(1) ALLAH'IN SEVDİKLERİ
(a) Allah, Takva Sahiplerini /
Takvaya Sarılanları Sever
(b) Allah, Güzeli ve Güzelliği
Sevip, Güzel Düşünüp Güzellik Sergileyenleri Sever
(c) Allah, Temizlikte Titiz
Davrananları Ve Temizlenenleri Sever
(d) Allah, Adaleti Koruma ve Yerine
Getirmede Titiz ve Kararlı Davrananları Sever
(e) Allah, Tövbeyi Çok Seven ve
Tövbe Edenleri Sever
(f) Allah, Sabredenleri Sever
(g) Allah, Tevekkül Edenleri Sever
(h) Allah, Savaşmak İçin Saf
Bağlamış Olanları Sever
(2) ALLAH'IN SEVMEDİKLERİ
(a) Allah, Zalimleri Sevmez
(b) Allah, Sınır Tanımaz Azgınları
Sevmez
(c) Allah, Küfre Sapanları /
Kâfirleri Sevmez
(d) Allah, Müsrifleri / İsraf
Edenleri Sevmez
(e) Allah, Fesadı Ve Müfsitleri /
Bozgunculuk Ve Tabiat Dengelerini Tahrip Etmeyi Sevmez
(f) Allah, Kibrine Yenik Düşen ve
Büyüklük Taslayanları Sevmez
(g) Allah, Hainliği Huy Edinmişleri
/ Sürekli Hainlik Eden Günahkârı Sevmez
(h) Allah, Günahta Aşırıya Gidenleri
Sevmez
(i) Allah, Sevinç Budalalarını /
Şımaranları Sevmez
ALLAH'IN SEVDİKLERİ VE ALLAH'IN SEVMEDİKLERİ
(1) ALLAH'IN SEVDİKLERİ
(a) Allah, Takva Sahiplerini / Takvaya Sarılanları Sever
“İş öyle değil! Kim ahdine vefa eder, takvaya sarılırsa hiç kuşkusuz,
Allah takvaya sarılanları sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 76. ayet)
“Antlaşma yapmış
olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde
başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık,
onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir
gerçek ki Allah, sakınanları sever.” (9. sure (TEVBE) 4. ayet)
“Müşriklerin
Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram
yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde
antlaşması olanlara, onlar size doğru dürüst davrandıkça, siz de doğru dürüst
davranın. Allah, sakınanları sever.” (9. sure (TEVBE) 7. ayet)
(b) Allah, Güzeli ve Güzelliği Sevip, Güzel Düşünüp
Güzellik Sergileyenleri Sever
“Allah yolunda harcama yapın / nimetleri paylaşın;
kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Güzel
düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever.” (2. sure (BAKARA)
195. ayet)
“Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini
yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel
davrananları sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 134. ayet)
“Allah da onlara
(Allah yolunda cihad edenlere), hem dünya nimetini verdi hem de âhiret
sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp
güzellik sergileyenleri sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 148. ayet)
“Sonunda,
verdikleri mîsakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı
yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları
şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep
hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet,
ellerini tut. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever.” (5. sure (MÂİDE) 13. ayet)
“İman edip hayra ve barışa
yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları,
sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup
güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından
ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp
güzel davrananları sever.” (5. sure (MÂİDE) 93.
ayet)
(c) Allah, Temizlikte Titiz Davrananları Ve Temizlenenleri
Sever
“Sana adet halini
de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı
oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar
kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden
onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah,
çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de
sever.” (2.
sure (BAKARA) 222. ayet)
“Bir de şunlar
var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük için,
inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış
kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey
istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir
ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.Böyle bir mescitte
sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine
kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte.
Allah, temizlenenleri sever.” (9. sure (TEVBE) 107-108. ayet)
(d) Allah, Adaleti Koruma ve Yerine Getirmede Titiz ve Kararlı
Davrananları Sever
“Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana
geldiklerinde ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer
onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle
hükmedenleri / adaleti ayakta tutanları sever.” (5. sure (MÂİDE) 42.
ayet)
“Müminlerden iki
zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri
öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık
edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi
arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz
davrananları sever.” (49. sure (HUCURÂT) 9. ayet)
“Allah sizi, din hakkında
sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten,
onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.”
(60.
sure (MÜMTEHİNE) 8. ayet)
(e) Allah, Tövbeyi Çok Seven ve Tövbe Edenleri Sever
“Sana adet halini
de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı
oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar
kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden
onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever,
iyice temizlenenleri de sever.” (2. sure (BAKARA) 222. ayet)
(f) Allah, Sabredenleri Sever
“Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan
birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar,
Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık
göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 146. ayet)
(g) Allah, Tevekkül Edenleri Sever
“Allah'tan bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara
yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden
kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla
onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir
kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah, tevekkül edenleri sever.”
(3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 159. ayet)
(h) Allah, Savaşmak İçin Saf Bağlamış Olanları Sever
“Allah kendi yolunda, duvarları
bir bine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlayarak çarpışanları sever.” (61. sure (SAFF) 4. ayet)
(2) ALLAH'IN SEVMEDİKLERİ
(a) Allah, Zalimleri Sevmez
"Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette
şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları
olmayacaktır onların. İman edip hayra ve
barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak
verecektir. Allah zalimleri sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN)
56- 57. ayet)
“Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet)
“Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.” (42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet)
“Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet)
“Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.” (42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet)
(b) Allah, Sınır Tanımaz Azgınları Sevmez
“Sizinle
çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama
haksız yere saldırmayın / çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz
azgınları sevmiyor.” 2. sure (BAKARA) 190. ayet”
“Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 87. ayet
“Rabbinize; boyun bükerek, gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez.” (7. sure (A'RAF) 55. ayet)
“Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 87. ayet
“Rabbinize; boyun bükerek, gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez.” (7. sure (A'RAF) 55. ayet)
(c) Allah, Küfre Sapanları / Kâfirleri Sevmez
“Allah, ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar
karşılığında artışlar getirir. Allah, nankörlüğe
batmış günahkârların hiç birini sevmez.” (2. sure (BAKARA)
276. ayet)
“Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 32. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.” (30. sure (RÛM) 44-45. ayet)
“Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 32. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.” (30. sure (RÛM) 44-45. ayet)
(d) Allah, Müsrifleri / İsraf Edenleri Sevmez
“Çardaklı
ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri,
narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve
hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri
sevmez.” (6.
sure (EN'ÂM) 141. ayet)
“Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.” (7. sure (A'RAF) 31. ayet)
“Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.” (7. sure (A'RAF) 31. ayet)
(e) Allah, Fesadı Ve Müfsitleri / Bozgunculuk Ve Tabiat Dengelerini
Tahrip Etmeyi Sevmez
“İnsanlardan
öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o,
kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır. Yanından ayrıldığında / işbaşına geçtiğinde yeryüzünde
fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı
sevmez.” (2.
sure (BAKARA) 204-205. ayet)
“Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 64. ayet)
"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran / Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." (28. sure (KASAS) 77. ayet)
“Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 64. ayet)
"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran / Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." (28. sure (KASAS) 77. ayet)
(f) Allah, Kibrine Yenik Düşen ve Büyüklük Taslayanları
Sevmez
“Allah'a
kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak
komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve
güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.” (4. sure (NİSA) 36.
ayet)
“Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur. Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.” (16. sure (NAHL) 22-23. ayet)
"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez." (31. sure (LOKMAN) 18. ayet)
“Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.” (57. sure (HADÎD) 22-23. ayet)
“Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur. Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.” (16. sure (NAHL) 22-23. ayet)
"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez." (31. sure (LOKMAN) 18. ayet)
“Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.” (57. sure (HADÎD) 22-23. ayet)
(g) Allah, Hainliği Huy Edinmişleri / Sürekli Hainlik Eden
Günahkârı Sevmez
“Kuşku
yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile
hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere
yardakçı olma! Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Öz benliklerine hainlik edenler için didinip durma.
Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez.” (4. sure (NİSA)
105-107. ayet)
“Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir. Allah, hainlik edenleri sevmez.” (8. sure (ENFÂL) 58. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir. Allah, hainlik edenleri sevmez.” (8. sure (ENFÂL) 58. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
(h) Allah, Günahta Aşırıya Gidenleri Sevmez
“Allah, ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar
karşılığında artışlar getirir. Allah, nankörlüğe
batmış günahkârların hiç birini sevmez.” (2. sure (BAKARA)
276. ayet)
(i) Allah, Sevinç Budalalarını / Şımaranları Sevmez
“Şu da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı
şımarıklık / azgınlık yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki,
anahtarlarını taşımak, kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti: "Şımarma, çünkü Allah,
şımaranları sevmez." (28. sure (KASAS) 76. ayet)
(j) Allah, Çirkin Sözün Açıklanmasını Sevmez
“Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan
kişi müstesna. Allah Semî'dir, Alîm'dir.” (4. sure (NİSA) 148.
ayet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder