RESUL KUR’AN’IN TEBLİĞİ KUR'AN MESAJI –V. İBADET. E KİTAP(MKA) B.
3. HAC
a) Haccın Farziyeti ve Kuralları
(1) Kavram Olarak, İbadet,
Düzenli İbadetler, Hac, Haccın Farziyreti ve Kuralları
(2) Hac ve Umre
(a) Hac, genel
(b) Umre
(3) İhram ve İhram Kefareti
(a) İhram
(b)İhram Kefareti
(4)Safa, Merve ve Arafat
(a) Safa ve Merve
(b)Arafat
(5) Avlanma ve Balık Tutma
(a) Avlanma
(b) Balık tutma
b) Kâbe
(1) Kavram Olarak, İbadet,
Düzenli İbadetler, Hac, Kâbe
(2) Beytullah
(3) Mekke
c) Kurban Kesmek
(1) Kavram Olarak, İbadet,
Düzenli İbadetler, Hac, Kurban Kesmek
(2) Kurban Kesmek
(3) Gerdanlıklar
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ
2: BAKARA SURESİ 158. AYET
Hac: 2/158
HAC; GENEL: HACCIN
FARZİYRETİ VE KURALLARI:
UMRE:
SAFA, MERVE VE
ARAFAT:
ALLAH ŞÂKİR VE
ŞEKÛR'DUR, ŞÜKREDENE TEŞEKKÜR EDEN VE ŞÜKRÜN KARŞILIĞINI VERENDİR:
KURAN'DAKİ
HAC (Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap: 2nci Görüş: )
[HAC AYLARI:
1nci görüş: Hac ayları: Şevval (10), Zilkade (11) ve Zilhicce(12)'in
ilk 10 (veya 13.) Günü'dür [Bu görüşe göre: Haram Aylar: Zilkade(11),
Zilhicce(12), Muharrem (1) ve Recep (7)dir.]
2nci Görüş: Hac ayları: Zilhicce- Arapça Hac ayı demektir (12),
Muharrem (1), Sefer (2) ve Rabiul Evvel (3) aylardır ki bunlar aynı zamanda
savaşmanın yasak olduğu haram Aylardır.
MKA]
HAC AYLARI VE HARAM AYLAR İLE İLGİLİ AYRINTILI İNCELEME VE AÇIKLAMALAR:
Edip
Yüksel’in görüşü:
2nci Görüş:
HAC AYLARI: 2nci
Görüş:
HAC
AYLARI VE HARAM AYLAR: 2nci Görüş:
FARKLI GÖRÜŞLER:
Din
İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu'nun 'Hac Ayları' görüşü: 1nci görüş:
Din
İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu'nun 'Haram Aylar' görüşü: 1nci görüş:
Sorularla
İslamiyet Sitesinin 'Hac aylar'ı görüşü: 1nci Görüş:
Uydurulan
Din, Kuran'daki Din E – Kitaptaki Görüş: 2nci Görüş:
Kişisel bir görüş -MKA: 2nci Görüş:
MENÂSİK NEDİR?
3. HAC
a) Haccın Farziyeti ve Kuralları
(1) Kavram Olarak, İbadet, Düzenli İbadetler, Hac, Haccın Farziyreti ve KurallarıSafa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2. sure (BAKARA) 158. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Haccı
da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen
kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.
İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka
vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca
kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan
oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu,
ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki,
Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Hac, bilinen
aylardadır. Kim o aylarda haccı
kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye
girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın
en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir
sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı
zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce
gerçekten sapıklardan idiniz. Sonra, insanların
akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü
Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. Gerekli
ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız
gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der:
"Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip
yoktur. 2. sure (BAKARA) 196-200. ayet (Resmi:
2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Allah'ı
sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah
yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da
günah yoktur. Allah'tan
korkun ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 2. sure (BAKARA) 203. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir
bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev
Mekke'dekidir. Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren,
güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o
evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç
kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 96-97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İnsanlar içinde haccı ilan et
ki, gerek yaya
olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler
üzerinde sana ulaşsınlar. Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde
belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı
içindeki fakiri de doyurun. Sonra, kirlerini
atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi
tavaf etsinler. 22. sure (HAC) 27-29.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ey iman edenler! Akitlerin
ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz
ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar
müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır.
Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir. Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı
şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere,
gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a
gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir
topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi
saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın!
Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan
sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 5. sure (MÂİDE) 1-2. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman sahipleri! Allah
sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka
deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor
bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır. Ey
iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av
öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana
denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki,
içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme
şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın.
Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır.
Allah çok güçlüdür, öç alıcıdır. Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak
deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat
ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir.
Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık
hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı
kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da
bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 94-97. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) Hac ve Umre
(a) Hac, genel
Safa ile Merve Allah'ın
belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf
etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır
işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2. sure (BAKARA) 158. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sana, doğan
aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de
hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz
değildir. Hayra ulaşan o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere
kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 189. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Haccı da umreyi de
Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban
yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden
hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek
veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar
umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç
tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi
Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın
azabı çok şiddetlidir. Hac, bilinen
aylardadır. Kim o aylarda haccı
kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve
çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın
en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir
sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı
zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce
gerçekten sapıklardan idiniz. Sonra, insanların
akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah
çok affedicidir, çok merhametlidir. Gerekli
ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız
gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der:
"Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip
yoktur. 2. sure (BAKARA) 196-200. ayet (Resmi:
2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Allah'ı
sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah
yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da
günah yoktur. Allah'tan
korkun ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 2. sure (BAKARA) 203. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Açık-seçik
deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur.
Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir
hakkıdır. Kim
nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir
Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 97. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey iman edenler! Akitlerin ve
ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı
iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna
olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz
olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir. 5. sure (MÂİDE) 1. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman sahipleri! Allah
sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka
deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor
bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır. Ey
iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av
öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana
denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki,
içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme
şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın.
Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır.
Allah çok güçlüdür, öç alıcıdır. Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak
deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat
ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir.
Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. 5. sure (MÂİDE) 94-96. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Bir
de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de
müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövbe ederseniz bu sizin için
hayırlıdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze
düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula!9. sure (TEVBE) 3. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Siz;
hacı sakalığını, Mescid-i Haram tamirciliğini, Allah'a ve âhiret gününe inanıp
Allah yolunda didinen kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir
olmazlar bunlar. Allah,
zulüm sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 19. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini,
şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak
koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû, secde edenler için
temizle. İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin
vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.
Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak
verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar.
İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun. Sonra, kirlerini
atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi
tavaf etsinler. 22. sure (HAC) 26-29.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Onlar o kişilerdir ki, küfre
sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık
hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız
için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla
karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü
olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden
ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık. İnkâr
edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi.
Allah ise huzur ve mutluluğunu resulünün, inananların üstüne indirmişti.
Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler.
Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak
olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse,
başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku
duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin
bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti. 48. sure (FETİH) 25. ayet (Resmi: 48/İniş:109/ Alfabetik:27)
(b) Umre
Safa ile Merve Allah'ın
belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile
ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur.
Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir,
en iyi biçimde bilir. 2. sure (BAKARA) 158.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Haccı da umreyi de
Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir.
Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan
yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban
keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden
yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun.
Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i
Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı
çok şiddetlidir.2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(3) İhram ve İhram Kefareti
(a) İhram
Haccı da umreyi de Allah için
tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.
İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka
vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca
kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan
oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu,
ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki,
Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(b) İhram Kefareti
Haccı da umreyi de Allah için
tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban,
yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden
hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek
veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar
umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç
tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi
Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki,
Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman
sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin.
Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk
deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden
adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret,
yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi
affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok
güçlüdür, öç alıcıdır. 5. sure (MÂİDE) 95. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(4)Safa, Merve ve Arafat
(a) Safa ve Merve
Safa ile Merve
Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret
edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden
gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde
bilir. 2. sure (BAKARA) 158. ayet (Resmi:
2/İniş:92/ Alfabetik:11)
(b) Arafat
Rabb'inizden bir lütuf ve bereket
istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde
Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz
bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. Sonra, insanların akın edip döndüğü
yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok
merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 198-199. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
(5) Avlanma ve Balık Tutma
(a) Avlanma
Ey iman edenler! Akitlerin ve
ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı
iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna
olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz
olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir. Ey iman edenler! Allah'ın
ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu
haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza
niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun,
sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık
ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın!
Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan
sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 5. sure (MÂİDE) 1-2. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Ey iman sahipleri! Allah sizi,
ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka
deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı
çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır. Ey iman
sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu
öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden,
Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi
belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna
denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim
bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok güçlüdür, öç alıcıdır. Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı
yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada
avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan
korkun. 5. sure (MÂİDE) 94-96. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
Gökleri ve
yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur.
Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl
topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın. Şunu bilin ki, Allah,
takva sahipleriyle beraberdir. 9. sure
(TEVBE) 36. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
(b) Balık tutma
Hem size hem de
yolculara bir geçimlik olarak deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı.
Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan
korkun. 5. sure (MÂİDE) 96. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
b) Kâbe
(1) Kavram Olarak, İbadet, Düzenli İbadetler, Hac, Kâbe
Görmediler mi ki,
çevrelerinde insanlar çarpılıp götürülürken Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın
nimetine nankörlük mü ediyorlar? 29. sure
(ANKEBÛT) 67. ayet (Resmi: 29/İniş:85/ Alfabetik:8)
Hatırla o zamanı ki, biz
Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli
bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü
ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete
verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" İbrahim şöyle
yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve
âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır." Rab dedi
ki: "Küfre sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle
rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir
o..." İbrahim'in, İsmail'le birlikte,
Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an:
"Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin,
her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin."
"Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana
teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet
yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın,
tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."
2. sure (BAKARA) 125-128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir
bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev
Mekke'dekidir. Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya
giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar
üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah
bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 96-97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Küfre sapanlar, Allah'ın
yolundan alıkoyarlar. Hem sürekli içinde kalan hem dışarıdan gelen tüm insanlar
için oluşturduğumuz Mescid-i Haram'dan da geri çeviriyorlar. Kim orada zulmederek haktan
sapmak isterse, biz ona acıklı bir azabı tattıracağız. Bir
zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir
şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû, secde edenler
için temizle. 22. sure (HAC) 25-26.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ey iman
sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu
öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet
sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir
keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah,
geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok
güçlüdür, öç alıcıdır. 5. sure (MÂİDE) 95. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık
hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı
kıldı. Böyle
yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her
şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz. 5.
sure (MÂİDE) 97. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
(2) Beytullah
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı
insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak
yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve
İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf
edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" İbrahim şöyle yakarmıştı:
"Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe
inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır." Rab dedi ki: "Küfre
sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş
azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..."
İbrahim'in, İsmail'le birlikte,
Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an:
"Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin,
her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." 2. sure (BAKARA) 125-127. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Safa ile
Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac
veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca
yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür
eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2.
sure (BAKARA) 158. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu
bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. Açık-seçik
deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur.
Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir
hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç
olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
96-97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Ey iman
edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın
yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin!
İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun,
sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak
için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin!
Hayırda erginlik / dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük / çirkinlik,
düşmanlık / saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz
olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 5. sure (MÂİDE) 2. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o
saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar
için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın
göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu
siz de bilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 97. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Onların
o evdeki namazı; ıslık çalmak, el çırpmak/engel
olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın
azabı. 8. sure (ENFÂL) 35. ayet (Resmi:
8/İniş:93/Alfabetik:22)
Bir
zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû, secde edenler
için temizle. 22. sure (HAC) 26. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Sonra,
kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi tavaf etsinler. 22. sure (HAC) 29. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
Onlarda
sizin için, belirli bir süreye kadar yararlar vardır. Sonunda
onların varacakları yer saldırılardan
korunmuş/tarihî/yüce evdir. 22.
sure (HAC) 33. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Yemin
olsun düzenli bir biçimde bakılan o eve, 52. sure (TÛR) 4. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)
Bu evin Rabbine ibadet etsinler! 106. sure (KUREYŞ) 3. ayet (Resmi: 106/İniş:29/ Alfabetik:57)
(3) Mekke
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir
bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 96. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey
Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin
kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki,
namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı
gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki,
şükredebilsinler!" 14. sure
(İBRÂHİM) 37. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
"Ben
sadece, bu beldenin Rabbine kulluk etmekle
emrolundum. Orayı saygıya layık kılmıştır O.
Her şey O'nundur. Ben, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmakla
emrolundum." 27. sure (NEML) 91. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/ Alfabetik:81)
Ve dediler:
"Şu Kur'an, iki kent içinden büyük bir adama indirilmeli değil miydi?" 43. sure (ZUHRUF) 31. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Seni
yerinden çıkaran o kentinden çok daha kuvvetlice nice kentler vardı ki, biz
hepsini helâk ettik; hiçbir yardımcıları olmadı. 47. sure (MUHAMMED) 13. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
O odur ki, sizi onlarla galip getirdikten
sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini
sizden, sizin ellerinizi de onlardan uzak tuttu. Allah, yapmakta olduklarınızı
iyice görmektedir. 48. sure (FETİH) 24. ayet
(Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Ve şu
güvenli kente ki, 95. sure (TÎN) 3. ayet
(Resmi: 95/İniş:28/Alfabetik:105)
c) Kurban Kesmek
1) Kavram Olarak, İbadet, Düzenli İbadetler,
Hac, KURBAN KESMEK
O halde, sen
de Rabbin için namaz kıl ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol
elinin üzerine koyup kıyam et/namazı vakti girer girmez kıl/kavrayışını bilgi
ile derinleştir/eti yenecek hayvan kes! 108. sure (KEVSER) 2. ayet (Resmi: 108/İniş:15/Alfabetik:55)
Haccı da
umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban
yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden
hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek
veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene
kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban
kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü
döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi
içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İnsanlar
içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden
gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar. Kendilerine
ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine
rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın
adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.
22. sure (HAC) 27-28. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
İşte böyle. Kim
Allah'ın kutsallık nişanı yaptığı şeyleri yüceltirse bu yaptığı, gönüllerin
takvasındandır. Onlarda sizin için, belirli bir
süreye kadar yararlar vardır. Sonunda onların
varacakları yer saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evdir. Biz her ümmet için
bir kurbanlık hayvan kesme zamanı/kurbanlık hayvan kesme yeri/kurbanlık hayvan
kesme tarzı belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık
hayvanların üstüne Allah'ın ismini ansınlar. Sizin tanrınız bir tek
tanrıdır; o halde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllü, saygılı kişileri
muştula. 22. sure (HAC) 32-34. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Biz o büyükbaş hayvanları da
sizin için Allah'ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır
vardır. Onlar sıralanmış halde ayakları üzerine
dururken, üzerlerine Allah'ın ismini anın. Yanları yere yaslandığı zaman da
onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o
hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz. Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat
sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirdi ki,
sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel
davrananlara müjde ver. 22. sure (HAC) 36-37.
ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Onlara
Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku.
Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden
kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki:
"Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi. 5. sure (MÂİDE) 27. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir
dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde
olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de
bilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 97. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
(2) Kurban Kesmek
Mûsa, toplumuna
dedi ki: "Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor." Dediler ki:
"Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri
olmaktan Allah'a sığınırım." 2. sure (BAKARA)
67. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Cevap verdi
Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk
yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca
yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve
ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2. sure (BAKARA) 71. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah size
leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama
zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden
yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 173. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Haccı
da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen
kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan
oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene
kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban
kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü
döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi
içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şunlar
size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış,
boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip
kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve
bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre
batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın,
benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi
tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da
var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı
olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir.5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Kendi
kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve
ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları." Hayvanlar var,
sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var,
Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah
onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır. 6. sure (EN'ÂM) 138. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlarda sizin için, belirli bir süreye kadar
yararlar vardır. Sonunda onların varacakları yer
saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evdir. Biz her ümmet için bir kurbanlık
hayvan kesme zamanı/kurbanlık hayvan kesme yeri/kurbanlık hayvan kesme tarzı
belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üstüne
Allah'ın ismini ansınlar. Sizin tanrınız bir tek tanrıdır; o halde
yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllü, saygılı kişileri muştula. Onlar öyle
insanlardır ki, Allah anıldığında kalpleri titrer; başlarına gelene
sabrederler, namazı gözetirler. Ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak
ederler. Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için
Allah'ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır.
Onlar sıralanmış halde ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah'ın ismini
anın. Yanları yere yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da
istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi
ki, şükredebilesiniz. Onların etleri de kanları da
Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde
boyun eğdirdi ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız.
Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver. 22. sure (HAC) 33-37. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kuşları teftiş etti de dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum,
yoksa kayıplara mı karıştı?" "Ona acımasızca azap edeceğim, belki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka
açık bir kanıt getirecek." 27. sure (NEML) 20-21. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/ Alfabetik:81)
Çocuk onunla birlikte koşacak
yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum,
uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne
görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah
dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." 37. sure (SÂFFÂT) 102. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Ve
ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. 37. sure
(SÂFFÂT) 107. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Küfre
batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları bastırıp
sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir
bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte
böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek
için böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı
edilmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 4. ayet
(Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
(3) Gerdanlıklar
Ey iman edenler! Allah'ın ibadet,
iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya,
kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara,
Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit
avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği
kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda
erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık
üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı
çok şiddetlidir. 5. sure (MÂİDE) 2. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar
için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın
göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu
siz de bilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 97. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
(RESUL KUR’AN’INTEBLİĞİ KUR'AN MESAJI –V. İBADET. E KİTAP (MKA) B. 3. HAC KONUSUNDAN ALINTIDIR.
M. Kemal Adal)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ
2: BAKARA SURESİ 158. ayet.
Hac: 2/158
Y.N. Öztürk
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir.
M. Esed
(O halde) unutmayın, Safa ve Merve, Allah tarafından konulmuş sembollerdendir; böylece hac veya umre için Mabede gelen birinin bu ikisi arasında gidip gelmesinde bir mahzur yoktur. Zira eğer kişi, yapılması gerekenden daha çok iyilik yaparsa bilsin ki Allah, şükre bol karşılık verendir, her şeyi bilendir.
Y.N. Öztürk
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir.
M. Esed
(O halde) unutmayın, Safa ve Merve, Allah tarafından konulmuş sembollerdendir; böylece hac veya umre için Mabede gelen birinin bu ikisi arasında gidip gelmesinde bir mahzur yoktur. Zira eğer kişi, yapılması gerekenden daha çok iyilik yaparsa bilsin ki Allah, şükre bol karşılık verendir, her şeyi bilendir.
Dipnot : 2/158*: Kavram Olarak, İbadet: Düzenli İbadetler: Hac: Haccın Farziyeti ve Kuralları. Bak: 2/189, 196-200, 203; 3/97; 5/1, 94-96; 9/3, 19; 22/26-29; 48/25-27.
2/158*: HAC; GENEL: HACCIN FARZİYRETİ VE KURALLARI:
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2/158.
Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: 'Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver.' Böylesi için âhırette bir nasip yoktur. 2/196-200.
Allah'ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, siz O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 2/203.
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3/96-97.
İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar. Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun. Sonra, kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi tavaf etsinler. 22/27-29.
Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir. Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 5/1-2.
Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır. Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok güçlüdür, öç alıcıdır. Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık 'ay'ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz. 5/94-97.
MKA.
2/158**: İbadet: Düzenli İbadetler: Hac: Umre. Bak: 2/196.
2/158**: UMRE:
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2/158.
Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2/196.
MKA.
2/158***: İbadet: Düzenli İbadetler: Hac ve
Umre: Safa, Merve ve Arafat. Bak: 2/198-199.
2/158***: SAFA, MERVE VE ARAFAT:
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2/158.
Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. 2/198-199.
MKA.
2/158****: İnsanın Allah'a Karşı Ahlaki
Sorumlulukları: İyi ve Övülen Tutum ve Davranışlar (Allah'a Karşı Salih Ameller
/ İyi İşler/ İyi Eylemler): Şükretmek: Allah
Şâkir ve Şekûr'dur, Şükredene teşekkür eden ve Şükrün karşılığını verendir.
Bak: 4/147; 35/30; 35/34; 42/23; 64/17; 76/22.
2/158****: ALLAH ŞÂKİR VE ŞEKÛR'DUR, ŞÜKREDENE TEŞEKKÜR EDEN VE ŞÜKRÜN KARŞILIĞINI VERENDİR:
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir. 2/158.
İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince bilir. 4/147.
Çünkü Allah onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırma da yapacaktır. Gafûr'dur O, çok affeder; Şekûr'dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir. 35/30.
Şöyle derler: 'Hamd olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah'a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur. 35/34.
Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: 'Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı / Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum.' Kim bir iyilik / güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir / teşekkür eder. 42/23.
Eğer Allah'a gönül hoşluğuyla bir şey borç verirseniz O, onu sizin için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah Şekûr'dur, şükredenlere karşılık verir; Halîm'dir, yumuşak ve merhametli davranır. 64/17.
İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. 76/22.
MKA.
KURAN'DAKİ
HAC
Kuran'daki Hac, 2-Bakara Suresi 158, 189, 196, 198,199, 200, 203; 3-Ali İmran Suresi 97; 5-Maide Suresi 1,2, 95, 96, 97; 9-Tev-be Suresi 3; 22-Hac Suresi 25, 26, 27, 28, 29. ayetlerinden anlaşılır.
Bu ayetler bize Hac hakkında gerekli bilgiyi verecektir. Kuran'ın bu ayetlerinin ışığında Haccı şöyle özetleyebiliriz:
1. Hac kelimesine sözlüklerde 'kastedilmek' anlamı verilir. Kuransal bir terim olarak Hac, belli bir zaman diliminde belli ibadetleri de içeren Kâbe’ye yapılan bir ziyarettir.
3-Ali İmran Suresi 97. ayetten Haccın yapılmasının gücü yeten kullar üzerinde Allah'ın bir hakkı olduğunu öğreniyoruz. Ayetten Haccı, gücü yetenlerin yapacağı anlaşılır. Allah 'gücü yetmek' deyimini açıklamamış, bu deyimin anlaşılmasını bize bırakmıştır.
Mezhepler, 'gücü yetmek' deyiminin anlamını kısıtlamaya çalışmışlardır. Allah'ın yapmadığı bir sınırlama kabul edilemez, gerekseydi Allah bunu yapardı.
Bu deyimden esir olmamak da, maddi güç yeterliliği de, sağlıksal şartlar da anlaşılabilir. Fakat her şartta, sağlığın da, maddi gücün de hangi ölçüde 'güç yetirme' kavramına dâhil olup olmadığı izafi bir kavramdır.
Kişiler, Allah'a kaşı sorumluluklarını, Allah'ın tüm şartları ve düşünceleri bildiğini, vicdani kanaatlerden de mesul olduklarını göz önünde bulundurup, 'güç yetirme' kavramını en iyi şekilde değerlendirecek ve kendilerinin Hacca gitmeye güçlerinin yetip yetmediğine karar vereceklerdir.
2. Hac, İbrahim Peygamber döneminden beri yapılan bir ibadettir. (22-Hac Suresi 26,27) Kâbe’de Hz. İbrahim'in makamı ve apaçık deliller vardır. (3-Ali İmran Suresi 97)
[HAC AYLARI:
1nci görüş: Hac ayları: Şevval (10), Zilkade (11) ve Zilhicce(12)'in ilk 10 (veya 13.) Günü'dür [Bu görüşe göre: Haram Aylar: Zilkade(11), Zilhicce(12), Muharrem (1) ve Recep (7)dir.]
Hac görevi, ihrama girmekle başlar. Bunun başlangıcı ise Şevval ayıdır. Bir kimse Şevval'de ihrama girip Zilhiccenin 10. (veya 13.) gününün akşamına kadar, haccın menasikini (İbadet ederken lüzum eden usul, yol ve tarz. Ayin, kült. Ritüel) tamamlayabildiği için, bu aylara hac ayları denilmiştir.
Yani bu aylara 'Hac Ayları' denilmesinin sebebi, haccın ilk şartı / rüknü olan ihramın ancak bu aylarda giyilmesinin öngörülmüş olmasıdır.) Hac ayları ile hac vakti aynı şey değildir. Hac, 'hac vakti'nde yapılır. Hac vakti, Arefe ve Kurban bayram (Zilhiccenin 10-13. ) günleridir.
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/12909/hac-aylari-sevval-zilkade-ve-zilhicce-aylaridir-hâlbuki-haccin-oldugu-yapildigi-ay-bir-tanedir.html
2nci Görüş: Hac ayları: Zilhicce- Arapça Hac ayı demektir
(12), Muharrem (1), Sefer (2) ve Rabiul Evvel (3) aylardır ki bunlar aynı
zamanda savaşmanın yasak olduğu haram Aylardır.
MKA]
3.2-Bakara Suresi 197. ayette Haccın bilinen aylarda olduğu söylenir. Üstelik 'aylar' şeklinde çoğul bir ifade kullanılır.
Oysa günümüzde hacılar, Haccın kısa bir süreye sıkıştırılması yüzünden kalabalıktan birbirlerini ezmekte, birçok ölüm vakası meydana gelmekte ve hacılar perişan olmaktadırlar. Hz. İbrahim döneminden beri uygulanan Haccın bilinen aylarda olduğu söylenir. Aynı ilkbahar denilince Mart, Nisan, Mayıs aylarının anlaşıldığı gibi, Hac aylarının da başta bu şekilde anlaşıldığını görüyoruz.
Hac aylarının bilinen aylarda olmasından kasıt, aynı zamanda bu ayların haram aylar olmasındandır. Haram aylarda savaşmak yasaktır. Bu yasak Hac görevinin yerine getirilmesine olanak sağlamaktadır.
Kâbe’nin etrafındaki kavimler haram aylara riayet ederek, Hac ibadetinin durmamasını, kendi çekişmelerinin kişileri Hacdan alıkoymamasını sağlamaktadırlar.
Hz. İbrahim'den sonraki nesillerdeki putperestler de Kâbe’nin koruyucusu olarak kendilerini görmüşler, haram ayları bozarak da olsa kısmen uymuşlardır, Haccı bir ticaret kaynağı olarak değerlendirmişler ve haram aylara da ticaretlerini kurtaran bir unsur olarak riayet etmişlerdir. (8-En-fal Suresi 34, 35'ten ortak koşanların kendilerini Kâbe’nin varisi olarak görmelerini anlayabiliriz.)
Haram aylardan bahseden 2-Bakara Suresi 194. ayetten iki ayet sonra Hacdan bahsedilmesinden, 2-Bakara Suresi 217'de haram aylarda savaşmanın büyük suç olduğunun vurgulanmasından, Haccın yapıldığı bölgedeki Mescid-i Haram'a ulaşılmasının engellenmesinden bahsedilmesinden, 5-Maide Suresi 2'de haram ayın ve Hac ibadetindeki ihramın beraber anılmasından, yine aynı sure 97. ayette haram ayların ve Hacda ziyaret edilen Kâbe’nin beraber anılmasından bilinen Hac aylarının haram aylar olduğu anlaşılır. Zaten bu ayların haramlığı da Hacla ilintilidir.
Tevbe Suresi'nin 2. ve 36. ayetlerinden ise bu ayların arka arkaya gelen dört ay olduğunu anlıyoruz. 2-Bakara Suresi 189. ayetten bu dört ayın Ay (kameri) takvimindeki 'aylar' olduğunu anlarız. Yani Hac art arda gelen dört ayda yapılan bir ibadettir. Bu dört ay aynı zamanda içinde savaşılmasının haram olduğu aylardır.
Bu ayların ilki 'Hac Ay'ı' anlamına gelen 'Zilhicce'dir. (Hac bu ayla başladığı için Haccın ilk ayının ismi Arapça'da Hac Ay'ı manasına gelen Zilhicce'dir.) 9-Tevbe Suresi 3. ayette haram ayların ilk günü olan, Hacc'ın da ilk gününe 'Hac günü' isminin verilmesi bunu teyit etmektedir.
Zilhicce ilk ay olunca Zilhicce'yi takip eden Muharrem, Safer ve Rabiul Evvel diğer hac ayları olmaktadır.
Burada enteresan ek bir delile de değinmek istiyoruz. Rabiul-Evvel Ay'ı iki kelimeden oluşan birleşik bir kelimedir. Rabiul kelimesi dört, Evvel kelimesi ise ilk demektir. Bu aydan sonra Rabiul-Ahir Ay'ı gelmektedir ki bu ayın ismi Sonraki Dördüncü demektir. Rabiul-Evvel Ay'ı haram ayların dördüncü ve sonuncu ayı olduğu için bu ismi almıştır. Ay takviminin ilk Ay'ı Muharrem olduğu için, Rebiul-Ahir Ay'ı takvim sırasındaki dördüncü aydır. Bu da bu ayın isminin neden sonraki (Ahir) Dördüncü (Rabiul) olduğunu açıklar. Eğer ki Rabiül-Evvel'in haram ayların dördüncü ayı olduğu anlaşılmazsa, Rabiul-Ahir'in neden 'sonraki' dördüncü anlamına geldiği açıklanamaz.
Bu da haram ayların Zilhicce (Hac Ay'ı) ile başlayıp, dördüncü ay olan Rabiul-Ev-vel ile bittiğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Hac bu dört ayda yapılabilen bir ibadettir.
İnsanların birbirlerini ezip öldürmelerine yol açan mezheplerin insanların ölümüne yol açan Haccı tek aya sıkıştırma uygulaması bırakılıp, Kuran'ın izahlarına dönülmelidir. Kuran 9-Tevbe Suresi 37. ayette haram aylarla oynanmasını kötü bir fiil olarak takdim etmektedir. Ama öğüt alan nerede!
(Dikkat edilirse 1nci görüş. İçinde Kurban bayramı olan Zilhicce (hac ayı) ve öncesi 2ay olmak üzere toplamda 3 ayı; 2nci görüş ise Zilhicce (hac ayı) ve sonrası 3 ay olmak üzere toplamda 4 ayı, hac için 'Bilinen aylar' olarak kabul etmektedir. İkisinde de ortak kabul Zilhicce olduğundan hac bu aya sıkıştırılmaktadır. MKA.)
4.Hacda kavga, kötülüğe sapma, eşler arasında cinsel ilişki yoktur. (2-Bakara Suresi 197) Hac kişinin davranışlarına dikkat ettiği, insanlarla bir araya geldiği bir ibadettir.
5. Hac ibadeti sırasında kişi kendisine helal olan bazı şeyleri de haram eder. (Eşlerin cinsel ilişkiye girmemesi gibi) Buna ihram denir.
Hacının ihramda olması budur. İhramın sözlük manasından anlaşılan da budur.
Fakat günümüzde belli bir elbiseye de ihram adı verilerek bu elbisenin giyilmesi farzlaştırılmıştır.
Kuran'da sözlük anlamı dışında başka bir ihram anlaşılmamaktadır. Eğer Allah, Hacda böyle bir elbisenin giyilmesini isteseydi, onun giyilmesi gereken bir elbise olduğunu söyleyerek, şüpheye meydan vermeden bunu açıklardı.
Böyle bir izahın olmaması ve bu kelimenin sözlük manasının, Kuran'daki anlatımla tam örtüşmesi yüzünden ihramın; belli bir süre içinde, belli şeylerin yasaklanması dışında bir manası olmadığını anlarız. İhram sırasında yasak olan şeylerin biri de avdır (5-Maide Suresi 95). Bu av bir tek kara avını kapsar, hacılar deniz avını yiyebilirler ve yapabilirler.
6.Kim ihram sırasında kara avı yasağını bilerek çiğnerse, cezası öldürdüğü hayvanın bir benzerini Kâbe’ye varacak bir kurbanlık yapmasıdır.
Bu benzer kurbanı adaletli iki kişi belirler. Av yasağını çiğneyen kişi bunun yerine yoksulları doyurarak veya onun dengi oruç tutarak bu yasağı çiğnemesinin kefaretini yerine getirebilir.
(5- Maide Suresi 95)
7. Umre, ziyaret etmek demektir. Haccın belli dönemde yapılmasına karşılık, umre her zaman yapılabilen bir ziyarettir. Hac da, umre de Allah için tamamlanmalıdır.(2-Bakara Suresi 196)
Yani siyasi propagandalar, menfaatler, köşe dönmeler, halkı kandırmalar değil, Allah'ın rızası Haccın da, umrenin de şartı olmalıdır.
Bu ibadetleri yapmaları engellenenler kurban keser veya kestirirler.
Kurban yerine varıncaya kadar başlar traş edilmez. Hasta ya da başından rahatsız olan oruç tutarak, sadaka vererek ya da kurban keserek fidye yoluna gider.
Güvene kavuştuğunda Hacca kadar umre yapmak isteyen kolayına gelen bir kurbanı keser veya kestirir. Bunu bulamayan ise üçü Hacda, yedisi döndüğünde olmak üzere on gün oruç tutar.(Bu ailesi Mescid-i Haram'da olmayanlar içindir.)
Tüm bunlar 2-Bakara Suresi 196. ayette geçer.
8. Kurbanların üzerine Allah'ın adı anılır ve bunlardan yoksullara verilir ve yenir. (22-Hac Suresi 28) Hac ibadeti yapılırken kirlerden arınılmalı, adaklar yerine getirilmelidir. (22-Hac Suresi 29)
Kirleri arındırmak genel bir ifade olduğundan birçok insanın buluşma yeri olan Hacda, her türlü hijyen kuralına dikkat etmek iyi olur. Mescid-i Haram'a saçların kısaltılmış, ya da traş edilmiş olarak girilmesinden bahseden 48-Fetih Suresi 27. ayet de bu çerçevede değerlendirilebilir.
Kâbe’nin tavafı (çevresinde yürünmesi) böylece temiz bir şekilde yerine getirilecektir. (22- Hac Suresi 29)
Kâbe’nin temiz tutulması, böylece Hac ibadetinin yapıldığı yerin de temiz olması iyi olur. (22-Hac Suresi 26)
9. Arafat'tan ayrılıp topluca inilince Meşari Haram'da Allah'ı hatırlamak (zikir) lazımdır. Bu hatırlama Allah'ın bize öğrettiği şekilde olmalıdır. (2-Bakara Suresi 198)
Allah'ı nasıl hatırlayacağımızı (zikredeceğimizi), Allah bize Kuran'da öğrettiğine göre, bu hatırlama faaliyeti de Kuran'a uygun olacaktır.
10. Sonra insanların topluca akın ettiği yerden akın edilip Allah'tan bağışlanma dilenmelidir. (2-Bakara Suresi 199)
11. Gerekli ibadetler bitince Allah'ı kuvvetli bir biçimde hatırlamak (zikretmek) gerekir. (2-Bakara Suresi 200)
12. Sayılı günlerde Allah hatırlanır. İsteyen iki gün içinde işini bitirir, isteyen daha geniş bir zamana işini yayar. (2-Bakara Suresi 203)
13.Bakara Suresi 158. ayette Safa ile Merve'yi ziyaret etmenin bir sakıncası olmadığı söylenir.
Oysa Kuran'ın bu beyanına karşın bu iki tepenin arasında koşmanın farz olduğu mezhepçi uydurmacılar tarafından uydurulmuştur.
Yaşlı, sağlıksız birçok kişi farz olmayan bu zorlukla karşı karşıya getirilmiş, daha sonra bunların para karşılığı arabalar ve sedyelerle taşınması şeklinde yeni bir para kapısıyla birilerinin cebi doldurulmuştur.
Bu uydurmanın cep doldurma hedefi için yapıldığı kanaatindeyiz. Bu ziyaret mecburi olmayan bir ziyarettir. Fakat ayetin ifadesiyle bir sakıncası da yoktur.
14.Şeytan taşlama diye bir faaliyetin Hacla hiç bir ilgisi yoktur. Kişilerin birbirini en çok ezdiği ve ölümlerin en çok olduğu yer, Hac ibadetine sokuşturulan bu uydurmanın yapılmaya çalışıldığı yerdir.
Bu saçma uydurmanın atılması, Haccın dört aya yayılması ve Safa ile Merve arasında koşturmanın farz olmadığının gösterilmesiyle, yani Hac ibadetinin de Kuran'daki aslına döndürülmesiyle, Hac insanları öldüren, perişan eden bir ibadet olmaktan çıkacaktır.
Hacerül Esved denilen taşın etrafında yapılan gariplikler ve bir taşı selamlamak için insanların birbirlerini ezmesi de Kuran'da yoktur.
Kadının tek başına Hacca gidemeyeceği de, kadının her türlü seyahat haklarını kısıtlayan, dine fatura edilmeye çalışılan, ama dinde yeri olmayan bir yalandır.
Hacda güzel koku sürülemeyeceği, dikişli elbise giyilmeyeceği de Kuran'da yer almayan ifadelerdir.
Hacdan gelen veya başka bir yerden gelen zemzem suyu, koku, takke, seccadenin özel sevaplar getireceği, kutsallığı şeklindeki izahlar da hep uydurmadır.
Temel prensibimiz olan Kuran'ın izahlarını baş üstüne koymak, geri kalan izahları çöpe atmak, Kuran'a göre, yani dine göre Haccın anlaşılmasını sağlayacaktır.
Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap
HAC AYLARI VE HARAM AYLAR İLE İLGİLİ
AYRINTILI İNCELEME VE AÇIKLAMALAR:
Edip
Yüksel’in görüşü:
HAC AYLARI:
*2/197: Dört Kutsal ayın ilk günlerinde olmak üzere bir yılda dört hac düzenlemek mümkündür. Hac, Kutsal Aylar olan Zil-Hicce, Muharrem, Safer ve Ra-biül Evvel aylarının başında yapılabilir (2/189 = Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki: 'Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir' ). (Bu açıklamadaki 2nci görüştür. -MKA)
Böylece dört Kutsal ayın (Haram Ayların) ilk günlerinde olmak üzere bir yılda dört hac düzenlemek mümkündür. Haccı birkaç güne sıkıştırmak uygulaması milyonlarca hacıyı yetersiz servis, pislik ve kargaşalığa mahkûm ediyor. Bak 9/37.ayet dipnot açıklaması
. **9/37: HAC AYLARI VE HARAM AYLAR:
**9/37: Günümüz İslam dünyasında yaygın olan Kutsal Aylar (Haram Aylar) Recep(7), Zul-kade(11), Zul-hicce(12) ve Muharrem(1) (Ay senesinin 7, 11, 12 ve 1. ayları) dır.
Halbûki 2/197,217; 9/2,5,36 ayetleri ve ayların isimleri incelendiğinde, kutsal ayların, birbirlerini izleyen Zul-hicce (12), Muharrem(1), Safer(2) ve Rabi-ül evvel(3) (12, 1, 2 ve 3. aylar) olduğu görülecektir.
Zul-hicce (Hacca Sahip) ayının ismi onun ilk ay oluşuna önemli işarettir. Ayrıca Rabi-ül evvel (Birinci Dördüncü/dörtlü) ismi de bunun Kutsal ayların (Haram Ayların) dördüncüsü olduğunu bildirir. Bu aydan sonraki Rabi-ül ahir (Son Dördüncü/dörtlü) ise Yılbaşı olan Muharrem ayından itibaren diğer dördüncü ayı ifade eder. (Rabi' kelimesi Arapça'da dört mevsim için de kullanılır). Kuran, bize müşriklerin çağlar boyunca değişmeyen davranışlarını aktararak onlara karşı uyarır.
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
(Bu görüş Aşağıdaki 2nci görüşe uygundur / aynıdır. Kişisel Kabulüm de, 1nci Görüşle örtüşen/ aynı olan ve eski bir fetvayı referans alan / delil gösteren, Diyanetin görüşüne aykırı olmasına rağmen; Kur'an ayetleri ışığında değerlendirilen 2nci görüşte bildirildiği gibidir. Doğrusunu Allah Bilir. MKA)
FARKLI GÖRÜŞLER:
Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu'nun 'Hac Ayları' görüşü:
Soru: 2/ Bakara /197. ayette bildirilen 'hac bilinen / belli aylardadır' denilen aylar, hicri takvime göre hangi aylardır ve isimleri nedir
Cevap: Bakara süresinin (2/197.) ayetinde belirtilen hac ayları, Hicri takvimdeki Şevval ve Zilkade aylarının tamamı ile Zilhicce ayının ilk 10 günüdür. Bu zamanlara hac ayları denmesi, hac menasikinin bu aylardan herhangi birinde bitirilebilmesi açısından değil, haccın şartı olan ihrama Şevvalden itibaren girilebilmesi bakımındandır.
Bu süre içerisinde ihrama girerek, haccın iki temel rüknünden biri olan ve sadece Zilhiccenin dokuzuncu günü öğle vakti ile onuncu günü fecr-i sadık arasında yapılabilen Arafat vakfesini yapan kimsenin haccı geçerli olur.
Haccın diğer rüknü olan ziyaret tavafı ise Kurban Bayramı günlerinde eda edilmekle birlikte, bugünlerde yapılamaz ise, cezasını yerine getirmek kaydıyla, daha sonra da yapılabilir ve bu tehir, o seneki haccın geçersiz sayılmasına sebep olmaz. (Kasani, Bedaiüs-Sanai, Beyrut 1406/1986, II, 211, 213-214; Ebus-suud, İrşadül-Aklis-Selim, Riyad, I, 325).
Din İşleri
Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu'nun 'Haram Aylar' görüşü:
Soru: 2/Bakara/ 194, 217 ve 9/Tevbe/ 36-37 ayetlerin de bahsedilen savaşmanın yasak olduğu aylar / Haram aylar, Hicri takvime göre hangi aylardır ve isimleri nelerdir.
Cevap: Haram aylar; Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarını ifade etmek için kullanılan bir ifade olup, aynı manada eşhuru'l-hurum tabiri de kullanılmaktadır. Cahiliye döneminde de hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır. Ancak, düşman tarafından taarruz edilmesi halinde, müdafaa mahiyetinde savaşa müsaade edilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de haram ayları ile ilgili ayette şöyle buyrulmaktadır: 'Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü (hürmetli) haram aylardır. İşte bu dosdoğru nizamdır. Öyleyse o aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin; sizinle topyekûn savaşan müşriklerle siz de topyekün savaşın. Ve bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir.' Tevbe , 36
Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarında savaşın ve kan dökülmesinin yasak edilmesinden dolayı kendilerine hürmet gösterilen aylar anlamında bu aylara haram aylar denilmiştir. Sorunuzda bahsettiğiniz ayetlerin tefsirleri, geniş açıklamaları için Diyanet, 'Kuran Yolu' adlı tefsire bakabilirsiniz.
1nci görüş: Hac ayları: Şevval (10), Zilkade (11) ve Zilhicce(12)'in ilk 10 (veya 13.) Günü'dür .[Bu görüşe göre: Haram Aylar: Zilkade(11), Zilhicce(12), Muharrem (1) ve Recep (7)dir.]
Sorularla İslamiyet Sitesinin 'Hac aylar'ı görüşü:
Hac görevi, ihrama girmekle başlar. Bunun başlangıcı ise Şevval ayıdır. Bir kimse Şevval'de ihrama girip Zilhiccenin 10. (veya 13.) gününün akşamına kadar, haccın menasikini (İbadet ederken lüzum eden usul, yol ve tarz. Ayin, kült. Ritüel) tamamlayabildiği için, bu aylara hac ayları denilmiştir.
Yani bu aylara 'Hac Ayları' denilmesinin sebebi, haccın ilk şartı / rüknü olan
ihramın ancak bu aylarda giyilmesinin öngörülmüş olmasıdır.) Hac ayları ile hac
vakti aynı şey değildir. Hac, 'hac vakti'nde yapılır. Hac vakti, Arefe ve
Kurban bayram (Zilhiccenin 10-13. ) günleridir.
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/12909/hac-aylari-sevval-zilkade-ve-zilhicce-aylaridir-halbuki-haccin-oldugu-yapildigi-ay-bir-tanedir.html
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/12909/hac-aylari-sevval-zilkade-ve-zilhicce-aylaridir-halbuki-haccin-oldugu-yapildigi-ay-bir-tanedir.html
2nci Görüş: Hac ayları: Zilhicce-
Arapça Hac ayı demektir (12), Muharrem (1), Sefer (2) ve Rabiul Evvel (3)
aylardır ki bunlar aynı zamanda savaşmanın yasak olduğu haram Aylardır.
Uydurulan
Din, Kuran'daki Din E – Kitaptaki Görüş:
Haram aylardan bahseden 2-Bakara Suresi 194. ayetten iki ayet sonra Hacdan bahsedilmesinden, 2-Bakara Suresi 217'de haram aylarda savaşmanın büyük suç olduğunun vurgulanmasından, Haccın yapıldığı bölgedeki Mescid-i Haram'a ulaşılmasının engellenmesinden bahsedilmesinden, 5-Maide Suresi 2'de haram ayın ve Hac ibadetindeki ihramın beraber anılmasından, yine aynı sure 97. ayette haram ayların ve Hacda ziyaret edilen Kâbe’nin beraber anılmasından bilinen Hac aylarının haram aylar olduğu anlaşılır. Zaten bu ayların haramlığı da Hacla ilintilidir.
Tevbe Suresi'nin 2. ve 36. ayetlerinden ise bu ayların arka arkaya gelen dört ay olduğunu anlıyoruz. 2-Bakara Suresi 189. ayetten bu dört ayın Ay (kameri) takvimindeki 'aylar' olduğunu anlarız. Yani Hac art arda gelen dört ayda yapılan bir ibadettir. Bu dört ay aynı zamanda içinde savaşılmasının haram olduğu aylardır.
Bu ayların ilki 'Hac Ay'ı' anlamına gelen 'Zilhicce'dir. (Hac bu ayla başladığı için Haccın ilk ayının ismi Arapça'da Hac Ay'ı manasına gelen Zilhicce'dir.) 9-Tevbe Suresi 3. ayette haram ayların ilk günü olan, Hacc'ın da ilk gününe 'Hac günü' isminin verilmesi bunu teyit etmektedir.
Zilhicce ilk ay olunca Zilhicce'yi takip eden Muharrem, Safer ve Rabiul Evvel diğer hac ayları olmaktadır.
Burada enteresan ek bir delile de değinmek istiyoruz. Rabiul-Evvel Ay'ı iki kelimeden oluşan birleşik bir kelimedir. Rabiul kelimesi dört, Evvel kelimesi ise ilk demektir. Bu aydan sonra Rabiul-Ahir Ay'ı gelmektedir ki bu ayın ismi Sonraki Dördüncü demektir. Rabiul-Evvel Ay'ı haram ayların dördüncü ve sonuncu ayı olduğu için bu ismi almıştır. Ay takviminin ilk Ay'ı Muharrem olduğu için, Rebiul-Ahir Ay'ı takvim sırasındaki dördüncü aydır. Bu da bu ayın isminin neden sonraki (Ahir) Dördüncü (Rabiul) olduğunu açıklar. Eğer ki Rabiül-Evvel'in haram ayların dördüncü ayı olduğu anlaşılmazsa, Rabiul-Ahir'in neden 'sonraki' dördüncü anlamına geldiği açıklanamaz.
Bu da haram ayların Zilhicce (Hac Ay'ı) ile başlayıp, dördüncü ay olan Rabiul-Ev-vel ile bittiğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Hac bu dört ayda yapılabilen bir ibadettir.
İnsanların birbirlerini ezip öldürmelerine yol açan mezheplerin insanların ölümüne yol açan Haccı tek aya sıkıştırma uygulaması bırakılıp, Kuran'ın izahlarına dönülmelidir. Kuran 9-Tevbe Suresi 37. ayette haram aylarla oynanmasını kötü bir fiil olarak takdim etmektedir. Ama öğüt alan nerede!
(Dikkat edilirse 1nci görüş. İçinde Kurban bayramı olan Zilkade(hac ayı) ve öncesi 2ay olmak üzere toplamda 3 ayı; 2nci görüş ise Zilkade(hac ayı) ve sonrası 3 ay olmak üzere toplamda 4 ayı, hac için 'Bilinen aylar' olarak kabul etmektedir. İkisinde de ortak kabul Zilkade olduğundan hac bu aya sıkıştırımaktadır. MKA.)
Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap
Kişisel bir
görüş -MKA:
Dikkat edilirse 1nci görüş. İçinde Kurban bayramı olan Zilhicce (hac ayı) ve öncesi 3 ay olmak üzere toplamda 4 ayı; 2nci görüş ise Zilhicce (hac ayı) ve sonrası 3 ay olmak üzere toplamda 4 ayı, hac için 'Bilinen aylar' olarak kabul etmektedir. İkisinde de ortak kabul Zilhicce olduğundan hac bu aya sıkıştırımaktadır.
Diyanet görüşü olmamakla birlikte, hac aylarının ve haram ayların, 2nci görüşte olduğu gibi ve aynı aylar olması, görüşü delillendirenlerin izahı ışığında benim de 'doğru' kabulümdür. Şüphesiz en doğrusunu / gerçeği Allah bilir. MKA.
MENÂSİK
NEDİR?
İbadetgâh, ibadetin-zühdün yolu, usulü, kurban boğazlanacak yer, bir adamın alıştığı yer anlamlarına gelen mensek kelimesinin çoğuludur. Dinî bir kavram olarak, en geniş anlamda ibâdet, Allah'a yakınlaşmak için yapılan her türlü taat; hac ibadeti esnasında yerine getirilmesi gereken vazifeler; kurban kesmek ve kurban kesilen yer anlamına gelmektedir. Aynı kökten türeyen nüsük kelimesi de aynı anlamlardadır. Ayrıca hac menâsiki anlamına meşâir de denilmektedir.
Nüsük ve menâsik kelimeleri Kur'an'da geçmektedir:
'De ki: Namazım, ibadetlerim (nüsükî), hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi Allah içindir.'' (En'âm, 6/162). (bk. İbadet)
Menâsik kelimesi en yaygın kullanımıyla hac ibadetini oluşturan uygulamaların tamamı, hac esnasında yerine getirilmesi gereken vazifeler anlamına gelmektedir. Hz. İbrahim'in, Kâbe'nin inşasını tamamlayınca menâsiki kendisine öğretmesi hususundaki duası Kur'ân'da anlatılmaktadır (Bakara, 2/128).
Hz. İbrahim Kâbe'nin inşasını
tamamlayınca 'Yâ Rab! Kâbe'nin inşasını tamamladım, şimdi bana menâsiki öğret.'
diye dua eder. Bunun üzerine Allah Teâlâ Cebrail'i gönderir. Cebrail de, Hz.
İbrahim'e haccın nasıl yapılacağını öğretir.
Peygamberimiz de, 'Hac menâsikini benden alın, benden gördüğünüz gibi yapın.' buyurmuştur (Müslim, Hac, 310). Buna göre, Kâbe'yi tavaf etmek, Safâ ile Merve arasında sa'y etmek, Arafat ve Müzdelife vakfeleri, şeytan taşlama, kurban hac menâsikindendir.
Kurban ibadetine de, menâsik veya nüsük denmektedir. Kesilen kurbana nesîke denir. Kur'ân-ı Kerim'de, 'Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi (mensek) meşru kıldık.' buyrulmaktadır (Hac, 22/34).
Peygamberimiz de, 'Hac menâsikini benden alın, benden gördüğünüz gibi yapın.' buyurmuştur (Müslim, Hac, 310). Buna göre, Kâbe'yi tavaf etmek, Safâ ile Merve arasında sa'y etmek, Arafat ve Müzdelife vakfeleri, şeytan taşlama, kurban hac menâsikindendir.
Kurban ibadetine de, menâsik veya nüsük denmektedir. Kesilen kurbana nesîke denir. Kur'ân-ı Kerim'de, 'Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi (mensek) meşru kıldık.' buyrulmaktadır (Hac, 22/34).
Nüsük, özel olarak, hacda kesilen kurbana denir.
Kur'ân'da, 'İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa, fidye
olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi (nüsük)
gerekir.' buyrulmaktadır (Bakara, 2/196). (İ.P.)(= Şahsın görüş ve yorumudur)
http://www.mumsema.com/islami-kavramlar/115231-menasik-ne-demektir.html
http://www.mumsema.com/islami-kavramlar/115231-menasik-ne-demektir.html
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ
2: BAKARA SURESİ 158. ayetin dip notlarından alıntıdır.
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder