IV. İTİKAT
B. ALLAH.. 1
3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE
OLDUĞU, NELER YAPTIĞI). 1
a) Kavram Olarak,
İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -10. 1
Dipnot: 24/35*: Işık (Nur): Hakkı / Gerçeği Gösteren Işık. Bak: 39/22, 69. 2
24/35**: Meseller: Özel
Anlamlı Meseller (Örnekler): ALLAH (KUR'AN) MESELİ. 2
*24/35: Bu örnek,
Kuran'ın önemli özelliklerini anlatır. Kuran, Tanrı'nın ışığını ileten bir
lamba gibidir. 3
Dipnot: 58/7*: Bilgi: Gayb Bilgisi: Sırlar: Allah Her Zaman Her Yerdedir,
Allah’a Sır Yoktur. Bak: 58/7-10. 4
Dipnot: 9/116*: Dünya (Yer) Geçici-İğreti Hayatta Dirilten-Öldüren
Allah'tır. 5
RABITANIN ABUKLUĞU.. 6
Dipnot: 9/78*: Allah O'dur Ki: Allah Gaybı Bilendir. Bak: 49/18; 72/27. 8
IV. B. 3. a.) KAVRAM OLARAK ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU,
NELER YAPTIĞI) -10
IV. İTİKAT
B. ALLAH
3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE
OLDUĞU, NELER YAPTIĞI)
a) Kavram Olarak,
İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -10
59. sure (HAŞR) 23.
ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Y.N. Öztürk :
Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs,
Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak
koşmalarından yücedir, arınmıştır.
24. sure (NÛR) 35.
ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Y.N. Öztürk :
Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği,
içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir.
Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan
bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş
dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna
kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir.
Dipnot: 24/35*: Işık (Nur): Hakkı / Gerçeği Gösteren Işık. Bak: 39/22, 69.
24/35*: HAKKI GERÇEĞİ GÖSTEREN IŞIK:
Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan
bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız
gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından
yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine
nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler
verir. Allah her şeyi bilmektedir. 24/35.
Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı?
Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!
İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. 39/22.
Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler,
tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa
uğratılmazlar. 39/69.
MKA.
24/35**: Meseller: Özel Anlamlı Meseller (Örnekler): ALLAH (KUR'AN) MESELİ.
24/35**: ALLAH (KURAN) MESELİ:
Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan
bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız
gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından
yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine
nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler
verir. Allah her şeyi bilmektedir. 24/35.
MKA.
*24/35: Bu örnek, Kuran'ın önemli özelliklerini
anlatır. Kuran, Tanrı'nın ışığını ileten bir lamba gibidir.
Kuran, şifreli bir matematiksel sistemle mükemmel biçimde korunmasına rağmen
saydam bir dile sahiptir (cam kap).
Tanrı'nın bilgisini yansıtır (incimsi gezegen).
Mesajı evrensel olup belli bir ırk veya coğrafya ile sınırlı değildir (ne
doğuya ne batıya bağıntılı olmayan yakıt).
Mesajı, gayret göstermeksizin bile inananları karanlıklardan aydınlığa
çıkaracak bir özelliktedir (neredeyse ateş değmeden aydınlatır).
Buna rağmen, anlam içinde anlama, mesaj içinde mesaja sahiptir (ışık üzerine
ışık).
Onu anlamak Tanrı'nın bir lütfudur ve onu öğreten O'dur (Tanrı dileyeni /
dilediğini ışığına ulaştırır).
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
24. sure (NÛR) 64.
ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Y.N. Öztürk :
Gözünüzü açın! Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız
Allah'ındır. O sizin ne hal üzere olduğunuzu bilir. Bir gün O'na
döndürülecekler de O onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Allah her şeyi
iyice bilmektedir.
22. sure (HAC) 70.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Y.N. Öztürk :
Bilmedin mi ki; Allah gökte ne var, yerde ne varsa
hepsini bilir. Bunların tümü bir Kitap'tadır. Bütün bunlar Allah için çok
kolaydır.
22. sure (HAC) 76.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Y.N. Öztürk :
Onların önden gönderdiklerini de bilir, arkaya
bıraktıklarını da. İş ve oluşlar Allah'a döndürülür.
58. sure (MÜCÂDİLE) 7.
ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Y.N. Öztürk :
Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde
olanları da bilir. Üç kişi, aralarında fısıldaşmaya görsün, dördüncüleri O'dur;
beş kişi fısıldaşmaya görsün altıncıları O'dur. Bundan az da olsalar çok da
olsalar, O mutlaka onlarla beraberdir; nerede bulunurlarsa bulunsunlar. Sonra
onlara, yapıp ettiklerini kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi
bilmektedir.
Dipnot: 58/7*: Bilgi: Gayb
Bilgisi: Sırlar: Allah Her Zaman
Her Yerdedir, Allah’a Sır Yoktur. Bak: 58/7-10.
58/7*: ALLAH HER ZAMAN HER YERDEDİR, ALLAH'A SIR
YOKTUR:
Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde olanları da bilir. Üç
kişi, aralarında fısıldaşmaya görsün, dördüncüleri O'dur; beş kişi fısıldaşmaya
görsün altıncıları O'dur. Bundan az da olsalar çok da olsalar, O mutlaka
onlarla beraberdir; nerede bulunurlarsa bulunsunlar. Sonra onlara, yapıp
ettiklerini kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi bilmektedir. Görmedin
mi şu fısıldaşmaktan yasaklananları ki, biraz sonra, yasaklanmış oldukları şeye
dönüyorlar ve günah, düşmanlık, peygambere isyan konusunda fısıldaşıyorlar.
Sana geldiklerinde, seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Kendi
içlerinde ise şöyle diyorlar: 'Söylediğimiz şey yüzünden Allah bize azap etse
ya!' Cehennem yeter onlara. Girecekler oraya. Ne kötü dönüş yeridir o! Ey iman
edenler! Aranızda fısıldaştığınız zaman, günah, düşmanlık ve resule isyan
hususlarında fısıldaşmayın; hayırda erginlik/dürüstlük ve takva konusunda
fısıldaşın. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan sakının! Fısıltı, inananları
kederlendirmek için ancak şeytandan gelir. Bununla birlikte o, Allah'ın izni
olmadıkça inananlara hiçbir zarar veremez. Müminler sadece Allah'a güvenip
dayansınlar. 58/7-10.
49. sure (HUCURÂT) 18.
ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Y.N. Öztürk :
Şu bir gerçek ki, Allah göklerin ve yerin gaybını bilir.
Allah, yaptıklarınızı iyice görmektedir.
64. sure (TEĞÂBÜN) 18.
ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Y.N. Öztürk :
Görünmeyen ve görünen âlemleri bilendir O; Azîz'dir,
Hakîm'dir.
64. sure (TEĞÂBÜN) 4.
ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Y.N. Öztürk :
O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin
gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi
bilir.
5. sure (MÂİDE) 98.
ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Y.N. Öztürk :
Bilin ki Allah, azap ettiğinde çok şiddetli eder. Allah;
Gafûr'dur, Rahîm'dir.
9. sure (TEVBE) 116.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Y.N. Öztürk :
Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır.
Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir
yardımcı.
Dipnot: 9/116*: Dünya
(Yer) Geçici-İğreti Hayatta
Dirilten-Öldüren Allah'tır.
9/116*: DÜNYA (YER) GEÇİCİ-İĞRETİ HAYATTA DİRİLTEN-
ÖLDÜREN ALLAH'TIR:
Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de.
Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı. 9/116.
Yere ve onu döşeyene. 91/6.
MKA.
RABITANIN ABUKLUĞU
Tarikatlardaki en garip olaylardan biri de şeyhe
rabıtadır.
Türkiye'mizde en yaygın tarikat olan
Nakşibendîliğin de en önemli uygulamalarından biri olan rabıta şöyle yapılır:
Mürit abdestli olarak, kıbleye dönerek yere oturur. Şeyhinin iki kaşının
ortasını hayalinde canlandırarak Allah'ı zikreder. Rabıtayla şeyh ile mürit
arasındaki sürekli beraberlik sağlanır. Fotoğrafın icadından sonra rabıtayı
fotoğrafa bakıp yapan modern (!) Nakşibendîler de mevcuttur.
Bu uygulama kadar acayip olan bir izah ise
şöyledir: 'Rabıtasız zikir yerine, zikirsiz rabıta tercih edilir. Zikir
ve rabıtadan birini terk etmek zorunda kalırsak zikri terk etmek daha uygundur.
Çünkü zikirsiz rabıta erdirir, fakat rabıtasız zikir erdirmez.'
Günümüzde yaygın olarak yapılan bu uygulama, tarikatlar konusunu niye ayrı bir
başlıkla incelediğimizin sebeplerinden biridir. Bize
göre en kibar ifadeyle saçmalık olarak değerlendirdiğimiz bu uygulama, Kuran'ın
diniyle hiçbir şekilde bağdaşmaz.
Tarikatlarda kullanılan bazı temel deyimlerin
Kuran'daki kullanılışlarına baktığımızda, aradaki uçuk farkı, alakasızlığı fark
ederiz.
Örneğin
'şeyh' kelimesi Kuran'da 'ihtiyar adam' manasında
kullanılmıştır (Bakınız 11-Hud Suresi 72, 12-Yusuf Suresi 78, 28-Kasas
Suresi 23,40-Mümin Suresi 67).
Kuran-ı Kerim'de 'veli' kelimesi ise 'dost, yakın'
gibi manalarda kullanılır. 'Evliya' kelimesiyse bu kelimenin çoğuludur.
Kuran'a göre her Müslüman Allah'ın velisidir, Allah
da onların velisidir (Bakınız 2-Bakara Suresi 257,3-Ali İmran Suresi 68,
5-Maide Suresi 55, 7-Araf Suresi 196,9-Tevbe Suresi 71).
Kâfirler ise şeytanın velisidir, tüm kâfirler de
birbirinin velisidirler (Bakınız 4-Nisa Suresi 119, 4-Nisa Suresi 76,
7-Araf Suresi 27, 16-Nahl Suresi 16).
Mutlak anlamda gerçek dost sadece Allah'tır. Tüm
dostlar ona nispetledir. O halde ondan başka gerçek veli yoktur (Bakınız
2-Bakara Suresi 107, 9-Tevbe Suresi 116, 25-Furkan Suresi 18, 39-Zümer Suresi
3, 42-Şura Suresi 9).
Görüldüğü gibi Kuran'da
80'den fazla yerde geçen 'veli' veya 'evliya' kelimeleri hiçbir yerde günümüzde
halka takdim edilen süpermen insanlar manasında kullanılmamıştır.
Bu evliyaların, şeyhlerin gösterdiği olağanüstü
haller manasında 'keramet' kelimesinin kullanıldığına da Kuran'da rastlamıyoruz.
Bu kelimeyle aynı 'KRM' kökünden bir çok fiil Kuran'da geçer ve bu kelimelerle
Allah'ın cömertliği, verdiği rızıkların bolluğu anlatılır ama süper adamların
süper olağanüstülükleri anlatılmaz (Bakınız 27-Neml Suresi 40, 8-Enfal Suresi
4, 17-İsra Suresi 70, 36-Yasin Suresi 11).
Tarikatlardaki dönmelerin,
semanın, musikinin dinin bir parçası olduğu iddia edilmediği sürece hiçbir
zararı olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü Kuran bunları ne yasaklamıştır, ne de
emretmiştir. Yeter ki bu uygulamalar ibadet olarak takdim edilmesin.
Fakat ne yazıktır ki
birçok tarikatta bu tarz uygulamaların adeta dinin bir uygulaması gibi
tanıtıldığına tanık olmaktayız. Bizim de karşı olduğumuz budur.
Yoksa Müslümanlar elbette ki vakıflar, dernekler gibi kurumsal yapılar
kurabilir, bunların içinde bir hiyerarşi oluşturabilirler. Tüm bu kuruluşlarda
şiir okunması, müzik dinlenmesi, sema, sanat, toplantı, gösteri yapılması da
normaldir.
Fakat anormal olan insanları tartışılmaz ilan etmeleri; ister iyi, ister kötü
olsun tarikatların kendilerini ve Kuran'da yer almayan uygulamalarını dinin bir
parçası gibi göstermeleridir.
Tarikatların diğer bir
zararı ise dinimizi bir çile dini gibi tanıtmaları olmuştur.
Hindu anlatımlarını ve Hindu tarikatlarını andıran suni çilelerle, müritleri
terbiye edeceğini söyleyen tarikatlar; insanları karanlık odalarda uzun süre
aç, susuz bırakıp, onlara acı çektirip, birçok kişinin ruh dengesini
bozmuşlardır.
Ruh dengesi bozulan bu insanların gördüğü halüsinasyonlar ise, bu kimselerin
üstünlüğüne, evliya olduklarına yorumlanmıştır.
Oysa Kuran'da hiçbir
Peygamber'in, hiçbir kimsenin, kendisine böyle suni çileler çektirip, kendi
kendine işkence etmesi geçmez.
Kuran'a göre Allah gerekirse imtihan için zorluk
verir ve bu zorluk her ne olursa olsun Müslüman buna katlanır.
Fakat bu zorlukları Allah hayatın doğal akışında
insanın karşısına çıkarır; yoksa çile olsun diye, zorluk olsun diye insanın
kendisine işkence etmesine dinimizin tek kaynağı olan Kuran'da rastlamayız.
Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap
9. sure (TEVBE) 78.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Y.N. Öztürk :
Bilmediler mi ki, Allah onların sırrını da
fısıldaşmalarını da bilir; Allah gaybları çok iyi bilendir.
Dipnot: 9/78*: Allah O'dur
Ki: Allah Gaybı Bilendir.
Bak: 49/18; 72/27.
9/78*: ALLAH GAYBI BİLENDİR:
'Bilmediler mi ki, Allah onların sırrını da fısıldaşmalarını da bilir; Allah
gaybları çok iyi bilendir.' 9/78.
'Şu bir gerçek ki, Allah göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı
iyice görmektedir.' 49/18.
'Seçtiği bir elçi müstesna. Çünkü O, resulünün önünden ve arkasından
gözetleyiciler yürütür.' 72/27.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder