Armağan KULOĞLU
18 Haziran
2016 Cumartesi 00:01
Terörle mücadeleyi
kahramanca ve tereddütsüzce yürüten ve kolluk güçleriyle birlikte görev yapan
TSK mensuplarının bu mücadelesini yasal bir çerçeveye oturtmak, yetki
karmaşasını ortadan kaldırmak, moralini, motivasyonunu ve mücadeledeki
etkinliğini artırmak ve yasal güvencesini sağlamak amacıyla yeni düzenlemeler
yapılmaktadır.
Yasal boşluklar
EMASYA: Yönetim, terör diğer hususlarda edinilen tecrübeye istinaden adına Emniyet, Asayiş ve Yardımlaşma
planı (EMASYA) denilen ve Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı
arasında 1997'de imzalanan protokolü, 2010 yılında darbeye zemin hazırladığı
gerekçesiyle kaldırmıştır. Protokolün il idaresi kanununu tamamladığı
etkinleştirdiği dikkate alınmamıştır.
Bu protokolün kaldırılmasında,
yönetimin darbe paranoyası içinde olmasının ve özellikle askeri vesayeti
kaldırma düşüncesinin rol oynadığı anlaşılmıştır. Protokol yürürlükten kaldırılırken, bunun yaratacağı
yasal boşluğun dikkate alınmadığı, ülke güvenliği yerine iktidarın güvenliğinin
ön planda tutulduğu görülmüştür.
İÇ HİZMET 35. Madde: Diğer bir yasal boşluk da, yine aynı düşüncelerle yönetimin, İç hizmet
kanunun 35. Md.sini 2013 yılında değiştirmesinden ortaya çıkmıştır. Madde "Silahlı
kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye
Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" şeklindeyken, "Silahlı kuvvetlerin
vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını
savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve
güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla yurt dışında verilen görevleri
yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır"
şeklinde değiştirilmiştir.
EMASYA protokolünün boşluğunu fazlasıyla ve yasayla dolduran yeni düzenlemeyi
müteakip, İç hizmet 35. Md.sinin de, TSK'nın yurt
içinde kullanılmasındaki yasal boşluğu kapatacak şekilde gecikmeksizin
değiştirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere emir, talimat,
yönerge ve yönetmelikler kanunlara, kanunlar da anayasaya aykırı olamaz. Yapılan yeni düzenleme, geç de olsa,
hem boşlukları kapatmakta, hem de mücadelede TSK personelinin tümüne yasal
güvence getirmektedir. Bu gelişme, yapılan hatanın anlaşıldığını ve yanlıştan
dönüldüğünü göstermektedir. Ancak 35. Md.deki boşluk devam etmektedir.
Güvenlik ve özgürlük dengesi
Yapılan düzenlemelerde ve uygulamalarda, güvenlik ve özgürlüğün dengeli
olmasından bahsedilmektedir. Bu konuda ifrata kaçılmaması önemlidir. Ancak güvenliğin olmadığı yerde özgürlükten
bahsetmek de mümkün değildir. Alınan bütün güvenlik önlemlerinde, bölgenin
asayişi, istikrarı, halkın mutluluğu ve refahının gözetildiği dikkate
alınmalıdır.
TSK
teröristle mücadeleyi, mevzubahis olan vatansa, gerisi teferruattır anlayışıyla
sürdürmektedir. PKK terör örgütünün yeniden etkisiz hale getirmesinde
kararlıdır. Bedeli çok ağır olan, çözüm süreci gibi, geçmişteki
hatalar tekrarlanmamalıdır.
TSK cevap vermeli
Yönetim bir taraftan kaçınılmaz olan yasal düzenlemeleri yaparken, diğer
taraftan da, askere verilen yetkilerden ve onun itibar kazanmasından
rahatsızdır.
Başta çözüm süreci
olmak üzere, geçmişteki hataları üstlenmek istememekte, bunun için suçlular
aramaktadır. Askerin, şehit verme çekincesiyle, operasyona çıkmadığını
söyleyecek kadar ileri gidilmiştir.
Yönetimin,
TSK'yı kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma alışkanlığını devam ettirdiği ve bunu
"nasıl olsa asker artık cevap
veremez" düşüncesiyle yaptığı değerlendirilmektedir.
Geçmişte TSK'nın ve
mensuplarının hukuka güvenerek düştüğü durum ortadadır. TSK'nın haklı olduğu
konuda kendisini kamuoyu önünde savunması siyaset değildir. Hukuka da,
demokrasiye de uygundur. Bu nedenle kendisine atfedilen suç karşısında
susmaması, başkalarından medet ummaması, mutlaka kendisinin yanıtlaması
gerekmektedir.
Bu
açıklamaları da dolaylı değil, doğrudan ve güçlü bir şekilde yapmalıdır.
Verilecek yanıt, hem kamuoyu algısı, hem de TSK mensupları ve
sevenlerinin duyguları açısından önem arz etmektedir.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 18.06.2016 tarihinde
yazdırılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder