İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

12 Mart 2016 Cumartesi

ALLAH’IN BAĞIŞLAMASI (AF), NEDİR, NASIL?




A.                GENEL


İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. “  (29/Ankebut/7)
Sözlükte "bir şeyi yok etmek, izini gidermek, silip süpürmek; fazlalık, artık" gibi anlamlara gelen af, bir ahlâk ve hukuk terimi olarak genellikle, "kötülük ve haksızlık yapanı, suç veya günah işleyeni, hatalı davrananı bağışlamak ve cezalandırmaktan vazgeçmek" anlamlarında kullanılmaktadır.

B.                ALLAH'IN BAĞIŞLAMASI (AF) ,  MAHİYETİ / NİTELİĞİ:


1.                ALLAH’IN BAĞIŞLAMASI (AF):

Allah’ın Bağışlaması (af), Sünnetullah’a uygun sebep ve hikmeti nedeniyle, hak eden kuluna bir bağışıdır ki bununla Allah, dilediği kulunun yapıp edip kazandığı “günahların, çirkinliklerin, kötülüklerin”, tamamını (39/Zümer/53veya bir kısmını (2/Bakara/271; 46/Ahkaf/31), örter, siler, görmezden gelir. (29/Ankebut/7; 4/Nisa/31; 39/Zümer/35; 2/Bakara/271; 8/Enfal/29; 3/Ali İmran/195; 65/talak/5; 5/Maide/12; 48/Fetih/5; 46/Ahkaf/16) 

Bu, amel defterlerine (öz kitaplara) böyle işlenir ve böylece:

 “Güzellikler kötülükleri silip süpürür / iyi eylemler kötü eylemleri giderir.” (11/Hud/114)


2.                ALLAH'IN BAĞIŞLAMASI (AF) NASIL İSTENİR?:


Salih amel (iyi işler) yapmak, her türlü iyilik ve güzellik için Allah’ı yardıma çağırmak (Dua / Yakarı) ve yapılan kötü tutum ve davranışlar için pişmanlık duyarak tekrarından vazgeçmek suretiyle Allah’tan özür ve bağışlanma dilemek (tövbe) ile Allah’tan, Allah’ın bağışlaması (af) istenir.

Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!” (3/Ali İmran/ 135-136)

a)               Amel ile Allah'ın bağışlamasını (af) istemek:


“…Allah ise sizi, izniyle cennete ve affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp öğüt alabilsinler.”  (2/Bakara/221)

Allah yolunda öldürülür yahut ölürseniz, Allah'tan bir bağışlanma ve bir rahmet onların derleyip topladıklarından çok daha iyidir.” (3/Ali İmran/157)

Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.” (25/Furkan/70)

b)               Dua ile Allah'ın bağışlamasını (af) istemek:


Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır."  (2/Bakara/285)

"Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et." (3/Ali İmran/193)

"Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" (14/İbrahim/41)

c)                Tövbe ile Allah'ın bağışlamasını (af) istemek:


Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir.” (4/Nisa/106)

Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur.“(4/Nisa/110)

Hâlâ Allah'a yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.” (5/Maide/74)

Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.” (11/Hud/3)

Tespih et Rabbini O'na hamd ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekilde (110/Nasr/3)

3.                ALLAH'IN BAĞIŞLAMASINI (AF) İSTEMEMEK:


İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!...” (2/BAKARA/175)

Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek.” (18/Kehf/55)

"Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler." (71/Nuh/7)

C.                ALLAH'IN BAĞIŞLAMASI (AF) VESİLELERİ / SEBEPLERİ:


1.                ALLAH'IN BAĞIŞLAMASI (AF) VESİLELERİ / SEBEPLERİ, GENEL OLARAK:


Eğer Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık.” (5/Maide/65)

Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı / iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir.”  (8/Enfal/29)

Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri!” (9/Tevbe/112)

2.                İMAN VE SALİH AMEL, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Her imanlı kişinin yaptığı, her türlü salih amel (iyi / güzel / yararlı iş) Allah’ın bağışlaması (af) için bir sebep ve vesiledir.

Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.” (5/Maide/9)

Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım.” (20/Taha/82)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.” (22/Hac/50)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.” (47/Muhammed/2)

Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur.” (64/Tegabün/9)

3.                SADAKA VERMEK, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Sadakaları açıklarsanız bu da güzeldir. Ama onları gizler ve yoksullara bu şekilde verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; günahlarınızdan bir kısmını örter. Allah, Habîr'dir, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberi vardır.” (2/Bakara/271)

4.                GÜNAHLARIN BÜYÜKLERİNDEN UZAK KALMAK, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.” (4/Nisa/31)

5.                ALLAH YOLUNDA ZULME KATLANMAK, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.” (3/Ali İmran/195)

Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!” (16/Nahl/110)

6.                TÖVBE / ALLAH'TAN ÖZÜR VE BAĞIŞLANMA DİLEMEK, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” (3/Ali İmran/135)

Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.” (5/Maide/39)

Günahlar işlendikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.”  (7/Araf/153)

Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye gücün yeter." (66/Tahrim/8)

7.                DUA / ALLAH'I YARDIMA ÇAĞIRMAK / ALLAH'TAN YARDIM İSTEMEK, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!" (23/Müminun/118)

"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.” (28/Kasas/ 16)

8.                CİHAT, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir.” (4/Nisa/95-96)

Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi.” (9/Tevbe/111)

9.                HAK / GERÇEK ŞEFAATÇİLERİN ŞEFAATLERİ, AF SEBEBİ / VESİLESİDİR:


De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir." (3/Ali İmran/31)

Allah'tan bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah, tevekkül edenleri sever.” (3/Ali İmran/159)

D.               ALLAH'IN BAĞIŞLAMASI (AF) SONUÇLARI:


1.                İNSAN KENDİ / ÖZ KAZANCI / İMAN VE SALİH AMELLERİ İLE ALLAH'IN BAĞIŞLAMASINI, ALLAH’IN LÜTFUYLA BU DÜNYADA KAZANIR.


İman ve Salih amelleri sebebiyle Allah, dilediği kulların günahlarının, çirkinliklerinin, kötülüklerinin tamamını veya bir kısmını örter,  siler, görmezden gelir. (Kişinin Amel Defterine, Affettiğini işler.):

Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.” (39/Zümer/35)

De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." (39/Zümer/53)

Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler.” (39/Zümer/61)

"Ey toplumumuz! Allah'ın davetçisine uyun, ona iman edin ki Allah, günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan korusun!" (46/Ahkaf/31)

İşte bu, Allah'ın size indirmiş olduğu emridir. Kim Allah'tan korkarsa O, onun çirkinliklerini örter ve onun ödülünü büyütür.” (65/Talak/5)

2.                ALLAH BAĞIŞLADIĞINA (AF ETTİĞİNE) HEM DÜNYA'DA HEM DE AHİRETTE YARDIM EDER:


Allah, insanı inancındaki seçimi ve kesbindeki tercihi / iman edip Salih amel işlemesi sebebiyle lütfedip bağışladığında / Affettiğinde, ona hem bu dünyada hem de Ahirette yardım eder.

Şu bir gerçek ki, biz, resullerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında hem de tanıkların ayağa kalkacakları gün mutlaka yardım edeceğiz.” (40/Mümin/51)

a)               Allah'ın, bağışladığına / affettiğine Dünyadaki Yardımları:


(1)           Allah'ın bağışladığına / affettiğine Dünya'daki yardımı, Allah'ın yol göstermesi / kılavuzlaması / hidayete erdirmesidir:

Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.” (4/Nisa/175)

Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.” (29/Ankebut/69)

Allah'ın izni olmadıkça hiçbir musibet gelip çatmaz. Kim Allah'a inanırsa Allah O'nun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar. Ve Allah her şeyi en iyi biçimde bilmektedir.” (64/Tegabün/11)

(2)           Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişinin yolunu doğrultup denge noktasını bulur / doğru yolu göstermek Allah'ın işidir:

Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi.” (16/Nahl/9)

(3)            Dünya'da, Allah'ın kılavuzladığı kişinin iyilikleri, kötülüklerini giderir:

Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.” (11/Hud/114)

(4)           Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişinin kötülüklerini iyiliklere / güzelliklere dönüştürür:

Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.” (25/Furkan/70)

(5)           Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişiyi öz kazancının kötü ve çirkin olanına teslim etmez:

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.” (6/Enam/70)

(6)            Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişiyi kurtuluşa erdirir:

Her benlik öz kazancının bir karşılığıdır / (Hesap Günü) her insan, yapmış olduğu bütün (kötü) fiiller için rehin olarak tutulacaktır; Uğur ve bereket yârânı müstesna / yalnız dürüstlüğü ve erdemli olmayı başaranlar hariç.” (74/Müddesir/38-39)

(7)           Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişiyi arıtıp temizler:

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arındırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor.” (24/Nur/21)

(8)           Dünya'da, Allah kılavuzladığı kişiyi tertemiz bir hayatla yaşatır:

Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.” (16/Nahl/97)

(9)           Dünya'da, Amellerin bu güzel haliyle tespit edilmesiyle de Kişinin Ahiret hesabı kolaylaştırılmış olur:

Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.” (4/Nisa/31)

Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur. Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç. Yakında mutlaka hoşnut olacaktır.” (92/Leyl/19-21)

b)               Allah'ın bağışladığına / affettiğine Ahiretteki yardımları:


(1)           Allah'ın kendisine teslim olan kullarına Ahirette ki yardımı, kolay bir hesapla hesaba çekerek kişiyi sonuçta kurtarmasıdır:

Göklerdekiler de yerdekiler de yalnız Allah'ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah Kadîr'dir, her şeye gücü yeter.” (2/Bakara/284)

O zaman kitabı sağdan verilen, Kolay bir hesapla hesaba çekilecek, Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.” (84/İnşıkak/7-9)

(2)           Ahirette, Allah Bağışladığı / Affettiği kişiyi nankörler, suçlular, günahkârlar gibi yapmaz, azap etmez:

İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince bilir.” (4/Nisa/147)

İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç!” (34/Sebe/17)

Biz, Müslümanları/Allah'a teslim olanları, suçlular gibi yapar mıyız? Neniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz?” (68/Kalem/35-36)

(3)           Ahirette, Allah Bağışladığı / Affettiği kişiyi sonunda kurtarır:

Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız.” (10/Yunus/103)

(4)           Ahirette, Allah'ın Bağışladığı / Affettiği kişiye öz kitabı / amel defteri sağdan verilir:

Gün olur, insan gruplarından her birini kendi önderiyle çağırırız. O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.” (17/İsra/71)

Öz kitabı sağından verilen: "İşte kitabım, okuyun!" der. "Kendi hesabıma kavuşacağımı sezmiştim zaten." Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir.” (69/Hakka/19-21)

(5)           Ahirette, Allah'ın Bağışladığı / Affettiği kişinin Adalet terazilerinde tartıları / öz kazancı ağır çeker:

O gün, iyi ve kötüyü ayıran ölçü haktır. Artık kimin ölçülüp tartılacak şeyleri ağır basarsa kurtuluşa erenler onlar olacaktır.” (7/Araf/8)

Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır. “ (23/Müminun/102)

İşte o gün, tartıları ağır basan kişi, Evet o kişi, hoşnutluk verici bir yaşayış içindedir.” (101/Kaaria/6-7)

c)                Allah bağışladığına / affettiğine ayrıca kişinin öz kazancından fazla olarak büyük bir ödül verir.


Bu Allah'tan insanlara büyük bir lütuftur. Allah'ın Bağışlama (af)  ve ödül sözü verdikleri:

Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!” (3/Ali İmran/134-136)

Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.” (3/Ali İmran/195)

Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirilene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz.” (4/Nisa/162)

Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.” (5/Maide/9)

Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri!” (9/Tevbe/111-112)

Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.” (33/Ahzab/35)

Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır.” (35/Fatır/7)

Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. Çünkü Allah onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırma da yapacaktır. Gafûr'dur O, çok affeder; Şekûr'dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir.” (35/Fatır/29-30)

Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri / izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip hayra ve barışa yönelik işlen yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.” (48/Fetih/29)

Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.” (67/Mülk/12)

E.                SONUÇ:


Bir Mümin için Allah’ın bağışlamasına (affına) mazhar olmak (erişmek, ulaşmak) ve onu kazanabilmekten daha büyük bir başarı ve bir başka kurtuluş yoktur.

Dünyadaki seçim ve tercihlerimiz ile eylemlerimizde Allah’ın kılavuzladığı ve sonuçta bağışlayıp kurtardığı kullarından oluruz İnşallah.

M. Kemal Adal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder