatmış, "Çıkarın canlarınızı!" diye! "Bugün
zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler
söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz. Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız / teker teker
bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın
arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız
şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm
bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız.” (6/Enam/93-94)
“Bir görseydin o küfre sapanları! Melekler
canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlardı: "Yangın
azabını tadın." "İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler
yüzündendir. Allah, kullara asla zulmetmez." (8/Enfal/50-51)
“Melekler onların yüzlerine ve sırtlarına
vurarak canlarını alacakları zaman, bakalım nasıl olacak?!” (47/Muhammed/27)
3. BERZAH:
a) Geçiş
Hayatı:
İnsan
ölüp, bedeni kabre konduğunda, o insanın ölümlü bedeninden meleklerce çıkarılan
canı/ ruhu için, ahiret hayatının kıyamete kadar sürecek olan berzahtaki geçiş
safhası yaşantısı başlar. Artık geri dönüş yoktur ve artık duyulan pişmanlığın
da ilerisi için bir yararı yoktur.
“Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde
şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün; Döndürün ki, o arkada bıraktığım
yerde iyi bir iş yapayım." Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu.
Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.” (23/Müminun/99-100)
b) Ölen
insanın ruhu/canı bedeninden çıkarıldıktan sonra Ahiret âleminde, berzah
yaşamında Allah’a götürülür:
“Kulları üzerinde egemenlik sahibi
Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde,
elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de
vaktinden sonra. Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler.
Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de
O'dur.”(6/Enam/61-62)
“Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup
gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!"
Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr
ediyorlar. Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır,
sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz. Günahkârları, Rablerinin
huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz;
gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım.
Artık kesin olarak inanıyoruz." (32/Secde/10-12)
c) Şuurlu
ve sorumlu varlıklar (ruhlar/canlar) üç sınıf oluverirler:
“Ve sizler, üç çift/sınıf
oluvermişsinizdir.
İşte uğur ve
mutluluk yâranı (doğruyu bulmuşlar). Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
İşte şomluk
ve bunalım yâranı (kötülüğe batmışlar). Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
Ve oluşta
önde gidenler, yarışta önde gidenler (hayatta iken, inanç ve güzel fiillerde
öne çıkanlar)...” (56/Vakıa/7-10)
d) Berzahta
İmanlı ve İyi Ruhlar Serbest ve Mutludur:
“Eğer o, yaklaştırılanlardan ise;
Rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona. Eğer kutlu, uğurlu
kişilerdense, "Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona.” (56/vakıa/88-91)
e) Berzahta
Şehitler Diri ve Allah'ın Lütfettikleriyle Mutludur:
“Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler
sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.
Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp
kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur;
tasalanmayacaklardır onlar. Allah'tan bir nimeti, bir lütfu ve Allah'ın
müminlerin ödülünü vermezlik etmeyeceğini de müjdelerler.” (3/Ali İmran/169-171)
f) Berzahta
İmansız ve Kötü Ruhlar Azaptadır:
“Eğer yalanlayan sapıklardansa; Kaynar
sudan bir ziyafet, Ve cehenneme salıverilme var ona. İşte budur, o tartışmasız,
o kesin gerçek!”
(56/Vakıa/92-95)
g) Berzahtan
çıkış:
Şuurlu
ve sorumlu ruhlar, Kıyametin kopmasıyla Ahiret hayatının Berzah safhasındaki
yaşamlarından çıkartılırlar. Ahiret âleminin koşullarına uygun olarak yeniden
bedenlendirilip, diriltilirler ve dünya yaşamına kıyasla sonsuz uzunlukta
bir ahiret yaşamı başlar.
“ Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok
onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir.” (22/Hac/7)
RESUL
KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
la tahzen
YanıtlaSil