İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

20 Nisan 2016 Çarşamba

GEÇMİŞTEN, HER ZAMAN GÜNCEL, İBRETLİK BİR ALINTI

 
Durmuş Odabaşı

Durmuş Odabaşı

dodabasi@htgazete.com.tr

Kızınca neden bağırırız?

07.10.2012 - 09:22 | Güncelleme: 
Bugün size içinde derin anlamlar barındıran, sonu da güzel bir öğütle biten çok değişik bir hikayem var. Kaynak, son zamanlarda internet ortamında yazılarına ve güzel fikirlerine sık sık rastladığım sayın M. Kemal Adal...
......................................
Hindu keşiş yıkanmak üzere gittiği Ganj Nehri'nin kıyısına geldiğinde, birbirlerine kızgınlıkla bağıran aile üyeleri görür. Kendisiyle birlikte gelen öğrencilerine döner ve gülümseyerek onlara şu soruyu sorar;
- Neden insanlar birbirlerine öfkeli şekilde bağırır?
Öğrenciler bir süre düşünür ve içlerinden birisi;
- Kızınca sükunetimizi kaybederiz ve ondan bağırırız, der.
- Ama hemen yanınızdayken neden ona bağırıyor olabilirsiniz? Ona söylemek istediklerinizi yumuşak bir şekilde de söyleyebilirsiniz, der keşiş.
Öğrencilerden başka başka cevaplar gelir ama hiçbiri keşişle birlikte diğer öğrencileri tatmin edecek cinsten değildir. 
Sonunda keşiş kestirmeden gidip şöyle bir açıklama getirir;
- İki insan birbirine kızgınken kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzaklığa rağmen kendisini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalır. Ne kadar kızgınlarsa uzağı yakın edebilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.
İki insan birbirine aşık olduğunda ne olur? Birbirine bağırmaz tam tersi yumuşak bir şekilde konuşur. Çünkü kalpleri dip dibedir. Aradaki mesafe ya yoktur ya da yok denebilecek kadar azdır...
Keşiş devam eder; birbirlerini daha çok severlerse ne olur?
- Konuşmadan sadece fısıldaşarak daha da yakınlaşır ve sevgi düzeyini artırırlar. En sonunda fısıldaşmaya da gerek kalmaz, sadece birbirleri ile bakışırlar ve bu yeterlidir. Bu da insanların birbirlerini sevdiklerinde yakınlaşma anlamında ulaşabilecekleri son noktadır.
Keşiş, öğrencilerinin gözlerinin içine bakarak final cümlelerini kurar;
- Tartışırken gönüllerin birbirinden uzaklaşmasına izin vermeyin.
Birbirinizden daha da uzaklaşmanıza yol açacak kelimeler sarf etmeyin çünkü bir de bakarsınız bir gün birbirinizden o kadar uzaklaşmış olursunuz ki geri dönüş yolunu bulmak mümkün olmaz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder