IV: İTİKAT
B. ALLAH
3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI)
a) Kavram Olarak, İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler
Yaptığı) -3
Dipnot: 10/44*: Allah O'dur ki, Allah Kimseye Zulmetmez. Bak: 10/44, 47; 30/9.
Dipnot: 10/61*: Kur'an, akılda kalır. Bak: 17/78.
Dipnot: 10/64*: Neshin Doğru Yorumlanmasına /
Teviline Işık Tutan Ayetler. Bak: 10/64; 13/39; 15/9; 17/2, 77; 18/27; 22/52; 33/38, 62;
50/29.
Dipnot: 15/86*: Yaratılışta
Sünnetullah: Allah,
Tüm Yaratıklardan Haberdardır. Bak: 36/79; 49/13.
Dipnot: 6/101*: Allah Her Şeyin
Yaratıcısıdır: Allah'ın
eşi yoktur. Her şeyi en iyi bilendir.
6/101**: Tarih ve Kıssalar:
Peygamber Kıssaları: İmran Ailesi: Hz. İsa ve Meryem: İsa'ya Allah'ın oğlu diyerek Rab
edinenler. Bak: 9/30-31;
10/68; 43/81.
Dipnot: *6/115-116: 'Kitap' a
dayanmaksızın zanna uyan çoğunluğa uymak, kişiyi ALLAH yolundan saptırır.
Kuran'ın Hadislere ve diğer insan ürünü öğretilere muhtaç olduğunu iddia
ederek, onun detaylı, tamam ve yeterli oluşunu inkâr edenler, çoğunluğa
kapılanlardır. Nitekim onlar sık sık çoğunluklarıyla övünürler.
Dipnot: 6/12*: İnsanın Kendisine ve
Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları: İyi ve Övülen Tutum ve Davranışlar
(Salih Ameller / İyi İşler/ İyi Eylemler): Genel Olarak İyilik ve Doğruluk +
İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı): Rahmet, Allah rahmeti kendi öz
benliği üzerine yazmıştır. Bak: 6/16, 54, 133.
Dipnot: 6/18*: "Ve kulları üzerinde hüküm ve
egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Tüm hikmetlerin kaynağıdır O. Her şeyden
haberdardır." Bak: 53/39-62.
NECM SURESİ - YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ÇEVİRİSİ (53/39-62. AYETLER)
Dipnot: 6/73*: Allah O'dur Ki: Allah Gaybı ve Şehadeti
(Duyularla algılanabilir olanı) Bilendir. Bak: 9/94, 105; 13/9; 23/92; 32/6; 39/46; 59/22; 62/8;
64/18.
6/73**: İtikat: Ahiret: Genel Olarak Ahiret Hayatı: Kıyamet: Kopması,
Sur'a Üfleyiş ve Berzah'tan Çıkış: Kıyamette Sur'a
Üfürüldüğünde. Bak: 18/99; 20/102; 23/101; 27/87; 74/8; 78/18.
6/73***: İtikat: Ahiret: Kıyamet: Sûr (Boru). Bak: 18/99; 20/102; 23/101; 27/87; 36/51; 39/68; 50/20; 69/13; 74/8; 78/18.
Dipnot: *34/2: SÜNNETULLAH:
Dipnot: *39/53: Tanrı'ya şirk
koşmak, "günah" (zanb)tan farklı bir kategoridedir; o(tövbe edip
düzelmedikçe) bağışlanmayan bir suçtur. Tanrı'dan başkasına kulluk söz konusu
olmayacağına göre bu ayetteki "kullarım" ifadesindeki iyelik zamiri
problem oluşturmakta. Ancak Arap edebiyatı zamirlerin aniden değişmesine
açıktır; hatta bu değişim belagatta "iltifat" sanatı diye bilinir.
Bak 4/48, 116; 39/10.

IV: İTİKAT
B. ALLAH
3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE
OLDUĞU, NELER YAPTIĞI)
a) Kavram Olarak,
İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -3
17. sure (İSRÂ) 99. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Y.N. Öztürk :
Görmediler mi ki, o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler, inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar.
10. sure (YÛNUS) 107. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
Y.N. Öztürk :
Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiplendirir. Gafûr'dur O, Rahîm'dir.
10. sure (YÛNUS) 44. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
Y.N. Öztürk :
Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Ama insanlar öz benliklerine zulmediyorlar.
Dipnot: 10/44*: Allah O'dur ki, Allah Kimseye Zulmetmez. Bak: 10/44, 47; 30/9.
10/44*: ALLAH, KİMSEYE ZULMETMEZ:
'Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Ama insanlar öz benliklerine
zulmediyorlar.' 10/44.
'Her ümmet için bir resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle
hüküm verilir. Hiçbir zulme uğratılmazlar.' 10/47.
'Yeryüzünde dolaşıp bir bakmıyorlar mı ki, nasıl oldu kendilerinden öncekilerin
sonu? Onlar kuvvet yönünden bunlardan daha ağır ve baskındılar. Toprağı eşip
deşip didik didik etmişlerdi. Ve yeryüzünü, bunların imar ettiklerinden çok
daha fazla imar etmişlerdi. Ve resulleri onlara açık seçik deliller getirmişti.
O halde, Allah onlara zulmediyor değildi. Doğrusu, onlardı öz benliklerine
zulmedip duranlar.' 30/9.MKA.
İlahi Bilgi: 10/61
10. sure (YÛNUS) 61. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
Y.N. Öztürk :
Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta / gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.
Dipnot: 10/61*: Kur'an, akılda
kalır. Bak: 17/78.
10/61*: KUR'AN, AKILDA KALIR (TANIKLAR DOĞRULAR):
'Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş
yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne
gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden
uzakta / gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.' 10/61.
'Güneşin kaymasından / aşağı sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namazı
kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah Kur'an'ı tanıklarca izlenmektedir.'
17/78.MKA.
10. sure (YÛNUS) 64. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Y.N. Öztürk :
Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde değişme/değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş.
Dipnot: 10/64*: Neshin Doğru
Yorumlanmasına / Teviline Işık Tutan Ayetler. Bak: 10/64; 13/39; 15/9; 17/2, 77; 18/27; 22/52; 33/38, 62;
50/29.
10/64*: NESHİN DOĞRU YORUMLANMASINA / TEVİLİNE IŞIK TUTAN AYETLER:
Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde
değişme / değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş. 10/64.
Allah dilediğini silip yok eder, dilediğini sâbit tutar. Kitap'ın anası/ana
Kitap O'nun katındadır. 13/39.
Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu
muhakkak koruyacak olan da biziz. 15/9.
Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün
ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların
sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.
17/12.
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu. Sen bizim
yol ve yöntemimizde değişme bulamazsın. 17/77.
Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirecek
hiçbir kudret yoktur. O'nun dışında bir sığınak/bir dayanak asla bulamazsın.
18/27.
Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o bir şey dilediğinde,
şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın
attığını siler, sonra kendi ayetlerini muhkemleştirir. Allah Alîm'dir,
Hakîm'dir. 22/52.
Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce
gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu, yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş
bir kaderdir/ölçüdür. 33/38.
Bu, Allah'ın daha önce gelip geçmişlere işleyen tavrı, tarzıdır. Allah'ın
tavrında herhangi bir değişiklik asla bulamazsın. 33/62.
"Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem."
50/29. MKA.
10. sure (YÛNUS) 65. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
Y.N. Öztürk :
Onların sözü seni üzmesin. Tüm onur ve kudret Allah'ındır. O her şeyi işitir, her şeyi bilir.
15. sure (HİCR) 24. ayet (Resmi:
15/İniş:54/Alfabetik:36)
Y.N. Öztürk :
Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir; yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir.
Varlığın Yönetimi (Mülk). 15/86
15. sure (HİCR) 86. ayet (Resmi:
15/İniş:54/Alfabetik:36)
Y.N. Öztürk :
Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallâk'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi şekilde bilir.
Dipnot: 15/86*: Yaratılışta Sünnetullah: Allah, Tüm Yaratıklardan Haberdardır. Bak: 36/79; 49/13.
15/86*: ALLAH TÜM YARATIKLARDAN HABERDARDIR:
'Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallâk'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi
şekilde bilir.' 15/86.
'De ki: 'Onlara hayatı verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün
yaratılmışları / her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir.' 36/79.
'Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla
tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah
katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır.
Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.' 49/13.MKA.
6. sure (EN'ÂM) 101. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun, kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de O'dur!
Dipnot: 6/101*: Allah Her Şeyin Yaratıcısıdır: Allah'ın eşi
yoktur. Her şeyi en iyi bilendir.
6/101*: ALLAH, HER ŞEYİ YARATAN, DONATAN VE EN İYİ BİLENDİR:
'Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun,
kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde
bilen de O'dur!' 6/101. MKA.
6/101**: Tarih ve
Kıssalar: Peygamber Kıssaları: İmran Ailesi: Hz. İsa ve Meryem: İsa'ya Allah'ın
oğlu diyerek Rab edinenler. Bak: 9/30-31; 10/68;
43/81.
6/101**: İSA'YA ALLAH'IN OĞLU DİYEREK RAB EDİNENLER:
Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun,
kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde
bilen de O'dur! 6/101.
Yahudiler: 'Uzeyr, Allah'ın oğludur.' dediler; Hıristiyanlar da: 'Mesih,
Allah'ın oğludur.' dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce
inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da
yüz geri çevriliyorlar! Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler
edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan
başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan
başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. 9/30-31.
'Allah çocuk edindi!' dediler. Hâşâ! Allah bundan arınmıştır! O Ganî'dir,
hiçbir şeye muhtaç olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde,
söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi
söylüyorsunuz? 10/68. De ki: 'Eğer Rahman'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum.' 43/81.
MKA.
6. sure (EN'ÂM) 102. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Rabbiniz Allah işte budur! İlah yok O'ndan başka. Her şeyin yaratıcısıdır, Haalik'tir O. O'na kulluk/ibadet edin! O her şeye Vekîl'dir.
6. sure (EN'ÂM) 103. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür / bilir. O Latîf'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr'dir, her şeyden haberdardır.
6. sure (EN'ÂM) 115. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
Dipnot: *6/115-116: 'Kitap' a dayanmaksızın zanna
uyan çoğunluğa uymak, kişiyi ALLAH yolundan saptırır. Kuran'ın Hadislere ve
diğer insan ürünü öğretilere muhtaç olduğunu iddia ederek, onun detaylı, tamam
ve yeterli oluşunu inkâr edenler, çoğunluğa kapılanlardır. Nitekim onlar sık
sık çoğunluklarıyla övünürler.
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
6. sure (EN'ÂM) 12. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.
Dipnot: 6/12*: İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki
Sorumlulukları: İyi ve Övülen Tutum ve Davranışlar (Salih Ameller / İyi İşler/
İyi Eylemler): Genel Olarak İyilik ve Doğruluk + İtikat, Allah, Allah'ın
Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı): Rahmet, Allah rahmeti kendi öz benliği üzerine
yazmıştır. Bak: 6/16, 54, 133.
6/12*: RAHMET, ALLAH RAHMETİ KENDİ ÖZ BENLİĞİ ÜZERİNE YAZMIŞTIR:
'Sor: 'Kimindir gökler ve yer?' Cevap ver: 'Allah'ındır.' O Allah ki, rahmeti
öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet
gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış
kişiler var ya, onlar iman etmezler.' 6/12.
'Kendisinden azap uzaklaştırılana o gün rahmet etmiştir. İşte açık kurtuluş
budur.' 6/16.
'Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: 'Selam size! Rabbiniz,
benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük
işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok
affedici, çok merhametlidir.' 6/54.
'Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi
bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini
sizin yerinize getirir.' 6/133.MKA
6. sure (EN'ÂM) 13. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Gecenin ve gündüzün içinde yer alan her şey O'nundur. O, Semî'dir, her şeyi duyar; Alîm'dir, her şeyi bilir.
6. sure (EN'ÂM) 14. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
De ki: "Göklerin ve yerin Fâtır'ı olan o yaratıcıdan, o yedirip doyuran ama kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başkasını mı velî edineyim?" De ki: "Bana, İslam'ı / Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi." Ve sakın şirke sapanlardan olma!
6. sure (EN'ÂM) 147. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz."
6. sure (EN'ÂM) 18. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Ve kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Tüm hikmetlerin kaynağıdır O. Her şeyden haberdardır.
Dipnot: 6/18*: "Ve kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Tüm
hikmetlerin kaynağıdır O. Her şeyden haberdardır." Bak: 53/39-62.
39: Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.
40: Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir.
41: Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.
42: Hiç kuşkusuz, son varış Rabbinedir.
43: Hiç kuşkusuz, güldüren de O'dur, ağlatan da...
44: Hiç kuşkusuz, öldüren de O'dur, dirilten de...
45: Hiç kuşkusuz, iki çifti, erkeği ve dişiyi yaratan O'dur;
46: Meni halinde atıldığı zaman bir spermden...
47: Hiç kuşkusuz, o ikinci oluşum da O'nun işidir.
48: Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O'dur, nimete boğan da...
49: Hiç kuşkusuz, Şi'ra yıldızının/şuurlanmanın Rabbi de O'dur.
50: Hiç kuşkusuz, daha önceden gelmiş olan Âd'ı helâk etti.
51: Semûd'u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı.
52: Daha önce de Nûh kavmini. Çünkü onlar, evet onlar zulmettiler, azdılar.
53: Altı üstüne gelmiş kentleri de yere geçirdi O.
54: Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını.
55: Peki, Rabbinin nimetlerinden hangisinde kuşkuya düşüyorsun?
56: Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
57: Yaklaşmakta / yaklaşacak olan yaklaştı.
58: Onu Allah'tan başka kaldıracak / uzaklaştıracak yok.
59: Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
60: Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.
61: Ve siz, kibirlenip kafa tutarak sersemce somurtuyorsunuz.
62: Artık Allah için secdeye kapanın, ibadet edin / iş yapıp değer üretin!
MKA.
6. sure (EN'ÂM) 3. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
O, göklerde de Allah'tır, yerde de. O, sizin iç dünyanızı da bilir, açığa vurduklarınızı da. Neler kazanmakta olduğunuzu da bilir O!
6. sure (EN'ÂM) 73. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Y.N. Öztürk :
Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr.
Dipnot: 6/73*: Allah O'dur Ki: Allah Gaybı ve Şehadeti (Duyularla algılanabilir
olanı) Bilendir. Bak: 9/94, 105; 13/9; 23/92; 32/6; 39/46; 59/22; 62/8; 64/18.
6/73* : ALLAH GAYBI VE ŞEHADETİ (DUYULARLA ALGILANABİLİR OLANI) BİLENDİR:
'Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. 'Ol!' dediği gün, hemen oluverir.
Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir,
görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr.' 6/73.
'Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür dilerler. De ki: 'Özür dilemeyin.
Size asla inanmayacağız. Allah bize sizin hallerinizden birçoğunu haber
vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü de görecektir. Sonra görünmeyen ve
görünen âlemleri bilenin huzuruna çıkarılacaksınız da O size yapmakta
olduklarınızı haber verecektir.' 9/94.
'De ki: 'İş yapıp değer üretin; yapıp ürettiğinizi Allah da resulü de müminler
de görecektir. Ve siz, görülmeyen âlemi de görülen âlemi de bilenin huzuruna
döndürüleceksiniz, O size, yapıp ettiklerinizi bir bir haber verecektir.'
9/105.
'Gaybı da görünen âlemi de bilendir / Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük
O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.' 13/9
'Gözle görülmeyeni de görüleni de bilendir O. Uzaktır onların ortak
koştuklarından.' 23/92.
'İşte budur Allah! Gaybı da görüneni de bilen O'dur. Azîz'dir o, Rahîm'dir.'
32/6.
'De ki: 'Ey Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni
bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler
hakkında.' 39/46
'Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O!
Rahman O, Rahîm O.' 59/22
'Şunu da söyle: 'O kaçmakta olduğunuz ölüm, işte o, size mutlaka ulaşacaktır.
Sonra, görülmeyeni de görüleni de bilene döndürüleceksiniz. O, size yapıp etmiş
olduklarınızı haber verecektir.' 62/8
'Görünmeyen ve görünen âlemleri bilendir O; Azîz'dir, Hakîm'dir.' 64/18. MKA.
6/73**: İtikat: Ahiret: Genel Olarak Ahiret Hayatı:
Kıyamet: Kopması, Sur'a Üfleyiş ve Berzah'tan Çıkış: Kıyamette Sur'a Üfürüldüğünde. Bak: 18/99; 20/102; 23/101; 27/87; 74/8; 78/18.
6/73**: GENEL OLARAK (SUR'A ÜFÜRÜLDÜĞÜNDE)
Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. 'Ol!' dediği gün, hemen oluverir.
Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir,
görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr. 6/73.
O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir;
hepsini bir araya toplamışızdır. 18/99.
O gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz.
20/102.
Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy sop / şuna buna mensup olmalar söz
konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da. 23/101.
Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler,
yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun
huzuruna gelir. 27/87.
O boruya üfürüldüğünde, 74/8.
Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz. 78/18.MKA.
6/73***: İtikat: Ahiret: Kıyamet: Sûr (Boru). Bak: 18/99; 20/102; 23/101; 27/87; 36/51; 39/68; 50/20;
69/13; 74/8; 78/18.
6/73***: SÛR (BORU):
Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. 'Ol!' dediği gün, hemen oluverir.
Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir,
görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr. 6/73.
O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da
üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır. 18/99.
O gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz.
20/102.
Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy sop / şuna buna mensup olmalar söz
konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da. 23/101.
Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler,
yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun
huzuruna gelir. 27/87.
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
36/108.
Sura üflenmiştir; Allah'ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde
kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sura bir daha üflenmiştir. İşte
hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar. 39/68.
Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür. 50/20.
Sûra bir üfleyişle üflendiğinde, 69/13.
O boruya üfürüldüğünde, 74/8.
Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz. 78/18.MKA.
34. sure (SEBE') 2. ayet (Resmi:
34/İniş:58/Alfabetik:91)
Y.N. Öztürk :
Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni o bilir. Rahîm'dir O, Gafûr'dur.
Dipnot: *34/2: SÜNNETULLAH:
Sünnetullah, Allah'ın "yol" ve "yasa"sıdır. Varlığı
yönetmede "Allah'ın Dilemesi"yle dilemedikçe, değişmez,
değiştirilemez, yöntemi, tarzıdır.
Vahiy kitabı olan Kuran'da mevcut olan "Allahın emir ve yasakları" ve
Allah'ın "emanet" yüklenen "sorumlu kullar" (cinler ve
insanlar)ı ve "mülk" (gökler ve yer ile bu ikisi arasında kalan
âlemler)deki, iş ve oluş dâhil tüm yarattıklarının, "yaratılış" ve
"yönetim" ini düzenleyen "işleyiş" esasları da Sünnetullah
kapsamındadır.
Kâinattaki mevcut bütün varlıklar ile insana ait, "varlık" ve
"varlığın yönetim kanunları" olarak insanlarca bilinen ve bilinmeyen,
keşfedilmiş veya keşfedilmemiş değişmez, şaşmaz, fiziksel, fizik ötesi,
biyolojik, psikolojik, sosyolojik vs. "kâinat" ve "insan"
kitaplarının tüm "kanunları" da Sünnetullah'tır.MKA.
39. sure (ZÜMER) 53. ayet (Resmi:
39/İniş:59/Alfabetik:114)
Y.N. Öztürk :
De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan / aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir."
Dipnot: *39/53:
Tanrı'ya şirk koşmak, "günah" (zanb)tan farklı bir kategoridedir;
o(tövbe edip düzelmedikçe) bağışlanmayan bir suçtur. Tanrı'dan başkasına kulluk
söz konusu olmayacağına göre bu ayetteki "kullarım" ifadesindeki
iyelik zamiri problem oluşturmakta. Ancak Arap edebiyatı zamirlerin aniden
değişmesine açıktır; hatta bu değişim belagatta "iltifat" sanatı diye
bilinir. Bak 4/48, 116; 39/10.
39/10: Tarafımdan söyle: "Ey iman eden
kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel
davrananlara güzellik vardır. Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece
sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."
*4/48: Allah kendisine şirk koşulmasını (tövbe edip
düzelmedikçe) affetmez. Bak: 4/48; 4/116
4/48: Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk
koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için
affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir.
4/116: 'Allah, kendisine ortak koşulmasını
affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder.
Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.'*4/48: Ölümden önce putperestlikten dönülebilir. Bak: 4/116; 4/18; 40/66; 9/31; 12/40: 42/21; 6/145 -150;
4/18: ' Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da her
birine ölüm geldiğinde, 'işte şimdi tövbe ettim' diyenler için tövbe yoktur.
Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap
hazırladık.'
40/66: 'De ki: 'Ben, Rabbimden bana açık
seçik ayetler gelince, sizin, Allah'ın berisinden yakardıklarınıza kulluk
etmekten yasaklandım. Ben, âlemlerin Rabbi'ne teslim olmakla emrolundum.'
Maalesef Müslümanların büyük çoğunluğu müşrik din
adamlarının oluşturduğu mezheplere kapılarak bu büyük suçu işlemektedirler
9/31: 'Sor: 'Sizi gökten ve yerden kim
rızıklandırıyor? Ya o işitme gücünün ve gözlerin sahibi kim? Kim çıkarıyor
ölüden diriyi ve kim çıkarıyor diriden ölüyü? Kim çekip çeviriyor iş ve oluşu?'
Hemen, 'Allah!' diyecekler. De ki: 'Hâlâ kendinize gelmiyor musunuz?'
12/40: 'O'nun yanında nelere kulluk
ediyorsunuz? Sadece bir takım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız
koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız
Allah'ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve
pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar.'
42/21: 'Yoksa onların, dinden, Allah'ın izin
vermediği şeyi kendileri için yasalaştıran ortakları mı var? Kesin ayrıma
ilişkin söz olmasaydı, aralarında hüküm mutlaka verilirdi. O zalimler var ya,
onlar için acıklı bir azap öngörülmüştür.'
6/145-150: 'De ki: 'Bana vahyolunanlar
içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum.
Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir
pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar.' Iztırar haline
düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla
bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.+ Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız. +
Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: 'Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz.' +
Şirke batanlar şöyle diyecekler: 'Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık.' Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: 'Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz.' +
En mükemmel kanıt Allah'ındır. O dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi. +
Şunu da söyle: 'Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin.' Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.'
4/116: 'Allah, kendisine ortak koşulmasını
affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder.
Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.'
* 4/116: Şirkin en basit tanımı: Allah'tan
başkasının da sana yardım edebileceğine inanmaktır. Allah'a ortak koşanlar
kendilerinin Allah'a ortak koşmadığını zannederler (6/22-24). Ve Şirke batanlar şöyle derler. Bak: 6/148;
46/35.
6/22-24: Gün olur, onları bir araya toplayıp
haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: 'Nerededir o bir şey zannedip
durduğunuz ortaklarınız?' + Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz:
'Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik.' + Bak da gör,
nasıl yalan söylediler öz benliklerine karşı! Ve iftira için kullandıkları
şeyler, onları bırakıp kayboldu.'
Hüküm kaynağı olarak Allah'ın kelamını yeterli
görmeyerek elçisine iftira edilen Hadisleri ve din adamlarının fetvalarını ona
ortak koşanlar, kendilerinin müşrik olduğunu inkâr eder. Ancak Kuran'ın
tanımına göre onlar müşriktirler. Ayetler arasındaki ilişki dikkat çekici. Şirke batanlar şöyle derler. Bak: 6/148;
46/35.
6/148: ' Şirke batanlar şöyle diyecekler: 'Allah dileseydi, ne biz şirke
sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık.' Onlardan öncekiler
de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: 'Yanınızda,
önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz.
Sadece saçmalıyorsunuz siz.'
16/35: 'Ortak koşanlar dediler ki: 'Eğer
Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet
etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık.' Onlardan öncekiler de aynen
böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder