İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

25 Mart 2016 Cuma

İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE SÜNNETULLAH





YARATMA VE YÖNETMEDE SÜNNETULLAH-4


IV.     İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE KEDER, KORKU / TASA / ÜZÜNTÜ ile  KURTULUŞ,  ZAFER (BAŞARI) DA SÜNNETULLAH:

  
A.      KEDER, İNSANIN SEÇİM VE TERCİHİNE GÖRE ALLAH'TANDIR:

B.       KEDER, GEÇİCİDİR – SINAVDIR / DENEMEDİR:

C.       İMANLI SALİH AMEL SAHİPLERİNE SONUÇTA KORKU / KEDER / TASA YOKTUR. (KORKU, YOK, TASALANMAYACAK ONLAR):

D.      ALLAH'IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESİLMEZ. (KEDERİ VEREN ALLAH, İNSAN SEÇİM VE TERCİHİNİ DÜZELTTİĞİNDE, KEDERİ GİDERİR GÜZELLİK VE MUTLULUK VERİR):

E.       İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE KURTULUŞ,  ZAFER (BAŞARI) DA SÜNNETULLAH:



YARATMA VE YÖNETMEDE SÜNNETULLAH-4

I.                   İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE KEDER, KORKU / TASA / ÜZÜNTÜ ile KURTULUŞ,  ZAFER (BAŞARI) DA SÜNNETULLAH:


A.                KEDER, İNSANIN SEÇİM VE TERCİHİNE GÖRE ALLAH'TANDIR:



Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır / korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhît'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 120. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Siz şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Resul ise arkanızdan sizi çağırıyordu. Böylece Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 153. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
 Ey iman sahipleri! Yeryüzünde dolaşan yahut gazaya çıkan kardeşleri için şöyle diyen inkârcılar gibi olmayın: "Yanımızda olsaydılar ölmezlerdi, öldürülmezlerdi." Allah bunu onların kalplerinde bir özlem yapacaktır. Allah diriltir de öldürür de. Allah, yapıp ettiklerinizi en iyi şekilde görmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 156. ayet (Resmi: 3/İniş:94 /Alfabetik:7)

Allah dedi ki: "Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için kederlenme." 5. sure (MÂİDE) 26. ayet (Resmi: 5/İniş:110 /Alfabetik:60)

Şuayb onlardan yüzünü döndürdü de şöyle dedi: "Yemin olsun, ben size Rabbimin mesajlarını ilettim. Size öğüt verdim. Artık küfre batmış bir topluluğa nasıl acırım?" 7. sure (A'RAF) 93. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ve yüzünü onlardan öteye döndürdü de şöyle inledi: "Ey Yûsuf'a duyduğum gam, neredesin!" Ve kederden gözlerine ak düştü. Durmadan yutkunuyordu. 12. sure (YÛSUF) 84. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Dedi ki: "Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah'a arz ederim. Ve Allah'ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim." 12. sure (YÛSUF) 86. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)

Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok." 14. sure (İBRÂHİM) 21. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Onlardan birine kız çocuk müjdelendiğinde yüzü simsiyah kesilir. Öfkeden kuduracak gibidir o. 16. sure (NAHL) 58. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Sabret! Senin sabrın da Allah'ın yardımıyladır. Onlar için tasalanma! Kurmakta oldukları tuzaklar yüzünden de telaşlanma! 16. sure (NAHL) 127. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Onlar yüzünden tasalanma. Kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü de sıkıntıya düşme. 27. sure (NEML) 70. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar. 28. sure (KASAS) 8. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler. 28. sure (KASAS) 13. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük etmemizi, O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!... 34. sure (SEBE') 33. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez. 57. sure (HADÎD) 23. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

B.                KEDER, GEÇİCİDİR – SINAVDIR / DENEMEDİR:



Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini / dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini / ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. 35. sure (FATIR) 8. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez. 57. sure (HADÎD) 23. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

C.                İMANLI SALİH AMEL SAHİPLERİNE SONUÇTA KORKU / KEDER / TASA YOKTUR. (KORKU, YOK, TASALANMAYACAK ONLAR):



"Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir. 2. sure (BAKARA) 38. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 62. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İş onların sandığı gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah'a teslim ederse, Rabb'i katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar... 2. sure (BAKARA) 112. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Mallarını Allah yolunda harcayıp sonra bu harcadıklarına bir eziyet ve başa kakma eklemeyenlerin, Rableri katında kendilerine has ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 262. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Mallarını; gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, işte onlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Korku yoktur onlar için; tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 274. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar... 2. sure (BAKARA) 277. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar. Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 169-170. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirilene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. 4. sure (NİSA) 162. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 54. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. 5. sure (MÂİDE) 69. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)


Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. 6. sure (EN'ÂM) 48. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" "Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya / güvenilmeye daha layıktır? 6. sure (EN'ÂM) 80. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ey âdemoğulları! İçinizden size ayetlerimi yüzünüze karşı anlatan resuller geldiğinde, korunup hallerini düzeltenlere hiçbir korku dokunmayacaktır. Onlar tasalanmayacaklardır da. 7. sure (A'RAF) 35. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?" Ey cennetlikler! Siz de girin cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz. 7. sure (A'RAF) 49. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Güçsüzlere, hastalara, infak edecek bir şey bulamayanlara, Allah ve resulü için öğüt verdikleri takdirde bir günah yoktur. Güzel davrananlar aleyhine bir yol yok. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 9. sure (TEVBE) 91. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Gözünüzü açın! Allah'ın velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar. Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır. Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde değişme / değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş. 10. sure (YÛNUS) 62-64. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Şöyle dedik: "Korkma, üstün gelecek olan sensin!" 20. sure (TÂHÂ) 68. ayet (Resmi: 20/İniş:45/ Alfabetik:96
Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan. 20. sure (TÂHÂ) 112. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk / ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 55. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

"Asanı bırak!" Bunun üzerine Mûsa, asayı çevik bir yılan gibi titreyip kıvrılır görünce gerisin geri kaçtı ve arkasına bakmadı. "Korkma ey Mûsa, benim. Benim huzurumda, elçi olarak gönderilenler korkmaz." 27. sure (NEML) 10. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız." 28. sure (KASAS) 7. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

"Asanı at!" Asanın çevik bir yılan gibi titreyip kıvrıldığını görünce gerisin geri döndü; arkaya bile bakmadı. "Geri dön ey Mûsa, korkma! Güven içinde olanlardansın."   28. sure (KASAS) 31. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
 Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır." 29. sure (ANKEBÛT) 33. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler. 39. sure (ZÜMER) 61. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin." 41. sure (FUSSİLET) 30. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

"Ey kullarım! Bugün size korku yok; sizler tasalanmayacaksınız da! 43. sure (ZUHRUF) 68. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

"Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra da dosdoğru yol alanlar var ya, onlar için hiçbir korku yoktur; onlar tasalanmayacaklardır da... Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada. 46. sure (AHKAF) 13-14. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti. 48. sure (FETİH) 27. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

"Biz, doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan." 72. sure (CİN) 13. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

D.               ALLAH'IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESİLMEZ. (KEDERİ VEREN ALLAH, İNSAN SEÇİM VE TERCİHİNİ DÜZELTTİĞİNDE, KEDERİ GİDERİR GÜZELLİK VE MUTLULUK VERİR):



Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı / Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer. 11. sure (HÛD) 9. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Yûsuf'tan ümidi kesince bir kenara çekilip tartışmaya başladılar. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına garanti aldığını, daha önce Yûsuf'a yaptığınız haksızlığı bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye yahut da Allah hakkımda hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım. Yargıçların en hayırlısıdır O." 12. sure (YÛSUF) 80. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"Ey oğullarım! Gidin, artık Yûsuf'u ve kardeşini bulmak için dikkat kesilin. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; çünkü, Allah'ın rahmetinden de, küfre sapanlar topluluğundan başkası ümit kesmez." 12. sure (YÛSUF) 87. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Ne zaman ki resuller ümitsizliğe düşüp yalanlandıkları kanısına vardılar, işte o zaman yardımımız kendilerine ulaştı da dilediklerimiz kurtarıldı. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez. 12. sure (YÛSUF) 110. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok." 14. sure (İBRÂHİM) 21. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma." 15. sure (HİCR) 55. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!" 15. sure (HİCR) 56. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da hemen ümitsiz oluverir. 17. sure (İSRÂ) 83. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım." 19. sure (MERYEM) 4. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Allah'ın ayetlerini ve Allah'a varmayı inkâr edenler, işte onlar, rahmetimden ümidi kesmişlerdir. Ve bunlar için acıklı bir azap öngörülmüştür. 29. sure (ANKEBÛT) 23. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa, hemencecik ümitsizliğe düşerler. 30. sure (RÛM) 36. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler. 30. sure (RÛM) 49. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan / aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." 39. sure (ZÜMER) 53. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

İnsan, hayır istemekten / hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. 41. sure (FUSSİLET) 49. ayet (Resmi: 41/İniş:61/ Alfabetik:30)
O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî'dir O, Hamîd'dir. 42. sure (ŞÛRÂ) 28. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın! Çünkü bunlar âhiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkârcıların, ümitlerini kestikleri gibi... 60. sure (MÜMTEHİNE) 13. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

E.                 İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE KURTULUŞ,  ZAFER (BAŞARI) DA SÜNNETULLAH:



Her benlik ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 185. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. 4. sure (NİSA) 13. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sonsuza dek kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş. 5. sure (MÂİDE) 119. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Kendisinden azap uzaklaştırılana o gün rahmet etmiştir. İşte açık kurtuluş budur. 6. sure (EN'ÂM) 16. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 72. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli kalacaklardır orada. İşte budur büyük başarı. 9. sure (TEVBE) 89. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sonsuza dek hep orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur! 9. sure (TEVBE) 100. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. 9. sure (TEVBE) 111. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır. Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde değişme /değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş. 10. sure (YÛNUS) 63-64. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et! Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takvanındır! 20. sure (TÂHÂ) 132. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, Allah'a saygı duyan ve O'ndan korkan kişiler, zafere ulaşanların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 52. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Ki Allah amellerinizi hayra ve barışa yarayışlı kılsın, günahlarınızı affetsin. Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, büyük bir başarıyı elde etmiştir. 33. sure (AHZÂB) 71. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)
Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir. 35. sure (FATIR) 32. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

"Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?" "Sadece ilk ölümümüz; azaba da uğratılmayacağız, öyle mi?" Doğrusu bu, büyük başarının ta kendisidir. 37. sure (SÂFFÂT)58- 60. ayet (Resmi: 37/İniş:56/ Alfabetik:90)

"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş." 40. sure (MÜ'MİN) 9. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
 Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı. 44. sure (DUHÂN) 57. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur. 45. sure (CÂSİYE) 30. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. 48. sure (FETİH) 5. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük başarının ta kendisidir bu. 57. sure (HADÎD) 12. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

Allah'a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz. Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz, bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır. 61. sure (SAFF)11- 12. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)

"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve hayra yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur. 64. sure (TEĞÂBÜN) 9. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur. 85. sure (BÜRÛC) 11. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde, 110. sure (NASR) 1. ayet (Resmi: 110/İniş:114/Alfabetik:77)


SÜNNETULLAH E KİTAP (MKA) DAN ALINTIDIR - M. Kemal Adal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder