17.07.2016 12:40
ALIN YAKIN TARİHİ GERİYE,
MEHDİYE YEMİNİMİZ VAR DEYİP BOMBA YAĞDIRANLARIN, MEDYADA SİYASETTE ÖNÜNÜ KİM
AÇTI?
Bir.. Sokaklarda cemaat kurşunlarıyla
ölen yüzlerce şehidin önünde saygıyla eğiliyorum, başta Erol Olçak ve 17 yaşındaki oğlunun Boğaz
Köprüsü’ndeki çatışmalarda öldüğünü öğrendim, içim yandı, yirmi yıl öncesinden
çok iyi tanışırdık, bir on yıl var ki hiç görüşemedik, bir ortak arkadaşımızın
cenazesinde karşılaştık ayak üstü birkaç laf ettik, çok entelektüel ve mizahi
yüksek sohbeti zevkli bir çocuktu, Tayyip Erdoğan’a çok yakın çalışıyordu, bu
reklam işlerini çok iyi biliyordu, küslüğümüz uzak duruşumuz ise malum siyasi
düşüncelerimiz, ne diyeyim Erol’un ölümü, canımı yaktı.
Sabaha doğru ikinci
korkunç haberi aldım, cemaat operasyonlarından nasibini almış sürülmüş iftiraya
uğramış canım arkadaşım Emniyet Müdürü
Fatih Eryılmaz’ın vurulduğu haberi geldi.. Fatih
tanıdığım en zeki polistir, okumadığı kitap seyretmediği film yoktur, felsefi
siyasi psikolojik analizlerini saatlerce doyumu olmayan bir sohbetle
dinlersiniz.. Helikopter emniyet müdürlüğünü havadan tararken emniyetin önüne
çıkıyor ve henüz ayrıntısını öğrenmedim ama tahminim yerinde duramamış o da
helikoptere sıkmıştır, orada mermi karnından girdi sırtından çıktı, şu an yoğun
bakımda, son haber durumu iyiymiş, saatlerce öldüğünü sandım, yana yakıla
ağladım, Fatih’e geçmiş olsun diyorum.
ŞAYET DARBE BAŞARILI OLSAYDI
İki.. Darbe lafı öne çıkıyor ama
yaşanan gerçek bir ‘iç savaş’.. Sevgili okuyucu, bugün ve bundan sonra medyadaki
yazıları şöyle okuyun, şayet darbe başarılı olsaydı bugün içeri kimler
alınacaktı kimlere dokunmayacaklardı. Alınacakların en başında kuşkunuz olmasın
gazeteci bir tane arkadaşım Müyesser Yıldız ve peşinden İmamların Öcü kitabını yazan Yavuz Selim gelecekti ve başta Barış Terkoğlu ODA TV’nin tüm kadrosu şu anda
içerde olacaktık, ve tabii ki Ulusal Kanal, Aydınlık ve iftiraya uğramış Mustafa Dönmez gibi subayların alayı yeniden
alınacaktı.
Yani darbe olsaydı
an itibariyle ODA TV olmayacaktı. Mesela Cumhuriyet Gazetesi’nden
kimler alınacak kimler alınmayacaktı mesela CHP’den hangi vekiller alınacak
hangilerine dokunulmayacaktı. Bu soruları sormadan bu iç savaş sonrası
yazılanların ruhunu anlayamazsınız.
Üç.. Sözcü’den Bekir Coşkun, tahminim iç savaş sırasında Ankara’da değildi, bir
dakika ara vermeden yedi buçuk saat bombalamayı yaşamış olsaydı, tarihe geçecek
bugünkü ruhsuz şüphelerini kaleme alamayacaktı..
Dört.. Akıncı Hava Üssü savaşın
başladığı ve bittiği yerdir.
Akıncı hava üssü Ankara
semalarına sabahın saat dördüne kadar üçer-beşer dakika aralıklarla savaş
uçaklarını gönderdi, sabahın dördünden beşbuçuğuna kadar ise savaş uçaklarının
gelişi onar onbeşer dakikaya kadar seyreldi. Ve sabahın beş buçuğunda
büyük müjdeli haber geldi. Uçaklar görülmez oldu.
Tarihçilere
belgeselcilere ve acar gazetecilere bu iç savaşın başlayıp bittiği yer olan Akıncı Hava Üssü’ne yoğunlaşmalarını salık veriyorum. Bir büyük
iddiaya göre sabahın beş buçuğunda Eskişehir hava üssünden kalkan uçaklar
Akıncı Hava üssünün pistini vurarak kullanılamaz hale getirildiğini söylüyor.
İkinci gelişme aynı saatlerde
Akıncı Hava üssünü özel kuvvetler basıp duruma el koymuş. Ancak ekrana
çıkıp olanları anlatan Akıncılar Mahallesi’nden bir genç, Akıncılar mahallesi
halkının Ankara’yı bombalamaya kalkan uçakları durdurmak için pistte nasıl
hücuma geçtiğini anlattı ve üssün kapısında taranmışlar, içlerinde bir kadın
halktan beş kişi ölmüş, ancak halk yılmayıp durmayıp saldırısını tekrarlayıp
üsse girmeyi başarmış.
Yedi buçuk saat
tepemizden bombalanırken Allahım bu savaş uçaklarını durduracak bir güç yok mu
diye dua ettiğimiz dakikalarda Akıncı Hava Üssü’nde olup bitenlerin ayrıntıları
kahramancadır.. Arkasına Amerika’yı almış güya koca generallerin kendilerini
Allah sandığı ve sonra ‘fareler’ gibi kaçışmaya başladığı ana
karargah ve don gömlek tutuklanmaları, bu iç savaşın en önemli sahnesidir.
BU BİR AMERİKA VE FETÖ DARBESİ
Beş.. Darbeci hainler hiçbir ayrıntıyı hesap edememiş
acemilikleriyle hem gülünç duruma düştüler hem de bu olanlar ‘bir tiyatroydu’ denmesine çanak tuttular.. Mesela
Darbe Planı ilk başta Tayyip Erdoğan’ı susturmayı başarabilseydi darbenin
başarıya ulaşma şansı yüzde doksanın üstünde olabilecekti.
Sosyal medya
hesaplarında olup bitenler darbe kadar önemliydi, çünkü iç savaş sadece savaş
uçaklarıyla cereyan etmiyordu, cemaatin onbinlerce sosyal medya hesabı daha ilk
dakikalardan itibaren ‘bu tiyatro, bu mizansen’ algısına giriştiler ve maalesef
bu algıyı oturtmayı başardılar.. Darbe başarısız olunca da ‘gördünüz mü, bu olup bitenler
Tayyip’in bir oyunu’ demeye başladılar.
Her büyük siyasi olayda sosyal
medyada birileri devreye giriyor ve ne yazık ki istedikleri algıyı oluşturmayı
başarıyorlar, bu ayrı bir hikaye ama, Genelkurmay ve meclis üstünde savaş
uçaklarının dönmeye başladığı 22 00 sıralarında Doğu Perinçek Ulusal Kanala
çıkıp, bu bir Amerikan ve Fetö darbesidir, deyip, sokakta darbeye göğüs
gereceklerini söyledi.
Bu bir Amerika ve Fetö darbesidir,
sonrasında gelişen olaylar, sonuçla alakalıdır,
Tayyip güçlendi mi güçlendi,
Tayyip artık işine gelmeyeni cemaatçi bahanesiyle tutuklar mı tutuklar.
Türkiye’de siyasi dengeler artık
başkanlığın önünü açar mı açar.. Sokaklar sertleşir mi ali kıran baş kesenler
terör estirir mi, bunların hepsi, başarısız darbenin sonuçlarıdır.
Bu
darbe kime yaradı diye konuşmak ayrı şey, bu darbeyi kimin yaptığını söylemek,
başka şey.
SUÇUN BÜYÜĞÜ BUNLARA GÖZ YUMAN
TAYYİP ERDOĞAN’INDIR
Altı.. CHP’nin, saat henüz 22 00’yi az
buçuk geçerken ani bir refleksle darbenin karşısına geçmesi meclise sığınması
mecliste iktidar ve diğer partilerle yan yana gelmesi, darbenin başarısızlığa
uğramasında çok ama çok etkili olmuştur, bu ani kararı verip darbenin karşısına
geçen CHP’nin kahramanca milli refleksini takdir etmeliyiz.
Yedi.. Başarısız darbe girişiminin ardından Tayyip’in
kahramanlaşmasının ülkenin başına bela getireceğini düşünenler haklıdır, ancak
bu endişeler ilk söylenecek endişeler değildir, madem bu kadar endişeniz vardı
bunca zaman cemaatçi bu vatan hainlerine karşı neden bu kadar insancıl hoşgörü
içindeydiniz diye sorarlar insana.
Cemaatçi vatan haini canavarları
on yıllarca şirin gösteren ya da demokratik dostluk gösterilerinde bulunanlar,
şimdi bu endişeleri dile getirmeleri sahtekarlık ve ikiyüzlülüktür.
Ancak böyle bir endişe, endişeyi
dile getirenlerden bağımsız olarak vardır, doğrudur.
Ve ama, darbe girişimini halk
çağrısıyla durdurmayı başaran Tayyip Erdoğan ve AKP’nin, bu başarıyla daha da
olgunlaşacağı, ve kendine güven gelip küstah ve öfkeli dilini terk edeceği
düşüncesini de bir şans tanımalı, aklımızın bir köşesinde ülkemizin sağlığı
hatırına bu iyi niyetli öngörüler de olmalı.
Endişeli insanların her şeyin
daha da kötüye gideceği ve hiçbir iyi gelişme olmayacak panik düşüncelerine ben
de katılıyorum, ancak, bu paniği panik halinde tutup aklımızı zora sokarak
değil, daha akıllı şeyler düşünmemize de fırsat tanımalıyız.
Mesela cemaatin deşifre olması
asker emniyet ve hukuk ve siyasi ve sosyal hayatımız için mucizevi büyük bir
kazançtır.. Cemaatin ordu ve emniyet ve hukuk kurumlarında kırk yıllık
istihbarati çalışması vardır, suçun büyüğü Kenan Evrenindir Özalındır
Demirelindir ve iktidarında bunlara göz yuman Tayyip Erdoğan’ındır.
Sekiz.. Türk subaylarının balyoz iftiralarıyla sığırlar gibi
içeri tıkılmaları ve bugün Türk askerinin don gömlek eller kelepçeli rezil hale
gelmesi bir millet için utanç dolu hadiselerdir.. Bugün cemaatin vatan
hainlerini suçlarken, yıllarca Balyoz iftiralarına destek verip Türk ordusunun
içini boşaltıp cemaat kadrolaşmasının önünü açan o sözde liberalleri de, bu
vatan hainleriyle aynı hizaya koymalıyız.
Cemaatle yıllarca dayanışma
içinde propaganda yapan liberal medya yazarları sonunda Mehmetçiğin başının
vahşice kesilmesini hazırlayan siyasi süreci hazırlamıştır.
Rica edeceğim rezil yazarlar,
lütfen yorumlarınızı elinde bıçak Mehmetçiğin başını vahşice kesenlerle cemaate
yıllarca destek verenlerin aynı vahşiler olduğunu, unutmadan, kimseye de
unutturmadan yapınız....
BİZİ EKRANLARDAN KOVUP, CEMAAT
DOSTU YAZARLARI GETİRENLER, HAYROLA?
Soylu subaylar cemaatçi vatan
haini savcılar tarafından içeri tıkılırken herkes ama herkes hukuk’a dikkati
öne çıkartmayı başarabilseydi, bu vahşilik sokakta bu denli kuduracak hale
gelemezdi.
Bir daha söylüyorum, hukuksuzluğa
pervasızlığa mahkemelerde medya köşelerinde yol veren önünü açan bağırsaklar
temizleniyor deyip şunları da tutuklayın diye gestopa subayı gibi davrananlar
bugün yaşadığımız bu rezil utanç sahnelerini hazırlayanların ta kendisidir.
Dokuz… Şimdi, cemaatin vatan haini
işbirlikçi canavar suratı ortaya dökülmüştür. O halde bedelini ödediğimiz
siyasi duruşumuzun en can alıcı sorusunu soralım.
Bu vatan haini canavara, yıllar
yılı içten içe pazarlıklarla destek yeren Cumhuriyet Halk Partisi’nin bazı
kısımları, Cumhuriyet’in bazı yazarları, Halk TV yönetiminin bazıları’nın da,
halkının başına yedi buçuk saat bomba yağdıranlarla çok uzun çok derin süren
sevgili dostluklarının hesabını sormamız lazım..
Hayrola, daha düne kadar onlar
sevgili dostlarınız, bizler de meczup deli ırkçı faşist canavardık.. Bütün
subayların içeri atıldığı o günlerde, medya bütünüyle susarken, tek şans olan
Halk TV ekranlarında cemaatin hain savcılarına karşı konuşurken…
Bize gelip, artık bu Balyoz’dan
konuşmasanız, artık her şey açığa çıktı, Türkiye temizlendi, yeni bir dünya
başlıyor, artık sussanız, diyenler, susmadığımız için beni ve arkadaşlarımı
kovanlar, iftira uyduranlar, bizi ekranlardan kovup, cemaat dostu yazarları
getirenler, hayrola?
Daha dur, daha dur, sizinle
hesabım biter mi?
Bu vatan haini canavarlarla
işbirliğine girdiniz ve bizi kovdunuz ve bizi suçladınız ve bize dünyayı dar
ettiniz..
İşte buyurun dayanışma içinde
olduğunuz sevgili dostlarınız Ankara halkını ve meclisini havadan yedibuçuk
saat aralıksız bombaladı.
Ve şimdi kalkmışsınız, hala
utanmasızca bunlar Tayyip’i güçlendiriyor, diyorsunuz.
Siz de bu aptallıklar, siz de bu
hainlikler, siz de bu gaflet, siz de bu cahillik, siz de bu öngörüsüzlük, siz
de gerçekler acımasızca belgeleriyle ortada olduğu halde
görmezden gelmeler, olduğu sürece, Tayyip Erdoğanlar daha da
güçlenecektir..
Biri gidecek biri gelecektir, ve elli yıldır olan da budur.
MEHDİYE YEMİNİMİZ VAR DİYENLER
Ve bu hainlere karşı en kararlı
en amansız mücadeleyi veren ODA TV’nin bir parçası olmaktan onur duyuyorum.
Sonuçların bu kadar vahşi
olmasını şüphesiz kimse istemezdi ama ikaz ettik, söyledik, belgelerini koyduk,
bedelini ödedik ve ama gazetecilerin en büyüğü Müyesser Yıldız’ın mahkeme
kapılarında amansız mücadelesini satır satır yıllarca sadece bu sütunlarda
okudunuz.
Evet kanlı bir iç savaşı ucuz
atlattık ama alnımız dik, bu savaş uçakları Ankara’nın başından 15 temmuz
gecesi geçti ama bizim beyinlerimizin içinden on yılın her günü yazı yazı
mahkeme mahkeme geçiyordu.
On.. Akıncı Hava Üssü’nden bildiriyorum, darbeci
komutanlar, dakika başı bomba dolu savaş uçaklarını Ankara’yı gönderirken
kudurmuş iştahlarıyla bağırıyorlar: Mehdiye yeminimiz var mehdiye yeminimiz
var.
Türk ordusunun en yüksek üslerini
komuta kademelerini ele geçirmiş subaylar, meclisi Ankara’yı bombalamanın
sevinciyle bağırıyorlar: Mehdiye yeminimiz var.
Mehdi: Fethullah Gülen..
Yemini olan: Türk Ordusunun en
yüksek subayları..
Söyler misiniz nerdeyiz biz,
hangi gerçeklik içindeyiz, Türkiye nerde, akıl nerde kainat nerde Mehdi nerde,
Cumhuriyet’in Ordusu nerde?
Alın yakın tarihi geriye, Mehdiye
Yeminimiz var deyip bomba yağdıranların, medyada siyasette önünü kim açtı?
Sofralarında kim yemek yedi,
Pensilvanya’ya hangi gazeteciler hangi patronlar gitti? Hangi ekranlar önlerine
açıldı?
Bu acımasız katil manyakları on
yıllar boyunca şirin hoşgörü diyalog hizmet içinde görüntülerle kim takdim
etti?
Alın yakın tarihi geriye, bir bir
bakın
Mehdiye yeminimiz var diyenlerin
sofralarında Türk solunun filozof(?) yazarlarını da göreceksiniz, Cumhuriyet
gazetesinin Halk TV’nin Halk Partinin vekillerini de göreceksiniz..
Bizi sormayın, sevgili dostları
cemaate saldırıyoruz diye, bizlere, kendi kalemleriyle meczup deli ırkçı faşist
manyak dediler..
Onbir.. Gelelim sokaklara çıkan halka..
Şayet halk sokağa çıkmasaydı?
Halk sokağa çıkmayıp tanklar
önünde büyük kalabalıklar oluşturmasaydı, olaylar şöyle gelişecekti..
Bir tarafta
polis güçleri bir tarafta darbeci güçler..
Sokak sokak çatışmalar başlıyor..
Çatışmalar sokak sokak haftalarca
sürüyor..
Sokaklar orası düşmanın orası
kurtarılmış diye ikiye bölünüyor..
Binalar kurumlar elektrik su
marketler telefon şebekeleri televizyonlar hepsi vuruluyor ve harabe, kaçabilen
halk kaçıyor, sokaklar boşalıyor..
Halk sokağa çıkarak ‘polise’ güç
verdi, tankların engellenmesi yolların kesilmesini sağladı, polis arkasına kalabalık
halkı alarak, hızlı ve operasyonal harekete geçti..
Halk sokağa çıkmasaydı Türkiye
polisle-askerin aylarca süren iç savaş sahnesine şahit olacaktı..
Felaketlerin felaketi en ağır
senaryo da buydu..
Halkın sokağa çıkmasıyla bu büyük
iç savaş sabahına varmadan durdu..
Halk sokağa çıkmasaydı bu
satırların yazarı ODA TV ve CHP’li bir çok vekil ve niceleri, şu anda ya
vurulmuş ya içerdeydik..
Halk sokağa çıkmasaydı;
Ve ekranlarınızdan Hasan Cemaller
Nazlı Ilıcaklar bizlerin ne kadar meczup ne kadar deli ne kadar manyak ne kadar
ırkçı faşist olduğumuzu kitlelere yine sırıtarak yine kahkahalar atarak
anlatıyor olacaktı.
Halk sokağa çıktı..
Milli cumhuriyetçi güçler destek
verdi..
O halde, uzun sürecek sokakları
harabeye çevirecek büyük bir iç savaşın önüne geçtiğimiz bugün, gerçekten
bayram’dır..
15 Temmuz hepimize hem bayram hem
bir kütüphane kitap okumuş gibi ders olsun..
Hukuk’a saygı, hukuk karşısında
herkesin eşitliği, bu bayram günü, asla bir anlık gafleti affedilmez, en
vazgeçilmez ideallerimiz olsun..
15 temmuz gecesi beyninin içinde
evinin içinde bombalar patlayan beş milyon Ankaralı’ya da bir lafım olacak..
Büyük travmalar
‘zihniyetlerimizi’ değiştirmek için büyük fırsatlardır..
İŞİD belası, güneydoğu sokakları,
cemaatin vatan haini canavarlıkları, Suriye savaşı, hepsi bu iktidar zamanında
oldu..
Bombaların şokuyla patlayan
beyinlerinize durmaksızın aynı şeyi haykıracağız:
Bu Suriye savaşı bu amansız PKK
savaşı bu amansız cemaat ihaneti bu amansız İŞİD hepsi bu iktidar zamanında
oldu..
Eczanelere doktorlara koşarken o
şok geçirmiş beyninizin ebedi sağlığı için, asıl bu soruları sorun…
Hepsi bu iktidar zamanında oldu..
Nihat Genç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder