İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

2 Nisan 2016 Cumartesi

ABD'YLE İNCİRLİK ÜSSÜ POLEMİĞİ

Armağan KULOĞLU
02 Nisan 2016 Cumartesi 00:02

Bir cumhurbaşkanlığı başdanışmanının, ABD'nin özellikle PYD terör örgütüne olan kayıtsızlığı, hatta desteği sebebiyle, İncirlik Üssü'nün ABD'ye kapatılabileceğine ilişkin bir beyanı olmuştur. Bu beyana istinaden yapılan bazı yorumlardan, olası gelişmelerin Türkiye üzerinde kayda değer etkiler yaratacağı anlaşılmıştır.


Türkiye PYD konusunda ABD'yi ikna edemedi

Türkiye PYD'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan bir terör örgütü olduğuna ilişkin bugüne kadar bir sonuç alamamıştır. Yakın bir gelecekte alabilmesi hususunda bir emare de bulunmamaktadır.

Bunun asıl sebebi, PYD'nin IŞİD'le mücadele etmesinin yanında, bu mücadelede ABD kara unsuru olarak yer almak istemediğinden, örgütü müttefik, hatta kendi kara unsuru olarak görmesidir.

PYD'nin PKK'yla ilişkisi, bugüne kadar defalarca ispatlanmıştır. Bilinmesine rağmen ABD tarafından anlamamazlıktan gelinmektedir. Hatta PYD'nin bulunduğu bölgeden, Güneydoğumuzdaki şehirlerde sürdürülen teröre destek verdiği, desteğin yanında bizzat buralara gelerek teröre katıldıkları aşikârdır.

Ancak ülkelerin kendi menfaatleri, müttefik de olsa, bu müttefik ABD dahi olsa, doğruları inkâr etmesine engel teşkil etmemektedir.


İncirlik'in kapatılması neden dile getirildi?

Türkiye, IŞİD'le mücadelede, koalisyon ortaklarına İncirlik'i açmış ve terörle mücadeledeki ciddiyetini göstermiştir. IŞİD'le mücadeleye ortak olmuştur. Bunu yaparken de, kendisinin PKK'yla olan mücadelesinde elinin daha güçlü olabileceğini de hesaplamıştır. Nitekim Irak içlerine yapılan hava harekâtlarına o tarihten itibaren ses çıkarılmamıştır.

Ancak ABD'nin teröristler arasında, senin teröristin, benim teröristin şeklinde ayırım yapmasını da kabullenememiştir.

Bu nedenle Türkiye'nin, PYD'nin terör örgütü olduğu konusunda ABD'yi zorlamak veya kendisinin de ayırım yapabileceğini ima etmek maksadıyla, biraz da nabız yoklamak için, bir başdanışman vasıtasıyla, İncirlik Üssü'nün kapatılabileceğine ilişkin beyanda bulunduğu değerlendirilmektedir.


Muhtemel sonuçları ne olabilir?

Bir kısım yorumcular, İncirlik Üssü'nün kapatılmasının iki ülke arasında çok büyük bir krize yol açacağını, IŞİD'le mücadele ve Suriye'deki barış çabalarını da olumsuz etkileyeceğini, bunun da ne ABD'nin, ne de Türkiye'nin çıkarına hizmet etmeyeceğini söylemektedir. İncirlik yerine Orta Doğu'da yerler bulunduğunu da ifade etmektedirler.

Ayrıca ABD'nin, PYD ve Irak'ın kuzeyi yerel yönetimle yeni ittifaklara girebileceği, bu bölgelerdeki üsleri daha da geliştirebileceği ve yeni üsler de kurabileceği belirtilmektedir.
Türk-ABD ilişkilerindeki kırılmanın, Rusya'nın tehditlerine karşı Türkiye'yi yalnız bırakabileceği de söylenmekte, İncirlik'te olması muhtemel nükleer silahlar için de başka yerler bulunabileceği ifade edilmektedir.

Bazı yorumcular ise İncirlik Üssü'nün kapatılmasının ABD tarafından kabullenebileceğini, ancak Türkiye'nin NATO ittifakı içindeki yalnızlığını engellemek için çaba sarf etmeyeceğini düşünmektedir.


Adımını doğru atacaksın

İncirlik Üssü'nü açarken baştan düşünmek gerekir. İncirlik konusunda karar verilmiş, uygulamaya geçilmiştir. Uzun bir süredir de kullanılmaktadır. Bu konuda ilerlemeler kaydedilmişken ve işin mecrası başka yönlere de kaymışken karardan vazgeçilmesinin birçok sakıncaya yol açacağı düşünülmektedir.

Onun yerine, baştan hatalı bir şekilde benimsenen Suriye politikasının yeniden masaya yatırılması zaruret haline gelmiştir. Zor da olsa, bütün takıntılardan kurtularak politikalarımızda değişiklik yapıp, gayretlerimizi Suriye'nin bütünlüğünün sağlanması konusuna teksif etmemizin daha akılcı ve millî güvenliğimiz açısından gerekli olduğu değerlendirilmektedir.

Böyle bir yaklaşım, güneyimizde özerklik girişimlerini ve dolayısıyla bağımsız bir Kürt oluşumunu engelleyebilecek, Suriye'yle ilişkiler yeniden düzenlenebilecek, bu durum mülteci konusuna da olumlu yansıyabilecek, İran'la ilişkileri düzeltebilecek, bir kısım kuvvetini Suriye'den çeken Rusya'yla da yeni bir kapı açılmasına imkân yaratabilecektir.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 02.04.2016 tarihinde yazdırılmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder