Armağan KULOĞLU
09 Nisan
2016 Cumartesi 00:00
Yönetimin dış ve iç politikaları ve uygulamaları çelişki yaratmakta, güven
vermemektedir. Bugüne kadar birçok konuda tekrarlanan çelişkilere son
zamanlarda yenileri eklenmiştir.
PYD
konusunda ısrardan vazgeçildi mi?
Türkiye'nin,
PYD'nin, PKK'yla eş değer, hatta birbirinin içinde bir terör örgütü olduğu
hususunda ABD nezdinde yaptığı girişimler bugüne kadar bir sonuç vermemiştir. Konu çeşitli şekillerde ispatlanmasına rağmen ABD bunu
anlamazlıktan gelmiştir. ABD hâlâ, kendi çıkarlarını düşünerek PKK ile PYD'nin
bir tutulamayacağını iddia etmektedir.
Ancak
Türkiye Dışişleri Bakanı'nın, ABD ile PYD konusunda farklı düşünmenin iki ülke
arasındaki ilişkiyi bozmayacağını ve bu nedenle Türkiye'nin ABD'ye küsmesi gibi
bir durumun olamayacağını açıklaması, Türkiye'nin bu konudaki ısrardan
vazgeçtiği anlamının çıkmasına sebep olmuştur.
ABD'nin PYD'yi, özellikle IŞİD'e karşı savaşan en düzenli
güç olarak görmesi, onun bundan sonra da PYD'ye olan desteğinin süreceğini
işaret etmektedir. Nitekim
PYD'nin, Fırat'ın batısı başta olmak üzere, önünü açmak için verdiği hava
desteğinin devam etmesi bu düşünceyi güçlendirmektedir.
Bu nedenle Türkiye'nin, çok güçlü bir şekilde, her
şeyi bir tarafa bırakıp, Suriye'nin siyasi bütünlük içinde toprak bütünlüğünü
savunan bir politika izlemesi, tutum ve davranışlarını buna göre düzenlemesi,
güvenliği açısından önem arz eden, Suriye'nin kuzeyindeki bütüncül bir Kürt
yapılanmasını önleyebilecek en uygun hareket tarzı olarak görülmektedir.
Sokağa çıkma
ve selamlaşma seferberliği
Sayın
Başbakan birçok konuda seferberlik ilan etme alışkanlığıyla, Türkiye'de "sokağa
çıkma ve selamlaşma seferberliği" ilan ettiğini de açıklamıştır. Başbakanın sokağa çıkma
seferberliği açıklaması, son zamanlarda terör korkusuyla insanların sokağa
çıkmaktan imtina etmesinden ve alışveriş merkezlerinin de oldukça boş
olmasından kaynaklandığı açıktır. Selamlaşma seferberliği çağrısının ise,
özellikle yönetimin uyguladığı siyasetin etkisiyle, toplumdaki kutuplaşmanın
artmasından ve derinleşmesinden ötürü yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu
açıklamanın ardından hükümet sözcüsünün, halkın terörden dolayı korkuya
kapılmadığı, sokakların cıvıl cıvıl olduğunu açıklaması da bir başka çelişkidir. Ortada bir sıkıntı olduğu açıktır. Sokağa çıkmanın ancak halkın kendini
güvende hissetmesiyle mümkün olabileceği, bu güveni de yönetimin sağlayacağı
bilincinde olunmalıdır.
Selam konusu ise tamamen bir kültür ve yetişme
meselesidir. Batılı ülkelerde tanısın, tanımasın, insanların birbirine güler
yüzle baktığı, duruma göre "günaydın", "merhaba" ve
"selam" anlamına gelen sözcüklerle birbirlerini selamladıkları
görülmektedir. Bu nedenle seferberlik yerine, çocukluktan itibaren insanımıza
bu alışkanlığın kazandırılması yönünde bir çalışma yapmanın daha doğru bir
yaklaşım olacağı düşünülmektedir.
Başkanlık
aşkı ve yeni anayasa
Yönetim
bütün hoşnutsuzluklara ve olumsuzluklara rağmen, yeni bir anayasa ve bu anayasa
içinde de başkanlık sisteminde son derece ısrarlıdır.
Başkanlık adeta vazgeçilmesi mümkün olmayan bir aşka
dönüşmüştür. Yeni bir anayasa konusunda ise herkesin mutabık olduğu
pompalanmaktadır. Yoğun propagandayla algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Başkanlık konusuna sebep, cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesi ise, bu konunun, tekrar eski düzene geçilmesiyle kolayca
çözümlenebileceği düşünülmelidir.
Toplum
nezdinde, yeni anayasa ve başkanlık konularında mutabakat yoktur. Varmış gibi
gösterilmektedir. Toplumun bu konuları düşünecek, tartışacak ve dinleyecek
durumu da yoktur.
Ülke gerek dış, gerek iç politikada çıkmazın
içindedir. Güvenlik en önemli sorundur. Her gün birçok şehidin olması
olağanlaştırılmaya çalışılmaktadır. İşsizlik ve geçim sıkıntısı had safhadadır.
Bu sorunlar varken, hâlâ başkanlıktan, yeni anayasadan
bahsedilmesinin, tamamen yönetimin kendi iktidarının uzun yıllar devamlılığına
zemin hazırlama düşüncesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
Biraz insafa ve sağduyuya davet gerekiyor.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 09.04.2016 tarihinde
yazdırılmıştır.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder